Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/931 E. 2023/2690 K. 22.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/759
KARAR NO : 2023/2687
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2018/269 Esas – 2021/22 Karar
KARAR TARİHİ : 26/01/2021

DAVA : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 22/12/2023
KARAR YAZIM TARİHİ 22/12/2023

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1-son cümle uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü
DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden … Şti. adına kayıtlı bulunan diğer müvekkili … A.Ş kiralanmış olan … plakalı aracın 17/01/2018 tarihinde saat 21:00 sıralarında Mavişehir Albatros Sitesi yanında bulunan … nolu sokakta davalı … Şti. ile … Şti. inşaat firmalarının bulunduğu yolun araçların park ettiği kısmına sürücüsü … tarafından park edildiğini, ertesi gün sabah saat 06:30 sıralarında aracın cam tavanının kırılmış olduğu ve üzerinde alçı parçalarının bulunduğunu görmesi üzerine polise haber verdiğini, 18/01/2018 günü polis tarafından düzenlenen tutanakta “araç üzerinde yapmış olduğumuz görgü ve tespitte cam sunroofun üzerine inşaat malzemesi düşmüş olduğu ve sunroofun kırıldığı, kırık parçalarının araç içine dökülmüş olduğu ve çevrede park halinde diğer araçlarda da zarar olduğu, sokak üzerinde inşaat malzemeleri olduğu görülmüş olduğu” dair tutanak tutulduğunu, davalı firmaların olay günü İzmir Meteoroloji Müdürlüğünce tespiti, yoğun fırtına sebebiyle inşaat alanlarında bulunan her türlü ekipmanları gerekli tedbirler almayarak sorunsuzca davranarak zararı karşılamaları gerektiğini, aracın kendi servisinden 35.000,00 TL hasar ve tamirat bedeli istendiğini, yan sanayide 13.971,69 TL’na yaptırıldığını, bu bedelin malik adına kiracı şirket tarafından ödendiğini … model … 1.6 TDI … model araçta ayrıca değer kaybı meydana geldiğini, aracın 7 gün kullanılamamasından dolayı başka bir araç kullanmak suretiyle 1.230,00 TL zarar meydana geldiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 13.971,69 TL araç tamir gideri, 1.239,00 TL araç kiralama bedeli ve şimdilik 10.000,00 TL değer kaybıyla 400,98 TL noter ihtar gideri birlikte toplam 25.611,67 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Yeni Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından taraf teşkilinde yapılan hatanın basit bir hatadan ibaret olmadığını, müvekkilinin HMK 124.maddesi gereğince davaya dahil edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkil yönünden davanın husumet nedeniyle reddi gerektiği, araca ilişkin hasarın nerede ve ne şekilde olduğuna ilişkin ispata yarar delil bulunmadığını, davacının iddiasından ibaret olduğunu, tutulan tutanakta malzemenin bilgi bulunmadığı gibi, inşaattan düşmüş olmasından ziyade yoldan geçen kişilerce de atılmış olabileceğini, müvekkilinin ihmal edilen inşaata ilişkin dışarıda inşaat malzemesi bulundurmadığını, önlemin alındığını, kaldı ki inşaattan düşen cismin vereceği zararın davacının zararının kat ve kat üzerinde olacağını, inşaatın güvenliğinden sorumlu olan kişilerinde durumdan haberdar olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının yapımı devam eden yüksek katlı binaların altına mevcut hava şartlarında aracını koymasının müterafik kusur niteliğinde bulunduğunu, hasarla ilgili istenen tutar ile değer kaybının fahiş olduğunu, dosyaya sunulun kiralama sözleşmesine göre aylık kiralama bedelinin 2.645,00 TL olup 7 gün araç kiralandığının belirtilmesinden dolayı bu talebinde fahiş olduğunu, kendilerine gönderilen bir ihtarname olmadığından noter masrafından sorumlulukları bulunmadığını, haklarında açılmış bir ceza davası olmadığını, savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer Davalı … Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle;Diğer Davalı … Şti’ne 12/05/2018 tarihinde dava dilekçesi tebliğ edilmiş, 06/08/2018 tarihinde kendilerine usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmediği gerekçesiyle cevap süresinin uzatılmasına karar verilmesini istemiş, esasa cevap süresi içerisinde davaya cevap vermemiş ise de 15/10/2019 tarihli dilekçede Karşıyaka C.Başsavcılığının 2018/2402 sayılı soruşturma dosyasından tanıkları … nin şahsının ve şirketlerinin sorumlu olmadığına, konuyla alakalı kast ve kusur bulunmadığına ifade verdiğini, davaya konu olayın şirketçe yapılmadığı yönünde bu delilin yeterli olduğunu savunmuştur.
