Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/24 E. 2023/34 K. 06.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2023/24
KARAR NO : 2023/34
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2022/852 Esas ( Derdest)
KARAR TARİHİ : 08/11/2022

DAVA : İhtiyati Tedbir Kararına İtiraz

İSTİNAF TARİHİ : Davalı 28/11/2022

KARAR TARİHİ : 06/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/01/2023

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosya incelendi;

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü

DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı … Manisa Şubesi olarak davalı organize sanayi bölgesinde 03/09/2020 tarihinden itibaren kiracı olarak ambalaj atıklarının toplanması hususunda faaliyette bulunduğunu, davalıya aidat ödemeye başlamasına rağmen davalının müvekkiline işyeri açma ruhsatı vermediğini, müvekkil firma başvuru için davalıya görüşme ziyaretine gittiğini ancak bu görüşmede gayriresmi olarak ”OSB Uygulama Yönetmeliği gereği ruhsat vermeyeceklerinin” müvekkile iletildiğini, müvekkil ise bu duruma ”Bölgede, firmamız ile aynı işi yapan geri dönüşüm firmalarının bulunduğu, bunun emsal teşkil ettiği gerekçesiyle” itiraz ettiğini, bu beş aylık zaman diliminde yine bölgede emsallerin olduğunu buna istinaden müvekkilin ruhsat alma çabalarına rağmen yine ruhsat işlemleri başlatılamadığını, fakat müvekkilden aidat alınmaya devam ettiğini, iki yıldır ruhsat alamadıklarını davalının iyi niyetli davranmadığını, davalının işleminin iptali ile ruhsat verilmesini ancak dava sonuçlanıncaya kadar telafisi imkansız zararlar doğmaması bakımından tahliye kararının tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının 07/05/2020 tarih, 1570390 sayılı izin yazısı ile kurulduğunu, OSB Uygulama Yönetmeliğinin 42 inci maddesi uyarınca işyeri açma ruhsatı verme ve denetleme yetkisinin müvekkiline ait olduğunu,davacının işyeri açma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, Muradiye OSB sorumluluk alanında teknik personeller tarafından yapılan denetimlerde … Ada … Parselde kiracı olarak bulunan davacı şirketin geri dönüşüm işi yaptığının tespit edildiğini, OSB uygulama yönetmeliğinin 54. Maddesinde yapılan değişiklik sonrası müteşebbis heyetinin 30.07.2021 tarihinde aldığı 2021/04 nolu karar ile yönetmeliğini mülga 54. Maddesinde sayılan faaliyetlerin Muradiye Organize Sanayi Bölgesinde kurulamayacak tesisler hakkında prensip kararı verildiğini, geri dönüşüm işinin bu tesisler arasında olduğunu, ruhsatı bulunmayan ve faaliyet gösterilemeyecek tesisler kapsamında yer alan davacı şirketin faaliyetinin durdurulmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olmadığını, ilk derece mahkemesinin tedbir kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddine tedbir kararının kaldırılmasını savunmuştur.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince geçici hukuki koruma tedbirinin kabulüne yönelik itiraz üzerine duruşmalı yapılan inceleme sonucu verilen kararda özetle; davacı vekili tarafından dava konusu davacı şirketin tahliyesine ilişkin yönetim kurulu kararının kaldırılması ve davacıya ruhsat verilmesi istemiyle dava açıldığını, 15.08.2022 tarihli tahliye kararının ihtiyati tedbir yoluyla yürütmesinin durdurulmasının talep edildiğini, mahkemenin 23.09.2022 tarihli ara kararı ile tedbir talebinin kabul edilerek tahliye kararının yürütmesinin durdurulduğunu, süresi içerisinde bu karara itiraz edildiğini, duruşma gününün yakın olması nedeniyle ayrı bir mürafa günü açılmadan, 04.11.2022 tarihinde itirazın değerlendirildiğini, HMK.nun 389 ve devamı maddeleri gereğince hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağını yada tamamen imkansız hale geleceğini veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde ihtiyati tedbir kararı verilebileceğini, davacı vekilinin dava dilekçesine yaklaşık ispat kuralına uygun nitelikte belgeleri ibraz ettiği gibi tedbir kararı verilmemesi halinde davacı şirketin telafisi güç ticari zararlarına yol açılmasının mümkün olduğunu, tedbir kararının verilmesinin ise davalı açısından her hangi bir zarar oluşturmayacağını, muhtemel zarara karşılık yasaya uygun teminatın takdir edilip davacı tarafından yatırıldığını, bu itibarla itirazın sübut bulmadığı anlaşıldığından itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin Muradiye Organize Bölgesi sınırları içerisinde bulunan iş yerlerinin ruhsatlandırılması ve denetlenmesi ile işyeri açma ve çalışma ruhsatı almadan veya mevzuata aykırı olarak faaliyet gösteren iş yerlerinin faaliyetten men edilmesi hususlarında yetkili bulunduğunu, mahkemece tedbiren ruhsatı bulunmayan ve Muradiye Organize Sanayi Bölgesi sınırları içerisinde kuralamayacak ve faaliyet gösteremeyecek tesisler kapsamında yer alan davacı şirketin faaliyetinin sonlandırılarak işyerinin kapatılmasına ilişkin işlemin ihtiyati tedbir yoluyla yürütmesinin durdurulmasına ve buna ilişkin yapılan itirazımızın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı şirketin Muradiye Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü’ne usulüne uygun olarak yapmış olduğu kiracılık başvurusu veya kiracılık kaydı da bulunmadığını, Muradiye OSB yönetimince kiralamanın usul ve esaslara uygun olduğuna ilişkin karar verilmeyeceği bilindiğinden kiracılık kaydına ilişkin ne parsel sahibi ne de davacı kiracı şirket tarafından hiçbiri başvuru yapılmadığını, Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nda yer alan düzenlemeye göre, özel hukuk tüzel kişisi olan organize sanayi bölgeleri, kendi sınırları içerisinde yer alan inşaat yapım işlerinde ruhsat vermeye ve bölge içerisinde açılacak işyerleri için işyeri açma ruhsatı verme yetkisini haiz olup; bu yetki münhasıran organize sanayi bölgesi yönetiminin uhdesinde olduğunu, yasanın aradığı ihtiyati tedbir şartları oluşmadığını belirterek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmişlerdir.
İSTİNAFA CEVAP :
Davacı taraf istinafa cevap vermemiştir.

