Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/26 E. 2023/22 K. 05.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/26
KARAR NO : 2023/22

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2022/875 Esas (Derdest)
KARAR TARİHİ : 07/11/2022

TALEP : Değer Kaybı-Maddi-Manevi Tazminat – İhtiyati tedbir
İSTİNAF TARİHİ : 23/11/2022 (Davacılar)
KARAR TARİHİ : 05/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/01/2023

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı, davacılar istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosya incelendi;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü

DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan … ‘nin malik olduğu, diğer davalı … ‘in sürücüsü bulunduğu, yine davalılardan … ‘nce ZMMS poliçesi ve … ‘ne kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın 13/10/2020 tarihinde müvekkiline ait … plakalı araca çarptığını, kazada müvekkillerinin yaralandığını, … de kalıcı maluliyet oluştuğunu, müvekkili … ‘ın hafif yaralandığını, … bakımından sürekli ve geçici işgücü kazanç kaybı oluştuğunu ileri sürerek … için 500,00 TL, … için 500,00 TL, araçta meydana gelen değer kaybı için 500,00 TL belirsiz alacağın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan sigorta şirketi yönünden teminat limiti dahilinde müştereken ve müteselsilen tahsiline, … için 300.000,00 TL, … için 200.000,00 TL manevi tazminatın davalı … ile … ‘nden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, alacakların teminat altına alınması bakımından … plaka sayılı araca ve zarara sebebiyet verenlere ait mahkemece tespit edilecek mallara ilişkin ihtiyati haciz konulmasına ve ayrıca 3. Kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini istemiştir.
DAVALILAR CEVABININ ÖZETİ:
Dilekçeler aşamasında ve tensip zaptının 29. Bendi gereğince dosya üzerinden geçici hukuki koruma tedbiri bakımından karar verildiğinden bu aşamada davalıların cevaplarına dosya içerisinde rastlanılmamıştır.
DELİLLER :
Dava dilekçesi, tüm dosya kapsamı.
İDM YARGILAMASININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle;
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile birlikte ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talep etmesi üzerine 07/11/2022 tarihli tensip zaptının 29. Bendi gereğince ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Tensip zaptı gereğince 07/11/2022 tarihli gerekçeli kararında; ihtiyati tedbirin çekişmeli olan şey üzerinde verilebileceğini, uyuşmazlık konusu olmadığından bu sebeple ihtiyati haciz talebinin ise trafik kazasına ilişkin dava dilekçesine herhangi bir delil eklemediği, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kaza tespit tutanağının kanaatlerince yeterli delil oluşturduğu gerekçesi ile ara karara istinaf etme zorunluluğunda bulunduklarını ileri sürmüştür.
İSTİNAFA CEVAP :
Davalı taraflar istinafa cevap vermemiştir.
G E R E K Ç E:

Uyuşmazlık, haksız fiil niteliğinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasıyla birlikte istenen geçici hukuki koruma tedbirine ilişkin istemin reddine karar verilmesinden kaynaklanmaktadır.
6098 Sayılı TBK. 49 maddesi gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. 50/1.fıkrası gereğince zarar gören zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. 56. maddesine göre bedensel bütünlüğün zedelenmesi durumunda zarara uğrayana hakim bir miktar manevi tazminat verir.
6100 Sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilir; aynı Kanunun 357. maddesine göre de İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemeyeceği ve istinafta yeni delillere dayanılamayacağına ilişkin maddeleri çerçevesinde inceleme yapılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlıkta sigorta şirketleri de taraf olmakla birlikte geçici hukuki koruma tedbirine ilişkin talep sadece davalı sürücü … ile işleten … bakımından istendiğinden salt geçici hukuki koruma tedbiri bakımından Dairemizce istinaf incelemesi yapılmıştır.
(I) Bilindiği üzere uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK’nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır. İstem, tazminata (para alacağı) yöneliktir. Davacı vekili dilekçesinde tazminat istemine karşılık alacaklarının teminat altına alınması bakımından … plaka sayılı araca ve zarara sebebiyet verenlere ait mahkemece tespit edilecek mallara ilişkin olarak ihtiyati haciz konulmasının yanında ayrıca 3. Kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini istemiştir. 6100 Sayılı HMK’nun 33. maddesi gereğince olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme mahkemeye aittir. İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz iki ayrı koruma tedbiri olup amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır. Biri diğerinin yerine geçmek üzere karar verilmez. Diğer bir anlatımla talep ya ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbir şeklinde nitelendirilip hüküm altına alınmalıdır. Nitekim 6100 Sayılı HMK’nun 406/2. fıkrasında “İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır.” denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde “özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır.” denmiştir. Dava konusu istek tazminata (para alacağına) ilişkin olduğundan geçici koruma talebinin ihtiyati haciz olduğu kabul edilmeli ve buna göre inceleme yapılarak karar verilmelidir.
Somut olayda; davacının talebi tümüyle ihtiyati hacze ilişkin geçici hukuki koruma talebini içermesine rağmen talebin ikiye bölünerek bir yandan uyuşmazlığın konusu olmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine, öte yandan ihtiyati haciz talebinin yaklaşık ispat koşulunun yerine getirilmediği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Talebin bir bütün halinde değerlendirilmesi gerekirken bölünerek karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı ise de aşağıda gösterilen gerekçelerle geçici hukuki koruma tedbirinin reddine karar verilmiş olması sonucu itibariyle yerinde olup sadece yapılan yanlışlığa işaret etmekle yetinilmiştir.
Manevi tazminat isteminde zararın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılmaya elverişli değildir. Bu sebeple davacıların manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceğinden göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 Sayılı HMK’nun 36/1-b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İBK’da göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür.
2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için bir alacağın varlığı ve bu alacağın muaccel olup olmadığı yanında davacının 258/1.fıkra gereğince iddiasını yaklaşık olarak ispat bakımından haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.
Somut olayda; davacı vekili dava dilekçesinde 13/10/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazasından bahsetmekle ancak dava dilekçesine kaza tespit tutanağı, tedavi evrakları ve Didim 3. ASCM’nin 2021/1048 sayılı ceza dosyasına delil olarak dayanmakla birlikte bu belgelerin ibrazı yerine celbini talep ettiği, diğer bir anlatımla ihtiyati haciz talebine hasren dilekçesine eklemediği anlaşılmaktadır. Anılan hususlar esas bakımından mahkemece yerine getirilecek olsa bile haciz (yani alacağın varlığı hakkında kanaat edinilebilmesi) için dava dilekçesine eklenmesi zorunludur. Bu itibarla karar tarihi itibarıyla dosya içinde yaklaşık ispatı gösterecek yeterlilikte delil bulunmadığından geçici hukuki koruma tedbiri isteminin reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön görülmeiştir.
Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; ilk derece mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ve davacılar vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar tarafından peşin yatırılan 220,70-TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 80,70-TL istinaf karar ve ilam harcının alınması gereken 179,90-TL’den mahsubuyla, bakiye 99,20-TL’nin davacılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, harç tahsil / iade işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 05/01/2023 tarihinde, 6100 Sayılı HMK’nun 362. Maddesi (1-f) bendi ve 2004 Sayılı İİK’nun 258/3. fıkrası gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.