DELİLLER :
Polis tutanağı, fotoğraflar, araç kiralama sözleşmesi, tamir faturaları, araç ruhsatı, sicil kayıtları, bilirkişi raporu, tüm dosya kapsamı.

İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; Makine Mühendisi bilirkişi tarafından mahkememize sunulan kök ve ek bilirkişi raporlarında; olayın meydana geldiği gece İzmir ilinde fırtına 70 km/h-90 km/h mertebelerinde, güney ve güney batı yönlerinden lodos tipi olarak estiğini, ancak kaza ile illiyet bağını koparacak şiddette esmediğini, … inşaat kuvvetli esen bir fırtınanın inşaatta bulunan serbest halde bulanan malzemelerin kuvvetli fırtına nedeniyle fırlayıp diğer binalara, araçlara zarar verebileceğini ön görüp tedbir alması gerektiğini, … İnşaat’ın sorumluluk , özen ve dikkat kurallarına uyarak şantiyede fırtınaya karşı tedbir almamaları nedeniyle meydana gelen kazada asli ve tam kusurlu olduğu, davalı … İnşaat’ın kazanın meydana geldiği gece rüzgarın Güney ve güney-batı yönlerinden estiğinden, … inşaat binasının, araç park noktasına göre kuzey-Batı yönünde olduğundan dolayı, bu inşaattan dava konusu araca doğru cismin uçması söz konusu olamayacağından atfı kabil kusurunun olmadığı, davaya konu araçta 13.971,69 TL hasarın olduğu, araçla ilgili ikame araç bedelinin 1.250,00TL ve araçta 5.500TL değer kaybı meydana geldiğini bildirildiğini, bilirkişi raporu ile de belirlendiği üzere, dava konusu olan davacıya ait araçta oluşan hasarın , rüzgarın esme yönü inşaat alanlarının yeri, aracın park yeri itibariyle davalılarından (… Ticaret) …’e gerekli önemleri almadığı malzemelerin etrafa dağılması nedeniyle gerçekleştiği, bu nedenle oluşan hasarın 13.974,69-TL olduğu, aracın kullanılamamasından kaynaklı olarak davacı tarafın talep edebileceği ikame araç ücretinin 1.250,00-TL , değer kaybının da 5.550,00-TL olduğu tespit edilmiş gerekçesiyle davalı … Şti yönünden davanın reddine, davalı … yönünden kısmen kabul kısmen reddine, 13.971,69 TL hasar, 1.250,00 TL ikame araç, 5.500,00 TL değer kaybının 17/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının 400,00 TL ihtarname masrafının yargılama giderine dahil edilmesine karar verilmiştir.
