Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/2970 E. 2023/2679 K. 21.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/2970
KARAR NO : 2023/2679

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2022/494 Esas 2022/590 Karar
KARAR TARİHİ : 14/06/2023
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ : 21/12/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/12/2023

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a bendi uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü

DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Almanya’da yaşayan müvekkilinin, geçici olarak Türkiye’de bulunduğu 29.07.2021 tarihinde maliki olduğu sevk ve idaresindeki … yabancı plakalı araçta davalıların neden olduğu kaza sonucu maddi hasar meydana geldiğini, davalı sigorta … Sigorta A.Ş. ve … Sigorta A.Ş.’ye hasar başvurusunda bulunulduğunu ancak, bu başvurulardan olumlu bir sonuç alınamadığını, arabuluculuk aşamasında da davalı taraflarla yapılan görüşmelerden olumlu bir sonuç elde edilemediğini, açıkladığı nedenlerle davacı müvekkilinin aracının 2.el …iç değeri olan 8.000,00-Euro’luk maddi zararın, fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının, davalı … Sigorta A.Ş. ve … Sigorta A.Ş. Bakımından (poliçe limitleri dahilinde), kendilerine yapılan hasar başvurusunun tebliğ tarihi olan 10.09.2021 tarihine 8 işgününün eklenmesiyle ulaşılacak 23.09.2021 temerrüt tarihinden itibaren 3095 s. K. m.4/a uyarınca işletilecek faizi tahsilini; davalı …, …, … ve … Şti. bakımından ise, kaza tarihi olan 29.07.2021 tarihinden itibaren 3095 s. K. m.4/a uyarınca işletilecek faizi ile birlikte tahsilini; 226,10-Euro çekici masrafları ve 218,56-Euro zorunlu taksi ulaşım masrafları dahil edildiğinde, toplamda 444,66-Euro maddi tazminatın fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının, davalı …, …, … ve … Şti. tarafından, kaza tarihinden itibaren 3095 s. K. m.4/a uyarınca işletilecek faizi ile birlikte tahsilini; müvekkili tarafından ödenmek zorunda kalınan (KDV dahil) 83,40-Euro tutarlı ekspertiz ücretinin de yargılama giderleri arasında değerlendirilerek, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin yargılama devam ederek HMK 124. Maddesine göre davalı … Şti. yönünden iradi taraf değişikliği talep ettiği, davayı yönelttiği … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Yetki itirazlarının bulunduğunu, yetkili mahkemenin Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle davanın yetki yönünden reddini, davacının iddia ettiği dava konusu hasar ve zararlara ilişkin olarak müvekkili firmanın illiyet bağı bulunmadığını, bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını, davanın reddini, müvekkili hakkında dava şartı arabuluculuk başvurusu yapılmadığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddini, müvekkili firma adına kayıtlı böyle bir araçta bulunmadığından iradi taraf değişikliği ile davanın taraflarına yöneltilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, dava konusu haksız fiil Türkiye’de gerçekleştiğinden yapıldığı iddia edilen masrafların (araç hasar bedeli- araç çekici bedeli- taksi masrafları) Türkiye’de Türk lirası üzerinden gerçekleştiğini, haksız fiilden kaynaklanan maddi manevi tazminat davasında zararın yabancı para üzerinden gerçekleşmediğini, açıkladığı nedenlerle davanın ilk itirazları yönünden ve esastan reddini, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Davacıya ait ehliyetname ile … plakalı aracın ruhsatı ve yeşil kartı, maddi hasarlı kaza tespit tutanağı,hasarlı aracına ait fotoğraflar, … plakalı aracın Gebze’den Ereğli’ye çekici fatura örneği, … Şti. tarafından hazırlanan eksper raporu ve faturası, Taksi faturası, … plakalı araca, 2012’de takılan yeni motorun faturası, hasar başvurusu ve başvuruların tebliğ tarihini gösterir Alma Haberli belge örneği, Arabuluculuk son toplantı tutanağı, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; Davalı … A.Ş. Yönünden 30/05/2022 tarihinde tefrik kararı verildiğini , davacının mahkemece verilen kesin sürede arabuluculuğa başvurmadığını , dava şartlarının davanın açıldığı tarihe göre değerlendirileceğini , ticari davalar yönünden arabuluculuğun dava şartı haline getirilmesinin amacının, uyuşmazlıkların çok daha kısa süre içinde, daha az masrafla ve tarafların iradelerine uygun bir şekilde çözülmesi olduğunu , davacının iradi taraf değişikliğinde haklı olduğu kabul edilerek arabuluculuğa başvurması için verilen kesin sürede arabuluculuğa başvuru yapmadığından ” gerekçesi ile davanın davalı … A.Ş. Yönünden dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalılardan kaza tespit tutanağında … plakalı aracın kayıt maliki olarak gösterilen … davaya verdiği cevap dilekçesinde, aracın uzun süreli kira sözleşmesi ile … Anonim Şirketi’ne kiraya verildiği, araç işleten sıfatının bu kuruma ait olduğundan bahisle davanın reddini talep ettiğinden . “iradi taraf değişikliği” talep edildiğini , yerel mahkemenin huzurdaki davalıya karşı ikame edilen davayı “ticari dava” olarak nitelendirmesinin ve evleviyetle dava şartı olarak arabuluculuk kapsamında olduğun yönünde kanaatinin hatalı ve hukuka aykırı olduğunu , huzurdaki davanın davalısı şirketin sorumluluğunun kanundan ve haksız fiilden kaynaklanıyor oluşu sebebiyle, ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği sebepleriyle, arabuluculuk yolunun tüketilmesinin dava şartı değil, ancak ihtiyari olabilecekken, bu sebebe dayalı olarak hatalı tespit ile davanın usulden reddine karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu, kabule göre davacı aleyhine yargılama giderine hükmedilemeyeceğinden bahisle kararının istinaf incelemesi neticesi kaldırılarak, davanın kabulüne, karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAFA CEVAP :
