Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/3165 E. 2023/224 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/3165
KARAR NO : 2023/224

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2022/140 Esas – 2022/530 Karar
KARAR TARİHİ : 15/06/2022
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF TARİHİ : 02/11/2022 Davacı
KARAR TARİHİ : 26/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/01/2023

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a bendi uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü

DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait, … plakalı aracın 23.12.2021 tarihinde, seyir haline iken, … A.Ş.’de km 361 geldiği esnada aniden yola fırlayan köpeğe çarpması sonucu ön kısımlarından ve muhtelif sair kısımlarından maddi hasarlı zarara uğradığını, kolluk kuvvetlerince tutulan Kaza Tespit Tutanağında bu kazanın oluşumunda yolun bakım ve işletmesinden sorumlu … A.Ş. ” karayolu yapısını, trafik işaretlerini, trafik güvenliğini sağlayacak şekilde düzenlemediği” tespit edilerek kusurlu bulunduğunu, müvekkili şirkete ait … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli, değer kaybı ve kazanç kaybının İzmir 13.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/212 D.İş. sayılı dosyası ile tespit ettirildiğini ve tespit dosyasına verilen raporda; KDV dahil 58.615,75 – TL hasar bedeli, 5.000,00-TL değer kaybı , 4.iş günü kazanç kaybı tespit edildiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin, davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kısmi alacak davası olduğunu, müvekkili şirketin her türlü projelendirme, yapım, bakım ve onarım çalışmasını yerine getirdiğini, Karayolları Genel Müdürlüğü Teknik Şartnamelerinde belirtilen standartlara uygun hareket etmekte olduğunu, bu standartlara göre düzenlenerek çalışmanın yapıldığı bölgeden sorumlu emniyet amirliği ve Karayolları Genel Müdürlüğünce onaylanmış trafik projelerine uygun olarak trafik işaretlemesi yapmakta olduğunu, müvekkili şirketin ilgili mevzuat ve teknik şartnameler uyarınca üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini, davacı tarafından Sayın Mahkemeye sunulan dava dilekçesi ile değer kaybı, hasar bedeli ve kazanç kaybı tutarının tahsilinin talep edildiğini, söz konusu talebe ilişkin olarak; davacı tarafça dava dilekçesi ile birlikte değer kaybını kanıtlar herhangi bir hukuki delil sunulamadığını, bilirkişi raporunda ve dava dilekçesinde, söz konusu zararın yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının haksız ve hukuki mesnetten yoksun davasının öncelikle müvekkili şirket açısından usulden reddini, söz konusu itirazlarının yerinde görülmemesi halinde dava dilekçesinde yer alan hususlara ilişkin itirazlarının yerinde görülerek, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; somut olayda, davacı şirkete ait aracın hususi araç olması nedeniyle mutlak ticari dava olmadığından genel görevli ve yetkili mahkeme olan İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, mahkemenin görevli bulunmadığı kanaatine varıldığından, HMK 115/2. Maddesi gereği dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından müvekkil şirkete ait aracın hususi araç olması nedeni ile mutlak ticari dava olmadığından görevli ve yetkili mahkemelerin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna ilişkin hükümü usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektiğini, müvekkil şirkete ait kiralık ( Rent A Car ) olarak kullanılan … plakalı aracın kullanım amacı ticari olduğunu, tarafların sıfatı ve araçların niteliği ve kullanım amacına göre ticari nitelikteki aracın karıştığı trafik kazası nedeniyle uğranılan zararların tazmini amacıyla açılan işbu davada yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 4/1 ve 5. Maddeleri uyarınca görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, İşbu davaya konu müvekkil şirkete ait araçtaki zarar davalı … A.Ş.’nin ticari işi nedeni ile işlettiği otoyol’da meydana geldiğini, her iki tarafın tacir olduğuna ilişkin herhangi bir ihtilaf bulunmamak ile birlikte her iki tarafın da ticarî işi için kullanılan alanlarda zarar meydana geldiğini, bu nedenle yerel mahkeme tarafından verilen görevsizlik kararı usule, yasaya ve kanuna aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurularının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAFA CEVAP :
Davalı taraf istinafa cevap vermemiştir.

G E R E K Ç E

Uyuşmazlık, haksız fiil niteliğinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle maddi tazminat isteminden kaynaklanmaktadır.
İDM’nce yukarıda özetlenen gerekçelerle, Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin görevli olduğundan bahisle göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulen reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi gereğince re’sen gözetilecekler dışında istinaf dilekçesinde gösterilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan incelemede;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, tacir sıfatına sahip davacı şirkete ait araçta , tacir davalının haksız eylemi ile meydana geldiği iddia edilen zarardan kaynaklanmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde, ”Erişme kontrollü karayolu (otoyol): özellikle transit trafiğe tahsis edilen, belirli yerler ve şartlar dışında giriş ve çıkışın yasaklandığı yaya, hayvan ve motorsuz taşıtların giremediği, ancak izin verilen motorlu araçların yararlandığı ve trafiğin özel kontrole tabi tutulduğu karayoludur.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun Karayolları Genel Müdürlüğünün Görev Yetkileri başlıklı 7/1-a bendine göre; ”Kara Yolları Genel Müdürlüğü’nün yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında can ve mal güvenliği yönünden gerekli düzenleme ve işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırmakla” yükümlü olduğu belirlenmiştir.
Trafik kazası nedeniyle kazasının oluşmasında kusurlu bulunması durumunda zarar gören 2918 sayılı KTK 13.maddesinde trafik güvenliğini ilgilendiren konularda alınacak önlemlerin alınmamasından kaynaklanan sorumluluk gereğince sorumlu olan idare veya şirketten istemde bulunabilir.
6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin taraflarının ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer Kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Örneğin; ödünç para verme işlerine ilişkin uyuşmazlıklar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İİK’nun 154 ve devamı maddeleri gereğince ticari dava sayılır. Buna karşılık 4. Madde uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ile fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa ticari dava sıfatını kaybedecektir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nun 19/2. Fıkrası gereğince; taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanunun 2. Maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nun 5. Maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri aralarındaki ilişki artık iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisi haline dönüşmüştür. Göreve ilişkin düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olduğundan her aşamada re’sen gözetilmelidir.
Somut olayda; davacı ve davalının tacir oldukları, kazaya karışan davacı tarafın maliki olduğu araç hususi olarak kayıtlı ise de, ticari amaçla araç kiralama işinde kullanıldığı kazanın müşteri kullanımında iken meydana geldiği, davanın, tarafların ticari işletmeleri bünyesinde gerçekleşen haksız fiile dayalı ticari dava niteliğinde olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Tüm bu nedenlerle, davaya bakmakla görevli olan mahkemenin usulden red kararı kararı isabetli olmadığından, davacının istinaf talebinin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (a-3) bendi gereğince “mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen yetkisizlik kararı vermiş olması” hükmü gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının esası incelenmeden kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/140 Esas – 2022/530 Karar sayılı, 15/06/2022 tarihli kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1 fıkra (a-3) bendi gereğince ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacının peşin yatırdığı 80,70-TL istinaf karar ve ilam harcının istek halinde iadesine, 220,70-TL istinaf yoluna başvuru harcının mahsubu ile Hazineye gelir kaydına,
5-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği ve harç tahsil / iade işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 Sayılı HMK’nun 362. Maddesi (1-c) bendi uyarınca 26/01/2023 tarihinde KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.