Hüküm fıkrasında yer alan “AAÜT gereğince kabul edilen bedel üzerinden 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı … Şti. – … ‘dan verilmesine” şeklindeki paragrafın davacılar vekilinin 08/02/2021 tarihli tavzih talebi üzerine “AAÜT gereğince red edilen bedel üzerinden 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı … Şti. – … ‘e verilmesine” şeklinde 10/02/2020 tarihinde tavzihe ilişkin ek karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrarlayarak ispata yarar delil bulunmadığını, faraziyeler üzerine karar verildiğini, görgü tutanağında inşaat malzemesi bulunduğuna ilişkin beyana karşılık davacının bu parçaları alçıpan olarak ifade ettiğini, şantiye çalışana mimar …’ın ise bu alçıpanların kendilerine ait olmadığını, kırmızı ve yeşil renkte alçıpan kullanıldığını, bütün pencerelerin takılı olduğundan alçıpan kullanmasının mümkün olmadığını, kullanılan malzemelerin … İnşaata ait olduğunu beyan ettiğini, davacı tanığı …’in her iki inşaatın şantiye şefiyle görüşerek beyanda bulunduğunu, bu beyanlara göre binalarının çevresinin örtülü ve iskele olduğundan bir maddenin düşerek zarar vermesinin mümkün olmadığını, bu beyanlara göre kendi inşaatlarının tamamlanmış olup etrafının korunaklı bulunduğunu, aksine karar verildiğini, bilirkişi raporunun ilim ve fenne aykırı olduğunu, fotoğraflarla illiyet bağı kurulmasının usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, raporun meteorolojik verilere dayanmadığını, belirlenen ikame araç bedelinin kabulünün mümkün bulunmadığını, hasar bedelinin araştırma yapılmaksızın hesaplandığını, müvekkiline atfedilecek kusur olmadığından kararın kaldırılarak gerektiğinden yeniden yargılama yapılmak suretiyle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

İSTİNAFA CEVAP :
Davacılar vekili davalı yanın istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini savunmuştur.
G E R E K Ç E

Uyuşmazlık, bina malikinin sorumluluğu nedeniyle meydana gelen araç hasarı, değer kaybı ve araç mahrumiyetine ilişkin maddi zararın tazminat isteminden kaynaklanmaktadır.
İDM’nce yukarıda gösterilen gerekçelerle maddi tazminat isteminin kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
6098 Sayılı TBK. 49 maddesi gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. 50/1.fıkrası gereğince zarar gören zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
6100 Sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilir; aynı Kanunun 357. maddesine göre de İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemeyeceği ve istinafta yeni delillere dayanılamayacağına ilişkin maddeleri çerçevesinde inceleme yapılmıştır.
(I) Davacı vekilince, aracın üzerine düşen alçıpanın … İnşaata ait olduğu iddiasıyla davalı olarak … Şti. gösterilmiştir. Dava dilekçesi bu şirketin adresi olarak gösterilen “Mavişehir Mahallesi … sok. No:… Karşıyaka/İzmir” adresinde çalışan … imzasıyla 15/05/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.
24/05/2018 tarihinde İDM’ne başvuran … isimli şahıs şirketi davalı gösterildiğini, tebligatın isim benzerliğinden sehven alındığını tebligat adresinde bu şekilde bir şirket bulunmadığını beyan ederek dava dilekçesi İDM’ne iade edilmiştir.
Davacılar vekili 26/06/2018 tarihinde davalı olarak … Şti. gösterilmişse de gösterilen adreste bulunan şirketin “… .- … ” olduğunu belirterek 6100 sayılı HMK’nın 124.maddesi gereğince davalı şirket isminin düzeltilerek aynı adrese dava dilekçesinin tebliğe gönderilmesini talep etmiştir.
Dosyaya sunulan İzmir Ticaret Odasından alınan verilere göre … Şti.’nin sicil adresi Üçyol/İzmir iken 6102 sayılı TTK’nun 7.maddesi uyarınca 12/08/2014 tarihinde resen sicilden terkin edilen bir şirket olduğu anlaşılmaktadır.
… – … isimli şirket şahıs şahsi firma olduğu ve Mavişehir Mah. … sok. No:… Karşıyaka/İzmir adresine tescilli ve faal olduğu anlaşılmaktadır.
Ön inceleme davetiyesinin de benzer şekilde şahıs şirketi yerine Limited şirketi unvanı yazılmak suretiyle tebliği edilmesi, şirket görevlisi … tarafından 06/08/2018 tarihinde iade edilmesi ve İDM’nce 23/10/2018 tarihli oturumda bu konuda açıklama yapılması için 2 haftalık süre verilmesi üzerine hasara uğrayan aracın bulunduğu sokağa yakın inşaatların birinde “… İnşaat” satış ofisinin bulunması sebebiyle … Şti. davalı olarak gösterildiğini, gerçek davalının … – … olduğunu beyan ederek 05/11/2018 tarihinde iradi taraf değişikliği yapılmasını talep etmiştir. 25/12/2018 tarihli oturumda karşı tarafının rızası aranmaksızın taraf değişikliği talebinin kabulüne karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 124/1.fıkrasına göre; Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür.
