Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/450 E. 2022/292 K. 14.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/450
KARAR NO : 2022/292

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2021/1679 Esas – Derdest
KARAR TARİHİ : 24/12/2021
DAVA : Maddi Tazminat – İhtiyati Haciz
İSTİNAF TARİHİ: 03/01/2022
KARAR TARİHİ : 14/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/02/2022

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun 353/1(b-1/son) cümle uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü
TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29.06.2020 tarihinde … Müdürlüğü hizmet sahası dahalinde davalı … ‘ye ait … ilçesi, … Mah. … sk ‘da yapılan kazı çalışmaları sırasında müvekkil şirkete ait bakır kablolalarına zarar verildiğini, müvekkil şirketin haksız fiil nedene ile 1.071,05 TL zarara uğradığını, 10.07.2020 tarihinde … Müdürlüğünün hizmet sahası dahilinde, davalı … ‘ye ait “… İlçesi … Mah. … Sok.No:… adresinde , yapılan kazı çalışmaları sırasında müvekkil şirketle ait bakır kablolarına zarar verildiğini, şirketin haksız fill nedeniyle 1273,07 TL zarara uğradığını, 28.07.2020 tarihinde … Müdürlüğünün hizmet sahası dahilinde, davalı … ‘ye ait “… İlçesi … Mah. … Sk, » yapılan kazı çalışmaları strasında müvekkil şirkete ait bakır kablolarına zarar verildiğini, zarar verildiğini, şirketin haksız fiil nedeniyle 636,69 TL zarara uğradığını, 12.08.2020 tarihinde … Müdürlüğümüz hizmet sahası dahilinde, davalı … * ye ait “… İlçesi … Mah. … adresinde , yapılan kazı çalışmaları sırasında müvekkil şirkete ait bakır kablolarına zarar verildiğini, şirketin haksız fiil nedeniyle 2816,39 TL zarara uğradığını, 20.08.2020 tarihinde … Müdürlüğümüz hizmet sahası dahilinde, davalı … “ye ait ‘… Mah, adresinde , yapılan kazı çalışmaları sırasında müvekkil şirkete ait bakır kablolarına zarar verildiğini, şirketin haksız fiil nedeniyle 1.076,33 TL zarara uğradığını, 12.11.2020 tarihinde … Müdürlüğümüz hizmet sahası dahilinde, davalı … ‘ye ait “… İlçesi … Bulvarı …Sk adresinde , yapılan kazı çalışmaları sırasında müvekkil şirkete ait bakır kablolarma zarar verildiğini, Müvekkil şirket haksız fiil nedeniyle 703,64 TL zarara uğradığını, 02.12.2020 tarihinde … Müdürlüğümüz hizmet sahası dahilinde, davalı … “ye ait *… İlçesi … Bulvarı adresinde , Yapilan kazı çalışmaları sırasında müvekkil şirkete ait bakır kablolarına zarar verildiğini, şirketin haksız fiil nedeniyle 1.218,84 TL zarara uğradığını, 21.12,2020 tarihinde … Müdürlüğümüz hizmet sahası dahilinde, davalı … “ye ait “… İiçesi … Mah … Mevki adresinde, yapılan kazı çalışmaları sırasında müvekkil şirkete ait bakır kablolarına zarar verildiğini ve Müvekkili şirketin haksız fiil nedeniyle 2474,00 TL zarara uğradığını, tüm bu olayların, kolluk kuvvetleri tarafından tespit edildiğini, davalının hasar tarihinden bugüne kadar hiçbir ödeme yapmayarak, müvekkil şirketin mağduriyetine sebebiyet verdiğini, davaların kabulü ile öncelikle müvekkil şirketin alacağının karşılıksız kalmaması için davalının menkul ve gayrimenkullerinin üzerine ihtiyati tedbir konulmasına 10.970,01 TL nin olay tarihlerinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avansı faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonucu verilen kararda özetle; 6100 sayılı HMK’nın 389/1 ve 390/3 maddesi gereğince davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
D E L İ L L E R:
Günlük şantiye defteri, ekip günlük iş raporu, hasar tespit tutanağı, tüm dosya kapsamıdır.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbir kararlarıyla amaçlananın; hak kaybının önlenmesi ve dava sonucunda verilecek kararların icra edilebilirliğinin sürdürülmesi olduğunu, işbu dava da taraflarınca talep edilenin ihtiyati tedbir talebi dava sonucunda verilecek kararın icra edilebilirliğini sürdürmeyi amaçlamak istenilmişse de dayanaksız mahkeme kararını kabul etmelerinin mümkün olmadığını, davalının belirli tarihlerde müvekkil şirket kablolarına kasar verdiğini ve hasar tarihlerinden bugüne kadar hiçbir ödeme yapmayarak, müvekkil şirketin mağduriyetine sebebiyet verdiğini beyan ederek itirazlarının kabulü ile; yerel mahkemenin 24.12.2021 Tarih ve 2021/1679 E Sayılı dosyasındaki kararın kaldırılması müvekkil şirketin alacağının karşılıksız kalmaması için davalının menkul ve gayrimenkullerinin üzerine İhtiyati Tedbir Konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAFA CEVAP:
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davacının istinaf başvurusunun reddine ve vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.

