Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/1955
KARAR NO : 2022/1330
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2015/94 Esas – 2018/560 Karar
KARAR TARİHİ : 26/04/2018
DAVA : Maddi Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF TALEP TARİHİ : 28/10/2019 Davacı, 05/11/2020 Davalı
KARAR TARİHİ : 16/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/06/2022
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1-son cümle uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü
DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … İli, … İlçesi … Mahallesinde bulunan kavaklıdere içme suyu arıtma tesisi inşaatını … adına yürüten … Şti. firması çalışma alanında yol kenarından geçmekte olan müvekkili şirkete ait yer altı kablo güzergahına zarar vererek kullanılmaz ve erişilemez hale getirdiğini, söz konusu çalışmaların meydana elen zararın parasal boyutunun dava tarihi itibariyle kesin bir biçimde ve yaklaşık olarak belirlenmesinin mümkün olmaması ve bu tutarın ancak uzman bilirkişi marifeti ile belirlenebilecek olmasından dolayı belirsiz alacak ve tespit davası açıldığıni, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL sının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar ve talep etmiş; 08/09/2015 havale tarihli dilekçe ile davalı şirketin … olarak unvanının değiştirilmesini; 30/01/2017 tarihli dilekçe ile de dava değerini 19.684,62 TL artırmak suretiyle toplam 26.684,62 TL sının davalılardan tahsilini istemiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ :
Davalı … Şti. cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firma ile … arasında yapılmış davaya konu … ili, … İlçesi … mahellesinde bulunan … İçme Suyu arıtma tesisi inşaatına ilişkin olarak imzalanmış bir sözleşme mevcut olmadığını, söz konusu işe ait sözleşme işveren … Genel Müdürlüğü ile … arasında akdedildiğini, müvekkili firmanın sözleşmenin tarafı olmadığını, bu nedenle davanın husumetten reddinin gerektiğini, esasa ilişkin olarak da davanın reddine karar verilmesini, ayrıca … Sokak No:… … … adresinde mukim … Şti.ne davanın ihbar edilmesini, sübut bulmayan davanın reddini savunmuştur.
Dava kendisine yönlendirilen … vekili; cevap dilekçesi vermediği yargılama şamasında verdği dilekçelerle davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Genel Müdürlüğü cevap dilekçesinde; davacı şirket kendilerine ait yeraltı kablo güzargahına zarar verildiğini, güzargahın kullanılamaz ve erişilemez hale geldiğini ileri sürerek zarar bedeli talebinde bulunmakta ise de esasında yeniden bir tesis bedeli talep ettiği, BK. ve yargı kararlarına göre ancak gerçek zarar bedelini talep etme hakkı bulunduğu, işe başlama tarihi olan 27/12/2013 tarihini haksız fiil tarihi olarak ileri sürüp faiz talebinde bulunması da hukuka aykırı olduğu, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucu verilen kararda özetle; haksız eylemin ve zararın tespiti için mahallinde keşif yapıldığı, keşif mahallinde de görüldüğü üzere yer altı fiberoptik kabloların orman yolu eğiminin düzeltilmesi sırasında bazı yerlerden açığa çıktığı, bazı yerlerden de hafriyat altında kaldığı, bazı yerlerde de koptuğu tespit edildiği, davalıların içme suyu arıtma tesisini kurarken, inşaat alından çıkan fazla hafriyatın orman yolu istikametinde boş alanlara depolamışlar, yolun ağır taşıt trafiğine elverişli hale gelmesi için bazı yerlere dolgular yaptıkları keşifte tespit edildiği, davacıya ait fiberoptik kablolarda belirtilen zararlar da bu şekilde meydana geldiği, fiberoptik kabloların özelliği gereği kopan kabloların ek suretiyle tamir edilmesi halinde iletim kalitesinin düşeceği, bu nedenle ana hat niteliğindeki bu hatta zorunlu haller