Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/1723 E. 2023/1502 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1723
KARAR NO : 2023/1502

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2022/961 Esas Derdest
KARAR TARİHİ : 31/01/2023
TALEP : İhtiyati Tedbir Kararına İtiraz
KARAR TARİHİ : 05/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/07/2023

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı, istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosya incelendi;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü
DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin , … Mahallesi … Sk. No: … …/…’ de kumlama faaliyeti yürüttüğünü adresini 01.10.2020 tarihli 01.10.2020 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiraladığını , KOSBİ’ye kira sözleşmesi sunulduğunu , KOSBİ tarafından davacı şirkete elektrik hizmeti sağlandığını , davacı şirketin faaliyetine izin verdikten ve elektrik hizmeti sunulduktan sonra bir yılı aşkın süre geçtikten sonra bu belgelerin olmaması sebebiyle 19.10.2022 tarihinde KOSBİ tarafından tutanak tutularak , elektriğinin 03.11.2022 tarihinde hukuka aykırı olarak kesildiğini , davacı şirketin elektrik aboneliğinin yapılarak elektriğinin yeniden bağlanması gerektiğinden bahisle şirketin daha fazla zarara uğramaması amacıyla kesilen elektriğin tekrar bağlanması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, muarazanın giderilmesine ve KOSBİ’nin elektrik kesintisi ve faaliyet durdurma kararının iptali ile müvekkil şirketin elektrik aboneliğinin yapılarak elektriğinin yeniden bağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
01.10.2020 Tarihli 01.10.2020 Başlangıç Tarihli Kira Sözleşmesi ,İzmir 38. Noterliği 21846 Yevmiye Numaralı İhtarname, KOSBİ’ye KEP Üzerinen Gönderilen İhtarlar, KOSBİ Tarafından Tutulan Tutanak tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen 06/12/2022 tarihli kararda özetle;Takdiren 15.000 TL teminat karşılığında davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüne , davacının kesilen elektriğinin normal bir abonelikteki gibi faturalandırılmak suretiyle tekrar bağlanmasına, dava süresince aynı nedene dayalı olarak elektrik kesintisinin yapılmamasına, karar verilmiştir.
Davalı vekili ihtiyati hacze itiraz dilekçesinde özetle davacı şirketin OSB’lerde faaliyet göstermeye ilişkin belirlenen hiçbir kurala, usule uymaksızın kiracı olduğu iddiasıyla faaliyet göstermeye başladığını , OSB’lerde kiracılık, aynı parselde birden fazla katılımcının üretim yapması ve elektrik aboneliğine ilişkin belirlenen kural, Yönetmelik ve Kanun hükümlerine aykırı şekilde kiracılık kaydı yapmaksızın ve kendi adına elektrik aboneliği başlatmaksızın bir önceki abone için bağlanmış elektrik ile faaliyet göstermeye başlayan ve faaliyetleri ile çevreye de zarar verip şikayetlere konu olan şirket için birtakım tutanaklar tutularak , süre verildiğini , akabinde elektriğin kesilmesi için gerekli sürecin yürütüldüğünü , parsel sahibi şirket) tarafından 30.09.2022 ve 03.11.2022 tarihinde çevre yasalarına, doğaya ve komşulara zarar vermesi nedeniyle şikayet dilekçesi ve zarara dayanak fotoğraflar sunduğunu , keşide edilen ihtarnameyi de davalı ile paylaştığını , Açıklanan süreçten de görüleceği üzere davalı tarafından, Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği’nin “Aykırılıkların Giderilmesi” başlıklı 64. Maddesi hükmü ve firmaların usulsüz elektrik kullanımı hakkında Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği Madde 14.b bendinde belirtilen “Kendi adına perakende satış sözleşmesi olmadan daha önceki müşteri adına düzenlenen ödeme bildirimlerini ödemek suretiyle elektrik enerjisi tüketmesi,” hükmü gereğince elektrik hizmetinin kesildiğini , ihtiyati tedbir kararın yerinde olmadığından bahisle kaldırılmasını talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi’nce itirazın incelemesi sonucu verilen 31/03/2023 tarihli ara karar ile ; davacının elektrik hizmetinden dava süresince faydalanmaması durumunun, davacının ticari olarak üretimine olumsuz etki edeceği, bu olumsuzluktan ötürü davacının ekonomik mahvının söz konusu olabileceği, üretime devam eden bir ticari işletmenin ülke ekonomisine olan katkısı, ihtiyati tedbir verilmesine ilişkin 6100 sayılı yasadaki şartlarında oluştuğu gözetilerek, ihtiyati tedbire yapılan itirazın kısmen kabulü ile davacı … San. Ticaret Ltd. Şti. Adına tüm giderleri yine davacıya ait olmak üzere geçici elektrik aboneliği verilerek