Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/992 E. 2021/2135 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/992
KARAR NO : 2021/2135
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/101 Esas – 2018/1301 Karar
KARAR TARİHİ : 15/11/2018
DAVA : İstirdat ( Araç Bakımından Kaynaklanan)
İSTİNAF TARİHİ : 04/01/2019 Davalı
KARAR TARİHİ : 03/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/11/2021

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı, davalı istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1-son cümle uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü
DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin 07.04.2011 tarihinde … model … plaka nolu aracı 0 km anahtar teslim olarak … (… ürünleri Ticareti Temizlik ve Servis Hizmetleri A.Ş.)den satın alındığını, aracın tüm rutin kontrollerini davalı şirket tarafından yapıldığını, son periyodik bakımın 27.10.2016 tarihinde araç 188.000 km de iken yapıldığını, aracın son periyodik bakımından 1 ay ve 2000 km sonra 29/11/2016 tarihinde aracın eksantrik zincirinin koptuğunu ve bunun sonucu olarak aracın motor dağıttığını, parça ve işçilik bedeli olarak 29.12.2016 tarihli fatura bedeli olarak 18.092,73 TL davalı şirket tarafından müvekkilinden tahsil edildiğini, tahsil edilen tutarın hukuksuz olduğunu, arızanın tespit edilmesi sonucu davalı müvekkile aracın tamiri ve parça fiyatlarından oluşan 02/12/2016 tarihli 38.425,84 TL lik yeni motor teklifi ve 25.448,97 TL lik motor onarım teklifi sunduğunu, müvekkilinin bu çıkarılan bedele itiraz etmesi ve bu oluşan hasarın servisin hatasından kaynaklandığını belirtmesi sonucu 25.448,97 TL lik tekliflerini 18.092,73TL ye indirdiğini, müvekkilinin tazminat haklarını saklı tutarak son teklifini kabul ettiğini ve 29.12.2016 tarih ve 18.092,73TL fatura bedelini ödediğini, görüldüğü üzere ilk tekliften sonra %15 iskontonun üzerine bir de % 25 e yakın bir indirimle araç davalı tarafından tamir edildiğini, davalı kendi hatasını bildiği için böylesine inanılmaz boyuta varan bir indirim yaptığını ancak yine de müvekkilinden haksız olarak kazanç elde ettiğini, sonuç itibarı ile araca bir an önce ihtiyaç duyan müvekkili parayı ödemek durumunda kaldığını ve davalıya İzmir 7. Noterliğinin 05.01.2017 tarih ve 174 yevmiye nolu ihtarnamesini çektiğini, müvekkille gönderilen 29.12.2016 tarihli ve 18.092,73 TL bedelli faturada kodları belirtilen ürün parçalarının eksantrik zincirini değişmesi bedeli olduğunu, eğer eksantrik zinciri daha önce değiştirilseydi müvekkili tarafından ödenecek olan parçalar olacağını, eksantik zinciri ile ilgili parçaların değişmesinin bedeli 3.937,20+708,69%18 KDV ile toplam 4.645,89 TL olduğunu, bu durumda ödenen 13.446,94 TL davalının ihmalinden kaynaklanan ve müvekkile fatura edilip davalının sebepsiz zenginleşmesine sebep olan kısım olduğunu, bu sebeplerle 13.446,94-TL nin reeskont faizi ile birlikte tahsiline, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu araçta herhangi bir ayıbın söz konusu olmadığını, davacı tarafından söz konusu aracın 2011 yılından beri kesintisiz olarak kullanıldığını, dava konusu araçta, söz konusu davanın ikame tarihine kadar hiçbir ayıp, arıza veya kusur meydana gelmediğini, davacı yanın tam 6 yılı aşkın süredir araçtan üst düzeyde ve kesintisiz olarak yararlandığını, aşırı kullanımdan kaynaklı tek bir arızanın meydana gelmesi sebebiyle araçta ayıbın var olduğunu iddia ettiğini bunun da açıkça karşı tarafın kötü niyetli davranış sergilediğini ve haksız bir kazanç gayesinde olduğunu gösterdiğini, onarıma ilişkin ifa eksiksiz olarak müvekkil şirketçe, davacının onayı ile giderildiğini ve onarım bedeli de davacı tarafça herhangi bir itirazi kayıt olmadan ödendiğini, onarım işlemine konu arızaya ilişkin bir talep söz konusu olduğunu, davacının 6 yıldır aşkın süredir ticari amaçla kullanması neticesinde meydana gelen hasarı müvekkil şirket servisinden müşteri memnuniyeti gereği tüm indirimler alındıktan sonra onayı ile yaptırıldığını ve ihtirazi kayıtsız ödenen bedeli, hukuka ve hakkaniyete aykırı olarak talep ettiğini, araçtaki hasarın müşterinin onayı ile giderildiğini ve hasar giderim bedeli de müşteri tarafından itirazsız ödendiğini, davalı müvekkil şirketin gerekli her türlü yükümlülüğünü yerine getirdiğini ve garanti kapsamı dışında ve kullanım hatasından kaynaklanmasına rağmen iskonto uygulandığını, buna rağmen davacı şirketin iddialarının haksız yukarıda açıklanan sebeplerden ötürü gerek mevzuat gerekse yargıtay içtihatlarına aykırılık gösterdiğini, davacı şirket, hiçbir kusuru bulunmayan aksine müşteri memnuniyeti gözeterek ve iyi niyet kuralları çerçevesinde davranan müvekkil şirkete yönelttiklerini, müvekkil şirket aleyhine haksız ve hukuki mesnetten yoksun olarak ikame olunan işbu aracın ayıpsız misli ile değişim davasının reddine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R:
Faturalar, müşteri teyit formu – servis fişi, iş emri, bilirkişi raporu, tüm dosya kapsamıdır.