4.fıkra gereğince; Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.
Somut olayda, davacı tarafından çekildiği anlaşılan fotoğrafta “… İnşaat satış ofisi” yazılı olup bu inşaatın … unvanlı sicilden 12/08/2014 tarihinde terkin edilen Limited Şirketine mi yoksa halen sicilde kayıtlı bulunan isminde … unvanı geçen şahıs şirketine mi ait olduğu hususu ancak yargılama sırasında tespit edilebildiğinden … İnşaat’ın hangi gerçek ya da tüzel kişiye ait olduğu hususunun karıştırılması son derece doğaldır.
Özetle; 6100 sayılı HMK’nın 124/ 4.fıkra gereğince; Dava dilekçesinde tarafın yanlış gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından İDM’nce hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliğinin kabul edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
(II) Bilindiği üzere, kusursuz zorumluluk türlerinden olan 6098 Sayılı TBK’nun 69. maddesi gereğince bir binanın veya yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden dolayı oluşan zararı gidermekle yükümlüdür.
Yargıtay kararlarında, öğretide bina ve yapı malikinin sorumluluğunun objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan “ağırlaştırılmış” “olağan sebep sorumluluğu” olarak isimlendirilen bir kusursuz sorumluluk halidir. Zarar ile özen eksikliği arasında uygun nedensellik bağının sorumluluk için yeterli olup özel hukuk sorumluluğu bakımından her zaman kusur unsurlarının bulunması zorunlu değildir. Bu gibi durumlarda kusur aranmayacaktır. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusuru gibi) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir.
Başka bir anlatımla,bir bina ve yapı tesis ve benzerlerinin zarara neden olması durumunda yapı malikinin sorumlu tutulabilmesi için zararın bina ve yapının yapımı veya bakımındaki özen eksikliğinden doğmuş olması zarar ile yapımı veya bakım eksikliği arasında uygun bir nedensellik bağı bulunması yeterlidir. Genel bir tanımla toprağın altında yada üstünde sürekli ya da geçici, doğrudan veya dolaylı olarak toprağa bağlı olan, kurulmuş, dikilmiş, takılmış, döşenmiş, eklenmiş tüm nesnelere yapı eseri denilir.
Her ne kadar yapı maliki olarak kusursuz sorumlu ise de, zarar görenin her şeyden evvel yapının davalıya ait olduğunu ve zararın inşaattan düşen malzemelerden kaynaklandığını yani illiyet bağını 6098 Sayılı TBK’nın 50, 4721 sayılı TMK’nın 6, 6100 Sayılı HMK’nın 190.maddesi gereğince öncelikle ispat etmek zorundadır.
Somut olaya gelince; davacı vekili müvekkili … Şti. ait diğer davalı … .Ş’ne 20/03/2016 tarihli 36 ay süreyle kiralanmış, … model … 1.6 TDI … marka aracın sürücüsü … tarafından ikamet ettiği Mavişehir Albatros Sitesi yanında bulunan … nolu sokakta bulunan alana nizami olarak park ettiği, ertesi gün 18/01/2018 tarihinde 06:30 sıralarında aracın başına geldiğinde sunroof olarak bilinen cam tavanın kırık olduğunu, burada, ön cam ve motor kaputunda alçıpan parçalarının bulunduğunu görmesi üzerine polise başvurduğunu, polis tarafından olay yerine gelerek araç üzerinde yapılan tespitte “aracın sunroofu üzerine inşaat malzemesi düşmüş olduğu ve sunroofun kırıldığı, kırık parçaların araç içerisine dökülmüş olduğu ve çevrede park halindeki diğer araçlarda da zarar olduğu, sokak üzerinde inşaat malzemeleri olduğu ” şeklinde tutanak düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Araç kullanıcısı …’in şikayeti üzerine Karşıyaka C.Başsavcılığının 2018/2402 soruşturma nolu 2018/1623 karar numaralı 12/02/2018 tarihli KYOK karar verildiği, şüpheli olarak … (… İnşaat adına) ve …(… İnşaat adına) nin gösterildiği anlaşılmaktadır.
