Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/1784 E. 2023/1556 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1784
KARAR NO : 2023/1556

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2023/273 Esas Derdest
KARAR TARİHİ : 18/04/2023
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 12/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/07/2023

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosya incelendi;

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü

DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının annesinin 24/02/2022 tarihinde … İlçesi … Caddesi kavşağına doğru ilerlerken davalı …’ya ait olup, onun sevk ve idaresinde olan … plakalı 2007 model … markalı aracın asli ve tam kusurlu olarak kendisine çarpması sonucu hayatını kaybettiğini , eşlerin her ikisinin çalışması durumunda çocuklarına bakan veya ev işlerinde yardımcı olan kişinin (eşlerden birinin annesi/babası) destekliği olduğundan bahisle şimdilik 1.000-TL (binTürkLirası) maddi tazminatın faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline , 250.000-TL (ikiyüzellibinTürkLirası) manevi tazminatın faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline karar verilmesini, davalıya ait araç plakası ölüm olayı gerçekleştiği esnada … iken haricen davalının söz konusu aracın plakasını kötüniyetli olarak … olarak değiştirdiği bilgisini haricen öğrendiklerini, davalının mal kaçırma amacıyla dava sonuçlanıncaya dek aracı üçüncü kişilere satma ihtimali olup, bu durumda dava sonucunda hükmedilecek tazminatın tahsili işleminin imkansız hale gelmesi ihtimali bulunduğundan dava sonuçlanıncaya dek davalı üzerine kayıtlı … plakalı (güncel plakası … olan) 2007 model … marka araç üzerine teminatsız olarak tedbir konulmasını talep etmiştir.
DELİLLER :
Nüfus Kayıt Örneği, mirasçılık belgesi , ölüm belgesi ,Trafik Kazası Tespit Tutanağı … Cumhuriyet Başsavcılığı 2022/2001 soruşturma numaralı dosyası , sigorta Tahkim Komisyonunun 18.12.2022 tarih ve K-2022/324873 Sayılı Kararı, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını gösterir araştırma tutanakları, tanık beyanları, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı vekilinin davaya konu … plakalı (güncel plakası … olan) araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389/1.maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararının çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan şey ya da hakka ilişkin olarak verilebileceğinin, dava konusu yapılmayacak veya yapılmamış olan şey veya hak hakkında ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinin düzenlendiği, davalı …’ye ait … plakalı aracın veya başkaca mal varlığının dava konusunu oluşturmadığı anlaşılmakla gerekçesi ile davacı vekilinin … plakalı araç üzerine veya başkaca mal varlığına ihtiyati tedbir konulması talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle kısmi dava veya belirsiz alacak davasında, hakkın bulunması ve sebebin ortaya çıkması halinde borçlunun taşınır veya taşınmaz malları üzerine ihtiyati tedbir konulmasında ve karar verilmesinde yasal bir engel bulunmadığı yönünde Yargıtay 9. Hukuk Dairesi kararı bulunduğunu ,güçlüler karşısında, güçsüze tanınmış hukuki koruma tedbirlerini düzenleyen hukuk kurallarının dar ve lafzi yorumlanmasının Anayasada düzenlenen Sosyal Hukuk Devleti İlkesi’ne de aykırılık teşkil edeceğini ,
sonuç olarak; para alacaklarına ilişkin davalarda, davalının mal varlığı üzerine ihtiyati tedbir konulabilmesinin kanunun amacıyla örtüşecek ve geri dönüşü mümkün olmayan zararların doğmasına engel olacağını , ihtiyati tedbir talebinin reddedilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğundan bahisle tedbir talebinin reddi kararının kaldırılarak davalı … üzerine kayıtlı … plakalı (güncel plakası … olan) 2007 model … marka araç üzerine olası bir satış, devir işlemine karşın tedbir konulmasına, aksi halde malvarlığı üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAFA CEVAP :

Davalı vekili istinafa cevap vermemiştir.

G E R E K Ç E:

Uyuşmazlık, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi manevi tazminat davası sırasında istenilen ihtiyati tedbir isteğinin reddine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince gerekçeli ara karar ile davacının istemlerinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Geçici hukuki koruma ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kavramları bir birinden ayrı kavramlardır. Geçici hukuki koruma daha genel ve üst kavram olarak kabul edilirken, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz geçici hukuki korumanın birer türü olarak kabul edilmelidir.
İhtiyati haciz, HMK 406/2 maddesinde geçici hukuki koruma olarak kabul edilmiş, ihtiyati haczin şartları ve etkileri ise İİK 257. maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasına göre ihtiyati haciz isteyebilmek için, alacağın kural olarak vadesinin gelmiş olması gerekir. Vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilmesinin diğer bir şartı ise alacak rehin ile temin edilmemiş olmalıdır. Rehin ile temin edilmiş olan bir alacak teminata haiz olduğu için ihtiyati hacize gerek yoktur. Vadesi gelmemiş bir borçtan dolayı ihtiyati haciz talep edilebilmesi ise; İİK.’nun 257 maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Söz konusu fıkraya göre, borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa, borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, bu hallerde ihtiyati haciz talep edilebilecektir.
6100 Sayılı HMK’nun 389/1. fıkrası gereğince mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Aynı Kanunun 390/3. fıkra gereğince tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK’nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebilecektir. Para alacakları bakımından özel bir yol olarak ihtiyati haciz getirildiği için, bu şekilde bir alacağını güvence altına almak isteyen bir kişinin ihtiyati tedbir yoluna başvuramaması doktrin ve uygulamada kabul edilmektedir.
6100 Sayılı HMK’nun 33. maddesi gereğince olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme mahkemeye aittir. İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz iki ayrı koruma tedbiri olup amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır. Biri diğerinin yerine geçmek üzere karar verilmez. Diğer bir anlatımla talep ya ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbir şeklinde nitelendirilip hüküm altına alınmalıdır. Nitekim 6100 Sayılı HMK’nun 406/2. fıkrasında “İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara ilişkin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır.” denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde “özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır.” denmiştir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Davacının özellikle ihtiyati tedbir kararı verilmesi yönündeki isteği ise yukarıda gösterilen yasal düzenlemeye uygun bulunmadığından yerinde görülmemiştir.
Eldeki davada istem, haksız eylemden kaynaklanan tazminata (para alacağına) ilişkin olduğundan istenilebilecek geçici koruma yolunun ihtiyati haciz olduğu açık ise de, davacı vekili dilekçelerinde ihtiyati tedbir isteminde bulunduğunu belirterek somutlaştırdığından ilk derece mahkemesince geçici hukuki koruma isteminin ihtiyati tedbir olarak nitelendirilerek hüküm kurulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamıştır. Keza davacı taraf istinaf dilekçesinde de istemin ihtiyati tedbir olduğunu özellikle vurgulamıştır.
Somut olayda davalı adına kayıtlı aracın uyuşmazlık konusu olmadığı sabit olduğundan tedbir talebinin reddi yönündeki kararda usul ve yasaya aykırılık olmadığından davacı vekilinin istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Hal böyle olunca yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; ilk derece mahkemesince davacı tarafın geçici hukuki koruma tedbirine yönelik isteği bakımından taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığından ve davacı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karar verilmesi gerektiği karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından peşin yatırılan 492,00 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, harç tahsil / iade işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 12/07/2023 tarihinde, 6100 Sayılı HMK’nun 362. Maddesi (1-f) bendi ve 391/3 Fıkrası gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.