İDM KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; davacının açtığı davanın kabulü ile, 13.446,94 TL nin dava tarihi 27.01.2017 dan itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararında yer verilen tüm gerekçelerin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkemenin davanın hukuki niteliğini yanlış tespit ettiğini, bu nedenle hatalı ve hukuka aykırı hüküm kurulduğunu, dosyada herhangi bir icra takibi olmadığından veya icra tehdidi altında yapılan bir ödeme söz konusu olmadığından davanın istirdat davası olarak nitelendirilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının ayıplı bir hizmet ifa edildiği iddiasını destekleyecek bir delil sunulmadığını, ayrıca davacı eğer ayıplı hizmet nedeniyle uğradığı zararın tazminini talep ediyorsa ancak zarara uğradığını ispatlayarak uğradığı zarar miktarını talep edebileceğini, sağlanan hizmette herhangi bir ayıp söz konusu olmadığını, zincirin ancak ses yapmaya başladığında değiştirildiğini, kabul anlamına gelmemekle iki tarafında tacir olmasına rağmen davacının bir tacirden beklenen asgari dikkat ve özeni göstermediğini, ihbar sürelerine riayet edilmediğini, hatalı ve hukuka aykırı bilirkişi raporu dışında delil bulunmadığını beyan ederek tehiri icra taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAFA CEVAP:
Davacı taraf istinafa cevap vermemiştir.
G E R E K Ç E
Uyuşmazlık, araç bakım ve onarımına yönelik eser sözleşmesinin eksik ve ayıplı ifa edildiğinden bahisle zararın tazmini isteğine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yukarıda özetlenen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
Bilindiği üzere; eser sözleşmesini düzenleyen TBK’nın 470. maddesi uyarınca yüklenicinin edimi bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin edimi ise, karşılığında bedel ödemeyi üstlenmesidir. Eser sözleşmesinin niteliği gereği yüklenici sonucu garanti etmektedir. Diğer yandan yüklenicinin borçları 6098 Sayılı TBK’nın 471. maddesinde düzenlenmiş olup, “Yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır.” denilmiştir.
Eldeki davada, davacı davalının 26/10/2016 tarihinde yaptığı bakım ve onarımı ayıplı yaptığından aracın tesliminden bir ay sonra 27/11/2016 tarihinde eksantrik zincirin kopması sonucu motorun dağıldığını, aracın yolda kalması üzerine davalı serviste yeniden onarım yapıldığını ve bu onarıma indirimli olarak 18.092,73 TL ödeme yaptığını esasen bir ay önceki onarım ve bakımda bu zincirin de denetlenip değişmesi gerektiğinin davalı tarafından öngörülmediğinden, zincirin kopması ile motorda oluşan zarardan davalının sorumlu olacağını ileri sürmüş, davalı eksantrik zincirin olağan bakım malzemesi olmadığı gibi spesifik olarak bir belirli tarihte değişeceğinden söz edilemeyeceğini aracın olağanın üzerinde aşırı kullanılması nedeniyle tacir olan davacının basiretli davranarak kendisinin bu hususu öngörmesi gerektiğini savunmuştur.
Gerçekten, davacı şirkete ait … plaka sayılı 2011 model … marka aracın periyodik bakımlarının davalı servis tarafından yapıldığı, en son 27/10/2016 tarihinde 189.173 km de iken davalıya periyodik bakımının yaptırıldığı, aracın servisten alınmasından sonra 27/11/2016 tarihinde 191.257 km de iken tekleme yapması nedeniyle yeniden servise getirildiği ve eksantrik zincirin kırılması nedeniyle motor arızasına neden olduğu, davalının aracın periyodik bakımını yapan servis olarak 26/10/2016 tarihindeki bakımında aracın km sini, kullanım şeklini göz önüne alarak eksantrik zincirini kontrol etmesi, değişmesi gerekip gerekmediğini belirleyerek davacıyı bu hususta yönlendirmesi gerekirken, bu edimini yerine getirmeyerek eksik ifada bulunduğu belirlendiğinden, ilk derece mahkemesince sonradan ortaya çıkan gizli ayıp nedeniyle açılan davanın kabulü ile eksantrik zincirin kopması nedeniyle aracın motorunda oluşan arızanın onarım bedelinden davalı yüklenicinin 6098 Sayılı TBK un 477/1 inci maddesi uyarınca sorumlu tutulmasında hukuka aykırılık görülmediğinden, davalı vekilinin anılan hususlara değinen istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ne var ki, davacının da basiretli bir tacir olarak yılda otuz bin km in üzerinde yol yaparak kullandığı aracın kendisine verilen kullanım klavuzundan belirli, zorunlu aksamlarının bakımını yaptırmayı öngörmesi, aracın trafikte seyir halinde iken motor aksamından ses gelip gelmediğini değerlendirmesi ve bu hususta davalı servis ile istişare etmesi gerekirken bu yükümlülüğünü yerine getirmediğinden, 6098 Sayılı TBK un 52 inci maddesi uyarınca %25 oranında bölüşük kusuru olduğu kabul edilerek, hüküm altına alınan 13.446,94 TL sın dan indirim yapılması suretiyle 10.835,20 TL zararın tahsiline karar verilmesi gerekirken bu hususun değerlendirilmemiş olması hukuka aykırı olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusu bu nedenle yerinde bulunmuştur.
