Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/663 E. 2023/508 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/663
KARAR NO : 2023/508

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2021/1127 Esas 2021/356 Karar
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF TARİHİ : Davacı 24/01/2022
KARAR TARİHİ : 28/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/02/2023

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı, istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun 353/1(b-1/son) cümle uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;x

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü

DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Aydın-Çine Akçaova köyü civarında bulunan ve … Şti.ve … Şti. tarafından işletilmekte olan İR69085 ruhsat numaralı sodyum feldispat maden ocağında yapılan kontrolsüz kazı ile, kendilerine ait Enerji Nakil Hattı direklerinin zarar gördüğünü belirterek yapılan tüm işe ait İmalat, Malzeme Temini, Montaj Çekimi ve İletken Çekimi Bedeli olarak Kurum tarafından şimdilik 842.536,95 TL ve 151.656,65 TL Kdv almak üzere toplam 994.193,60 TL ve Çine Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/147 D.İŞ dosyasında 1.373.80 TL yargılama gideri ve firmalara gönderilen Denizli 3.Noterliği 20/12/2012 Tarih ve 42732 Yevmiye Numaralı ihtarname bedeli olan 272,18 TL ile Denizli 5.Noterliği 28.08.2013 Tarih ve 21231 yevmiye numaralı ihtarname bedeli 406,21 TL yapılacak kamulaştırma çalışmaları ve sair işlerden kaynaklarıan doğacak masraflar olmak üzere 1.036.040,00-TL’nin dava konusu zarara neden olan heyelanın meydana geldiğinin öğrenildiği 15/10/2012 tarihinder itibaren TC Merkez Bankasının kısa vadeli avans kredilerine uyguladığı avans faizi oranı üzerinden tahsil tarihine kadar işleyecek faizi ile birlikte davalı şirketlerden müştereken ve müteselsilen tahsili talep ve dava etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; direklerin olduğu bölgenin işletme ruhsatı sınırları dışında , şirketle kesin surette ilgisi olmayan işletme ruhsatı ve işletme izni ile orman izini ve çalışma sahasının dışında kalan bir alan olduğunu , madencilik faaliyetlerini yasal hukuk çerçevesinde alınan izinler çerçevesinde madencilik faaliyetleri uygulama yönetmeliğine uygun şekilde madencilik faaliyetleri yapıldığını , bunun dışında herhangi bir faaliyette bulunulmadığını ,bölgedeki deprem hareketliliğinin direklere zarar vermiş olabileceğini , heyelan olan bölgede direklerin hemen altında orman yolu geçtiğini, kaymanın alternatif yol yapım çalışmaları sırasındaki sarsıntılar nedeni ile de olabileceğini, taşıyıcı direkler arasındaki mesafenin uzun olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; Çine Asliye Hukuk Mahkemesince verilen kararın “gönderme” kararı olduğu, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun ilgili kararında da açıkça iş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına denilmek suretiyle bu tarihten önce açılmış ticari davaların bu belirleme kapsamı dışında tutulduğu ve ilgili kararda doğal hakimlik ilkesinin gözetildiğinin de açık olduğu, dava açmanın yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından birinin davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık sabit hale gelmesi olduğunu, bu ilkeye göre sonradan ortaya çıkan değişikliklerin görevi ve yetkiyi etkilemeyeceğinden bahisle davada HMK’nun 114/1-c maddesinde düzenlenen göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 115/2. maddesi gereğince davanın usulden reddine, görevli mahkemenin Çine Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde talep olması halinde dosyanın görevli ve yetkili Çine Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Usul hukukunda görevin kamu düzenine ilişkin olduğunu ve yargılamanın her safhasında mahkeme tarafından re’sen gözetileceğini , Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun söz konusu kararında, derdest olan davaların istisna tutulduğuna yönelik herhangi bir açık düzenleme olmamakla birlikte derdest davaların istisna tutulduğuna dair yorum getirmenin mümkün olmadığından bahisle ,İlk derece mahkemesinin ilgili Genel Kurul kararını görülmekte olan davalar yönünden uygulanamayacağı şeklindeki tespitinin hatalı olduğunu , ilgili kararın kapsamının yanlış yorumlanmasına ve hatalı şekilde hüküm kurulmasına sebep olduğundan bahisle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAFA CEVAP :
Davalı taraf istinafa cevap vermemiştir.