dışında ek yapılmaması gerektiği, kablolar koptuğunda iki menhol arasındaki bütüm kablonun sökülerek yeniden döşenmesi gerektiği bilirkişi raporları ile tespit edildiği, buna göre zararın miktarı zarar gören kabloların iki menhol arasındaki ölçüsüne göre hesaplanması gerektiği, bilirkişiler yukarıda açıklanan raporlarla zarar miktarlarını 29.040,73 TL olarak hesapladıkları, kök raporda bu bedelden %15 oranında amortisman bedeli düşülmüş, amortisman oranına yapılan itiraz üzerine, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığınca belirlenen %18,50 oranına göre amortisman bedeli düşerek, zarar miktarının 23.668,19 TL olduğunu tespit ettikleri, davalılardan …, arıtma tesisinin sahibi olması nedeniyle adam çalıştıran, davalı … ise davalı … adına işi yapan yüklenici şirket olarak zarardan sorumlu olduğu, başka bir söyleyişle … Şti haksız fiili işleyen kişi olarak, … ise adam çalıştıran sıfatıyla zarardan sorumlu oldukları, zarar, yapılan keşifteki değerlendirmelere göre haksız fiilin niteliği gereği bir kerede meydana çıkmamış, süreç içerisinde meydana çıkmış olduğundan, haksız fiilin tamamlanarak zararın meydana geldiği tarih davacının davalı … Genel Müdürlüğünün zararı ihbar ettiği 23/03/2014 tarihi olarak kabul edildiği, alınan kök ve ek raporlar doğrultusunda davalıların haksız eylemi nedeniyle davacı kablolarında zarar meydana geldiğinden, tespit edilen zarar miktarı ve bu miktardan amortisman bedelinin düşmesi suretiyle belirlenen tazminat miktarı dosya kapsamına uygun olduğundan, davanın kısmen kabulüne, 23.668,19.-TL maddi tazminatın 25/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
D E Lİ L L E R:
Hasar tespit tutanakları, keşif ve bilirkişi raporları, tanık beyanları ticaret sicil kayıtları ve tüm dosya kapsamıdır.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; karara esas alınan Bilirkişi 2. ek raporunda; Müvekkili Şirketin zarar tutarının 29.040,73-TL. olduğu, fakat yapılan yeni güzergah nedeniyle bu tutar üzerinden %18,50 oranında amortisman indiriminin yapılması gerektiği ve bu nedenle zarar tutarının 23.668,19-TL. olduğu tespiti yapılmış ve bu tespit hükme esas alındığı, taraflarınca kök rapor kapsamında her ne kadar ıslah dilekçesi verilmiş ise de, amortisman indirimi tespitine itiraz ettiklerini, hasar bedelinin amortisman indirimine tabi tutulmasının hatalı olduğunu, taraflarınca her ne kadar ıslah dilekçesi verilmiş ise de, davanın 29.040,73TL. üzerinden kabulüne karar verilmesini, kabul olunmaz ise ıslah rakamı olan 26.684,62 TL. üzerinden kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, yine kabul olunmaz fakat maddi hata talebimiz kabul görür ise, davanın 24.684,62 TL. üzerinden kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, yukarıdaki itirazlarımızın kabul edilmeme ihtimaline binaen ve kabul anlamına gelmemek üzere, maddi hata talebimizin kabul edilmemesi nedeniyle hükmedilen aleyhe yargılama giderlerine itiraz ettiklerini, karşı taraf lehine, olması gerekenden daha yüksek bir vekalet ücreti çıkmış ve yargılama giderleri ve harçlar da buna göre hesaplandığını, kısmen reddilen tutarın, 24.684,62 TL ile 23.668,19 TL. arasındaki fark kadar olması gerekmektedir. Amortisman bedeline ilişkin itirazımız kabul edilmez ise, kabul anlamına gelmemek üzere; maddi hata düzeltme talebimizin kabulü ile KÖK raporda belirtilen gerçek ıslah tutarımız olan 24.684,62TL. baz alınarak karşı taraf lehine daha az dava vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şti.vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı yan açmış olduğu dava ile, içme suyu tesisi inşaatı hafriyatı sırasında kabloların zarar gördüğünü, kablo güzergahının bozulduğunu iddia etmekte, tüm