elektrik hizmetinin davacı şirkete verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın görevsiz ve yetkisiz mahkemede açıldığını , ilaveten husumet dava şartını da haiz olmadığını davacı şirketin kiracılık sıfatına haiz olmadığını , davacı şirketin kendi adına elektrik aboneliği bulunmadığını , ir önceki abone olan … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi üzerinden elektrik hizmeti kullandığını , ihtiyati tedbire yapılan itirazın usulünce değerlendirilmediğinden , davacıya nasıl ve ne şekilde elektrik aboneliği bağlatacağı hususunun muamma olduğunu , bu zorluğun göz ardı edilerek salt davacının beyanları dikkate alınmak suretiyle ihtiyati tedbir kararı kurulmasının taraflar arasındaki eşitliği bozduğundan bahisle ihtiyati tedbir kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAFA CEVAP :
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; KOSBİ tarafından istenen kiracılık kaydı belgesi isimli belgenin ve kiralandığına dair yönetim kurulu kararının mal sahibi … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketince davacıya teslim edilmediğini , bu husunun davalı tarafça en baştan bilindiğini , davacının kira sözleşmesine uygun bir şekilde kiralananda faaliyet gösterdiğini , kira bedellerini ve aidatı ödediğini , davalı tarafından elektrik hizmeti sağlandığından davacının ticari faaliyetini yürütüp taahhütlü işler aldığından davacının inisiyatifinde olmayan bir konu sebebiyle hukuka aykırı bir şekilde elektriği kesildiğini , tedbir kararının yerinde olduğundan bahisle istinaf isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E:

Uyuşmazlık, kiracılık kaydı için gerekli koşulların sağlanmaması ve üretim sırasında çevreye ve komşulara zarar verilmesi nedeniyle davacının faaliyetlerinin durdurulması ve dava dışı şirket adına olan abonelikten sağlanan elektriğin kesilmesi işlemlerinden doğan muarazanın giderilmesi davasında ihtiyati tedbire itirazın kısmen reddine ilişkindir.
HMK’nın 389. maddesinde ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır” hükmü düzenlenmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2021/3452 Esas, 2021/6001 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; ” Toplumsal hayatın ve insan ilişkilerinin karmaşık hale gelmesinin hukuk alanındaki yansımalarından bir tanesi de, uyuşmazlıkların kısa süre içerisinde çözümlenmesinin güçleşmesidir. Bu sakıncaların giderilmesi amacıyla, henüz uyuşmazlığın sona ermesini beklemeden ve uyuşmazlık sona erinceye kadar kişilerin hukukî menfaatlerini geçici olarak güvence altına alma ihtiyacı doğmuştur. Bu ihtiyaç karşımıza geçici hukuki koruma yollarını çıkarmıştır. İhtiyati tedbirde geçici hukuki korumalardan en önemlisidir.
İhtiyati tedbir öğretide “…kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının (dava konusu ile ilgili olarak) hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır.” şeklinde tarif edilmiştir (Medeni Usul Hukuku 12. Baskı Sh.714-Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, Prof. Dr. Oğuz Atalay, Prof. Dr. Muhammet Özekes). Anılan tariften de anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbirin diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu şey üzerinde yeni bir takım ihtilafların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır. 6100 sayılı HMK’nun 389 vd. maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir de amaç karşı tarafı cezalandırmak baskı altına almak değil, hakkın korunmasına hizmet etmek olmalıdır. Esas hakkındaki hükme kadar taraflar açısından davanın uzamasından kaynaklanan sakıncaları gidermek ve geçici hukuki koruma sağlamak, böylelikle davacının açmış olduğu davayı kazanması halinde dava konusu olan şeye kavuşmasını daha dava sırasında güvence altına almak, taraflar arasındaki sözleşmenin dava süresince ayakta kalmasına yardımcı olmak amacıyla başvurulan geçici hukuki korumalardandır. Tedbir kararının verilmesi sonrasında koşullarda bir değişiklik olduğunda bu değişen şartlara uygun olarak ihtiyati tedbir kararı talep üzerine kaldırılabileceği gibi gözden geçirilip gerekirse değişikliğe gidilebilir. İhtiyatî tedbir yargılamasında tam bir ispata gerek yoktur. Mahkemenin, ihtiyatî tedbir isteyenin hakkının mevcut olduğuna kanaat getirmesi, başka bir ifade ile onun haklılığını kuvvetle muhtemel görmesi yeterlidir (Arens/Lüke, 1994: 482; Musielak, 1995: 396; Thomas/Putzo, 1995: 1416; Kuru-Usul, C III, 1991: 3075; Bilge/Önen, 1978: 374; Ansay, 1960: 197; Yılmaz, s. 51).
