Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/359 E. 2023/934 K. 25.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/359
KARAR NO : 2023/934

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2022/758 Esas 2022/1384 Karar
KARAR TARİHİ : 04/11/2022
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
KARAR TARİHİ : 25/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 25/04/2023

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı, istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a bendi uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü

DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;… tarafından müvekkiline tahsis edilen arsa ile ilgili olarak 13.04.2022 tarihli yönetim kurulu kararı ile tahsis iptal kararı alındığını, bu kararın yerinde olmadığını, müvekkilinin yatırım yapmak ve faaliyette bulunmak amacıyla … ye başvurduğunu, 29.09.2017 tarihinde … Ada … Parsel sayılı taşınmazın müvekkili şirket adına tahsis edildiğini, müvekkilinin maddi edimlerinin tamamını eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, yapı ruhsatının faaliyet konusu alanla ilgili olarak 10.04.2020 tarihinde alındığını, yapı ruhsatı alınması için bildirimde bulunan ve süreler geçmesine rağmen tahsisi iptal etmeyen davalı … müdürlüğünün iş yeri açma ve çalışma ruhsatı alınması aşamasında her hangi bir bildirimde bulunmayarak derhal tahsis iptal kararı aldığını, … yönetmeliğinin 60.maddesi gereğince ön görülen belirli sürelere uyulmadığından bahisle arsa tahsis kararının iptal edilip müvekkilinin yaptığı – yapacağı yatırımların heba edildiğini, pandemi dönemi olduğu halde sürenin bitiminden itibaren derhal tahsis iptal kararı alınmasının davalının iyi niyetli olmadığını gösterdiğini, yalnızca müvekkili hakkında tesis edilen bu işlemin akabinde hemen davaya konu parselin başka bir firmaya tahsis edildiğini, aynı statüdeki yatırımcı şirketlerin farklı muamele yapılmasının eşitlik ilkesine aykırı olduğunu iddia ederek 14.04.2022 tarihli ve 2022/227 sayılı tahsisin iptal kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iptal talebinin hak düşürücü süre geçtikten sonra yapıldığını, karar tarihinden itibaren davanın 3 ay içerisinde açılmasının gerektiğini, davanın 4 ay sonra açıldığını, davacının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacının iddialarının kendi içinde çelişkili olduğunu, dava konusu yönetik kurulu kararının davacı tarafın ikinci süreyi geçirmesi nedeniyle alındığını, kararın yasal mevzuata uygun olduğunu, davacı taraf ile 29.09.2017 tarihinde sözleşme imzalanmasına rağmen, 29.07.2018 tarihine kadar yapı ruhsatını almadığını, müvekkilin uyarıları üzerine ancak 10.04.2020 tarihinde müvekkilinin gerekenden fazla müsamahasına dayanarak alabildiğini, davacının yapı ruhsatından sonra iki yıl içinde her hangi bir şekilde faaliyete geçmediğini, inşai faaliyette bulunmadığını, süreyi hiç bir işlem yapmadan geçirmesinde haklı bir nedeninin bulunmadığını, müvekkiline karşı süre uzatım talebi olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Arsa Tahsis Sözleşmesi , 13.09.2017 tarihli Yönetim Kurulu Kararı, 03.12.2018 tarihli ihtar yazısı , 13.04.2022 tarihli tahsisi iptal eden Yönetim Kurulu Kararı , Ödeme yapıldığına dair belgeler ve banka kayıtları , tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; Davacı şirketin talebi üzerine … Müdürlüğü tarafından … Ada … Parsel sayılı taşınmazın davacı şirket adına tahsis edildiği, yapı ruhsatının 10.04.2020 tarihinde alındığı, davalı … Yönetim Kurulu Başkanlığı’nın 13.04.2022 tarihli kararı ile yönetmeliğin 60.maddesi gereği arsa tahsisinin iptal edilmesine ve uygunluk durumuna göre arsa bedellerinin davacı firmaya iadesine karar verildiği, davanın 16.08.2022 tarihinde açıldığı, TTK.nun 445.maddesi gereğince bu tip tüzel kişi kararlarına karşı, karar tarihinden itibaren 3 ay içinde dava açılmasının gerektiği, bu sürenin hak düşürücü süre niteliğinde olduğu davanın bu sürenin aşımından sonra açıldığı, tebliğ şartının aranmadığı, sürenin karar tarihinden itibaren başlatılacağı kanaatine varılarak ” gerekçesi ile hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yönetim kurulu kararının yenilik doğurucu işlem olması nedeniyle, davaya konu kararın davacıya tebliği veyahut tebliğ yerime kaim olmak üzere haberdar olunan süre itibariyle dava açma süresinin başlayacağının değerlendirilmesi ve süresinde açılan davanın esasına girilmesi gerekirken hatalı gerekçelerle yazılı şekilde karar verildiğini , somut uyuşmazlıkla uyum sağlamayan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26.02.2014 tarihli ve 2013/4-329 Esas 2014/147 Karar numaralı ilamına atıf yapmak suretiyle hatalı gerekçelerle karar verildiğini , davalı tarafça iyi niyet kurallarına, eşitlik ilkesine ve ayrımcılık yasağına aykırı hareket edildiğinden iptal isteminin yanında yönetim kurulu kararının butlanla sakat olduğu yönünden de tahkikat yapılması gerektiğinden bahisle kararının Hukuk Muhakeme Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince eksik tahkikat nedeniyle kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddine dair usul ve yasaya uygun karar vermişse de tedbirin devamına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle ihtiyati tedbir kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAFA CEVAP:
