Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/1259 E. 2023/1115 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1259
KARAR NO : 2023/1115

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2023/210 Esas – Derdest
KARAR TARİHİ : 12/03/2023
DAVA : Yönetim Kurulu Kararının İptali- İhtiyati Tedbir.
KARAR TARİHİ : 16/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/05/2023

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosya incelendi;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü
TARAFLARIN İDDİA SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Yönetimi tarafından 17 Şubat 2023 tarih ve 2023/483 sayılı yazıyla bildirilen müvekkiline ait … ada … parselde imara aykırı sundurma olduğu iddiasıyla, araç parkı gölgeliğinin 30 gün içinde kaldırılması aksi takdirde başkaca bir izin ve ruhsat verilmeyeceğini ve yıkımı için Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bildirim yapılacağı yönündeki işlemin iptal edilmesi ve sundurmanın 30 gün içinde kaldırılmadığı takdirde uygulanacağı bildirilen hizmet kesintisinin uygulamasının yürütmesinin dava süresince durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; denetimin sadece davacı firma özelinde yapılmadığını, tüm firmalar bu şekilde denetlenerek imara aykırı yapıları tespit edilmiş ve kaldırılması, projeye uygun hale getirilmesi vs yönünde ihtar yazıları gönderildiğini, tüm firmalar bu şekilde denetlenerek imara aykırı yapıları tespit yapıldığını, müvekkil … …, belirtilen yasal düzenlemeler uyarınca yasanın verdiği görev ve sorumluluk ile hareket etmekte olup, davacı tarafın imara aykırı yapılarının varlığı karşısında hem yasaya aykırı hareket edip hem de müvekkil …’nin görev ve yetkisini kullanarak … içindeki firmaların yasalara uygun şekilde faaliyet göstermesini sağlama sorumluluğunu bir tehdit ve kötü niyet olarak algılamasının hukukla bağdaşır bir yanı bulunmadığını, asıl suç olan ise kanunla kurulmuş, görev ve yetkileri kanun da belirtilen bir …’ye bu şekilde bir ithamda bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; “…6100 sayılı HMK’ nun 389/1.maddesi uyarınca uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği; davacı vekiline dava dilekçesindeki talebini açıklamak üzere süre verildiği, davacı vekili tarafından sunulan 16.03.2023 tarihli dilekçeden “davalının 17 Şubat 2023 tarih ve 2023/483 sayılı yazısı ile bildirilen yapılan aykırı imalatların yıkımı için Çevre ve Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ na bildirim yapılacağı” kararının iptaline karar verilmesinin talep edildiği, buna mukabil …’ un … Mevzuatı uyarınca her türlü hizmeti keseceği ve başkaca hiçbir ruhsat ve izni vermeyeceği şeklindeki kararında belirtilen yaptırımların ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasının talep edildiği, ihtiyati tedbir talep edilen hususun uyuşmazlık konusu olmadığı, bu nedenle ihtiyati tedbir koşullarının bulunmadığı kanaatine varılmakla davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine .” Şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbir talebimizle yerine getirilmek istenen husus yukarıda anılı tespitin yapılmasına kadar geçen sürede otopark örtüsü gibi basit ve küçük bir yapının davalı tarafın isteminin hukuka aykırı olması sebebiyle müvekkil şirket tarafından 30 gün içerisinde yıkılmaması sebebiyle davalı tarafça hizmet kesintisi yapılmak suretiyle müvekkil şirketin ulusal ve uluslararası ölçekte bağıtlı olduğu sözleşmeleri yerine getirememek, üretim, pazarlama ve dağıtım faaliyetlerinin tamamen durması, nakit akış dengesinin bozulması, iflasa sürüklenmesi ve işçilerinin işsiz kalması gibi telafisi zor veya imkansız zararlara uğramasının engellenmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAFA CEVAP :
Davalı taraf istinafa cevap vermemiştir.
G E R E K Ç E:
Uyuşmazlık, davalıya tahsisli taşınmazda çekme mesafesine aykırı yapılan sundurmanın kaldırılmaması halinde elektrik, su vs hizmetlerin kesileceği, başkaca ruhsat izin verilmeyeceği ve imara aykırı binaların yıkımı için ilgili bakanlığa bilgi verileceği yönündeki işlemin iptali ile elektrik, su vs hizmetlerin kesileceği, başkaca ruhsat, izin verilmeyeceği yönündeki işlemin uygulanmasının durdurulması yönünde tedbir isteğine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yukarıda özetlenen gerekçelerle istemin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
6100 Sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilir; aynı Kanunun 357. maddesine göre de İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemeyeceği ve istinafta yeni delillere dayanılamayacağına ilişkin maddeleri çerçevesinde inceleme yapılmıştır.
Bilindiği üzere; uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK’nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır.
