Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/874 E. 2022/2518 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/874
KARAR NO : 2022/2518
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/835 Esas – 2019/1407 Karar
KARAR TARİHİ : 12/12/2019
DAVA : Menfi Tespit ( Elektrik Abone Sözleşmesi-Kaçak Elektrik)
İSTİNAF TARİHİ : Davacı 27/12/2019 – Davalı 06/01/2020
KARAR TARİHİ : 07/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/12/2022
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1-son cümle uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü
DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından 11/02/2016 tarih G- 033814 seri nolu kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiğini, müvekkillerinden … Ltd.’nin sayacının sökülerek mühürlendiğini, bu tutanağa dayanarak 30/03/2016 son ödeme tarihli 80.330,62 TL ve 15.391,93 TL olmak üzere toplam 95.722,55 TL lik kaçak elektrik faturası düzenlendiğini, akabinde … Ltd. Adına tesis edilen aboneliğin 16/03/2016 tarihinde kontrolü sonucu sayacın eksik değer kaydetmesini sağlayacak şekilde müdahalede bulunduğu gerekçesiyle ikinci kez kaçak elektrik kullanıldığının tespit edildiği belirtilerek faturaların bu kez … Ltd.’ne 29/08/2016 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkili şirketin faaliyet gösterdiği adreste 52065483 seri nolu sayaç takılı iken 11/02/2016 tarihli tespit sonrası bu sayacın sökülerek yerine 61060753 seri nolu sayaç takıldığını, 16/03/2016 tarihinde yapılan ikinci kontrolde geri takılan sayacın fotoğraflanıp sökülerek götürüldüğü, sağlam gözükmesine rağmen ikinci kaçak elektrik tutanağı düzenlendiğini, faturaların düzenlenmesinden sonra 30/03/2016 tarihli dilekçeyle itiraz edildiğini, ancak 23/05/2016 tarihli cevapta düzeltme yapılacağının belirtilmesine rağmen işlem yapılmadığını, gıda maddelerinin bozulması için taksitlendirme talebinde bulunduklarını 30/03/2016 tarihinde 19.065 TL , 03/06/2016 tarihinde 5.000,00 TL olmak üzere toplam 24.065,00 TL ödeme yapıldığını, buna rağmen elektriğin kesilmesi tehdidinde bulunulduğunu ileri sürerek davanın kabulü ile taraflar arasındaki çekişmenin giderilmesine 2 adet faturadan dolayı 95.722,55 TL borçlu bulunmadığının tespitine, … Ltd. tarafından yapılan 24.065,00 TL yönünden istirdat hakları saklı kalmak kaydıyla bakiye 71.657,55 TL tutar göz önüne alınarak elektrik kesilmesinin teminatsız olmadığı taktirde teminatlı olarak tedbiren durdurulmasına karar verilmesini istemiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu işletmede … Ltd. Adına kayıtlı 14474548 tesisat nolu elektrik aboneliği mevcut olduğunu, fiili kullanıcının ise diğer davacı şirket olduğunu 11/02/2016 tarihinde yapılan kontrolde sayaç ölçü ayar mühürlerine müdahale edilmesi nedeniyle … Ltd. Adına kaçak elektrik tutanağı düzenlendiğini, yine aynı abonelikte 16/03/2016 tarihinde yapılan denetlemede kullanıcı … Ltd. Tarafından sayaç klemens kutusunun yan tarafından delinerek akım giriş çıkış tuşlarına kısa devre yapmak suretiyle eksik değer kaydetmesine sebebiyet verildiğinden kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiğini, bu iki kaçak elektrik tutanağına dayanarak 80.330,62 TL ve 15.391,93 TL iki ayrı kaçak elektrik faturası tahakkuk ettirildiğini, davacılardan … Ltd.’nin müracaat ederek faturaları 4 eşit taksitte ödeme isteğinde bulunduğunu, taksitlendirme talebinin uygun görülerek enerji verildiğini taahhüt edilen ödemelerin geç yapıldığını, 30/06/2016 tarihinde 20.478,51 TL , 01/07/2016 tarihinde 12.719,91 TL nin ödenmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