Davacının tanık olarak gösterdiği … kendisinin davacı şirkette mimar olarak çalıştığını, aracı park ettiğinde çok yağmurlu ve rüzgarlı bir hava olduğunu, sabah evden çıkıp arabaya gittiğinde sunroofunun patlak olduğunu gördüğünü, arabanın ön camının üzerinde alçıpan parçası bulunduğunu, bu araç dışında 6-7 araçta da benzer hasar olduğunu, olay mahallinde hem … hemde … inşaatların olduğunu, … İnşaatın yaptığı binanın 4 tarafının kapalı olduğunu, yani tamamlanmış gibi bulunduğunu, … İnşaatın yapım aşamasında olduğundan hangisinden arabaya taş (alçıpan) düştüğünü tespit edemediğini, polisi çağırıp tutanak tutulduğunu, her iki inşaatın şantiye şefleriyle görüştüğünden … İnşaatın şantiye şefinin binanın kapalı olması nedeniyle düşmesinin mümkün olmadığını, … İnşaat sorumlusu … ‘in ise olay olsa bile yazılı belge sunması gerektiğini savunarak ödeme yapmayı kabul etmediklerini ifade etmiştir.
Davalı tanığı … ; … firmasında çalıştığını, olayı dava açılmasından sonra öğrendiğini, 17 Ocakta inşaatlarının bittiğini, 30 katlı binanın çevresinin örtülü olmasından dolayı herhangi bir maddenin düşerek zarar vermesinin mümkün olmadığını beyan etmiştir.
Görüşüne başvurulan bilirkişi Makine Mühendisi …, davacı tanığı … ile … İnşaat şantiye sorumlusu … ile … İnşaat şantiye çalışanı mimar … ‘ın soruşturma kapsamında polise verdiği ifadeleri,fotoğraflar,meteoroloji müdürlüğüne telefonla sormak suretiyle rüzgarın hızı konusunda temin ettiği veriler ve keşfen yerinde yapılan inceleme sonucunda;
İlk olarak davacının dava konusu aracı kaza anında park ettiği yeri, inşaatla ilgisi olmayan kişilerin ikamet ettiği, Albatros Sitesinin önündeki boş alandan geçen … sokak üzerinde olduğu kaza olduktan sonra çekilen fotoğraflarla uyumlu olduğunu belirtmiştir.
İkinci olarak; davalı … İnşaat ve … İnşaat şantiyelerinin aracın park edildiği yol olan … sokağa paralel olan … sokak üzerinde olduğu görüldüğü ifade edilmiştir.
Üçüncü olarak; … İnşaatın yaptığı binanın aracın parkedidiği yerin tam karşısına düştüğü ve aralarında 30 metre (kroki ve ek rapor açıklamalar kısmı c bendine göre 50) olduğu,… İnşaatının yaptığı binanın davacının aracının park ettiği yerinin sağ tarafına düştüğü ve park yeriyle arasının 45 metre (kroki ve ek rapor açıklamalar kısmı c bendine göre 70) mesafe olduğu, pusulayla yön belirlenmesinde … İnşaatın yaptığı binanın aracın park ettiği yere göre güneybatı yönünde olduğu, … İnşaat’ın ise park yerine göre kuzeybatı yönünde olduğu ifade edilmiş, krokili ve resimli olarak araç ve inşaat yerleri konumlandırılmıştır.
Dördüncü olarak; (telefon ile sorulması üzerine) meteoroloji müdürlüğü kayıtlarında kazanın meydana geldiği gece İzmir ilinde rüzgarın 70-90 km/saat hızında güney ve güneybatı yönünden lodos tipi kuvvetli rüzgar olarak estiği öğrenildiğini (itiraz üzerine verilen ek raporda bu bilginin rüzgarın güneydoğudan 56.50 km/saat hızında rüzgarımsı fırtına şeklinde güncellendiğini), yerinde yapılan incelemede rüzgarın,yönü hızı ile bina konumlarının araç park noktasına göre … inşaatın güneybatı yönünde, … İnşaatın kuzeybatı yönünde olduğu bilgisine yer verilmiştir.
