Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/647 E. 2021/618 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/647
KARAR NO : 2021/618
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2020/88 Esas – Derdest
KARAR TARİHİ : 02/12/2020
TALEP : İhtiyati Haciz Kararına İtiraz
İSTİNAF TARİHİ : 20/12/2020 (Davalı)
KARAR TARİHİ : 17/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/03/2021
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı, davalı istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 353/1-b-1-son cümle uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü

TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 17.08.2018 tarihinde davalı tarafın sürücüsü ve işleteni olduğu aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek kaldırım üzerinde arkası dönük yaya olarak yürüyen müvekkillerinin murisi anne … ve kızı …’ya çarparak ölümlerine sebebiyet verdiğini, Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kesinleşen 2018/686 Esas – 2019/161 Karar sayılı dosyasında sürücü …’nun tam ve asli kusurluğu olduğundan cezalandırılmasına karar verildiğini, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davacı … adına -1.000-TL destekten yoksun kalma tazminatı ve -1.000-TL cenaze gideri olmak üzere toplam -2.000-TL maddi tazminat davalılardan (davalı sigorta şirketinin zorunlu mali sigorta teminatı dahilinde) müştereken ve müteselsilen tahsiline; davacı … adına eşi … için -100.000-TL ve kızı … için -100.000-TL manevi tazminat; davacı … adına annesi … için -75.000-TL, kardeşi … için -75.000-TL manevi tazminat; davacı … adına annesi … için -75.000-TL, kardeşi … için -75.000-TL manevi tazminat olmak üzere toplam -500.000-TL manevi tazminatın davalılardan (davalı sigorta şirketinin kasko poliçesindeki teminat miktarında) müşterek ve müteselsilen tahsiline , davada talep edilen tazminat haklarının karşılıksız kalmaması sebebiyle, kat irtifaklı kooperatif hisseli 3 adet taşınmazı ile iki adet hisseli taşınmazları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; manevi tazminat taleplerinin tamamını kapsar mahiyette ihtiyati haciz kararı verilmesi yasaya aykırı olduğu gibi maddi ve manevi tazminat taleplerinin tamamı sigorta poliçesi ile kasko poliçesi kapsamında teminat altına alındığı, teminat altına alınmış olan davadaki taleplerin ihtiyati haciz ile bir kez daha teminat altına alınmasında hukuki gereklilik olmadığını, müvekkillerimin mülkiyet hakları açıkça ihlal edildiğinden öncelikle ihtiyati haczin kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince; davacı tarafın ihtiyati haciz isteminin dava konusu alacağın %10 oranında teminat ile kabulüne ilişkin 07/02/2020 tarihli kararına karşı davalıların süresinde yaptığı itirazının İİK un 256 inci maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda 02/12/2020 tarihli gerekçeli kararda özetle; somut olaydaki kusur durumu, tarafların sosyal ekonomik durumlar, manevi tazminat miktarı, karşılanan maddi tazminat, olayın gerçekleştiği tarih vs göz önüne alınarak davalı tarafın ihtiyati haczin kaldırılması talebinin şartları gerçekleşmediği, süresi içerisinde infaz edildiği ve teminat mektubunun kesin ve süresiz olduğu belirlenmiş olduğundan ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkillerine, yalnızca dava dilekçesi ile tensip tutanağının tebliğ edildiğini, mahkemece tesis edilen ihtiyati haciz kararı tebliğ edilmediğini, UYAP ortamından taraflarınca yapılan araştırma neticesinde ihtiyati haciz kararı verildiğinin görüldüğünü, bu sebeple karara yasal süresi içerisinde itirazda bulunulduğunu, itirazın değerlendirilmesi için duruşma açılması gerekmekte iken bu yönün göz ardı edildiğini, taleplerinin mahkemece daha önce belirlenmiş olan duruşma dikkate alındığını, bu esnada ihtiyati hacze itirazlarının reddine karar verildiğini, bu sefer de bahsi geçen yönde ara karar yazılıp tarafımıza tebliğ edilmediğini, yine tekrar talepte bulunmaları üzerine ara kararı tesis edilip taraflarına tebliğ edildiğini, talep aşılarak ihtiyati haciz kararı verildiğini, mal kaçırmaya yönelik bir tespit bulunmadığını, uygun olmayan teminat mektubu ile karar icra edildiğini, davacı tarafın ihtiyati haczin uygulanmasını yasal sürede talep etmediğini, ihtiyati haciz kararına itirazlarının reddine dair yerel mahkemenin 02/12/2020 tarihli ara kararına karşı yaptıkları istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İSTİNAFA CEVAP :
Davacılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; mahkemece olayın meydana geliş şekli, kusur durumu, sigorta teminat miktarları gözönüne alınarak ve davalının mal kaçırma girişiminde olduğu gözetilerek davalının değeri düşük olan taşınmazları üzerine talepleri gibi ihtiyati haciz kararı verilmesinin çok gerekli ve yerinde bir karar olduğunu, bu nedenlerle ihtiyati haciz kararının devamına, davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E:

Uyuşmazlık, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan haksız eylem nedeniyle açılan maddi manevi tazminat davası ile birlikte istenilen geçici hukuki koruma tedbirinin kabulünden kaynaklanmaktadır.
İlk derece mahkemesince, davacı tarafın ihtiyati haciz isteminin dava konusu üzerinden %10 teminat ile kabulüne yönelik verilen karara karşı, davalılarca yapılan itirazın duruşmalı inceleme sonucunda reddine karar verildiği, bu karara karşı davalılar vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK’nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır.
Dava konusu istek maddi manevi tazminata (para alacağına) ilişkin olduğundan geçici koruma talebinin ihtiyati haciz olduğu nitekim dava dilekçesinde isteminde bu yönde olduğu anlaşılmıştır.
Öte yandan, 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır.
Ayrıca, manevi tazminat isteminde zararın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılmaya elverişli değildir. Bu sebeple davacıların manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceğinden göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 Sayılı HMK’nun 36/1-b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla, ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İBK’da göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür.
Gerçekten, ilk derece mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere uyuşmazlık haksız eylemden kaynaklanan tazminat isteklerine ilişkin olduğundan, kaza tarihi olan 17/08/2018 tarihi itibariyle alacağın 6098 Sayılı TBK un 117/2 inci maddesi uyarınca muaccel olduğu, sadeci kusur ve alacağın miktarının yargılaması gerektirdiği sabit ise de; dava dilekçesinin ekinde bulunan Manisa 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/686 Esas sayılı dosyası sonucu verilen ve istinaf denetiminden geçerek kesinleşen ceza kararından, kusur raporundan davacıların ölene yakınlık derecelerini gösteren kayıtlardan, kaza tespit tutanağından davacıların alacağını yaklaşık da olsa ispat ettiği anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince belirli bir teminat karşılığında davacıların ihtiyati haciz isteminin İİK un 257 inci maddesi uyarınca kabulüne karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Ne var ki, 2004 Sayılı İİK un 261 inci maddesinde ” Aacaklı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazını istemeye mecburdur. Aksi halde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar .” Hükmü yer almaktadır.
Eldeki davada, ihtiyati haciz kararı 07/02/2020 tarihinde verilmesine rağmen davacı taraf 25/02/2020 tarihli dilekçe ile … Bankasının 21/02/2021 tarih,326351 numaralı kesin ve süresiz teminat mektubunu ibraz ederek ihtiyati haciz kararının infazını istediğine göre; yasal on günlük süreden sonra ihtiyati haciz kararının infazı istenildiğinden anılan yasal düzenleme karşısında ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalktığından, ilk derece mahkemesince bu husus göz ardı edilerek ihtiyati haciz kararının uygulanması bakımından tapu sicil müdürlüklerine müzekkere yazılması, araç kayıtlarına haciz konulması hukuka aykırı olduğundan, davalılar vekilinin istinaf istemi öncelikle bu nedenle yerinde bulunmuştur.
