Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/2089 E. 2022/1844 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/2089
KARAR NO : 2022/1844

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2018/438 Esas – 2022/232 Karar
KARAR TARİHİ : 15/03/2022
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF TARİHİ : Davacı(19/05/2022) – Davalı(03/06/2022)
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/09/2022

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı, davalı/davacı istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1-son cümle uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü

DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …’in idaresinde bulunan … adına kayıtlı … plaka sayılı aracın 06/12/2011 tarihinde sürücüsünün kusurlu davranışı sonucunda, müvekkilinin kullandığı … plaka sayılı araca çarparak hasarlanmasına ve müvekkilinin kolunda, sağ bileğinde, sağ diz kapağında parçalı kırım olmak üzere tıbbı kemik kırıklarının meydana geldiğini, kaza sonrasında müvekkilinin Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığını, hastanede yeterince müdehale yapılmadığı için zorunlu olarak ihtisas hastanesi olan El Mikrocerrahi ve Travmatoloji Hastanesi’ne yatırıldığını, kazara tarihinden sonra uzun süre koltuk değneği ile yürümeye başladığını, müvekkilinde çarpmanın etkisi ile işitme kaybı meydana geldiğini, müvekkilinin … Belediyesinde inşaat teknikeri olarak çalıştığını, iş görmezlik geliri ile geçinmeye çalıştığını, Emot El Mikro Cerrahi ve Tarvmatoloji Hastanesi’ne 32.000 TL üzerinde ödeme yapıldığını, müvekkilinin mağdur olduğunu, kaza nedeni ile kendi ihtayaçlarını karşılayamaz olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile ilk tedavi masrafı olarak 32.000 TL’nin 06/11/2011 tarihi olan kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınmasına, 30.000 TL manevi tazminatın davalı … ve … ‘nden yasal faizi ile birlikte müteselsilen alınmasına, kazaya karışan … plaka sayılı araç üzerine tedbir konulmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu trafik kazasının gerçekleştirildiği müvekkilinin üzerine kayıtlı … plaka sayılı aracın KTK zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi kapsamında sigortalı olduğundan maddi zararlar bakımından sorumluluk … ‘ye ait olduğunu, aracın 06/04/2011 başlangıç tarihi ve 06/04/2012 bitiş tarihi olmak üzere 1 yıl süre ile … tarafından sigortalı olduğunu, zorunlu mali sorumluluk sigortacısının yaralanan kimselerin ilk yardım, muayene ve kontrol veya bu yaralanmadan ötürü ayakta hastane, klinik ve diğer yerlerdeki tedavi giderlerinin sigorta teminatı kapsamında olduğunu, bu nedenlerle müvekkili hakkında açılan tazminat davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekil cevap dilekçesinde özetle : Müvekkili şirkete sigortalı olan araca ilişkin olarak rizikonun gerçekleşmesinden sonra sigortalı … tarafından herhangi bir ihbarda, davacı tarafından da herhangi bir talepte bulunulmadığından muaccel bir alacağın olmadığını, trafik kazalarından doğan tedavi giderleri ve geçici iş görmezlik bedellirinin sigorta şirketleri tarafından karşılanmakta iken 6111 sayılı yasada yapılan değişiklikten sonra bu giderlerin SGK tarafından karşılanacağının açıca belirtildiğini, davacı tarafından bahsi geçen hastane gideri olan 32.000 TL’den SGK Genel Müdürlüğü’nden talep edilebileceğinden bahisle davanın dava şartı yokluğu ile reddine, davanın SGK Genel Müdürlüğü’ne ihbarına, haksız ve kötü niyetli davanın reddine, kötü niyetli olarak dava açılmış olduğundan davacının disiplin para cezasını ödemeye mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Kemalpaşa Sulh Ceza Mahkemesi’ nin 2012/194 E. 2013/683 K. Sayılı dosyası Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 11/10/2013 Tarihli raporu, İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğü’ nün 04/09/2014 tarihli raporu, bilirkişi raporları , bilirkişi ek raporları , İzmir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Alsancak