G E R E K Ç E:

Uyuşmazlık, organize sanayi bölgesinde bulunan işyerine ruhsat verilmemesi ve tahliyeye yönelik işlemin iptali istemi ile açılan davada tahliyenin dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren durdurulmasına yönelik verilen karara itirazın reddinden kaynaklanmaktadır.
İlk derece mahkemesince yukarıda özetlenen gerekçelerle davacının ihtiyati tedbir isteğinin 23/09/2022 tarihli ara karar ile 50.000 TL teminat karşılığı kabulüne karar verildiği, davalının itirazının ise 08/11/2022 tarihli duruşmalı yapılan inceleme sonucu reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bilindiği üzere; uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK’nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır.
Eldeki davada istem, iş yeri açma ruhsatı verilmemesine yönelik yönetim kurulu kararının iptali ile ruhsat verilmesi ile bu kararın uygulanmasının dava sonuçlanıncaya kadar durdurulması isteğine ilişkin olduğuna göre; davacının geçici hukuki korumaya yönelik istemi de 6100 Sayılı HMK un 389 uncu maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir niteliğinde olup, davacının istemi ve ilk derece mahkemesinin de bu yönde inceleme yapmasında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Öte yandan, 6100 Sayılı HMK’nun 389/1.fıkrasına göre; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Aynı Kanunun 390/3.fıkrasına göre; tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Somut olayda; davacının davalı organize sanayi bölgesi kapsamında bulunan … İli … İlçesi, … Mahallesi … ada … parsel sayılı taşınmazda 2020 yılı eylül ayından biri kiracı olarak fiilen faaliyette bulunduğu, bu tarihten itibaren davalıya aidatlarını ödediği, ambalaj atıklarının toplanması işini yaptığı, iş yeri açma ruhsatı için yaptığı başvurunun davalı tarafından davacının yaptığı geri dönüşüm işinin OSB Uygulama Yönetmeliğinin 54 üncü maddesinde sayılan işlerden olduğu ve Müteşebbis Heyetinin 21/12/2021 tarihli 2021/06 sayılı kararı ile bu osb içinde faaliyette bulunamayacağından OSB Yönetim Kurulunun 09/08/2022 tarih 2022/48 sayılı kararına dayanarak 15/08/2022 tarih, 2022/413 sayılı iş yerinin kapatılarak tahliye edilmesinin istenildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda; işyeri açma ruhsatı verilmesi isteminin reddine yönelik Yönetim Kurulu kararının iptali istemiyle açılan davada, davalının tahliyeye ilişkin kararının uygulanması halinde eldeki dava sonucu verilen kararın uygulanması imkanı kalmayacağından ilk derece mahkemesince 6100 Sayılı HMK un 389 uncu maddesi uyarınca tahliyeye yönelik kararın uygulanmasının belirli bir teminat karşılığında tedbiren durdurulmasına karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Hal böyle olunca yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; İlk Derece Mahkemesince davacının geçici hukuki koruma tedbirinin değerlendirilmesi bakımından taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığından ve davalı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı tarafından peşin yatırılan 220,70 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcının alınması gereken 179,90 TL’den mahsubuyla, bakiye 99,20 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, harç tahsil / iade işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 06/01/2023 tarihinde, 6100 Sayılı HMK’nun 362. Maddesi (1-f) bendi ve 2004 Sayılı İİK’nun 265/Son fıkrası gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.