Kaçak elektrik tespit tutanakları, kaçak elektrik faturaları, takip dosyası, bilirkişi raporu, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; 11.02.1016 tarihli ilk kaçak elektrik kullanımının davacı ….Nak ile ilgili tespit edilmesinin ardından aboneliğin davacı … Nak’dan diğer davacı …’na devrolduğu, 16.03.2016 tarihinde de 2.kaçak elektrik tutanağının bu şirket ile ilgili olarak tespitinin yapıldığı, yani ilk kaçak elektriğin fiili kullanıcısının ve abonesinin … Nak olarak tespit edildiği, 2.kaçak elektrik fiili kullanıcısının ve abonesinin … olarak tespit edildiği, 1.kaçak elekrik kullanımı ile ilgili olarak davacı … Nak’ın ödemesi gereken miktarın 41.293,60 TL olduğu ve bu miktardan … Nak’ın sorumlu olduğu, … Nak tarafından bu kaçak kullanım nedeni ile dava tarihi olan 13.06.2016 tarihinden sonra 31.10.2016 ‘da 31.615,93 TL ödeme yapıldığı ve halen … Nak’ın borcunun bulunduğu, dolayısı ile bu davacı bakımından davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varıldığı,
Diğer davacı … açısından tutulan 2.kaçak elektrik tespiti ile ilgili olarak davacının bu kaçak kullanımı ile ilgili olarak ödemesi gereken fatura bedelinin 5.333,63 TL olarak hesaplandığı, bu davacının dava tarihinden sonra 28.10.2016 da 15.391,93 TL ödeme yaptığı, dolayısı ile 10.058,30 TL davadan sonra fazla ödeme yaptığı, dava tarihi itibari ile borcunun bulunduğu anlaşılmakla bu davacı dava açarken borcunun bulunmadığını iddia ederek murazanın giderilmesi ve borçlu olmadıklarının tespitini talep ettiklerinden davacının dava tarihi itibari ile borcunun bulunduğu, davadan sonra yaptığı fazla ödeme nedeni ile 10.058,30 TL istirdat edebileceği, ancak istirdat talebinin bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki anlatımlarını tekrarladıktan sonra, 11/02/2016 tarihinde 0 endeksli olarak taktıkları 61060753 seri nolu sayacın sahibi ve temsilen haberi olmadan 16/03/2016 tarihinde söküldüğünü, tespit tutanaklarının gerçeklerle ve resmi belgelerle örtüşmediğini, iş yerinde aylık ortalama bugüne kadar 500 ile 600 TL tüketim tahakkuk ettirildiğini zira pişirme ocaklarının gazla çalıştırıldığını, sayacın sökülmesinin ve mühürlenmesinin doğru olmadığını, kaçak elektrik kullanmadıklarını, bugüne kadar kök rapora itiraz ettiklerini, bilirkişiden alınan 2.ek raporda diğerlerinden farklı olarak ayrı ayrı hesaplamaya gidildiğini, verilen ikinci rapora göre davacıların toplamda 2.197,98 TL ödeme yapması gerektiğini görüldüğünü, kök raporla ek rapor arasında çelişki olduğunu, müvekkillerinin kesinlikle sayaca müdahale etmediklerini, sorumlu olduklarını kabul edip , bu sebeple müvekkillerinin beyanı kabul etmediklerini, raporda … Ltd’nin 10.058,30 TL fazla ödeme yapıldığını tespit edildiğini, fazla ödemeyle ilgili faiz hesabı yapılmadığını, taraflarınca istirdat talebinde bulunmasına rağmen bu hususların hesaplanmasının büyük sorun teşkil ettiğini, çelişki ve eksiklikler giderildikten sonra karar verilmesi gerektiğini, istirdat talebinin bulunmadığı yönündeki gerekçenin anlaşılamadığını, zira dava dilekçesinde bu haklarını saklı tuttuklarını ve 11/11/2019 tarihli dilekçede fazla ödemenin faiziyle birlikte istirdadına karar verilmesini talep etmelerine rağmen dikkate alınmadığını, ayrıca her iki davalı için toplam 46.627,23 TL borç hesaplandığında göre geri kalan kısım için müvekkillerinin sorumluluğunun olmadığının belirtilmesine rağmen davanın tümden reddedilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılarak öncelikle davanın tamamen kabulüne aksi taktirde rapora göre kısmen kabulüyle istirdat taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili 31/12/2019 tarihli ek istinaf dilekçesinde en azından müvekkil … Ltd. Yönünden davanın kabulüyle borçlu olmadığının