Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/1655 E. 2022/3695 K. 12.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1655
KARAR NO : 2022/3695
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 18/02/2011
KARAR TARİHİ : 07/12/2018
NUMARASI : 2011/103 Esas, 2018/1440 Karar

DAVANIN KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAİRE KARAR TARİHİ : 12/12/2022
DAİRE KARARININ
YAZILMA TARİHİ : 12/12/2022

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/12/2018 tarih ve 2011/103 Esas, 2018/1440 Karar sayılı hükmünün, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin, davacı şirket vekili tarafından istenilmesi üzerine, dosyanın gönderildiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 17. H.D’nin 22/10/2019 tarih ve 2019/2470 Esas, 2019/1977 karar sayılı görevsizlik kararı uyarınca, dairemize gönderilen dosya incelendi, gereği düşünüldü:
İDDİA: Alacağını davacı şirkete temlik eden … vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile, davalı … arasında genel kredi sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmede davalılardan … ve …’ın da, kefil olarak yer aldıklarını, ayrıca, davalı şirketin keşide ettiği, davalılar … ve …’ında müteselsil kefil olarak imzaladıkları, 31.08.2010 tanzim tarihli, 03/01/2011 ödeme tarihli, 410.000,00-TL bedelli, emre muharrer senedi, alacağını temlik eden bankaya verdiklerini, sözleşmeden kaynaklanan borcun ve senedin karşılığının ödenmemesi üzerine de, kredi ve senet borçluları aleyhine, İzmir 9. İcra Müdürlüğü’nün 2011/307 Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, alınan haciz kararı ile borçluların adreslerinden ayrılmış olmaları nedeniyle borca yeter miktarda haciz işlemi uygulanamadığını, davalı borçluların adlarına kayıtlı toplam 5 adet taşınmazlarını muvazaalı olarak diğer davalılara satış yolu ile devrettiklerini, yapılan tasarrufların, İİK’nun 277. maddesi gereğince iptali ile, taşınmazlar üzerinde, takibe konu İzmir 9. İcra Müdürlüğü’nün 2011/307 Esas sayılı dosyasındaki alacak ve fer’îleri ile sınırlı olmak üzere, cebri icra yetkisi verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlattığını, alacağı fazlası ile karşılayacak gayrimenkul teminatı bulunduğunu, adına kayıtlı ciddi malvarlığı bulunan diğer kefil … aleyhine haciz yolu ile takipdaha yapılmadığı halde müvekkilinin geçmişte yaptığı gerçek satışların iptali istemi hem müvekkilleri, hem de kredi sözleşmesiyle hiç alakası olmayan 3. şahıslar aleyhine dava ikame edildiğini, davada İİK’nun 277. ve devamı maddelerinde aranan koullar mevcut olmadığını, taşınmaz rayiç değerleri ile gerçek alıcılara satıldığını, iptal davasını ancak elinde katı yada geçici aciz vesikası bulunan alacaklı açabileceğini, mübrez haciz tutanağı geçici aciz vesikası olarak kabul edilemeyeceğini, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
-Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı banka iddialarında müvekkilinin 1/2 hissedarı olduğu taşınmazı kötü niyetli ve muvazaalı olarak 3. Kişilere devrettiğini, devir bedellerinin gerçeği yansıtmadığını, devir tarihlerinin birbirlerine yakın olmasının ve haciz yapılamadığından da haciz tutanağının aciz vesikası niteliği taşıdığını iddia etmekte ise de yapılan satış niteliğindeki tasarrufun gerçeği yansıtmadığı muvazaalı olduğundan bahsedilemeyeceğini, taşınmazın …’e satılmış bedeli ile … Bankasına olan borcun bir kısmı ödendiğini, müvekkilinin, …şirketine kullandırılan krediye eşi ile birlikte müşterek ve müteselsil kefil olduğunu, aynı zamanda …’nin ortağı olup anılı taşınmaz üzerinde şirketin kullanacağı kredilerin teminatı olarak 07/07/2009 tarihinde … lehine ipotek konulduğunu, … Şti. ekonomik zorluğa düşmüş alacaklarını tahsil edememiş ve borçlarını ödeyemez duruma geldiğini, nakit sıkışıklığını gidermek için taşınmazı satışa çıkardığını ve acilen satıldığını, davacının iddia ettiği gibi taşınmaz bedelinin çok altında bir fiyatla satılmadığını, satış bedelinin 115.000,00-TL’si …Bankasındaki kredi hesabına geçirildiğini, bakiye borcun taksitler halinde ödeneceği kararlaştırıldığını, alacaklı tarafından haciz konulan borçluya ait çeşitli taşınmaz ve araçlardaki hisselerin değerleri tespit edilmeden aciz içinde olup olmadığnıın saptanmadan haciz tutanağının aciz belgesi olarak değerlendirilemeyeceğini, açıklanan nedenlerle davanın reddini istemiştir.
-Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1/2 hissesi davalı … ‘ın mülkiyetindeki taşınmazı emlakçı vasıtası ile 61.500,00-TL ödendiğini, bu ödemenin bir davacının iptal davası açabilmesinin ön koşulu olan geçici aciz vesikası davalı … o adreste halen oturmaya devam ettiğini, davacı banka bu davanın dışında müvekkili ve diğer davalılara karşı alacaklıları zarara uğratmak kastıyla mevcudunu eksiltmek suçlamasıyla İzmir 1. İcra mahkemesinin 2011/608 sayılı dosyası ile ceza davası açtığını, davada İİK’nun 277 ve devamı maddelerinde aranan koşulların mevcut olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
-Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; …’ın maliki olduğu taşınmazın 40.000,00-TL bedelle 300.000,00-TL ipotek yükümlü olarak 29/09/2009 tarihinde müvekkili tarafından satın alındığını, davacı bankanın satış bedelinin rayiç bedelden çok düşük olduğu iddiasının doğru olmadığını, taşınmazın alım bedeli 310.000,00-TL olduğunu, 40.000,00-TL 29/09/2009 tarihli resmi satış tarihinde elden, 30.09/2009 tarihinde … bankasının hesabına ipoteğin fekki karşılığı şerhi eklenerek 230.000,00-TL havale çıkarıldığını, bakiye 40.000,00-TL 02/10/2009 tarihinde … Bankası … şubesinden … hesabına havale edildiğini, müvekkilinin 310.000,00-TL alım bedeli, alım tarihindeki rayiç değerin karşılığı olduğunu bankanın alacağı İzmir 9. İcra Müdürlüğünün 2011/307 esas sayılı dosyası ile doğmuşken, … nun ödeme sonucu fek ettiği ipotek 2006 tarihli olup çok daha eski olduğunu, … gibi dünya markasının muvazaalı alacak ve ipotek işlerine ortak olacağı iddasının kabul edilmediğini, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
-Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin bu davadaki ne alacaklıyı ne diğer davalıları tanımadığını, … isimli şahıstan emlakçı vasıtasıyla daire satın aldığını, satış bedeli olarak 65.000,00-TL ödediğini, taşınmazı önceki malikinin … Bankası’ndan kullanmış olduğu konut kredisi geri ödemelerini üstlenerek evi satın aldığını, peşin ödenen 65.000,00-TL ve üstlenilen ipotek değeri ile birlikte düşünüldüğünde taşınmaz müvekkiline 250.000,00-TL bedelle satıldığını, daha sonra müvekkili bankaya krediyi defaten ödemek için müracaat edildiğini, ancak önceki malikin başka bir kredide kefaletinin bulunduğu gerekçesiyle ipotek kaldırılmadığından müvekkili taşınmazı 18/01/2011 tarihli protokol ile banka kredisi ödemesi dahil 250.000,00-TL bedelle … isimli şahsa sattığını, alıcı tarafından bankaya 178.000,00-TL kredi ödemesi yapıldığını, müvekkili aleyhine İİK’nun 277. maddesine tasarrufun iptali davası açması hukuken mümkün olmadığını, açıklanan nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
-Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davadaki iddia ve olaylarla ilgisi olmadığını davaya konu taşınmazı emlak ofisi vasıtası ile bulduğunu, taşınmaz üzerinde 200.000,00-TL tutarında …Bankası ipoteği taşınmazı satın alınmasında bankaya ödendiğini, taşınmazın 26/03/2010 tarihinde alındığını, takip 11/01/2011 tarihli olduğunu, davacı yanca sunulan haciz tutanağının aciz vesikası hükmü bulunmadığını, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
-Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında açılan tasarrufun iptali davasında diğer davalılar ile hiçbir bağı ve irtibatı bulunmadığını, müvekkilinin tamamen tapuya güvenerek …’e ait taşınmazı satın aldığını, taşınmazı alırken … Bankasından kredi kullanmış, krediler tamamen kendisi adına olup borçlunun kredisini üstlenme gibi bir durumun söz konusu olmadığını, ödemelerin gününde bankaya ödendiğini, borçluların adreslerinden taşınmış oldukları ve yeni adreslerinin bilinmediğinden bahisle aciz belgesinin varlığından söz edilerek işbu dava açıldığını, davanın temelini oluşturan ve alacaklılara tasarrufun iptali davasını açma yetkisi veren İİK’nun 277. ve devamı maddelerinde ifade edilen aciz vesikası davacı banka kredi kullanırken alması gereken teminatları, ipotekleri zamanında almayarak basiretli davaranmadığını, kredi üzerine düşün yükümlülükleri yerine getirmediğini, öncelikle davanın müvekkili yönünden tefrik edilmesini, davanın yetki yönünden reddi ile yetkili Karşıyaka Mahkemeleri’ne gönderilmesini, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “Tasarrufun iptali koşullarının oluşmadığından bahisle, davaya dayanak parseller ile ilgili davalılar aleyhine açılan davanın ayrı ayrı reddine,” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Alacağı temlik alan … vekili istinaf dilekçesinde özetle; çelişkili hazırlanan bilirkişi raporlarına itirazları dikkate alınmadan hüküm tesis edildiğini, kararın gerekçe taşımadığını, yalnızca bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm tesis edildiğini, yalnızca ipotek bedellerinin, devir bedellerinin üzerine eklenmek suretiyle, rayiç değerle arasında misli fark oluşmadığı yönündeki gerekçenin, tek başına iptal talebinin reddi için yeterli olmadığını, davalılar arasında ticari ilişki araştırılmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
-Davalıların istinaf başvurusu bulunmamaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından istinafa taşınmıştır.
İcra ve İflas Kanunu’nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK’nun 277 md) bulunması gerekir.Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK’nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle, İİK’nun 278. maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK’nun 280. maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan, İİK’nun 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Aynı yasanın 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötüniyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
4. kişi hakkında iptal kararı verilebilmesi için onun, İİK’nun 281/1 maddesi kapsamında kötü niyetli olduğunun, yani borçlunun durumunu ve amacının bilerek tasarrufta bulunduğunun davacı tarafından ispatlanması gereklidir.
Somut olayda; alacağını davacı şirkete temlik etmiş bulunan, …ile, davalı … arasında, 28/05/2007 tarihli, genel kredi sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmede davalılardan … ve …’ın da, müşterek kefil olarak yer aldıkları; ayrıca, davalı şirketin keşide ettiği, davalılar … ve …’ın da müteselsil kefil olarak imzaladıkları, 31/08/2010 tanzim tarihli, 03/01/2011 ödeme tarihli, 410.000,00-TL bedelli, emre muharrer senedi, alacağını temlik eden bankaya verdikleri, sözleşmeden kaynaklanan borcun ve senedin karşılığının ödenmemesi üzerine de, kredi ve senet borçluları aleyhine, senede dayalı olarak, İzmir 9. İcra Müdürlüğü’nün 2011/307 Esas sayılı dosyası üzerinden, toplam 376.849,68-TL alacağın tahsili istemi ile takip başlatıldığı görülmüştür.
Dosyada yapılan araştırmada;
*Davalı borçlu …’nin kayden maliki bulunduğu; … İli, … İlçesi, …, … parsel sayılı, “bağ” vasfındaki taşınmazını, 16/09/2009 tarih ve 9177 yevmiye sayılı resmi senet ile, üzerinde dava dışı … lehine, 250.000,00-TL bedelli ipotekle yükümlü olarak, 70.000,00-TL bedelle, davalı 3. kişi … ‘na sattığı; 03/11/2014 havale tarihli bilirkişi raporuna göre, davaya konu … parsel sayılı taşınmazın, tasarruf tarihi olan 16/09/2009 tarihi itibariyle, 300.000,00-TL değerinde olduğu; böylece, tasarrufa konu taşınmazın, üzerindeki ipotek miktarı da nazara alındığında, tasarruf tarihindeki rayiç değeri ile, tapuda gösterilen satış bedeli arasında mislini aşan farkın bulunmadığı anlaşılmaktadır.