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın kendilerine herhangi bir tebligat yapılmadığına dair iddialarının gerçeği yansıtmadığını , dava konusu Yönetim Kurulu kararının 18.04.2022 tarihinde davalı adresine teslim edildiğini , 3 aylık süre sonunun 18.07.2022 tarihine geldiği, o günün de pazartesi olduğu dolayısıyla herhangi bir uzama olmadığı ve davacının da davasını 16.08.2022 tarihinde yani 3 aylık süre geçtikten sonra açtığını , hak düşürücü süre nedeni ile red kararın usul ve yasaya uygun olduğundan bahisle istinaf isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E

Uyuşmazlık, davacının organize sanayi bölgesindeki katılımcılık sıfatının sonlandırılması ve arsa tahsisinin iptaline yönelik yönetim kurulu kararının iptali isteğine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verilmiş, bu karara karşı taraf vekillerince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
… Yönetim Kurulu’ nun 13.09.2017 tarih ve 2017/108 sayılı ” …’de tapuda kayıtlı … Mahallesi … ada … Parsel 5.637,50 m2 sanayi parseli … Şti’ne Organize sanayi Bölgeleri uygulama yönetmeliği şartları dahilinde tahsis edilmiştir.” şeklinde kararı ile 130 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 29.09.2017 tarihinde taraflar arasında Arsa Tahsis Sözleşmesi’nin imzalanması ile tahsis edildiği , davacının yasal mevzuat gereği Yapı Ruhsatı alması gereken tarihin 29.09.2018 tarihi olduğu , 03.12.2018 Yapı Ruhsatı alması için davacı şirketin uyarıldığı , davacı şirketin 10.04.2020 tarihinde yapı ruhsatını aldığı , 10.04.2022 tarihine kadar İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatını alamadığı , 13.04.2022 tarihli Yönetim Kurulu Kararı ile ” İlgili parselde yapılaşma faaliyetine başlanılmadığı ve süre uzatma talebinde de bulunulmadığı için 02.02.2019 tarih ve 30674 Sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinin 60.maddesi hükümleri gereği firmanın arsa tahsisinin iptal edilmesine ve yatırmış olduğu arsa bedellerinin 02.02.2019 tarih ve 30674 Sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinin 62.maddesine istinaden Yeniden Değerlendirme Oranında değerlendirilerek banka mevduatlarımızın uygunluk durumuna göre firmaya ödenmesine” karar verildiği , 14/04/2022 tarih ve 2022/227 sayılı Arsa tahsis iptali hk. konulu yazısı ile Organize Sanayi Bölgeleri Yönetmeliğinin 60.maddesi gereğince 13/04/2022 tarihli yönetim kurulu kararı ile yapılan arsa tahsisinin iptal edildiğinin davacıya bildirildiği , davanın 16/08/2022 tarihinde açıldığı dosya kapsamı ile sabittir.
Davacı yönetim kurulu kararının hangi tarihte kendisine bildirildiği yönünde bir açıklama yapmamış , dava dilekçesine bildirime ilişkin yazıyı eklemiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda istisnai haller dışında genel olarak yönetim kurulu kararlarının iptaline ilişkin bir düzenlemeye yer vermediği görülmektedir. Yönetim kurulu kararlarının iptalini genel kurul kararlarının iptalini düzenleyen 445. Maddeye atıf yaparak kıyas yoluyla uygulanması gerektiği düzenlenmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02.04.2014 tarih, 2013/11-1048 E. 2014/430 K. sayılı ilamında açıklandığı üzere anonim şirket genel kurul kararlarının hükümsüzlük halleri; iptal, yokluk ve butlan olarak iki grupta incelenebilir. Genel kurul kararlarının iptali talebinde bulunabilmek için 6102 sayılı TTK’nın 445.ve 446.maddelerindeki sebep ve prosedürlerin varlığı dikkate alınırken anonim şirket genel kurul kararlarının butlan sebepleri ise Kanun’un 446.maddesinde örnekseme yöntemiyle sayılmıştır.“Yokluk”; bir hukuki işlemin doğabilmesi için öngörülen kurucu veya şekli nitelikte olan emredici hükümlere aykırılık halidir. Bu aykırılık, işlemin unsurlarında eksikliğe yol açar ve işlemi “yokluk” ile sakat hale getirir. Yok sayılan işlem, şeklen dahi meydana gelmemiştir. Yokluk, bunu ileri sürme konusunda hukuki menfaati bulunan herkes tarafından her zaman ileri sürülebilir ve tespit ettirilebilir, hâkim tarafından da re’sen dikkate alınır. Mahkemenin vereceği tespit hükmü, bu durumu açıklayıcı niteliktedir. Yokluk ve butlan hallerinin varlığı halinde bu hususun mahkemelerce re’sen gözönünde bulundurulacağı ve herkesin bu geçersizliği, mülga 6762 sayılı TTK’nın 381. maddesinde (6102 S. TTK 445-446) düzenlenen koşullara tabi olmaksızın ileri sürebileceği amirdir. Bir başka ifade ile genel kurul kararlarının iptali istemli davada yokluk ve butlan hallerinin bulunup bulunmadığı resen incelenmesi gerekmektedir.