kablo güzergahı tamir ve yenileme bedelinin tahsilini talep ettiği, davacı yan kabloların yenilenmek zorunda olduğu ve buna davalıların sebebiyet verildiğini iddia ettiğini, davacı yanın yenilediği ve bedelini talep ettiği kablolar zaten oldukça eski, aşınmış, yenilenmesi zorunlu hale gelmiş kablo hattı olduğu, davacı yan kabloların zarar gördüğü düşüncesinden hareketle, aslında tamir edilmiş olan ve aktif hale geçen kabloları kendi isteği ile yenilediği kablo hattının yenileme bedelini müvekkilden talep etmesi hakkaniyete aykırı olduğu, bilirkişi, aslen söz konusu zararın ihbar olunan … Şti.’nin yapmış olduğu çalışma sonrasında davacıya ait fiber hattın-kablonun zarar gördüğünü, yani fiili sorumluluğun ihbar edilende olduğunu, ancak adam çalıştıran sıfatı ile müvekkil şirketin ve asıl işveren olarak da …’nun müteselsilen sorumlu olduğu sonucuna vardığı, davacı yanın fiber-optik hattında oluşan zararda müvekkil şirketin herhangi bir ihmali, kusuru bulunmadığı, olayda davacı yanın ihmalinin olduğu gibi ihbar olunan şirketin kazı çalışması sırasında meydana gelmiş bir tablo olduğu, bu nedenle İDM ‘nin davanın kısmen kabulüne yönelik kararın kaldırılarak, davacı yanın istinaf taleplerinin de reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; İdaremiz ile Yüklenici arasında imzalanan sözleşme eki YİGŞ’nin 9.maddesinin 4.fıkrasına göre yüklenici, ‘işin devamı sırasında işyerinde yapılacak çalışmalar nedeniyle, işçilerle çevre halkının kazaya uğramalarını, Zarar görmelerini ve işlerde zarar ve hasar meydana gelmesini önleyici tedbirlerin alınmasından da yüklenici sorumlu olup, alınan bütün tedbirlere rağmen yüklenicinin yaptığı işlerden dolayı üçüncü kişilerin kendilerine veya mallarına zarar verilmesi ihtimaline karşı mali mesuliyet sigortası yaptırmakla yükümlü olduğunu, yine YİGŞ’nin 9.maddesinin 7.fıkrasına göre, ‘yüklenici kendisinin veya alt yüklenicinin taksirinden, ihmalinden, ağır ihmalinden veya kusurlu herhangi bir hareketinden dolayı idareyi ve idare personelini sorumlu tutamaz’ ve 10.fıkraya göre de, ‘işyeri ve çevresindeki bölgede yeterli güvenlik önleminin alınmaması sebebiyle doğabilecek hasar ve Zzaratin ödenmesinden yüklenici sorumludur’. dolayısıyla İdarenin meydana geldiği ileri sürülen hasardan sorumlu tutulmaması gerektiği, kararın kaldırılarak müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E
Uyuşmazlık, davalılarca yapılan içme suyu arıtma tesisi çalışmaları sırasında davacıya at yer altı telefon kablosuna zarar verildiğinden bahisle maddi tazminat isteğine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, yukarıda özetlenen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar vermiş; bu karara karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
6100 Sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilir; HMK’nun 357. Maddesine göre de; İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz, maddeleri çerçevesinde inceleme yapılmıştır.
Bilindiği üzere; 6098 Sayılı TBK. 49 maddesi gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. 6098 Sayılı TBK’nun 50/1 fıkrası gereğince zarar gören zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
Ayrıca, hukukumuzda gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50. maddesi gereğince maddi tazminatın kapsamı gerçek zarar ile sınırlıdır. Mal varlığına yönelik haksız eylemlerde gerçek zarar, mal varlığının haksız eylemden önceki durumuna gelmesi, bir başka anlatımla haksız eylem meydana gelmemiş olsa idi ne durumda olacak ise o duruma getirilmesi için gerekli olan tutardır. Bu durumda, mal varlığında meydana gelen fiili eksilmenin yanında haksız eylem meydana gelmese idi mal varlığın olacağı durumdur.