Son olarak; aracın üzerine düşen alçıpan renginin beyaz olduğu, … İnşaat önündeki malzemelerin bir kısmının çuvalda yığılı halde olup beyaz renkli alçıpan olduğu görüldüğü bu sebeple … İnşaat şantiye çalışanı mimar … ‘ın (kullandıkları alçıpanın kırmızı ve yeşil renkte olduğu yönündeki) ifadesinin gerçeği yansıtmadığı, … inşaat binasının araç park noktasına göre kuzeybatı yönünde kalmasından dolayı bu binadan araca doğru rüzgarla cisim gelemeyeceği kanaatine varıldığı, olay günü güney ve güneybatı yönünden lodos tipinde esen rüzgarın çatıları uçurmadığı, otomobilleri çarpıştırmadığı, ancak kuvvetli esen fırtınanın serbest halde bulunan malzemelerin fırlayıp diğer bina ve araçlara zarar verebileceğini öngörüp tedbir almaması, nedeniyle özen ve dikkat kuralına aykırı davranıldığından bahisle … İnşaatın asli ve tam kusurlu olduğu ifade edilmiştir.
Diğer anlatımla davacının aracında meydan gelen zarar ile davalının inşaatı arasında illiyet bağının bulunduğu mütalaa edilmiştir.
Yukarıda bilirkişinin rüzgarın yönü ve şiddeti bakımından yaptığı (Dairemizce dördüncü olarak gösterilen) değerlendirilmesinde kök raporda 17/01/2018 tarihini 18/01/2018 bağlayan gece meteoroloji verilerine göre rüzgarın yönü “güney/güneybatı” hızı ise saatte 70-90 Km olarak gösterilmiş, itiraz üzerine alınan ek raporda telefonla Meteoroloji Müdürlüğü’ne sorulduğunda bu kez rüzgarı yönü “güneydoğu, 161 derece,” hızı ise saatte 56.50 km, kategorisi rüzgarımsı fırtına olduğunun bildirildiği bilgisine yer verilmiştir.
Bilirkişinin kök raporuna göre rüzgar … inşaata ait binanın bulunduğu “güneybatıdan” davacının aracının bulunduğu aksi istikamette olan “kuzeydoğu”ya doğru esmişken, ek rapora göre rüzgar “güneydoğudan” esmişse binanında “güneydoğuda” zarar gören aracında aksi istikamet olan “kuzeybatıda” bulunması gerekir. Bilirkişi ek raporunda çelişkiyi gidermek yerine verilerin güncellenmesinden bahsetmekle yetinmiş, “güneydoğudan” esen rüzgarı oklu yön çizelgesinde “güneybatıya” yerleştirmiş, ancak İDM’nce Meteoroloji Genel Müdürlüğünden resmi veriler getirtilmemiştir.
Dairemizce yapılan inceleme sırasında 17/01/2018 ve 18/01/2018 günlerine ilişkin veriler ile ilgili Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2.Bölge Müdürlüğü’ne yazılan yazıya elektronik ortamda verilen 20/12/2023 Tarih ve 284152 sayılı cevapta toplam 2 gün yani 48 saati kapsayan verilerin (verilerle ilgili ekli 1 numara nota göre UTC yani evrensel saate göre düzenlenmiş olması sebebiyle gösterilen saate 3 saat eklenmek suretiyle) incelenmesinde;
17/01/2018 günü Türkiye saatiyle aracın parkedildiği 21:00’e rastlayan saat 18:00 de rüzgarın (GüneyDoğu)’dan estiği daha sonra sırayla (Doğu/GüneyDoğu)(Güney/GüneyDoğu) (Güney/GüneyDoğu), (Güney), (Güney/GüneyBatı), (GüneyBatı), (GüneyBatı), (Güney), (GüneyBatı) ve son olarak olarak Türkiye saatiyle ertesi gün aracın başına gidildiği saat 06:30’u kapsayan 04:00 de (Batı/KuzeyBatı) yönünden estiği anlaşılmaktadır.