Ayrıca, ilk derece mahkemesince davalı tarafın ihtiyati haciz kararına süresinde yaptığı 09/03/2020 tarihli itiraz dilekçesinin karşı tarafa tebliğ edilmesi suretiyle 2004 Sayılı İİK un 265/4 üncü maddesine göre, hemen ayrı bir duruşma günü verilerek incelenmesi işin niteliğine uygun olduğu halde ön inceleme duruşması olan 07/10/2020 tarihinde davalı tarafın itirazını değerlendirmesi hukuka aykırı olmuştur.
2004 Sayılı İİK un ” ihtiyati haciz kararına itiraz ve temyiz ” başlıklı 265 inci maddesi uyarınca borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı, huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içerisinde itiraz edebileceği hüküm altına alındığına göre; ilk derece mahkemesinin 05/02/2020 tarihli ihtiyati haciz kararının niteliği gereği davalı tarafa tebliğ edilmemiş olmasında ise hukuka aykırılık görülmemiştir.
Keza, davalılar vekilinin ihtiyati haciz kararına yaptığı itirazın 07/10/2020 tarihinde duruşmalı incelemesi sonucu gerekçeli kararın yasal sürede yazılıp taraflara tebliğe çıkarılması gerekirken, çok sonra 02/12/2020 tarihli gerekçeli ara karar yazılarak taraflara tebliğe çıkarılması da hukuka aykırı olmuştur.
Ayrıca, davacılar vekili dava dilekçesinde davalı tarafın taşınır ve taşınmaz malları üzerine ihtiyati haciz konulmasını istediği halde; ilk derece mahkemesince verilen 07/02/2020 tarihli ihtiyati haciz kararında ” taşınır ve taşınmaz mallar ile haklar ve alacaklar üzerine ” ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesi 6100 Sayılı HMK un 26 ıncı maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırı olmuştur.
Hal böyle olunca yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; ilk derece mahkemesince davacıların ihtiyati haciz isteğinin dava konusu üzerinden %10 teminat ile kabulüne yönelik 07/02/2020 tarihli gerekçeli ara kararının İİK un 261inci maddesi uyarınca yasal on günlük süre içerisinde infazı istenilmediğinden ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalktığından, davalılar vekilinin istinaf başvurusu öncelikle bu nedenle yerinde görüldüğünden, ilk derece mahkemesinin davalıların itirazının reddine yönelik 02/12/2020 tarihli gerekçeli ara kararının kaldırılmasına, 6100 Sayılı HMK un 353/1 inci maddesinin (b-2) bendi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi suretiyle; davalılar vekilinin ihtiyati haciz kararına itirazının kabulüne, süresinde infazı istenilmediğinden ilk derece mahkemesinin 07/02/2020 tarihli ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalktığından, bu hususta karar verilmesine gerek ve yer olmadığına ilişkin karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar vekilinin istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1 fıkra (b-2) bendi gereğince KABULÜNE,
2-İlk Derece Mahkemesi olan İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/88 Esas sayılı derdest dosya üzerinden verilen davalıların itirazının reddine yönelik 02/12/2020 tarihli gerekçeli ara kararının KALDIRILMASINA,
a)Davalılar vekilinin ihtiyati haciz kararına itirazının KABULÜNE,
b)Süresinde infazı istenilmediğinden ilk derece mahkemesinin 07/02/2020 tarihli ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalktığından bu hususta KARAR VERİLMESİNE GEREK ve YER OLMADIĞINA,
c)Kararın derdest olan dava dosyası üzerinden taraflara bildirilmesine,
4-Davalılar tarafından peşin yatırılan -148,60-TL istinaf yoluna başvurma harcının Hazineye gelir kaydına, -54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının ve gider avansının talep halinde yatırana iadesine,
5- Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, uygulanan hacizlerin kaldırılması işlemleri ile avans ve harç iade işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi’nce yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 17/03/2021 tarihinde, 6100 Sayılı HMK’nun 362. Maddesi (1-f) bendi ve 2004 Sayılı İİK’nun 265/son fıkrası gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.