Ayrıca, davacı dava dilekçesinde dava konusu alacağa reeskont faizi uygulanmasını istediği halde,ilk derece mahkemesince 6100 Sayılı HMK un 26 ıncı maddesine aykırı olacak şekilde talep aşılarak avans faizine hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırı olduğundan, davalı vekilinin bu yöne değinen istinaf istemi de yerinde görülmüştür. Ancak, davacının 27/11/2016 tarihinde aracının yolda kalması üzerine davalıda yeniden onarımının yapılması üzerine servise 18.092,73 TL tamir bedelini ihtirazi kayıt ileri sürmeden ödeyerek davalı işyerindeki aracını teslim alması, davalının ayıplı bakım işleminden dolayı uğradığı zararını istemesine engel olmadığından davalı vekilinin bu hususa değinen istinaf istemi de yerinde değildir.
Keza, ilk derece mahkemesinin kararının başlık kısmında davanın niteliğinin yanlış yazılması, davanın eser sözleşmesi niteliğini ortadan kaldırmadığından, davalı vekilinin bu hususa değinen istinaf istemi sonuca etkili görülmemiştir.
Öte yandan, davalı vekili cevap ve diğer dilekçelerinde davacının ayıp ihbarının süresinde olmadığı yönünde savunmada bulunmadığına göre; 6100 Sayılı HMK 357 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez yeni delillere dayanılamaz, hükmü karşısında davalı vekilinin bu yöndeki savunmasının dinlenilmesi mümkün değildir.
Hal böyle olunca yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; istinaf nedenleriyle, istinaf başvurusunda bulunanın sıfatıyla ve kamu düzeniyle sınırlı olarak yapılan inceleme üzerine; davalı vekilinin müterafik (bölüşük) kusur indirimi ve faiz oranı dışındaki diğer tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK un 353/1 inci maddesinin (b-1) bendi uyarınca kısmen esastan reddine, davalı vekilinin faiz oranı ve bölüşük kusura yönelik istinaf nedenleri yerinde görüldüğünden istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK un 353/1 inci maddesinin (b-2) bendi uyarınca kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin 17/11/2018 tarihli kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasını gerektirecek bir eksiklik bulunmadığından, düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi suretiyle; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine; dava konusu 10.835,20 TL sının dava tarihi olan 27/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine; davacının fazlaya yönelik isteminin reddine ilişkin karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin müterafik (bölüşük) kusur indirimi ve faiz oranı dışındaki diğer tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince KISMEN ESASTAN REDDİNE,
1-Davalı vekilinin faiz oranı ve bölüşük kusura yönelik istinaf nedenleri yerinde görüldüğünden istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-2) bendi gereğince KISMEN KABULÜNE,
2-İlk Derece Mahkemesi olan İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/101 Esas – 2018/1301 Karar sayılı 17/11/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
3-Düzelterek Yeniden Esas Hakkında Hüküm Kurulmak Suretiyle;
4-Davanın KISMEN KABUL-KISMEN REDDİNE,
a) Dava konusu 10.835,20 TL sının dava tarihi olan 27/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davacıya VERİLMESİNE; davacının fazlaya yönelik isteminin REDDİNE,
b) Davacı tarafından peşin yatırılan 229,65 TL’den alınması gereken 740,15 TL karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 510,50 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, mahsubuna karar verilen 229,65 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c) Davacı tarafından yapılan 1.289,20 TL yargılama giderinden, davanın kabul oranı olan %80’e göre hesaplanan 1.031,36 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
ç) Davalı tarafından yapılan 17,20 TL yargılama giderinin davanın ret oranı olan %20’ye göre hesaplanan 3,44 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
d) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince; kabul edilip hüküm altına alınan tutar üzerinden 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e) Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince; reddedilen tutar üzerinden 2.611,74 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından peşin yatırılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcının mahsubuyla Hazineye gelir kaydına, 230,00 TL istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davalıya iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan istinaf gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Artan gider avanslarının yatıranlara iadesine,
9-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans ve harç tahsil / iade işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi’nce yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 03/11/2021 tarihinde, 6100 Sayılı HMK’nun 362. Maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.