tespitine fazla yapılan 10.058,30 TL’nin istirdadına karar verilmesi gerektiğini kanısında olduklarını ifade etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu abonelikte kaçak elektrik kullanıldığının sabit olduğunu, bilirkişi raporuna yapılan itirazların dikkate alınmadığını, yapılan hesaplamaların hatalı olduğunu, mükerrer kaçak elektrik kullanımı tespit edilerek ikinci kez kaçak elektrik tutanağı düzenlendiğini, hesaplamanın ne şekilde yapıldığının belirsiz olup gecikme zammının hesaplamada dikkate alınmadığını, itirazı kayıtsız olarak borcu kabul ederek taksitlendirme yapılmasına ilişkin hususun dikkate alınmadığını, bilirkişinin iki farklı şirketin sorumluluğunun olduğunu düşünmesinin nedeninin anlaşılmadığının, düzenli ödeme yapılmaması nedeniyle İzmir 24.İcra Müdürlüğünün 2016/15726 sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, ödeme yapılmadığını, yeniden ödeme taahhüttünde bulunulduğunu, İDM’nce red kararı verilmiş olsa da gerekçe yönünden kısmen aleyhe karar verildiğini ileri sürerek kararın kaldırılarak gerekçe yönünden kaçak elektrik kullanım faturalarının tamamından borçluların sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İSTİNAFA CEVAP :
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacının istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
G E R E K Ç E
Uyuşmazlık, elektrik aboneliği sırasında kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tahakkuk ettirilen faturalardan dolayı 2004 sayılı İİK’nın 72.maddesi gereğince icra takibinden önce açılan menfi tespit ve istirdadı isteminden kaynaklanmaktadır.
İDM’nce yukarıda gösterilen gerekçelerle davanın her iki davacı yönünden reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi gereğince re’sen gözetilecekler dışında istinaf dilekçesinde gösterilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan incelemede;
(I) İzmir 24.İcra Dairesinin 2016/15726 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde;
Davalı şirket tarafından davacı şirket aleyhine 07/11/2016 tarihinde 52.726,94 TL elektrik bedeli 3.174,32 TL gecikme zammı, 571,38 TL kdv olmak üzere 56.474,65 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin her iki şirkete 16/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği, her iki şirket adına 21/11/2016 tarihinde borca itiraz edildiği, takibin 21/11/2016 tarihinde durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Takibin davacılar tarafından taksitli ödeme taahhüdünde bulunulması ve kısmen yapılan ödemelerin mahsubu ve ödenmeyen taksitlerden dolayı davadan sonra tapıldığı anlaşılmaktadır.
Kural olarak alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılması durumunda menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddiaların itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoksa da henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmamış olduğu durumda ise böyle bir imkan söz konusu olmadığından borçlunun itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekir. Zira yapılan itiraz üzerine takip durmuşsa da, takibe itiraz sadece takip hukuku ile ilgili bir sonuç olup kesin hüküm sonuçlarını doğurmaz. Bu itibarla borçlu itirazın iptali davası için alacaklıya tanınan 1 yıl gibi uzun sureyi beklemededen maddi hukuk anlamında borcun biran önce ve kesin olarak ortadan kaldırılmasını isteme hakkına sahip olup böyle bir durumda dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığını kabul etmek mümkün değildir (Yargıtay 19. HD 2016/6749 E – 2017/1043 K sayılı 13/02/2017 tarihli kararı).
Eldeki davadan önce açılmış bulunan itirazın iptali davası bulunmadığından hukuki yarara ilişkin dava şartının bulunduğu anlaşılmaktadır.