Mahkemenin incelemesi, sadece ihtiyatî tedbir talebinin kabule değer olup olmadığını takdir edebilecek kanaatin kendisinde uyanması ile sınırlı olmalıdır. Davanın esası hakkında karar vermediği için, ihtiyatî tedbir kararı ile sınırlı olarak kanaatini açıklayan hâkim, bu sebeple reddedilemez.
İhtiyatî tedbir kararı geçici bir karar olup, durum ve şartların değişmesi halinde değiştirilebilir veya kaldırılabilir. Bu nedenle ihtiyatî tedbir kararları kesin hüküm teşkil etmedikleri gibi, asıl dava konusu olan hakkın varlığına da karine teşkil etmezler. Buna göre, ihtiyatî tedbir talebinin kabul veya reddine karar verilmesi, asıl davanın da kabul veya reddini gerektirmez.

Her ne kadar öğretide ve HMK öncesi bazı Yargıtay kararlarında, asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte, uyuşmazlığın özüne ilişkin olarak ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği kabul edilmiş ise de; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısında 395. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte olmamak şartıyla,” ibaresi, TBMM Adalet Komisyonundaki görüşmeler sırasında HMK taslak madde metninden çıkarılmıştır. Kanun koyucunun bu ibareyi taslak metinden çıkarmasındaki amacın, bu ilkenin dar (katı) yorumlanması sonucu, uyuşmazlıkların sonuçlanması uzun zaman almasından dolayı davacının çoğu kez davayı kazandığı halde, dava ile elde etmek istediği sonuca ulaşamadığından kaynaklı olarak oluşabilecek mağduriyetlerin önüne geçmek olduğu sonucuna varılabilir “
4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Yasasına göre OSB’de yer alan kuruluşlar, OSB Yasası’nın 20.maddesine göre, alt yapı ihtiyaçlarını OSB’nin tesislerinden karşılamak zorundadırlar. OSB’nin izni olmaksızın alt yapı ihtiyaçları başka yerden karşılanamaz ve bu amaçla münferiden tesis kurulamaz. Kiralanan OSB içerisindeki fabrika binası olup OSB uygulama yönetmeliğinin 173/2 maddesi uyarınca kiralama halinde kiralayan ve kiracı tarafından sunulması gerekli belgeler sayılmıştır. Dosya kapsamında sunulu belgelerden davacı tarafından gerekli belgelerin OSB’ye sunulduğu ancak dava dışı malikin kiralayan katılımcı sıfatıyla belge sunumu ve kiracı ile birlikte başvuru yapmadığı anlaşılmaktadır. Davacı 01/10/2020 başlangıç tarihli 4yıl +4 ay süreli kira sözleşmesi ile kiralananı elektrik aboneliği ile birlikte kullanmakta iken kiraya verenin eylemi nedeniyle kiralananda elektrik kullanamadığından kendi adına perakende satış sözleşmesi yapamadığından, elektrik sağlanması yönündeki sözleşmesel ilişkiyi devam ettirmeyi talep ettiği görülmektedir. Davacıya davalı tarafça mevcut koşullarda bir süre elektrik enerjisi sağlandığı gibi davacının başka şekilde elektrik temin imkanı olmadığı da gözetildiğinde ihtilâf konusu olan hakkın geçici olarak ifa edilmesi, ihtilâflı hukukî ilişkinin geçici olarak düzenlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Ayrıca tedbirin uygulanması engel düzenleme bulunması halinde bu husunun tedbiri veren mahkemece değerlendirilerek tedbirin infaz edilecek niteliğe kavuşturulacağı açıktır. Bu durumda davalının istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; ilk derece mahkemesince geçici hukuki koruma yönünden taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ve davalı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı tarafından peşin yatırılan 492,00 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcının Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, harç tahsil / iade işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 05/07/2023 tarihinde, 6100 Sayılı HMK’nun 362. Maddesi (1-f) bendi ve 394/5 bendi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.