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle;Mahkemenin verdiği kararın hukuka uygun olduğunu davacının istinaf başvurusunun reddi gerektiğini , dava şartının yerine gelmediğini , davanın ticari dava olmadığı varsayıldığında kaza sonucu ortaya çıkan zararın giderilmesinde görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olamayacağından davanın görev yönünden reddedilerek asliye hukuk mahkemelerinde görülmesine karar verilmesi gerektiğinden bahisle istinaf isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E
Uyuşmazlık, trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi’nce davacının davasının, dava özel şartlarından olan arabulucuğa başvuru yapılamadan açıldığı anlaşılmakla, 6325 sayılı yasanın 18/A-2 fıkrası ve HMK m115/2 fıkrası uyarınca, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı taraf istinaf isteminde bulunmuştur.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır. Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir” düzenlemesini,
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrası, “(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” düzenlemesini,
6102 sayılı Kanun’un 5/A maddesi, (Ek:6/12/2018-7155/20 md.) “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir” düzenlemesini içermektedir.
Somut olayda ; haksız fiil teşkil eden trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat isteklerine ilişkin olarak, başlangıçta davacı tarafından, her iki araç sürücüsü ve aracın sigortacısı olan sigorta şirketlerine karşı birlikte dava açılmış , bu aşamada arabuluculuk tutanağı dosyaya eklenmiştir. Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında görevli mahkeme, genel hukuk mahkemesi olan asliye hukuk mahkemesi ise de; dava, gerçek kişiler ile birlikte karşı tarafın ZMMS yaptırdığı sigorta şirketine karşı da açıldığı için, davalı sigorta şirketi sigorta poliçesi nedeniyle sorumlu tutulmuş olup, zorunlu sigortalar TTK’nın 1483 ve devamı maddelerinde düzenlendiğinden, TTK’nın 4/1-a ve 5. maddeleri gereğince başlangıçta açılan bu davada Asliye Ticaret mahkemesi görevli olacaktır. Aynı davada; bir kısım davalar hakkında genel mahkemenin, diğer davalılar hakkında ise uzman olan özel mahkemenin görevli bulunması halinde, uyuşmazlık aynı olaydan kaynaklanıyor ve zarar tek ise ya da taleplerden birisi yönünden verilecek karar diğerini doğrudan ilgilendirecek nitelikte bulunuyorsa, söz konusu özel mahkeme ile genel mahkeme arasında yargılama usulüne ilişkin esaslı farklılıklar bulunmaması kaydıyla, bütün taraflar ve talepler yönünden uzman olan özel yetkili mahkemece yargılama yapılarak uyuşmazlığın çözülmesi gerekir. Bu husus, hukukun öngörülebilir olmasının, usul ekonomisinin ve davaların makul süre içinde bitirilmesi yükümlülüğünün de gereğidir.
O halde; gerek davalı araç sürücüsü ve maliki, gerekse de davalı sigorta şirketlerinin sorumluluğu aynı maddi olaydan kaynaklandığından ve taleplerden birisi yönünden verilecek karar diğerini doğrudan ilgilendirecek nitelikte olmasından dolayı davaların birlikte görülmesi zorunlu olduğundan uyuşmazlık özel mahkeme olan asliye ticaret mahkemesince görülmekte ise de, iradi taraf değişikliği ile davada taraf olan işleten yönünden dava ticari dava olmadığından arabuluculuğa başvurulması zorunluluğu bulunmamaktadır.
Anlatılan ilke ve düzenlemeler kapsamında somut olayda; davacı vekili tarafından, davalı ZMMS Sigorta’ya karşı açılan davanın zorunlu arabulucuya tabi ticari dava olduğu, zorunlu arabuluculuğa tabi ticari davada, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulduğuna dair son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir suretinin sunulmasının dava şartı olduğu, davalılar sigorta şirketlerine arabuluculuk başvurusu yapıldığı anlaşılmıştır. Davalı işletene karşı arabuluculuğa başvurulmadığı sabit olsa dahi, davacı tarafından zararın tahsili için müteselsilen dava açıldığı ve davalıların zorunlu dava arkadaşı olmadıkları, diğer ihtiyari dava arkadaşı işleten yönünden zorunlu arabulucuğa başvurunun gerekmediği halde, bu davalı için de zorunlu arabuluculuk şartı aranarak, dava şartı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi de usul ve yasaya aykırıdır. Davacının istinaf isteminin kabulü gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre ; ilk derece mahkemesi’nce uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmadan ve değerlendirilmeden davanın özel dava şartı yönünden usulden reddine karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (a-6) bendi gereğince esası incelenmeden kaldırılmasına ve davanın tefrik edildiği dosya ile birleştirilerek yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/494 Esas- 2022/590 Karar sayılı, 14/06/2023 tarihli kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1 fıkra (a-6) bendi gereğince ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA,
3- Davanın tefrik edildiği dosya ile birleştirilerek yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacının peşin yatırdığı 269,85 TL istinaf karar ve ilam harcının istek halinde iadesine, 738,00 TL istinaf yoluna başvuru harcının mahsubu ile Hazineye gelir kaydına,
5-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği ve harç tahsil / iade işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 Sayılı HMK’nun 353. Maddesi (1-a) bendi uyarınca 21/12/2023 tarihinde KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.