Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/2926 E. 2022/2419 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/2926
KARAR NO : 2022/2419

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2022/827 Esas (Derdest)
KARAR TARİHİ : 15/09/2022
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF TARİHİ : 23/09/2022
KARAR TARİHİ : 22/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/11/2022

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı, davalı istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosya incelendi;

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü

DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası ile sigortalanan ve diğer Davalı …’ ın sevk ve idaresindeki, … plaka sayılı aracın, yaya …’ a çarması sonucu, henüz 21 yaşında ve 85 günlük yeni evli olan …’ ın vefatıyla sonuçlanan elim trafik kazası meydana geldiğini bu nedenle dava dilekçesinde Davalı …’ın dava değerine yetecek miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarının teminat yatırmaksızın ihtiyaten haczine, dava değeri göz önünde bulundurularak mahkemenizce takdir edilecek miktarın TBK md.76 uyarınca müştereken ve müteselsilen olmak üzere davalılar tarafından davacı …’a geçici olarak ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın söz konusu talebine istinaden ortada haksız fiilden kaynaklı bir zararın olduğunun tespit bulunmadığını, maluliyet oranının ve kusur oranının belli olmadığını, ihtiyati hacze yakın ispat koşulunun bulunmadığını, davacı tarafından müvekkili davalı aleyhine ihtiyati haciz talebi ve sayın mahkemenizce müvekkil …’ın 505.938,56 tl’lik yeter miktarda menkul ve gayr menkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasının tedbirde ölçülülük” ilkes apaçık aykırılık teşkil edeceğini, müvekkili …’ın maddi durumunun iyi olmayan ve pazarcılıkla geçimini sağlayan sade bir vatandaş olduğunu, müvekkiline ait sosyal ve ekonomik durum araştırmasının cevabı henüz gelmeden ihtiyati hacze ilişkin karar verildiğini, müvekkili her alacağına sadık olmuş, ve hiç kimseye borcu olmayan ve alacaklarından mal kaçırma kast vs. Durumu söz konusu olmaya bir vatandaş olduğunu, 30/06/2022 tarihli ihtiyati hacze ilişkin verilen ara kararı haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup, mezkur karara ilişkin itirazlarının kabulüne, müvekkili menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerindeki ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER :
Fethiye 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/65 Esas – 2018/849 Karar sayılı 13/11/2018 tarihli kararı, Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1007 Esas – 2021/919 Karar sayılı 16/11/2021 tarihli kararı, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle;
2004 sayılı İİK’nun 257. vd. maddeleri gereğince talep eden yönünden yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği dikkate alınarak 2004 sayılı İİK.nun 258/2 maddesi gereğince takdiren borçlu dinlenmeden 6100 sayılı HMK.nun 316/1-c maddesi delaletiyle 320/1 maddesi gereğince yapılan inceleme sonucunda 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 265/3 maddesi gereğince ihtiyati haciz isteğinin kabulüne karar verilerek, bu karara karşı davalı … vekilinin itirazlarının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının dava dilekçesinde ihtiyati haciz talep edilmiş ise de; dosya kapsamında gerekçe göstermediğini ve bu husustaki talebine istinaden herhangi bir talebine ilişkin açıklamaya da yer verilmediğini, gerek ihtiyati tedbirin gerekse de ihtiyati haczin geçici hukuki korumalar olduğunu, HMK’ nin 389. Maddesinde ” Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceğini, birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır” hükmü düzenlenmekle ihtiyati tedbir açıklandığını, davacı tarafın söz konusu talebine istinaden ortada haksız fiilden kaynaklı bir zararın olduğunun tespiti bulunmadığı, aynı şekilde maluliyet oranının ve kusur durumunun belli olmadığı ve ihtiyati hacze yakın ispat koşulu gerçekleşmediği için bu durumda ihtiyati haciz talebinin reddi gerektiğini, ayrıca da davaci tarafın müvekkil davalı aleyhine ihtiyati haciz talebi ve yerel mahkemece müvekkil …’in 505,938,56 TL’lik yeter miktarda menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü sahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulması hususu “tedbirde ölçülülük” ilkesi apaçık aykırılık teşkil edeceğini, zira “tedbirde ölçülülük” gereğince davalı …’ın ekonomik hayatı etkilemeyecek bir biçimde karar verilmesi gerektiğini, ancak söz konusu ihtiyati haciz işlemi tamamen müvekkil davalının ekonomik anlamda hayatına zarar vermeye yönelik bir talep olmanın yanı sira davacı tarafın bu talebi haksız ve hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiğini, yüksek Mahkemenizin yukarıdaki talepleri hususunda aksi kanaate olacaksa; her ne kadar dosya kapsamında davacılar vekilinin talebi olan adli yardım talebini kabul etmiş ise de sadece ihtiyati haciz talebine ilişkin olarak teminat karşılığında yeniden değerlendirilmesi ve bu teminatın yatırılması için de davacılar vekiline kesin süre verilmesini talep ettiklerini, zira ihtiyati haciz de teminatın amacı davacılar tarafından haksız ihtiyati haczi başvurulup, borçlunun mağduriyetinin giderilmesini sağlamak olduğunu, hem alacaklının hem de borçlunun menfaat dengesinin korunması gerektiğini beyan ederek Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2022/827 Esas sayılı dosyasının 15/09/2022 tarihli ara kararında borçlu …’ın menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulması kararına itirazlarımızın reddine ilişkin ara kararı haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup, mezkur karara ilişkin itirazlarının kabulü ile, müvekkil davalının menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerindeki ihtiyati haczin kaldırılmasına, Yüksek Mahkeme aksi kanaate olacaksa her ne kadar davacılar vekilinin adli yardım talebi kabul edilmiş ise de hem alacaklının hem de borçlunun menfaat dengesini korumak için davacıların ihtiyati haciz talebinin teminat karşılığında yeniden değerlendirmeye alınmasına, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmilini talep etmiştir.
İSTİNAFA CEVAP :
Davacı taraf istinafa cevap vermemiştir.