Sosyal Güvenlik Merkezi cevabi yazısı içeriğinden dosyası, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını gösterir araştırma tutanakları, tanık beyanları, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; Davacıların tedavi giderlerinden sorumlu olmadığı SGK aleyhine maddi tazminata ilişkin hüküm kurulamayacağından davacının maddi tazminat davasının reddine , kazanın meydana geliş şekli, davaya konu trafik kazasında davalı sürücünün asli ve tam kusurlu olması, davacının maluliyeti oluşacak şekilde yaralanması, olay tarihindeki paranın alım gücü, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, davacının, yaralanması nedeniyle çektiği elem ve ızdırap nazara alınarak, gerekçesi ile manevi tazminat davasının kısmen kabulüne , 20.000,00- TL manevi tazminatın davalılar …ve …’ dan kaza tarihi 06/12/2011 den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, manevi tazminat yönünden reddedilen tazminat üzerinden davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın, 26/06/2012 (yani 10 yıl önce) Kemalpaşa Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığını , görevsizlik kararıyla 2018 yılında İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiğini, dosyadaki tıbbi raporlar dikkate alındığında, davacıya takdir edilen manevi tazminat bedelinin hakkaniyete uygun olmadığını , tazminat isteminin tamamının kabulüne karar verilmesi gerektiğini, red sebebi aynı olan davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olmadığından bahisle kararın kaldırılarak manevi tazminat isteminin tam kabulüne, Kısmen kabul, kısmen ret edilen manevi tazminat nedeniyle davacı ve davalılar lehine takdir edilen avukatlık ücretlerinin AAÜT’ye uygun hale getirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle;Her ne kadar söz konusu kaza olayı davalıya şirkete ait bir araçta gerçekleşmiş olsa da kazada davalı şirketin herhangi bir kusuru bulunmadığını, davalının ”işleten” sıfatını taşıdığını işletenin manevi tazminattan dolayı sorumluluğu bulunmadığını, şayet bir manevi tazminat tutarı belirlenecekse de kararda belirlenen tutarın çok çok yüksek ve manevi tazminatın amacı ile aykırı olduğunu daha düşük bir tutara hükmedilmesi gerektiğini, davacıya yönelik hiçbir kusur atfedilmemesinin kabul edilemez olduğunu, kusur oranı yönünden karara itiraz ettiklerini, zararından sorumlu olanın sürücü olduğundan bahisle kararın kaldırılarak davanın reddine, aksi halde lehlerine olan hükümlerin uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAFA CEVAP :
Davalı … vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Manevi tazminat yönünden verilen kabul kararı dayanak gösterilerek davalılara ayrı ayrı davacıya vekalet ücreti ödenmesi yönünde karar verildiğini, reddolunan yönden işbu durumun hatalı gösterilmesinin hakkaniyete aykırı olduğundan bahisle istinaf isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı taraf istinafa cevap vermemiştir.

G E R E K Ç E

Uyuşmazlık, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteminden kaynaklanmaktadır.
İlk Derece Mahkemesi’nce yukarıda özetlenen gerekçelerle maddi tazminat yönünden davanın reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. verilmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı BK’nun 41 (6098 Sayılı TBK. 49 maddesi) gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. 42.md (6098 Sayılı TBK’nun 50/1.fıkrası) gereğince zarar gören zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. 47.maddesi (6098 Sayılı TBK’nun 56. maddesine) göre bedensel bütünlüğün zedelenmesi durumunda zarara uğrayana hakim bir miktar manevi tazminat verir.

818 Sayılı BK’nun 46.md gereğince bedensel bir zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışmaya muktedir olamamasından ve ileride ekonomik olarak maruz kalacağı mahrumiyetten doğan zarar ve ziyanını ve bütün masraflarını isteyebilir. 6098 Sayılı TBK’nun 54.md gereğince bedensel zararlar, tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak tanımlanmıştır.