G E R E K Ç E
Uyuşmazlık, kazı çalışması sırasında davacı şirkete ait kablolara verilen zararın tazmini için açılan maddi tazminat davasında istenilen geçici hukuki koruma tedbirinin reddinden kaynaklanmaktadır.
İlk derece mahkemesince,24/12/2021 tarihli ara karar ile 6100 Sayılı HMK 389/1 ve 390/3 üncü maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir isteminin uyuşmazlık konusu olmadığından istemin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bilindiği üzere, uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu olması halinde 6100 Sayılı HMK’nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır.

6100 Sayılı HMK’nun 33. maddesi gereğince olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme mahkemeye aittir. İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz iki ayrı koruma tedbiri olup amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır. Biri diğerinin yerine geçmek üzere karar verilmez. Diğer bir anlatımla talep ya ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbir şeklinde nitelendirilip hüküm altına alınmalıdır. Nitekim 6100 Sayılı HMK’nun 406/2. fıkrasında “İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır.” denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde “özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır.” denmiştir.
Eldeki davada istem, su borularının onarımı sırasında yapılan kazılar sırasında oluşan kablo zararının tazminine yönelik maddi tazminat isteğine (para alacağına) yönelik olduğuna göre; davacının geçici hukuki koruma istemi ihtiyati haciz olup; ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir olarak nitelendirilmesi hukuka aykırı olmuştur.
Keza, 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için bir alacağın varlığı ve bu alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır. Ayrıca, aynı Kanunu’nun 258/1.maddesinde; “Alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” şeklinde belirtilen husus alacağın yaklaşık ispat kurallarına göre, ispatına ilişkin delil ve belgelerin sunulmasını gerektirir.
Somut olayda, davalı … Belediyesi tarafından 2020 yılı içinde değişik tarihlerde … İlinin çeşitli ilçelerinde yapılan su borularında yapılan onarım ve bağlantı çalışmaları kapsamında yapılan kazılar sırasında davacı şirkete ait kabloların zarar gördüğünden bahisle açılan tazminat davasında ihtiyati haciz istenildiğine göre; kamu kurumu olan davalının istenilen tazminat miktarını her zaman ödeme gücü bulunacağı gibi davacının alacağının varlığının ve miktarının yargılamayı gerektirmesi nedeniyle yaklaşık ispat edemediği anlaşıldığından; davacı yararına İİK un 257 inci maddesinde öngörülen ihtiyati haciz koşulları gerçekleşmediğinden; İlk derece mahkemesince davacının geçici hukuki koruma isteminin reddine karar verilmesi sonucu itibariyle hukuka uygun olduğundan, davacı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Hal böyle olunca yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; ilk derece mahkemesince davacının geçici hukuki koruma tedbirinin incelenmesi bakımından taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ve davacı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi gereğince esastan reddine ilişkin karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından peşin yatırılan 220,70 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının yatıranlara iadesine,
5-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans ve harç tahsil / iade işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 Sayılı HMK’nun 362. Maddesi (1-a) bendi ile 2004 Sayılı İİK un 258/son maddesi uyarınca 14/02/2022 tarihinde KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.