Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/1775 E. 2023/1572 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1775
KARAR NO : 2023/1572
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2022/924 derdest
KARAR TARİHİ : 30/11/2022
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 13/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/07/2023

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosya incelendi;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü
DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının “… İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Ada … Parselde kain “… Sokak No:… … Apt. K:… D:… …/…” adresinde bulunan taşınmazın maliki olduğunu, Ege Denizinde 30/10/2020 günü saat 14.50 sularında meydana gelen yıkıcı depremler ve artçı şoklar sonucunda içindeki eşyaları ile birlikte ağır derecede hasarlanarak kullanılamaz hale geldiğini, Mimari Proje Sorumlusu olarak; …, Fenni Mesul (Teknik Uygulama Sorumlusu) ve Statik Proje Sorumlusu olarak; …, Müteahhit olarak … Kooperatifi doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, bilirkişi raporları neticesinde tam ve kesin olarak belirlendiği anda dava değerini artırmak üzere fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla; 100,00 TL. Yeniden Yapım Bedeli 100,00 TL. Eşya Bedeli 100,00 TL. Hurda-Enkaz Bedeli olmak üzere şimdilik 300,00 TL. Maddi tazminat ve 50.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 30.10.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesine , İhtiyati Haciz talebimizin kabulü ile davalılar adına kayıtlı tüm taşınmaz, taşınır kayıtlarına, üçüncü şahıslardaki tüm hak ve alacaklarının rızaen ve cebren 3. Kişilere devir ve temlikinin önlenmesi yönünde, teminat aranmaksızın, ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddiaların hiç birinin davalının mimar olması karşısında proje müellifi mimar olarak sorumluluk taşıdığı durumlardan olmadığını , davacının maddi tazminata konu taleplerinin haksız ve hukuksal dayanaktan yoksun olduğunu , davacıya TOKİ tarafından hak sahipliği nedeniyle yeni bir konut verilip verilmediğinin , DASK tazmini olup olmadığının araştırılması gerektiğini , ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; binanın depremde yıkılmadığını , davacıya toki tarafından ev yapılarak teslim edildiğini , zararın oluşmadığını , davacı … ‘ ın yapıda 18 ve 21 nolu meskenlerin maliki olduğunu tadilat yaparak taşıyıcı sistemin bozulduğunu , gerek husumet ve gerekse esassa ilişkin itirazları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Tapu kayıtları , Yıkım Kararı ,Kira Sözleşmesi, Binanın Yapımına Dair mimari proje ve ekleri , Binanın Yıkımına Dair Çevre Şehircilik Bakanlığı İşlem dosyası ve Yıkıma İlişkin ihale şartnamesi, Taşınmaza yapılan Masraflara İlişkin Belgeler,Taşınmaza Yapılan Tadilatı Gösteren Fotoğraflar, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; davacı vekilinin davaya konu alacağının varlığı ve muacceliyeti konusundaki iddiasını yaklaşık ispat kuralı gereği ispatlayamadığı, alacağı yargılama gerektirdiği gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu taşınmazın bulunduğu binanın tekniğine uygun olmayan şekilde eksik, kusurlu ve ilgili yasal mevzuata uygun olarak yapılmaması nedeniyle inşaatın yapımında görev alanların taşınmazın eski maliki davacıya karşı “satıcının ayıba karşı tekeffülü” hükümlerine göre sorumlu oluklarını , davacının deprem nedeni ile oldukça yüksek zarara uğradığını ,oluşan zararının tamamından davalıların sorumlu olduklarını , mevzuattaki ve Yargıtay ile Bam kararlardaki bütün şartların mevcut olup davacının davasındaki haklılığı ve zararının taşınmazının yıkılması ile belirlendiğini , davalıların malvarlığını tasfiye etme riski ve dava sonunda davacı lehine verilebilecek tazmin kararının tahsil kabiliyetinin ortadan kaldırılması ihtimali bulunduğundan bahisle ihtiyati haciz talebinin reddi kararın kaldırılmasını . Talebin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

G E R E K Ç E:

Uyuşmazlık, deprem nedeniyle zarar gören taşınmaz için davacının hasar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası ile birlikte istenen ihtiyati haciz / ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinden kaynaklanmaktadır.
6100 Sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilir; aynı Kanunun 357. maddesine göre de İDM’nde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların istinafta dinlenemeyeceği ve yeni delillere dayanılamayacağına ilişkin maddeleri çerçevesinde inceleme yapılmıştır.
Eldeki davada, davacıya ait taşınmazın , binayı imal eden , fenni mesul, müteahhit ve proje sorumlularının binalarının ayıplı olarak yapıldığı ve deprem nedeniyle zarar gördüğü iddiasıyla ayıplı imalat nedeniyle maddi- manevi tazminat davası açılmıştır.
Bilindiği üzere, uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK’nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır.
Davacı vekili dilekçesinde tazminat istemine karşılık ihtiyati haciz talep etmiştir. İhtiyati hacze karar verebilmek için 2004 Sayılı İİK’nun 257. maddesi uyarınca rehinle temin edilmemiş muaccel bir alacağın bulunması ve 258.madde gereğince de haklılığın yaklaşık da olsa ispat edilmesi gerekli ve yeterlidir.
Davacının 2004 Sayılı İİK’nun 257/1.fıkrası gereğince rehinle temin edilmemiş muaccel bir alacağının varlığı ve miktarı yanında davalıların eylemlerinden kaynaklanan bir zararın bulunduğu konusunda yaklaşık ispatı gösterecek derecede yeterli delil ise dosya içinde mevcut olmayıp eldeki davada yapılacak araştırmanın sonucuna bağlıdır. Yani davacının gerçek zararının ne olduğu hususu ve davalılar ile aralarındaki hukuki ilişkinin niteliği ancak eldeki davaya bağlı olarak tespit edilebilir.Diğer bir anlatımla davacı vekili davanın sonunda elde edilebilecek bir hakka şimdiden ihtiyati haciz yoluyla ulaşmak istemektedir. Dava konusu uyuşmazlığın esasının çözümleyecek veya böyle bir sonucu doğuracak nitelikte geçici hukuki koruma tedbiri verilemez.
Diğer taraftan, davacının malvarlığı zararı dışında vücut bütünlüğü veya kişilik hakları bakımından manevi tazminat şartları bakımından yaklaşık ispatı gösteren bir delilde mevcut değildir. Yukarıda belirtildiği gibi davacının zararının varlığı ve kapsamı ile varsa davalıların bu zarardan sorumluluklarının bulunup bulunmadığı ancak yargılama sonucu anlaşılabilecek nitelikte olduğundan bu aşamada yaklaşık ispat sağlanabilmiş değildir. İlk Derece Mahkemesince ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasayla aykırılık bulunmamaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; ilk derece mahkemesince geçici hukuki koruma yönünden taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ve davacı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı taraf hakkında adli yardım kararı bulunduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, harç tahsil / iade işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 13/07/2023 tarihinde, 6100 Sayılı HMK’nun 362. Maddesi (1-f) bendi ve 2004 Sayılı İİK’nun 258/3. fıkrası ederse gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.