Kural olarak, 6098 Sayılı TBK’nun 74. Maddesi (mülga 818 Sayılı BK un 53 md) gereğince ceza mahkemesince verilen kararlar hukuk hakimi bakımından bağlayıcı değildir. Ancak, hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız değildir, ceza mahkemesince fiilin hukuka aykırılığına yönelik kesinleşen maddi olgular hukuk hakimi bakımından da bağlayıcı olup, taraflar yönünden de kesin delil niteliği taşımaktadır. (Yargıtay HGK’nun 17/09/2008 tarih, 2008/4/564 Esas, 2008/536 Karar).
Somut olayda; 06/12/2011 günü saat 06.30 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otobüsle Turgutlu yönünden gelip Kemalpaşa yönünde seyirle olay yerine geldiğinde aracını karşı şeride geçirerek karşı yönden gelmekte olan davacı sürücü …’ ın sevk ve idaresindeki … plakalı otomobile çarpışması sonucu davacının yaralandığı , davaya konu trafik kazasının meydana geldiği, davacının bu yaralanması neticesinde İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğü raporuna göre 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği kapsamında %26 sürekli iş göremezliğe uğrayacak ve 4 ay geçici iş göremezliğinin oluştuğu, Davaya konu kaza ile ilgili olarak Kemalpaşa Sulh Ceza Mahkemesi’ nin 2012/194 E. 2013/683 K. Sayılı dosyasında, taksirle yaralama neden olmak suçundan davalı sürücü hakkında açılan kamu davasının yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporuna göre kazanın oluşumunda şerit ihlali yapan davalı sürücünün asli kusurlu olduğunun belirlendiği, mahkemece bu rapor benimsenerek sanığın mahkumiyetine karar verildiği kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece hükme esas alınan Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin kusur raporunda da davalı sürücü …’ ın sevk ve idaresindeki otobüsle seyri sırasında aracını karşı yol bölümüne geçirip şerit ihlali ile neden olduğu olayda asli ve tam kusurlu olduğu , davacı sürücü …’ ın sevk ve idaresindeki otomobille seyri sırasında seyir şeridine girerek önünü kapatan davalı idaresindeki araçla çarpışması sonucu karıştığı olayda mevcut şartlarda alacak bir önlemi olmadığı, ayrıca olayda etkenlik arzedecek herhangi bir trafik kural ihlali de görülmediğinden atfı kabil kusuru olmadığı belirlenmiş olup ,şerit ihlali yapan davalı sürücünün tam kusurlu olduğuna ilişkin rapor, kazanın oluş şekline ve dosya kapsamına uygun düştüğünden hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı yön görülmemiş, davalının kusura yönelen istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Davalının kusursuz sorumluluğa yönelen istinaf istemi yönünden ; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 85. maddede yapılan düzenleme uyarınca, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan zararların tazmin edilmesinde tehlike sorumluluğu esası kabul edilmiştir. Tehlike sorumluluğunda, sorumluluk kusura dayanmadığı için araç işleten kişinin veya işletme sahibinin kusuru olmasa bile, kusura değil tehlike sorumluluğuna göre meydana gelen zarardan ve tazminattan sorumlu olur. 2918 sayılı Karayolları Tarafik Kanu’nun öngördüğü sorumluluk ilkesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunudaki kusur sorumluluğu ilkesine göre özel bir sorumluluk türü olduğundan, meydana gelen olayda, tehlike sorumluluğu ile kusur sorumluluğu veya kusursuz sorumluluğun aynı olayda birleşmesi halinde, hakim kusur sorumluluğu veya olağan sebep sorumluluğunu (kusursuz sorumluluğu) değil, re’sen tehlike sorumluluğunu ugulamak ve buna göre karar vermek zorundadır (EREN, 2017, s.692) Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya eksiklik olup olması meydana gelen zararın tazmin edilmesi borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığı çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, zararın meydana gelmesine engel olmak mümkün değildir. Bu sebeple sorumluluğunun bağlandığı olay veya olgu ile meydana gelen zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğunda, sorumluluk şartları gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahibi veya işletenleri, meydana gelen zararı gidermek zorundadır . Somut olayda davalının işleteni olduğu aracın sürücüsünün tam kusurlu eylemi ile meydana gelen kazada yaralanan davacı lehine hükmedilen manevi tazminattan davalı işletenin müteselsilen sorumlu tutulmasında usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden, davalının istinaf istemi yerinde görülmemiştir.