Somut olayda; davalılardan …’ya ait Kavaklıdere … Arıtma Tesisi 1.Kısım inşaatının yapım işinin davalı … ile davalı … şirketi arasında yapılan 22/12/2013 tarihli sözleşme ile üstlenildiği, … şirketinin ise bu işin harfiyat işlerini 06/01/2014 tarihli sözleşme ile dava dışı … Şti ne verdiği bu şirketin bazı yerlerde kazı yaparken yer yer davacı şirkete ait fiber optik yer altı kablolarına zarar verildiği gibi bir kısım yerlerde de kazıdan çıkan harfiyatın davacıya ait yer altı güzergahı üzerine depolanması suretiyle davacıya ait yer altı tesislerindeki menhollere ulaşılmasını imkanının ortadan kalkması nedeniyle davacı tarafın harfiyat altında kalan bölümü terk ederek harfiyatın olmadığı bölümden geçecek şekilde tekrar yeni yer altı hattı yapması suretiyle zarara uğradığı, hem mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi nraporları ile hem de davacı tarafından yaptırılan inceleme üzerine düzenlenen hasar tespit tutanakları ile sabit olduğuna göre; davacının maddi zararından davalılardan …’un hem işveren sıfatıyla hem de TBK un 69 uncu maddesi uyarınca yapı maliki sıfatıyla, diğer davalı şirketin hem yüklenici hem de alt taşerona vermiş olması nedeniyle işveren sıfatıyla davacıya karşı sorumlu tutulmasında hukuka aykırılık bulunmadığından davalı vekillerinin anılan hususlara değinen tüm istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Keza, davalılar dava dışı … Şti ne alt taşeron olarak harfiyat işini vermiş olsalar dahi işveren olarak denetleme yükümlülüğü devam edeceğinden üçüncü kişilere verilen zarardan müteselsilen sorumludurlar. Ancak, aralarında düzenlenen sözleşme hükümleri kendi iç ilişkilerinde hüküm ifade edeceğinden bu yöndeki savunmaları eldeki dava bakımından usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
Ayrıca, davacı tarafın zarar gören kabloları onarma imkanı bulunmadığı anlaşıldığına göre, tekrar yeni hat çekilmesi suretiyle oluşan zararın elektronik ve elektrik mühendisi bilirkişiler tarafından yöntemine uygun olarak düzenlenen 09/09/2016 tarihli asıl rapor ile 19/12/2017 tarihli ek raporda malzeme ve işçilik olarak toplam 29.040,73 TL olarak belirlenmesinde ve davaya konu hattın ilk olarak 2009 yılında yapılmış olması nedeniyle Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığınca belirlenen %18,50 oranında amortisman düşülmek suretiyle 23.668,19 TL olarak belirlenmesinde hukuka aykırılık görülmediğinden, davacı vekilinin ve davalı vekillerinin zarar miktarına, hesaplanma yöntemine yönelen istinaf nedenleri de hukuka uygun bulunmamıştır.
Ancak, davacı 30/01/2017 havale tarihli dilekçesi ile belirsiz alacak davası olarak 5.000 TL üzerinden açtığı davayı 19.684,62 TL miktar üzerinden eksik harcı yatırmak suretiyle artırdığı ve toplam 24.684,62 TL dava değerine ulaştığı halde dilekçesinde 26.684,62 TL yazılmış olması; maddi hata olarak değerlendirilmesi gerektiğinden ilk derece mahkemesince 24.684,62 TL sı dava değerinden hüküm altına alınan 23.668,19 TL sının mahsubu ile bakiye 1.016,43 TL üzerinden davalılar vekili yararına hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maddi hataya dayanan 26.684,62 TL sından hüküm altına alınan 23.668,19 TL sının mahsubu ile davalılar yararına 3.016,43 TL üzerinden maktu olarak 2.180 TL vekalet ücretine hükmedilmesi hukuka aykırı olduğundan, davacı vekilinin bu yöne değinen istinaf istemi yerinde görülmüştür.