*Davalı borçlu … ‘ın kayden maliki bulunduğu;
1-… İli, …, … Köyü, … parsel sayılı, “bağ ve tarla” vasfındaki taşınmazdaki, (1/2) payını, 24/03/2010 tarih ve 2286 yevmiye sayılı resmi senet ile, 7.500,00-TL bedelle, davalı 3. kişi … ‘a sattığı; 23/06/2017 havale tarihli bilirkişi raporuna göre, davaya konu … parsel sayılı taşınmazın, tasarruf tarihi olan 24/03/2010 tarihi itibariyle, 319.855,00-TL; tasarrufa konu (1/2) payın ise 159.927,50-TL değerinde olduğu; davalılar … ve … ‘ın savunmaları, 13/08/2018 havale tarihli Mali-Müşavir Bilirkişi … ‘ın raporu nazara alındığında, taşınmazdaki tasarrufa konu (1/2) payın 61.500,00-TL’na satıldığı, tapuda gösterilen 7.500,00-TL satış bedeline, ilaveten 34.500,00-TL 22/03/2010 tarihli banka havalesi ile ve 20.000,00-TL’si de çek ile ödendiği böylece, tasarrufa konu taşınmazın, ödenen satış bedeli nazara alındığında, tasarruf tarihindeki rayiç değeri ile, tapuda gösterilen satış bedeli arasında mislini aşan farkın bulunduğu gibi, taşınmazın tasarrufa konu yapılmayan (1/2) payının da, davalı … adına tapuda kayıtlı olduğu, dolayısıyla, davalı … ‘ın, tasarruf tarihi öncesi davalı borçlu … ‘ı bildiği veya bilebilecek kişilerden olduğu anlaşılmaktadır.
2-… İli, … İlçesi, … Köyü, … parsel sayılı, “bir katlı taş ev ve tarla” vasfındaki taşınmazını, 29/09/2009 tarih ve 3814 yevmiye sayılı resmi senet ile, üzerinde dava dışı … lehine, iki ayrı 150.000,00-TL bedelli ipotekle yükümlü olarak, 40.000,00-TL bedelle, davalı 3. kişi … ‘a sattığı; 21/03/2014 havale tarihli bilirkişi raporuna göre, davaya konu … parsel sayılı taşınmazın, tasarruf tarihi olan 29/09/2009 tarihi itibariyle, 300.000,00-TL değerinde olduğu; böylece, tasarrufa konu taşınmazın, üzerindeki ipotekler miktarı da nazara alındığında, tasarruf tarihindeki rayiç değeri ile, tapuda gösterilen satış bedeli arasında mislini aşan farkın bulunmadığı anlaşılmaktadır.
3-… İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel, … kat, … nolu “mesken” vasfındaki bağımsız bölümünü, 09/04/2010 tarih ve 3814 yevmiye sayılı resmi senet ile, üzerinde dava dışı … lehine, 220.000,00-TL bedelli ipotekle yükümlü olarak, 70.000,00-TL bedelle, davalı 3. kişi … ‘na sattığı; davalı 3. kişi … ‘nun da, 18/01/2011 tarih ve 1241 yevmiye sayılı resmi senet ile, üzerinde dava dışı … lehine, 220.000,00-TL bedelli ipotekle yükümlü olarak, 70.000,00-TL bedelle, dava dışı 4. kişi … ‘e sattığı; 10/06/2014 havale tarihli bilirkişi raporuna göre, davaya konu … ada, … parsel, … kat, … nolu bağımsız bölümün, 09/04/2010 tarihli tasarruf tarihi itibariyle, 320.000,00-TL; 18/01/2011 tarihli tasarruf tarihi itibariyle, 335.000,00-TL değerinde olduğu; böylece, tasarrufa konu taşınmazın, üzerindeki ipotek miktarı da nazara alındığında, 09/04/2010 tarihli tasarruf tarihindeki rayiç değeri ile, tapuda gösterilen satış bedeli arasında mislini aşan farkın bulunmadığı anlaşılmaktadır.