(II) Davaya cevap dilekçesine, dosya kapsamına, bilirkişi raporuna göre,14474548 tesisat numaralı elektrik aboneliğinin davacılardan … Ldt.’ne kayıtlı olduğu, 11/02/2016 tarihinde yapılan kontrolde, abonelikte takılı 52065483 seri numaralı sayacın mühür tellerinin yerinden çıkarmak suretiyle tahrip edildiği tespit edilerek, G-033814 seri numaralı kaçak elektrik tespit tutanağının düzenlendiği, söz konusu sayacın söküldüğü, bu tutanağa göre davacı … Ltd.’ne 30/03/2016 son ödeme tarihli 80.330,62 TL tutarlı faturanın tahakkuk ettirildiği,
İlk tutanaktan sonra aboneliğin diğer davacı … Ltd.’ye devredildiği, yeni abonelik sırasında 0 endeksli 61060753 numaralı sayaç takıldığı, aynı iş yerinde 16/03/2016 tarihinde yapılan denetlemede bu kez sayacın klemens kutusu yanından delinerek akım giriş çıkış uçlarının birleştirilerek kısa devre yapılmak suretiyle eksik değer kaydetmesinin sağlandığı tespit edilerek G-107235 serii numaralı ikinci kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiği, bu tutanağa dayalı olarak yine … Ltd.’ye 30/03/2016 tarih ve 15.391,93 TL tutarlı faturanın tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
2004 Sayılı İİK’ nun 72. Maddesi gereğince menfi tespit davasında da kural olarak 4721 sayılı TMK’ nun 6.maddesi uyarınca bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran iddia taraf o vakıayı ispata mecbur olduğundan, ispat yükü borçluya düşer. Başka bir anlatımla, menfi tespit davasında da ispat yükü bakımından değişiklik yoktur. Borçlu borçlanma iradesi bulunmadığını yada borçlanma iradesi bulunmakta ise de sonradan ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Ancak, borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumda ispat yükü davalı alacaklıya düşer.Davalı alacaklının borcun varlığını ispat etmesi gerekir. (YHGK 17/12/2003,2003/10-781,2003/768 Sayılı Kararı.)
Somut olayda birinci tespitte fiilen yerinde ölçü ayar mühürlerinin tahrip edilmek suretiyle, ikinci tespitte klemens kutusunun delinerek fazların kısa devre yapılmak suretiyle kullanıldığını kaçak tespit tutanağıyla davalı alacaklı ispat etmiş, bu tutanaklarının aksi davacı borçlularla aynı kuvvette belgelerle ispat edilememiştir. Bu itibarla aboneli kaçak kullanım nedeniyle davacıların sorumlu tutulmuş olmalarında usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
İDM’nce yapılan yargılama sırasında 6100 sayılı HMK’nın 266.maddesi gereğince görüşüne başvurulan bilirkişi elektrik mühendisi ….’nın 15/11/2018 tarihli asıl raporunda özetle;
Kaçak elektrik faturalarının tahakkuk ettirildiği tarihte yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin (EPTHY) 26/1-b,28 29 ve 30.maddeleri göz önüne alınarak 11/02/2016 tarihli kaçak elektrik kullanımı için 1.810,82 TL asıl, 39.482,78 TL ek tahakkuk olmak üzere istenebilecek tutar 41.293,60 TL, 16/03/2016 tarih ikinci kaçak elektrik kullanımı için 5.333,63 TL hesaplanmış olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
Gerçek ya da tüzel bir kişinin elektrik borcundan sorumlu tutulabilmesi için ya aboneliğin tarafı olması ya da söz konusu abonelikte tüketilen elektrik enerjisinin fiili kullanıcı olması gerekmektedir. Kök raporda davacı … Ltd. şirketinin abonelik sözleşmesinin tarafı, diğer davacının ise fiili kullanıcı olduğu belirtilerek toplam (41.293,60 + 5.333,63 = ) 46.627,23 TL’ı borçtan birlikte sorumlu olduğu mütalaa edilmiştir.
Ancak itirazlar üzerine alınan 31/10/2019 tarihli ikinci ek bilirkişi raporunda;
Davalı idare tarafından sonradan gönderilen 16/05/2019 tarihli yazı irdelenerek 11/02/2016 tarihli birinci kaçak elektrik faturasıyla ilgili 41.293,60 TL’ndan bu tarihte aboneliğin … Ltd.’ye ait olduğu ve fiili kullanıcının da aynı şirket olması sebebiyle söz konusu borçtan adı geçen şirketin sorumlu olacağı, buna karşılık 16/03/2016 tarihli ikinci kaçak elektrik faturasıyla ilgili 5.333,63 TL bakımından aboneliğin diğer davacı … Ltd. adına olduğu ve fiili kullanıcının da aynı şirket olması sebebiyle söz konusu borçtan adı geçen şirketin sorumlu olacağı mütalaa edilmiştir.