818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. (TBK. 56) maddesi hükmüne göre hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davacının yaralanma derecesi, kazada herhangi bir kusurunun bulunmaması, olay tarihi, yaşı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve davalının kusur oranları ile yukarıda açıklanan ilkeler dikkate alındığında davacı için hükmedilen 20.000,00-TL manevi tazminat miktarının az olduğu , istemin tam kabulüne karar verilmesinin hak ve nesafet kuralları çerçevesinde dosya kapsamına uygun olacağı kabul edilmiştir. Bu hali ile manevi tazminat miktarına yönelen davacı istinaf isteminin kabulüne , davalı istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T.’nin 3. Maddesindeki : Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” düzenlemesi uyarınca davalılar lehine reddedilen manevi tazminat üzerinden tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekli iken ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve yasaya uygun olmadığından istinaf istemi yerinde ise de , istinaf incelemesi sonucu manevi tazminatın hüküm altına alınması gerektiği yönünde karar verildiğinden , red edilen manevi tazminat olmadığından davacı vekilinin bu husustaki istinaf başvurusu konusuz kalmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; ilk derece mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ve davalı … vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin manevi tazminata yönelen istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-2) bendi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kabul edilen istinaf nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek suretiyle Maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin kabulü ile 30.000,00- TL manevi tazminatın davalılar …ve …’ dan kaza tarihi 06/12/2011 den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin manevi tazminata yönelen istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-2) bendi gereğince KABULÜNE,
3-İlk Derece Mahkemesi olan İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/438 Esas – 2022/232 Karar sayılı 15/03/2022 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
4-Düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle;
5-Maddi tazminat isteminin REDDİNE,
a) Manevi tazminat isteminin KABULÜ İLE,
b) 30.000,00- TL manevi tazminatın davalılar …ve …’ dan kaza tarihi 06/12/2011 den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
c) Davacı tarafından peşin yatırılan 184,15-TL’den alınması gereken 2.049,3‬0-TL karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 1.865,15‬-TL harcın davalılar …ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına, mahsubuna karar verilen 184,15-TL karar ve ilam harcının davalılar …ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
ç) Davacı tarafından yapılan 2.969,00-TL yargılama giderinden, davanın kabul oranına göre hesaplanan 1.425,12-TL’nin davalılar …ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
d) Davalı … tarafından yapılan 50,00-TL yargılama giderinin davanın ret oranına hesaplanan 26,00-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
e) Maddi tazminat davası reddedildiğinden davalı …’nin yaptığı 62,50-TL yargılama giderinin davacı taraftan alınarak bu davalı tarafa verilmesine,
f) Maddi tazminat davası tamamen reddedildiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
g)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince; kabul edilip hüküm altına alınan manevi tazminat tutarı üzerinden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar …ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından peşin yatırılan 220,70-TL istinaf yoluna başvurma harcının mahsubuyla Hazineye gelir kaydına, 80,70-TL istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacıya iadesine,
7-Davalı …tarafından peşin yatırılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 273,00-TL karar ve ilam harcının alınması gereken 1.366,2‬0-TL’den mahsubuyla, bakiye 1.093,2‬0-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafından yapılan 45,50-TL istinaf yargılama giderinden, davanın kabul oranına göre hesaplanan 21,84-TL kısmının davalılar …ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-Artan gider avanslarının yatıranlara iadesine,
11-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans ve harç tahsil / iade işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi’nce yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 29/09/2022 tarihinde, 6100 Sayılı HMK’nun 362. Maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.