*Davalı borçlular … ve … ‘ın kayden maliki bulunduğu; … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel, … kat, … nolu “mesken” vasfındaki bağımsız bölümü, 26/03/2010 tarih ve 6656 yevmiye sayılı resmi senet ile, üzerinde dava dışı … lehine, 200.000,00-TL bedelli ipotekle yükümlü olarak, 30.000,00-TL bedelle, davalı 3. kişi … ‘e sattıkları; davalı 3. kişi … ‘ün de, 29/09/2010 tarih ve 19340 yevmiye sayılı resmi senet ile, üzerinde dava dışı … lehine, 200.000,00-TL bedelli ipotekle yükümlü olarak, 31.000,00-TL bedelle, davalı 4. kişi … ‘e sattığı; 03/04/2015 havale tarihli bilirkişi raporuna göre, davaya konu … ada, … parsel, … kat, … nolu bağımsız bölümün, 29/09/2010 tarihli tasarruf tarihi itibariyle, 220.000,00-TL değerinde olduğu; böylece, tasarrufa konu taşınmazın, üzerindeki ipotek miktarı da nazara alındığında, 26/03/2010 tarihli tasarruf tarihindeki rayiç değeri ile, tapuda gösterilen satış bedeli arasında mislini aşan farkın bulunmadığı anlaşılmaktadır.
İİK’nun 278/3-2. maddesinde, akdin yapıldığı sırada, kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat olarak kabul ettiği akitlerin bağışlama hükmünde olduğu;
İİK’nun 280/1 maddesinde de, malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hükme bağlanmıştır.
Dosyada bulunan nüfus kayıtları ve dosya kapsamına göre, davalı borçlular ile, davalı 3. kişiler …, …, … ve … arasında akrabalık ilişkisinin bulunduğu, tasarruf tarihi öncesine dayalı tanışıklık veya aralarında ticari bir ilişkinin bulunduğu, davacı şirket tarafından ispat edilemediği, davalı borçlular ile anılan davalı 3. kişiler arasındaki tasarrufa konu taşınmazların, tapuda gösterilen satış bedellerine, üzerlerindeki ipotek bedeli de eklendiğinde, bilirkişiler tarafından taşınmazların tasarruf tarihi itibariyle tespit edilen rayiç değerleri karşılaştırıldığında, bedeller arasında mislini aşar şekilde fark bulunmadığı gibi, satış sırasında taşınmazların üzerinde ipotek bulunduğu, bu ipotek ile birlikte 3. kişilerce satın alındığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince, davalı borçlular ile, davalı 3. kişiler … , … , … ve … arasındaki tasarruflara ilişkin açılan davanın, ilk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtilen nedenlerle reddine yönelik istinafa konu kararın verilmiş olması doğru görülmüştür.
