Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1244 E. 2022/1035 K. 16.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1244
KARAR NO : 2022/1035

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2021/1216 Esas / Derdest
KARAR TARİHİ : 08/04/2022
DAVA : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat)
İSTİNAF TARİHİ : Davalı 13/04/2022
KARAR TARİHİ : 16/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/05/2022

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı, davalı istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosya incelendi;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü
DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı …’nın oğlu, davacı …’nın eşi olan müteveffa …, 01.07.2020 günü 14.45 sıralarında … plakalı kendi aracı ile seyir halindeyken, davalılardan …’a ait olan, … plakalı aracı kullanan diğer davalı …, kullandığı aracın ön kısımlarıyla müteveffanın aracına arkadan çarptığını, kaza sonucunda …’nın olay yerinde hayatını kaybettiğini, Germencik Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/1404 soruşturma numaralı dosyasında, Adli Tıp Kurumu, Trafik İhtisas Dairesi’ ne kusur raporu aldırıldığını, raporda, davalı sürücünün asli kusurlu, müteveffanın kusurunun bulunmadığı kanaatinin bildirildiğini, davalı … hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan Germencik Asliye Ceza Mahkemesi ‘nin 2020/1087 E. Sayılı dosyasında kamu davası açıldığını, kazaya neden olan davalının sevk ve idaresindeki aracır davalı …’a ait olup, söz konusu araç diğer davalı … A.Ş ( … Sigorta ) tarafından 10.06.2021 tarihine kadar geçerli olmak üzere 103068246 numaralı poliçe ile sigortalandığını, davalı şirkete kaza sonrası taraflarınca başvurulmuşsa da bu başvurulara herhangi bir cevap verilmediği gibi, ödeme de yapılmadığını, arabuluculuk süreci de dahil olmak üzere poliçe gereğinin yerine getirilmesinden haksız olarak kaçınıldığını, müteveffanın hayatta olduğu dönemde emekli maaşına sahip olduğu gibi aynı zamanda, … isimli Anaokulu’ nun da sahibi olduğunu, müteveffanın eşi davacı … ve annesi müvekkil …’dan müteveffadan gelmekte olan yardımın kesilmesi sebebiyle daha şimdiden maddi açıdan büyük zorluklar yaşamaya başladıklarını, müteveffanın davacı müvekkiller için maddi ve manevi desteğinin olduğunu, genç yaşta hayatını kaybeden müteveffanın yokluğu her yönden müvekkilleri ağır etkilediğini, yaşanan trafik kazası sonucu davacı …’nın eşini, davacı …’nın ise tek oğlunu kaybettiğini belirterek tahkikat sonucunda müvekkillerin destekten yoksun kaldığı miktarın kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere ; davacı müvekkil … için 10.000 TL, davacı müvekkil … için 10.000 TL olmak üzere toplamda 20.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davacı müvekkil … için 400.000 TL, davacı müvekkil … için 350.000 TL olmak üzere toplamda 750.000 TL manevi tazminatın ( davalılardan ( … A.Ş için poliçe limitleri dahilinde ) haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan 01.07.2020 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği, mahkemenin 23/02/2022 tarihli duruşmasında ise davalı sürücü ve işleten yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalılar … ve … vekilinin 02/03/2022 tarihli dilekçesinde özetle; Mahkememizin 23/02/2022 tarihli duruşmasında verilen ara karar gereği; davacılardan her biri için ayrı ayrı 10.000 TL olmak üzere toplam 20.000 TL destekten yoksun kalma tazminat alacağı ile her bir davacı yönünden 50.