İlk Derece Mahkemesi’nce Müteşebbis heyet tarafından alınan kararların iptali için hakdüşürücü nitelikteki dava açma süresinin yönetmelikte düzenlenen bir ay değil, mülga 6762 Sayılı TTK’nın 381. maddesi (6102 Sayılı TTK m.445) uyarınca üç ay süre olduğuna ilişkin Hukuk Genel Kurulu kararı emsal alınarak iptal davası süresinin 3 ay olduğu , sürenin karar tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğinden bahisle karar verilmiş ise de ; yokluk ve butlan gibi geçersizlik hallerinin belli bir süreye tabi olmaksızın her zaman geçersizliği ileri sürülebilir.
Bunun yanında kıyas ; belli bir hukukî ilişki veya durum için konulmuş olan kanun hükmünün, hakkında kural bulunmayan ancak benzer olan başka bir hukukî ilişki veya duruma uygulanması olup , istisnai olarak uygulanacak bir yöntem olan kıyasın uygulanması için hukukî ilişkiler arasında kabul edilebilir bir benzerliğin bulunması şarttır. Genel Kurulu kararlarının iptali yönünde açılacak davalarda genel kurulun yapılacağı tarih iptal davası açma hakkı olanlarca bilinecek ya da bilinmesi gereken bir tarih olduğundan sürenin karar tarihi itibariyle başlatılması olağan ise de , arsanın davacıya tahsisinin iptali kararı alınan Yönetim Kurulu toplantısı tarihinden ve karar içeriğinden davacının haberdar olması beklenemeyeceğinden kıyas yolu ile uygulanabilecek tek husus olsa olsa 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun genel kurul kararlarının iptalini düzenleyen 445. Maddesindeki 3 aylık süre olup sürenin başlangıç tarihinin karar tarihi olduğuna ilişkin kısmın kıyasen uygulanması açıklanan nedenle yerinde olmayacaktır. Bu durumda yönetim kurulu kararının iptali yönünden Ticaret Kanunun genel kurul kararlarının iptalini düzenleyen 445. Maddesindeki 3 aylık kıyasen süre uygulanacak ise , sürenin başlangıcının kararın yöntemince tebliğ/ öğrenme tarihi olduğu kabul edilerek, var ise tebliğe ilişkin davalı kanıtları değerlendirilerek ayrıca yokluk ve butlan gibi geçersizlik hallerinin belli bir süreye tabi olmaksızın her zaman geçersizliği ileri sürülebileceği gözetilerek karar verilmesi gerekli iken , davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup , davacının istinaf isteminin kabulü gerekmiştir.
Bilindiği üzere; 7251 Sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra a-6 ıncı bendinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş” olması halinde kararın esasının incelenmeden kararın kaldırılmasına karar verileceği hüküm altına alınmıştır.
Öte yandan, deliller toplanmış olmasına rağmen delilleri değerlendiren bir karar verilmemiş olması delillerin kısmen eksik toplanması ve bu kısmının değerlendirilmemesi, hükmün esasını etkileyen en önemli delilin toplanmaması madde kapsamında değerlendirilmelidir.
Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre ; ilk derece mahkemesi’nce uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (a-6) bendi gereğince esası incelenmeden kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davalı tarafın istinaf isteminin davacı tarafın istinaf isteminin kabul nedenine göre incelenmesine yer olmadığına ilişkin karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2- Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/758 Esas – 2022/1384 Karar sayılı,04/11/2022 tarihli kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1 fıkra (a-6) bendi gereğince ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4- Davalı vekilinin istinaf isteminin incelenmesine yer olmadığına ,
5-Davacının peşin yatırdığı 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcının istek halinde iadesine, 220,70 -TL istinaf yoluna başvuru harcının mahsubu ile Hazineye gelir kaydına,
6-Davalının peşin yatırdığı 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı ile 220,70 -TL istinaf yoluna başvuru harcının istek halinde iadesine,
7-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği ve harç tahsil / iade işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 Sayılı HMK’nun 353. Maddesi (1-a) bendi uyarınca 25/04/2023 tarihinde KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.