Davacı şirketin, tasarrufa konu … ada, … parsel, … kat, … nolu bağımsız bölümü davalı 3. kişi … ‘ten edinen davalı … ‘in, İİK’nun 281/1 maddesi kapsamında kötü niyetli olduğu, yani borçlunun durumunu ve amacının bilerek tasarrufa konu taşınmazı davalı 3. …’ten edindiği ispat edilemediğinden, davacı şirketin davalı …hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olmasında da usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
Dosyada bulunan nüfus kayıtları ve dosya kapsamına göre, davalı borçlu … ile, davalı 3. kişi …arasında akrabalık ilişkisinin bulunduğu, tasarruf tarihi öncesine dayalı tanışıklık veya aralarında ticari bir ilişkinin bulunduğu, davacı şirket tarafından ispat edilememiş olmakla birlikte, davalı borçlu … ile davalı 3. kişi … arasındaki … parsel sayılı taşınmazın tasarrufa konu (1/2) payın, tapuda gösterilen satış bedeline (7.500,00-TL), davalı … tarafından satış bedeli olarak ödenen 34.500,00-TL’si banka havalesi ile ve 20.000,00-TL’si de çek ile yapılan ödemeler eklendiğinde, toplam 61.500,00-TL satış bedeli ile, bilirkişi tarafından taşınmazdaki tasarrufa konu (1/2) payın tasarruf tarihi itibariyle tespit edilen rayiç değeri (159.927,50-TL) karşılaştırıldığında, bedeller arasında mislini aşar şekilde fark bulunduğu gibi, taşınmazın tasarrufa konu yapılmayan (1/2) payının da davalı … adına tapuda kayıtlı olduğu, dolayısıyla, davalı … ‘ın, tasarruf tarihi öncesi davalı borçlu … ‘ı bildiği veya bilebilecek kişilerden olduğu nazara alındığında, davalı borçlu … ile, davalı 3. kişi … arasındaki tasarrufun, İİK’nun 278/3-2 ve 280/1 maddeleri kapsamında iptale tabi olduğu halde, ilk derece mahkemesince bu husus gözden kaçırılmak suretiyle, bu parseldeki tasarrufa konu pay yönünden de davanın reddine yönelik istinafa konu kararın verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de;
-Tasarrufun iptali davalarında harcın ve vekalet ücretinin hesaplanmasında; iptale konu tasarrufun değeri ile, takipte istenen alacağın miktarından hangisi az ise, o miktar dikkate alınır.
İlk derece mahkemesince, daha düşük değerde olan tasarrufa konu taşınmazların tasarruf tarihindeki rayiç değeri üzerinden vekalet ücreti alınması gerekirken, tasarrufa konu taşınmazların tapuda gösterilen satış değerleri üzerinden, vekalet ücreti alınmak suretiyle davalılar yararına daha az vekalet ücretine hükmedilmiş ise de, davalıların istinaf başvurusu bulunmadığından, istinafa gelen taraf aleyhine değerlendirme konusu yapılamayacağından, bu husus eleştiri konusu yapılmakla yetinilmiştir.
Belirtilen nedenlerle; davacı şirket vekilinin istinaf istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, belirtilen eksikliklerin düzeltilmesi yeniden yargılama gerektirmediği gözetilerek, HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
A-Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/12/2018 tarih ve 2011/103 Esas, 2018/1440 Karar sayılı kararının, HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca DÜZELTİLMESİNE,
B-Esasa ilişkin aşağıdaki şekilde YENİ HÜKÜM TESİSİNE,
1-Davacı şirketin, davalı borçlular … , … ve … ile, davalı 3. kişiler … , … , … ve … arasındaki tasarrufa konu taşınmazlar hakkındaki davasının REDDİNE,
2-Davacı şirketin, davalı 4. kişi … hakkındaki davasının REDDİNE,
3-Davacı şirketin, … İli, …, … Köyü, … parsel sayılı taşınmazdaki, (1/2) paya ilişkin açtığı davasının KABULÜ ile; dava konusu; … İli, …, … Köyü, … parsel sayılı, “bağ ve tarla” vasfındaki taşınmazdaki, tasarrufa konu (1/2) payın, 24/03/2010 tarih ve 2286 yevmiye sayılı resmi senet ile, davalı borçlu … tarafından, davalı 3. kişi …’a satışı ile ilgili tasarrufun DAVACI YÖNÜNDEN İPTALİ ile, davacı şirkete, … parsel sayılı taşınmazdaki tasarrufa konu (1/2) pay üzerinde, İzmir 9. İcra Müdürlüğü’nün 2011/307 Esas sayılı takip dosyasındaki alacak ve fer’îleri ile sınırlı olmak üzere CEBRİ İCRA YETKİSİ TANINMASINA,
4-Davalı borçlu … ile, davalı 3. kişi … arasındaki tasarrufa ilişkin davası nedeniyle, daha düşük değerde olan tasarrufa konu payın rayiç değeri üzerinden, alınması gereken 10.924,60-TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan (3.690,25-TL peşin harç + 4.806,00-TL tamamlama harcı)= 8.496,25-TL harcın mahsubu ile, kalan 2.428,35-TL harcın, davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, hazineye gelir kaydına,