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 120.000 TL tazminat alacağı için teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verildiğini, verilen bu karar usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacıların tazminat istemi hakkında, müvekkiller yönünden yaklaşık ispat hali oluştuğunu, yaklaşık bir ispat sonucu verilen ve haksız çıkma ihtimali olan ihtiyati haciz kararından zarar görecek olan kişilerin bu zararlarının karşılanmasını garanti altına almak maksadıyla, ihtiyati haciz talep eden alacaklıdan bir miktar teminat yatırması istenmesi gerektiğini, bu durumda teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmemesi gerekirken mahkememizce verilen bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkememizce verilen 23/02/2022 tarihli ara karar gereği, davalı müvekkillerinin tüm mal varlığına haciz konulduğunu, ihtiyati haciz, alacaklının para alacağını güvence altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun borcuna yetecek kadar malına geçici olarak hukuken el konulması olduğunu, bu durumun ölçülülük ilkesine aykırı olduğunu, müvekkillerinden … adına kayıtlı … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … Ada, … Parselde kain 1 ve 33 nolu bağımsız bölüm üzerine konulan ihtiyati haczin kaldırılması gerektiğini, müvekkilin burayı dava açıldıktan sonra 22/02/2022 tarihinde emaneten devraldığını, ticari işleri nedeniyle yeniden devretmesi gerektiğinden, bu taşınmazlar üzerindeki haczin kaldırılmaması durumunda müvekkilin iş hayatının olumsuz etkileneceğini, yine … adına kayıtlı … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parselde kain 6 ve 7 nolu bağımsız bölüm ve … İli Merkez, … Köyü, … Mevkii, … Ada, … parselde kain arsanın şu anki bedelinin 2.000.000,00 TL civarında olup mahkemece takdir edilen tazminat alacağının kat be kat üzerinde olduğunu, öncelikle bu taşınmazlar üzerindeki haczin baki kalarak yukarıda bilgileri yazılı iki taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasını talep ettiklerini, talepleri yerinde görülmediği taktirde, mahkemece belirlenen 120.000 TL’nin müvekkillerince mahkeme veznesine depo edilebileceğini, davalı … tarafından, 14/10/2020 tarihinde davacı … hesabına 20.000 TL para gönderildiğini, dekontun açıklama kısmında ”…’ın manevi tazminat ödemesidir” yazdığını, müvekkillerinin iyi niyetli olup davacıları zarar uğratma düşünceleri kesinlikle olmadığından dolayı, davalı müvekkillerinden … adına kayıtlı … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parselde kain 6 ve 7 nolu bağımsız bölüm ve … İli Merkez, … Köyü, … Mevkii … Ada … parselde kain arsa üzerindeki haczin baki kalarak, müvekkillerinden … adına kayıtlı … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … Ada, … Parselde kain 1 ve 33 nolu bağımsız bölüm üzerine konulan ihtiyati haczin kaldırılmasına, bu taleplerinin yerinde görülmemesi halinde mahkemece belirlenen 120.000,TL paranın davalılar tarafından mahkeme veznesine depo edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi, SGK işe giriş bildirgesi, SGK hizmet dökümü, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; Mahkemenin 23/02/2022 tarihli ara kararıyla 120.000,00 TL tazminat alacağı için teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verildiği, davalılar vekilinin taşkın hacze yönelik 02/03/2022 tarihinde itiraz ve şikayet ettikleri, bu şikayete karşı lk derece mahkemesinin 08/04/2022 tarihli ara kararıyla; davalılar vekilinin taşkın hacze yönelik itiraz ve şikayetlerinin ihtiyati haczi koyan icra müdürlüğünden talep edilmesi gerektiği, mahkememizin bu konuda karar veremeyeceği, bu talebi değerlendirmede görevli ve yetkili olmadığı, yine davalılar vekilinin alacağı ödeyerek haczin kaldırılması talebini de ihtiyati haczi koyan icra müdürlüğünden talep etmesi gerektiği, mahkememizin bu talebi değerlendirmede görevli ve yetkili olmadığı anlaşılarak davalılar vekilinin bu yöndeki itirazlarının usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece verilen ara kararın gerekçesinde de belirtildiği üzere; davacıların tazminat istemi hakkında, müvekkiller yönünden yaklaşık ispat hali oluştuğunu, yaklaşık bir ispat sonucu verilen ve haksız çıkma ihtimali