Eldeki davada istem, davalıya tahsisli taşınmazda çekme mesafesine aykırı yapılan sundurmanın kaldırılmaması halinde elektrik, su vs hizmetlerin kesileceği, başkaca ruhsat izin verilmeyeceği ve imara aykırı binaların yıkımı için ilgili bakanlığa bilgi verileceği yönündeki işlemin iptali ile elektrik, su vs hizmetlerin kesileceği, başkaca ruhsat, izin verilmeyeceği yönündeki işlemin uygulanmasının dava sonuçlanıncaya kadar durdurulması isteğine ilişkin olduğuna göre; davacının geçici hukuki korumaya yönelik istemi de 6100 Sayılı HMK un 389 uncu maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir niteliğinde olup, davacının istemi ve ilk derece mahkemesinin de bu yönde inceleme yapmasında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Öte yandan, 6100 Sayılı HMK’nun 389/1.fıkrasına göre; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
6100 Sayılı HMK.’nun “ihtiyati tedbirin şartları”na ilişkin 389/2 maddesinde; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Aynı Kanun’un 390/3.fıkrasına göre; tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin görev ve sorumlulukları” başlıklı 14. maddesinde 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu hükümlerinin saklı olduğu belirtilmiş; Değiştirilen, Eklenen ve Yürürlükten Kaldırılan Hükümler başlıklı 85. maddesinin h bendinde, «…12.4.2000 tarihli ve 4562 Sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 4 üncü maddesinin altıncı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Yürürlüğe giren mevzii imar plânına göre arazi kullanımı, yapı ve tesislerinin projelendirilmesi, inşası ve kullanımıyla ilgili ruhsat ve izinler ile işyeri açma ve çalışma ruhsatları … tarafından verilir ve denetlenir.
4562 Sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 3. maddesinin (h) bendinde, Organize Sanayi Bölgesi (…), “Sanayinin uygun görülen alanlarda yapılanmasını sağlamak, çarpık sanayileşme ve çevre sorunlarını önlemek, kentleşmeyi yönlendirmek, kaynakları rasyonel kullanmak, bilgi ve bilişim teknolojilerinden yararlanmak, sanayi türlerinin belirli bir plan dâhilinde yerleştirilmesi ve geliştirilmesi amacıyla, sınırları tasdik edilmiş arazi parçalarının imar planlarındaki oranlar dâhilinde gerekli ortak kullanım alanları, hizmet ve destek alanları ve teknoloji geliştirme bölgeleri ile donatılıp planlı bir şekilde ve belirli sistemler dâhilinde sanayi için tahsis edilmesiyle oluşturulan ve bu Kanun hükümlerine göre kurulan, planlanan ve işletilen, kaynak kullanımında verimliliği hedefleyen mal ve hizmet üretim bölgelerini” ifade eder şeklinde tanımlanmış; 4.maddesinin ondördüncü fıkrasında, “Yürürlüğe giren imar plânına göre arazi kullanımı, yapı ve tesislerinin projelendirilmesi, inşası ve kullanımıyla ilgili ruhsat ve izinler ile işyeri açma ve çalışma ruhsatları … tarafından verilir ve denetlenir. İşyeri açma ve çalışma ruhsatının verilmesi sırasında işyeri açma ve çalışma ruhsatına ilişkin harçlar, … tarafından tahsil edilerek ilgili belediye veya il özel idaresi hesabına yatırılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı maddenin son fıkrasında ise; ” … tüzel kişiliği, …’nin mevzuata ve imar planına uygun yapılaşmasından sorumludur. Ruhsatsız veya ruhsata aykırılığı tespit edilen yapılar hakkında ilgili idarece 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun 32 nci ve 42 nci maddeleri çerçevesinde tesis edilen işlemler ilgili … ve Bakanlığa bildirilir. Yıkım, Bakanlığın talimatı üzerine valilik veya kaymakamlık tarafından yapılır. Yıkım bedeli, yapı sahibi tarafından karşılanır.” Hükmünü içermektedir.
Nitekim, Organize Sanayi Bölgesi Uygulama Yönetmeliğinin 44 üncü maddesinde de bu hükme paralel olarak ruhsata aykırı ve ruhsatsız yapıldığı tespit edilen yapının o andaki inşaat durumu belirlenerek aykırılığın giderilmesi için katılımcıya 30 gün süre verilir, hükmünü içermektedir.
Somut olayda, davacı tarafından denetimde davalıya tahsisli … ada … parseldeki binanın kuzeyinde çekme sınırları içinde bulunan sundurmanın yıkılması için davalı tarafa 30 günlük süre verildiğine, aksi takdirde bu hususun Çevre Bakanlığına bildirileceği ve bir takım alt yapı hizmetlerinin verilmesinin durdurulacağı davalıya 17/02/2023 tarih 483 Sayılı yazı ile bildirilmiş ise de; davacı bakımından telafisi imkansız bir zarar doğacağı hususu ile ihtiyati tedbir kararı için yaklaşık ispat gerçekleşmediği gibi davanın esasını çözümler şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesi de hukuka aykırı olacağından; ilk derece mahkemesince davacının geçici hukuki koruma tedbirine yönelik isteminin reddine karar verilmesi sonucu itibariyle yerinde olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
Hal böyle olunca yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; ilk derece mahkemesince geçici hukuki koruma tedbirinin değerlendirilmesi bakımından taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığından ve davacı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi ve 2004 Sayılı İİK un 258/son maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından peşin yatırılan 492,00 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, harç iade işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 16/05/2023 tarihinde, 6100 Sayılı HMK’nun 362. Maddesi (1-f) bendi ve 2004 Sayılı İİK’nun 258/3. fıkrası gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.