Özetle 17/01/2018 günün aracın parkedildiği belirtilen (18+3 =) 21:00 ila ertesi gün (3+3=) 06:00 arasında Maksimum Rüzgarın yönü ve hızı(m/s)’nın her bir saat diliminde değişkenlik gösterdiği anlaşılmaktadır. Rüzgarın doğal bir olay olarak sürekli olarak aynı yön ve hızda esmesi de beklenemez. Bu aralıkta rüzgar en yüksek (17/01/2018 günü UTC saatiyle 23.00 de) 15.7 m/s (56.50 km/saat) ile Fırtınamsı Rüzgar olarak adlandırılan (7 bofor şiddetinde) Güney/GüneyBatı yönünden estiği anlaşılmaktadır. Bilirkişinin ek raporunda bu hızı oklu yön çizelgesine doğru yere yerleştirdiği ancak yön ismini GüneyDoğu olarak yanlış yazdığı sonucuna varılmıştır
Davacının aracına ait fotoğraflarda özellikle aracın hasarlı ve zarar gördüğü yerde park halinde, inşaattan düştüğü ileri sürülen (alçıpan) malzeme ve inşaatları hepsini birarada gösterir en az bir resim bulunmamaktadır. Var olan resimler parça parça olup bir bütünlük arzetmemektedir. Kaldı ki davacı taraf sıcağı sıcağına mahkeme eliyle tespit yaptırmak yerine polise müracaat edilmiş,tutanakta malzemenin cinsi ve depolandığı (düştüğü ya da uçtuğu) yer gösterilmemiştir.
Bilirkişinin vardığı sonuç varsayımlara dayalıdır. Gerek malzemenin cinsi,ağırlığı gerekse düştüğü ya da uçtuğu yer ile değişkenlik gösteren rüzgarın yönü ve şiddeti bakımından zararlı sonucun davalıya ait yapıdan kaynaklandığı, diğer bir anlatımla davacının iddia ettiği gibi aracın cam tavanının (Sunroof) kırılmasına neden olan inşaat malzemesinin (alçıpanın) davalıya ait inşaattan rüzgar sebebiyle (asıl rapordaki kroki ve ek raporun açıklamalar kısmı c bendine göre) 50 metre uçarak düştüğü yani illiyet bağının bulunduğu ispat edilememiştir. Davacı tarafından ispat külfeti gereği gibi yerine getirildiği söylenemeyeceğinden davanın reddi yerine kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Tüm bu nedenlerle davalı … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-2) bendi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının … bakımından kaldırılmasına, kabul edilen istinaf nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek suretiyle,
1-Davalı … – … ” bakımından davanın Reddine,
2-Diğer davalı … Şti. hakkında verilen red kararı istinaf kanun yoluna başvurmaksızın kesinleştiğinden bir karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … .- … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-2) bendi gereğince KABULÜNE,
2-İlk Derece Mahkemesi olan Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/269 Esas – 2021/22 Karar 26/01/2021 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
3-Düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle;
a) Davalı … .- … ” bakımından davanın REDDİNE,
b)Diğer davalı … Şti. hakkında verilen red kararı ve lehine hükmedilen 4.080,00 TL vekalet ücretine ilişkin önceki karar istinaf kanun yoluna başvurmaksızın kesinleştiğinden bir karar verilmesine yer olmadığına,
c) Davacı tarafından peşin yatırılan 437,39 TL’den alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcının mahsubuyla, fazla yatan 167,54 TL’nin talep halinde yatırana iadesine,
ç) Davacı tarafından yapılan ihtarname dahil 1.078,40 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
d)Davalı … – … tarafından yapılan 103,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
e) Davalı … .- … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince; kabul edilip hüküm altına alınan üzerinden 17.900,00 TL vekalet ücretinin alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
4-Davalı … .- … tarafından peşin yatırılan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcının mahsubuyla Hazineye gelir kaydına, 353,89 TL istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacının yatırdığı avanstan kullanılan 30,00 TL istinaf yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … – … tarafından yapılan 48,00 TL istinaf giderinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
7-Artan gider avanslarının yatıranlara iadesine,
8-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans ve harç tahsil / iade işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi’nce yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 22/12/2023 tarihinde, 6100 Sayılı HMK’nun 362. Maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.