olan ihtiyati haciz kararından zarar görecek olan kişilerin bu zararlarının karşılanmasını garanti altına almak maksadıyla, ihtiyati haciz talep eden alacaklıdan bir miktar teminat yatırması istenmesi gerektiğini, bu durumda teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilememesi gerekirken yerel mahkemece verilen bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, istinaf nedenlerinin kabulü ile usul ve yasaya aykırı mahkeme kararının kaldırılarak öncelikle müvekkillerinden … adına kayıtlı … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parselde kain 6 ve 7 nolu bağımsız bölüm ve … İli Merkez, … Köyü, … Mevkii … Ada … parselde kain arsa üzerindeki haczin baki kalarak, müvekkillerinden … adına kayıtlı … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … Ada, … Parselde kain 1 ve 33 nolu bağımsız bölüm üzerine konulan ihtiyati haczin kaldırılmasına, bu taleplerinin yerinde görülmediği taktirde, mahkemece belirlenen 120.000,00 TL paranın müvekkillerince mahkeme veznesine depo edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAFA CEVAP :
Davacı taraf istinafa cevap vermemiştir.
G E R E K Ç E:
Uyuşmazlık; ölümlü trafik kazasından kaynaklanan haksız eylem iddiasına dayanan maddi manevi tazminat davasında dava ile birlikte istenilen ihtiyati haciz isteğinin kabulü kararına karşı, yapılan itirazın reddedilmesinden kaynaklanmaktadır.
Bilindiği üzere, uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK’nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır.
Eldeki davada istem, haksız fiilden kaynaklanan tazminata (para alacağı) yönelik olduğuna göre davacı vekili tarafından ihtiyati haciz istenilmesinde ve ilk derece mahkemesince bu yönde karar verilmesinde kural olarak hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır.
Somut olayda, dava dilekçesinde bahsedilen Germencik Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/1087 Esas 2022/34 Karar sayılı dosyası incelendiğinde, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 29/07/2020 tarihli raporuna göre; Olay tarihinde saat 14.45 sıralarında, davalı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile İzmir ili istikametinden Aydın ili istikametine O-31-05 otoyolunu takiben sağ şerit içerisindeki seyri sırasında km 2 + 850 metreye geldiği esnada ön ilerisinde sağ şerit içerisinde seyretmekte olan müteveffa sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobilin arka kısımlarının aracının ön kısımlarıyla çarpışması neticesi ölümlü trafik kazası meydana geldiği, kaza mahallinin yerleşim yeri dışı olduğu, kaza mahallindeki azami hız limitinin 120 km/h olarak işaretlendiği, yolun bölünmüş yol olduğu, yolun sınıfının otoyol olduğu, şerit sayısının 3, yol genişliğinin 11.25 metre, yol platform genişliğinin 15.25 metre olduğu, vaktin gündüz olduğu, havanın açık, zeminin asfalt, yol yüzeyinin kuru olduğu, yol güzergahlarının düz ve eğimli olduğu, yol kenarında 4 metre genişliğinde banket bulunduğu, çarpışmanın sağ şerit içerisinde işaretlendiği, … plaka sayılı otomobilin çarpışma noktasından 53.5 metre uzaklıkta yolun sağ tarafında bulunan su kanalı içerisinde ters durumda(tekerleri yukarı bakacak vaziyette) son konumunu aldığı, … plaka sayılı otomobilin çarpışma noktasından 21 metre uzaklıkta yolun sağ tarafında bulunan su kanalı içerisinde son konumunu aldığı, yol üzerinde fren izi tespitinin bulunmadığı anlaşıldığı, sanığın yönetimindeki otomobil ile seyri sırasında ön ilerisinde seyir halinde olan mütevaffa sürücü yönetimindeki otomobil ile arasında yeterli-güvenli takip mesafesi bırakmadığı ve aracının ön kısımlarıyla müteveffa sürücü yönetimindeki otomobilin arka kısımlarına çarptığı, davalı …’in müteveffa sürücü yönetimindeki otomobilin arka kısımlarına çarptığı anlaşılmakla gerçekleşen olayda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı ile