G E R E K Ç E:

Uyuşmazlık, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan haksız eylem nedeniyle maddi tazminat isteğine ilişkin açılan davada istenilen geçici hukuki koruma tedbirinin kabulü kararına yapılan itirazın reddine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davacının geçici hukuki koruma isteğinin 30/06/2022 tarihli tensip zaptı ( 3 ) numaralı ara kararı ile kabulüne, ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiş, davalı vekilinin itirazı üzerine 15/09/2022 tarihinde yazılan gerekçeli ara karar ile davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş; bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bilindiği üzere, uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK’nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır.
6100 Sayılı HMK’nun 33. maddesi gereğince olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme mahkemeye aittir. İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz iki ayrı koruma tedbiri olup amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır. Biri diğerinin yerine geçmek üzere karar verilmez. Diğer bir anlatımla talep ya ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbir şeklinde nitelendirilip hüküm altına alınmalıdır. Nitekim 6100 Sayılı HMK’nun 406/2. fıkrasında “İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır.” denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde “özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır.” denmiştir.
Dava konusu istek, maddi tazminata (para alacağına) ilişkin olduğundan geçici koruma talebinin ihtiyati haciz olduğu gibi ilk derece mahkemesince geçici hukuki koruma tedbirinin ihtiyati haciz olarak değerlendirilmesinde hukuka aykırılık yoktur.
Keza, 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacze karar verebilmek için bir alacağın varlığı ve bu alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımakta olup, aynı Kanunu’nun 258/1.maddesinde; alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur, şeklinde belirtilen husus alacağın yaklaşık ispat kurallarına göre, ispatına ilişkin delil ve belgelerin sunulmasını gerektirir.
Somut olayda; davacı taraf yaralamalı trafik kazası olan haksız eyleme dayanarak manevi tazminat ve ihtiyati haciz istediğine göre; davacının alacağının 6098 Sayılı TBK un 117 inci maddesi uyarınca kaza tarihi olan 15/10/2016 tarihinde muaccel hale geldiği açıktır. Keza, Fethiye 3.Asliye Ceza Mahkemesinin 13/11/2018 tarih, 2017/65 Esas, 2018/849 sayılı karar ile davalı sürücü …’ın kazanın gerçekleşmesinde asli ve birinci derece kusurlu bulunarak taksir ile ölüme neden olduğundan cezalandırılmasına karar verildiği bu kararın İzmir BAM 14. Ceza Dairesinin 2019/335 Esas,2020/733 sayılı 28/02/2020 tarihli kararı ile düzeltilerek esastan reddine karar verilmek suretiyle kesinleştiği sabittir. Ayrıca, davacıların Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/38 esas sayılı dosyasında alınan aktüerya raporu ile tazminat miktarlarının belirlendiğine göre; davacıların alacağının yaklaşık da olsa ispat edildiği anlaşıldığından; ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz isteminin kabulüne menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine haciz konulmasına karar verilmesinde hacizde ölçülülük ilkesi kapsamında da hukuka aykırılık görülmemiştir.
Hal böyle olunca yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre;6100 Sayılı HMK un 355 ve 357 inci maddeleri uyarınca yapılan inceleme üzerine, ilk derece mahkemesince davacının geçici hukuki koruma tedbirinin değerlendirilmesi bakımından taraflarca gösterilen delillerin toplamasında ve değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığından ve davalı … vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince esastan reddine ilişkin karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … tarafından peşin yatırılan 220,70-TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 80,70-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, harç tahsil / iade işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 22/11/2022 tarihinde, 6100 Sayılı HMK’nun 362. Maddesi (1-f) bendi ve 2004 Sayılı İİK’nun 265/Son fıkrası gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.