İlk derece mahkemesinin 10/09/2015 tarihli ara kararı ile davacı tarafın 6100 Sayılı HMK un 124/3 ve 4 üncü maddeleri uyarınca dava dilekçesinde davalı gösterilen … Şti in taraf sıfatı silinmesi suretiyle yerine … ın davalı olarak dava dosyasına eklendiği sabit olmasına rağmen davada taraf sıfatı bulunmayan … Şti adına istinaf dilekçesi verilmiş ise de, bu hususa taraflarca itiraz edilmemiş olması da göz önüne alınarak Dairemizce aynı vekil tarafından temsil edilen ve aralarında bağ olduğu anlaşılan bu şirketler bakımından dilekçede davalı sıfatının maddi hataya dayandığı değerlendirilmek suretiyle istinaf incelemesi yapılmış ve bu şirketin istinaf nedenleri de incelenmiştir.
Hal böyle olunca yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; 6100 Sayılı HMK un 355 ve 357 inci maddeleri ile istinaf nedenleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme üzerine; ilk derece mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ve davalı … vekili ile diğer davalı … Şirketi vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine, davacı vekilinin yalnızca maddi hata ile bedel artırımı miktarını yanlış yazmasından doğan vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusu usul ve yasaya uygun bulunduğundan ve diğer tüm istinaf nedenleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMKun 353/1 inci maddesinin (b-1) bendi uyarınca kısmen esastan reddine,davalılar yararına hüküm altına alınan vekalet ücreti bakımından istinaf isteminin 6100 sayılı HMK un 353/1 inci maddesinin (b-2) bendi uyarınca kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasını gerektirecek bir eksiklik bulunmadığından, düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi suretiyle; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine; dava konusu 23.668,19 TL sının 25/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline davacı tarafa verilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine, davalılar yararına reddedilen dava değeri olan 1.016,43 TL üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 1.016,43 TL vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekili ile diğer davalı … Şirketi vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin yalnızca maddi hata ile bedel artırımı miktarını yanlış yazmasından doğan vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusu usul ve yasaya uygun bulunduğundan ve diğer tüm istinaf nedenleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince KISMEN ESASTAN REDDİNE,
3-Davacı vekilinin davalılar yararına hüküm altına alınan vekalet ücreti bakımından istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-2) bendi gereğince KABULÜNE,
4-İlk Derece Mahkemesi olan İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/94 E – 2018/560 Karar sayılı 26/04/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
5-Düzelterek Yeniden Esas Hakkında Hüküm Kurulmak Suretiyle;
a)Davanın KISMEN KABULÜNE – KISMEN REDDİNE,
b)Dava konusu 23.668,19 TL sının 25/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline davacı tarafa verilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin REDDİNE,
c)Davacı tarafından peşin yatırılan 85,39 TL ile ıslahla yatırılan 336,16 TL olmak üzere toplam 421,55 TL’nin alınması gereken 1.616,77 TL karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 1.195,22 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına, mahsubuna karar verilen 421,55 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
ç)Davacı tarafından yapılan 1.896,30 TL yargılama gideri ile hüküm tarihinden sonra yapılan 27,20 TL gerekçeli karar tebliğ gideri olmak üzere toplam 1.923,50 TLnin, davanın kabul oranı olan %96’e göre hesaplanan 1.846,56 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
d)Davalı … Genel Müdürlüğü tarafından yapılan 188,00 TL yargılama giderinin davanın ret oranı olan %4’üne göre hesaplanan 7,52 TL’sinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
e)Davalı … tarafından yapılan 400,00 TL yargılama giderinin davanın ret oranı olan %4’sine göre hesaplanan 16,00 TL’sinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
f)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince; kabul edilip hüküm altına alınan tazminat tutarı üzerinden 2.840,20 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
g)Davalılar yararına reddedilen dava değeri olan 1.016,43 TL üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 1.016,43 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafından peşin yatırılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcının mahsubuyla Hazineye gelir kaydına, 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacıya iadesine,
7-Davalı … tarafından peşin yatırılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile toplam 405,00 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 1.211,77 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-Davalı … Genel Müdürlüğü tarafından peşin yatırılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile toplam 404,19 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 1.212,58 TL karar ve ilam harcının bu davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
9-Davacı tarafından yapılan 60,00 TL istinaf yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalılar tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
11-Artan gider avanslarının yatıranlara iadesine,
12-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans ve harç tahsil / iade işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi’nce yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 16/06/2022 tarihinde, 6100 Sayılı HMK’nun 362. Maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.