Dosya kapsamına ve özellikle davalı idare tarafından gönderilen 16/05/2019 tarihli yazıya göre; toplam 46.627,23 TL borçtan davacıların müteselsil sorumlu olmadığına ilişkin son ek rapor dosya kapsamına ve kabule uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı vekili raporlarda gecikme zammının hesaplanmadığını ileri sürmüştür. Yargıtay 3.HD’nin 2014/21750 E – 2015/17084 K sayılı ve benzer kararlarında 6183 sayılı Kanunda belirtilen gecikme zammının istenebilmesi için, gecikme zammına ilişkin şartın açık, anlaşılabilir ve oranları da belirtilmek suretiyle yazılması gerekir. Soyut olarak salt kanun ve yönetmelik hükümlerine atıf yapılmış olması halinde gecikme zammı istenemez, abonenin sıfatına göre (mesken ise yasal faiz, ticarethane ise ticari faiz) ancak yasal faiz istenebilir.
Açıklanan bu gerekçeyle bilirkişi tarafından yapılan hesapta gecikme zammının eklenmemiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
(III) Bilirkişiye ait 15/11/2018 tarihli asıl, 22/01/2019 tarihli birinci ek rapor ve 31/10/2019 tarihli ikinci ve son raporda; davacıların borçlu olduğu tutar doğru şekilde toplam 46.627,23 TL hesaplanmasına rağmen gönderilen fatura tutarı toplamı (80.330,62 + 15.391,93 =) 95.722,55 TL olduğu halde bu rakam bilirkişi tarafından hatalı toplanarak 95.772,55 TL, borç tutarı 46.627,23 TL olduğu halde hatalı biçimde 46.627,33 TL yazılmak suretiyle davacıların borçlu olmadıkları tutar 49.095,32 TL olduğu halde 49.145,22 TL olarak hesaplanmıştır. Ancak bu hesaplama hatası sonuca etkili görülmemiştir.
Özetle; davacı … Ltd.’nin 80.330,62 TL faturadan dolayı borçlu olduğu tutar 41.293,60 TL, borçlu olmadığı tutar ise 39.037,02 TL ‘dir. Buna karşılık diğer davacı şirketin 15.391,93 TL faturadan dolayı borçlu olduğu tutar 5.333,63 TL, borçlu olmadığı tutar ise 10.058,30 TL olarak esas alınması gerektiği kanaatine varılmıştır.
İDM’nce menfi tespit isteminin yukarıda ki paragrafta gösterilen tutar üzerinden kısmen kabul kısmen reddi yerine her iki davacının dava tarihi itibariyle borçlarının bulunduğu gerekçesiyle davanın tümden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
(IV) Bilirkişiden alınan 31/10/2019 tarihli ikinci ek rapora göre; 11/02/2016 tarihli kaçak elektrik kullanımı nedeniyle davacı … Ltd.’nin 41.293,60 TL borç için dava tarihinden önce taksitlendirme peşinatı olarak 31.615,93 TL ödeme yaptığı göz önünde tutularak ticari faizin ilavesiyle ödeme tarihi itibariyle 12.231,65 TL borcun bulunduğu, takip tarihi olan 07/11/2016 tarihine kadar işlemiş ticari faizin ilavesiyle davacı … Ltd.’nin bakiye 12.256,28 TL ödenmemiş borcu bulunduğu anlaşılmaktadır.
Buna karşılık diğer davacı şirketin ikinci kaçak elektrik faturasından dolayı dava tarihinden sonra 28/10/2016 tarihinde 15.391,93 TL ödeme yapması nedeniyle borç tutarı olan 5.333,63 TL’nın mahsubuyla, davalıya fazladan 10.058,30 TL ödeme yaptığı dosya kapsamıyla sabittir.