5-Davacı şirketin, davalı borçlular …, … ve … ile, davalı 3. kişiler …, …, …, …ve … arasındaki tasarrufa konu taşınmazlar hakkındaki davası nedeniyle yaptığı yargılama giderlerinin, kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı şirketin, davalı borçlu … ile, davalı 3. kişi … arasındaki tasarruf nedeniyle yargılama gideri olarak sarf ettiği 8.259,05-TL peşin harç, 345,00-TL kırk dört davetiye-tebligat gideri, 208,00-TL yirmi altı müzekkere posta gideri, 1.971,12 keşif ve bilirkişi heyeti ücreti gideri olmak üzere, toplam 10.783,17-TL yargılama giderinin, davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı şirkete verilmesine,
7-a-)… parsel ile ilgili olarak; davalılar … ve …, kendilerini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan, daha düşük değerde olan taşınmazın rayiç değeri üzerinden, daire karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, A.A.Ü.T’nin 13/1 maddesi gereğince, ölçümlendirilerek tespit ve takdir olunan 45.000,00-TL nispi vekalet ücretinin, davacı şirketten tahsili ile bu davalılara verilmesine,
b-)… parsel ile ilgili olarak; davalılar … ve …. kendilerini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan, daha düşük değerde olan taşınmazın rayiç değeri üzerinden, daire karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, A.A.Ü.T’nin 13/1 maddesi gereğince, ölçümlendirilerek tespit ve takdir olunan 45.000,00-TL nispi vekalet ücretinin, davacı şirketten tahsili ile bu davalılara verilmesine,
c-)… ada, … parsel, … kat, … nolu bağımsız bölümle ilgili olarak; davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan, daha düşük değerde olan taşınmazın rayiç değeri üzerinden, daire karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, A.A.Ü.T’nin 13/1 maddesi gereğince, ölçümlendirilerek tespit ve takdir olunan 47.800,00-TL nispi vekalet ücretinin, davacı şirketten tahsili ile bu davalılara verilmesine,
d-)… ada, … parsel, … kat, … nolu bağımsız bölümle ilgili olarak; davalı …, kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan, daha düşük değerde olan taşınmazın rayiç değeri üzerinden, daire karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, A.A.Ü.T’nin 13/1 maddesi gereğince, ölçümlendirilerek tespit ve takdir olunan 33.800,00-TL nispi vekalet ücretinin, davacı şirketten tahsili ile bu davalıya verilmesine,
e-)… parsel ile ilgili olarak; davacı şirket kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan, daha düşük değerde olan taşınmazdaki tasarrufa konu (1/2) payın rayiç değeri üzerinden, daire karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, A.A.Ü.T’nin 13/1 maddesi gereğince, ölçümlendirilerek tespit ve takdir olunan 24.989,13-TL nispi vekalet ücretinin, davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı şirkete verilmesine,
8-Davalı …’ın yapmış olduğu yargılama giderlerinin, kendi üzerinde bırakılmasına,
9-HMK’nun 333/1 maddesi uyarınca, artan gider avansının, yatıran tarafa iadesine,
C-İstinaf yargılaması yönünden;
1-Davacı şirketin, istinaf başvurusu nedeniyle yatırdığı 44,40-TL maktu istinaf karar harcının, davacı şirketin istinaf başvurusu hakkında verilen kararın mahiyeti gereği, kararın kesinleşmesine müteakip, talebi halinde yatıran davacı şirkete iadesine,
2-Davacı şirketin istinaf başvurusu nedeniyle yargılama gideri olarak sarf ettiği 121,30-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 175,00-TL yirmi iki tebligat gideri olmak üzere, toplam 296,30-TL yargılama giderinden, davacı şirketin istinaf başvurusundaki haklılık durumuna göre, 176,80-TL yargılama giderinin, davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı şirkete verilmesine; bakiye istinaf yargılama giderinin, davacı şirket üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı şirketin istinaf başvurusu nedeniyle, davalı …’ın dosyada bulunan gider avansından karşılanan istinaf yargılama giderinin, davacı şirketin, davalı … hakkındaki istinaf başvurusu hakkında verilen kararın mahiyeti gereği, davalı … üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesinde duruşma açılmadığından, vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nun 361/1 maddesi uyarınca, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.12/12/2022