asli derecede kusurlu olduğunun değerlendirildiği, müteveffa sürücü …’nın sevk ve idaresindeki otomobil ile gündüz vakti, meskun dışı mahaldeki seyri sırasında gerçekleşen olayda atfı kabil kusuru bulunmadığı tespit edilmiş olup, bu hali ile iddia olunan zarar haksız eylemden kaynaklandığından 6098 Sayılı TBK.’nun 117/2 maddesi gereğince tazminat, haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Trafik kazası, 01/07/2020 tarihinde gerçekleşmiş, davanın 04/08/2021 tarihinde açılmış olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Maddi tazminat yönünden , talep edilen tazminatın destekten yoksun kalma tazminatı olduğu , talep edenin ölenin eşi ve çocuğu olup yaklaşık ispat koşulu da oluşmuştur. Bunun yanında , manevi tazminat isteminde zararın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılmaya elverişli değildir. Bu sebeple davacıların manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceğinden göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 Sayılı HMK’nun 36/1-b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla, ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İBK’da göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür.
Bu aşamada, kusur oranı ile tazminat miktarlarının belirlenmesi çekişmeli olduğuna göre davacılar bakımından yaklaşık da olsa ispat gerçekleştiğinden, ilk derece mahkemesince davacıların ihtiyati haciz isteğinin kabulüne karar verilmesinde ve davalı vekilinin bu karara itirazının reddedilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir. Davalıların, teminata ilişkin itirazı ise davacıların desteğinin ölümüne bağlı istekte bulunmaları nedeniyle miktar itibari ile teminatın alınmamış olması hukuka uygun olduğu kanaatine varıldığından; davalılar vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde bulunmamıştır. Keza, ihtiyati hacze konu alacak miktarları ile sınırlı olarak haciz kararı verildiğine göre, bu miktardan fazla yapılan hacizler için ilgili icra dairesine şikayet yoluyla taşkın haciz yapıldığı hususunda başvurulabileceğinden, davalılar vekilinin bu hususa değinen istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
6100 Sayılı HMK’nun 341/1. fıkrasına göre; İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları,karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları,karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.
Yukarıdaki düzenlemeler bir arada incelendiğinde ihtiyati haczin teminat karşılığı kaldırılması talebi İİK 266. Maddesi kapsamında takipten önceki dönemde ihtiyati haciz kararını veren mahkemeye ait olup, mahkemenin bu talep ile ilgili kararına karşı istinaf kanun yolu bulunmamaktadır. İhtiyati haczin teminat karşılığı kaldırılması talebi adi itiraz ile kararı veren mahkemeden her zaman istenilebileceğinden davalının teminat karşılığı ihtiyati haczin kaldırılması isteği reddi kararına karşı yapmış olduğu istinaf itiraz hakkında bir karar verilmesi de mümkün görülmemiştir. İDM’nce istinaf kanun yolu açık olduğunun belirtilmesi yasada verilmeyen bir hakkın kullanılması sonucunu yaratmayacağından davalının taşkın haciz ve teminata ilişkin itirazları hakkında inceleme yapılmasına yasal imkan bulunmadığından dikkate alaınmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; ilk derece mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ve davalılar vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılar tarafından peşin yatırılan 220,70-TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 80,70-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla Hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, harç tahsil / iade işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 16/05/2022 tarihinde, 6100 Sayılı HMK’nun 362. Maddesi (1-f) bendi ve 2004 Sayılı İİK’nun 265/Son fıkrası gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.