G E R E K Ç E

Uyuşmazlık, davalının maden sahası işletmesi nedeniyle meydana gelen kayma ve heyelandan dolayı davacıya ait direklerde meydana gelen zararın tahsili istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi’nce yukarıda gösterilen gerekçelerle göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi gereğince re’sen gözetilecekler dışında istinaf dilekçesinde gösterilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan incelemede;
Davanın açıldığı Çine Asliye Hukuk Mahkemesinde ( Ticaret Mahkemesi Sıfatı ile ) 2014/37 esas numarası ile yargılama devam ederken , Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararını gerekçe göstererek Aydın Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/09/2021 tarihi itibariyle faaliyete geçtiğini ve davanın mahiyeti itibariyle Türk Ticaret Mahkemesi Kanunu kapsamında kalan davalardan olması nedeniyle dosyanın re’sen yetkili ve görevli Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.
Çine AHM’nce verilen kararın devir mahiyetinde olup verildiği tarih itibariyle kesin olduğu belirtilerek 18/11/2021 tarihinde dava dosyası yetkili ve görevli Aydın Asliye Ticaret mahkemesine gönderilmiştir.
Eldeki dava, 6102 Sayılı TTK’nın yürürlüğe girdiği tarih olan 01/07/2012 tarihinden sonra 04/08/2020 tarihinde açılmıştır.
6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin taraflarının ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer Kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Örneğin; ödünç para verme işlerine ilişkin uyuşmazlıklar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İİK’nun 154 ve devamı maddeleri gereğince ticari dava sayılır. Buna karşılık 4. Madde uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ile fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa ticari dava sıfatını kaybedecektir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nun 19/2. Fıkrası gereğince; taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanunun 2. Maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nun 5. Maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri aralarındaki ilişki artık iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisi haline dönüşmüştür. Göreve ilişkin düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olduğundan her aşamada re’sen gözetilmelidir.
Bu kuralın tek istisnası; 6335 sayılı Kanunun 2. Maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nun 5/4. Fıkrasında düzenlenmiş olup, buna göre yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemelerinde açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, asliye ticaret mahkemesinin görevsizlik kararının verilmesini gerektirmeyecektir.
6102 Sayılı TTK’nun 12.maddesinde; bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kişiye tacir denir. Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret sicilde tescil ederek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlatmamış olsa bile tacir sayılır.
Somut olayda tacirler arasında görülen eldeki davanın ticari dava olduğu çekişmesizdir.
Çine AHM’nin kararına dayanak yaptığı 08/07/2021 tarih ve 31535 sayılı RG’de yayınlanan 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararıyla Aydın Asliye Ticaret Mahkemesinin faaliyete geçirildiği ve yargı çevresinin Aydın ili mülki sınırlar olarak belirlendiği kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren yürürlüğe gireceği belirtilmiştir. Ancak anılan HSK kararında mahkemelerce 01/09/2021 tarihinden önce açılmış derdest davaların yeni görevlendirilmiş mahkemelere aktarılacağı yönünde bir açıklamaya yer verilmediğinden bu mahkemenin Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla Aydın Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle gönderme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür. (Yargıtay 4.HD’nin 2022/2384 E – 2022/7144 K sayılı 11/04/2022 tarihli.)
Yargıtay 5.HD’nin 2022/3118 E-2022/3099 K. Sayılı 07/03/2022 Tarihli il bakımından yargı yerinin belirlenmesine ilişkin kararında özetle; Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararıyla 01/09/2021 tarihi itibariyle Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin faaliyete geçirildiği, davanın 08/02/2016 tarihinde açıldığı, 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararda derdest dosyaların devredileceği yönünde bir ibare bulunmadığı anlaşıldığından, dosyanın Aydın (….)Asliye Hukuk Mahkemesi’nce görülerek sonuçlandırılması gerektiğine işaret edilmiştir.
Yine Yargıtay 5.HD’nin 2022/1073 E – 2022/2686 K sayılı 21/02/2022 tarihli ilçe ve il bakımından yargı yerinin belirlenmesine ilişkin kararında özetle; “Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı sonrası asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların devredilerek, asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun bulunmadığı, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı öncesinde asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların görülmeye devam edilmesi gerektiğine” işaret edilmiştir.
Açıklanan bu nedenlerle Aydın Asliye Ticaret Mahkemesinin, göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulen red kararı verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir. Davacının istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; ilk derece mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ve davacı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından peşin yatırılan 220,70-TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcının alınması gereken 179,90 TL’den mahsubuyla, bakiye 99,20 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının yatıranlara iadesine,
5-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans ve harç tahsil / iade işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 Sayılı HMK’nun 362. Maddesi (1-a) bendi uyarınca 28/02/2023 tarihinde KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.