2004 sayılı İİK’nun 72/6.fıkrası gereğince; borçlu menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borçta ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Diğer bir anlatımla menfi tespit davası kendiliğinden istirdat davasına dönüşür. Davacı vekili gerek 01/02/2019 tarihli dilekçesinde gerekse 11/11/2019 tarihli ikinci ek rapordan sonra fazla ödemenin faiziyle birlikte istirdadına karar verilmesini talep ettiği halde İDM’nce istirdat talebi bulunmadığı gerekçesiyle bu talebin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
İstirdadı gereken tutarın istirdadına karar verilirken faiz talebi var ise işleyecek faiziyle birlikte hüküm altına alınacağından davacı vekilinin istirdadı gereken tutara bilirkişi tarafından faiz ilavesi yapılmadığına ilişkin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle, davalı vekilinin esasa yönelik istinaf başvurusu ile davacılar vekilinin davanın kısmen kabul – kısmen reddi yerine davanın tümden reddine karar verilmesi ile ve istirdat talebi hakkında karar verilmemiş olmasına yönelik istinaf başvurusu dışında kalan diğer istinaf sebeplerinin 6100 sayılı HMK’nın 353/1.fıkra (b-1) bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine, davacılar vekilinin davanın kısmen kabul – kısmen reddi yerine davanın tümden reddine karar verilmesi ile istirdat talebi hakkında karar verilmemiş olmasına istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-2) bendi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kabul edilen istinaf nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek suretiyle,
1-Her iki davacı bakımından menfi tespit isteminin Kısmen kabul – Kısmen reddine,
2-Davacı … Ltd.’nin 80.330,62 TL tutarlı faturadan dolayı 39.037,02 TL borçlu bulunmadığının tespitine, fazlaya ilişkin (41.293,60 TL) istemin reddine,
3-Davacı … Ltd.’nin 15.391,93 TL tutarlı faturadan dolayı 10.058,30 TL borçlu bulunmadığının tespitine, fazlaya ilişkin (5.333,63 TL)istemin reddine,
Adı geçen davacı tarafından ödenen 10.058,30 TL’nın 28/10/2016 ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Tahsil ve mahsupta tekerrür olmaması bakımından anılan tutarların davadan sonra yapılan icra takibininde infaz sırasında icra dairesince gözetilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin esasa yönelik istinaf başvurusu ile davacılar vekilinin davanın kısmen kabul – kısmen reddi yerine davanın tümden reddine karar verilmesi ile ve istirdat talebi hakkında karar verilmemiş olmasına yönelik istinaf başvurusu dışında kalan diğer istinaf sebeplerinin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar vekilinin davanın kısmen kabul – kısmen reddi yerine davanın tümden reddine karar verilmesi ile istirdat talebi hakkında karar verilmemiş olmasına istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-2) bendi gereğince KABULÜNE,
3-İlk Derece Mahkemesi olan İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/835 Esas – 2019/1407 Karar sayılı 12/12/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
4-Düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle;
a)Her iki davacı bakımından menfi tespit isteminin KISMEN KABUL – KISMEN REDDİNE,
b)Davacı … Ltd.’nin 80.330,62 TL tutarlı faturadan dolayı 39.037,02 TL borçlu bulunmadığının TESPİTİNE, fazlaya ilişkin (41.293,60 TL) istemin REDDİNE,
c)Davacı … Ltd.’nin 15.391,93 TL tutarlı faturadan dolayı 10.058,30 TL borçlu bulunmadığının TESPİTİNE, fazlaya ilişkin (5.333,63 TL) istemin REDDİNE,
ç)Adı geçen davacı tarafından ödenen 10.058,30 TL’nın 28/10/2016 ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
d)Tahsil ve mahsupta tekerrür olmaması bakımından anılan tutarların davadan sonra yapılan icra takibininde infaz sırasında icra dairesince gözetilmesine,
e)Davacılar tarafından peşin yatırılan 1.223,74 TL’den alınması gereken 3.353,70 TL karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 2.129,96 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, mahsubuna karar verilen 1.223,74 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
f)Davacılar tarafından yapılan 958,00 TL yargılama gideri ile hüküm tarihinden sonra yapılan 11,00 TL gerekçeli karar tebliğ gideri olmak üzere toplam 969,00 TL’nden, davanın kabul oranı olan %51’e göre hesaplanan 494,19 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bakiye giderin davacılar üzerinde bırakılmasına,
g)Davalı tarafından yapılan 163,00 TL yargılama giderinin davanın ret oranı olan %49’una göre hesaplanan 79,87 TL’nin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
h)Davacılar kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince; kabul edilip hüküm altına alınan tutar üzerinden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
ı)Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince; reddedilen tutar üzerinden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacılar tarafından peşin yatırılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcının mahsubuyla Hazineye gelir kaydına, 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından peşin yatırılan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 54,40 TL karar ve ilam harcının alınması gereken 80,70 TL’den mahsubuyla, bakiye 26,30 TL istinaf karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-Davacılar tarafından yapılan 11,00 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmının davacılar üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
9-Artan gider avanslarının yatıranlara iadesine,
10-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans ve harç tahsil / iade işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi’nce yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 07/12/2022 tarihinde, 6100 Sayılı HMK’nun 362. Maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.