Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/2453 E. 2022/1028 K. 13.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2453
KARAR NO : 2022/1028

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/9 Esas 2019/826 Karar
TARİHİ : 18/07/2019
DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
İSTİNAF TALEP TARİHİ : 03/09/2019 (Davacı) 09/09/2019 (Davalı)
KARAR TARİHİ : 13/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/05/2022
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı, taraflar istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun 353/1(b-1/son) cümle uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü
DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 23786943 no’lu abonelik tesis numarasıyla hindi çiftliğinde elektrik kullandığını, davalı dağıtım şirketinin Haziran, Temmuz ayında davacının kaçak elektrik kullandığı ve kullanım bedelini ödememesi nedeniyle abonelik sözleşmesini sonlandırdığı çiftlikte canlı hayvan bulunması nedeniyle Cuma gününe kadar süre verildiğini, ödenmemesi halinde aboneliğin tesis edilmeyeceğinin sözlü olarak bildirildiğini, kullanım bedelini sorunca Haziran ayı için 5.026,10-TL, Temmuz ayı için 195,15-TL borç bulunduğunun bildirildiğini, ödemek isteyen davacıya ayrıca Haziran ayı kaçak kullanım bedeli 7.500,00-TL, Temmuz ayı kaçak kullanım bedeli 15.500,00-TL olmak üzere 23.000,00-TL kaçak kullanım bedelinin bulunduğunun bildirildiğini, davalının haksız olduğunun en büyük kanıtının müvekkilinin aylık kullanım karşılığı fatura kesildiği, kaçak kullanım olsaydı fatura bedelinin ve kullanımının gözükmeyeceği, müvekkilinin sayaçtan geçirerek kullandığını, aksine işlemin gabin olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalarının kabulüne, Haziran ve Temmuz ayı kaçak kullanım bedeli olarak 23.000,00-TL borçlu bulunmadığının tespitine, kaçak kullanımın varlığının tespiti halinde bedelin ödenmesi halinde aboneliğinin tesisine, elektrik almaktan başka çaresi bulunmadığından aboneliğin tensiple birlikte tedbiren devamına, tedbir taleplerinin %15 teminat karşılığı kabulüne, olmadığı takdirde kaçak kullanım bedelinin tamamının dosyaya yatırılarak tedbir talebinin devamına karar verilmesini istemiştir.
DAVALILARIN CEVABININ ÖZETİ:
Davalı … A.Ş. vekilinin 27/09/2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; süre uzatım dilekçesinde belirttikleri yetki, görev ve zamanaşımı itirazlarını tekrarlayarak davacının 23786943 tesisat no’lu aboneye ait tüketim borcunu ödememesi üzerine 01/10/2015 tarihinde o zamanki tedarikçi şirketin talimatıyla mühürleme tutanağıyla elektriğin kesildiğini,
Müvekkili şirketçe 17/11/2015 tarihinde yapılan kaçak kontrolünde mührün koparılarak elektrik kullandığının tespit edildiğini, EPDK Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 26. maddesi c bendine göre 18/11/2015 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiğini, bu kaçak kullanıma istinaden 468,27-TL faturanın tahakkuk edildiğini, davacının abone olmadan enerji tüketmesi üzerine kaçak tahakkukunun gerçekleştiğini, abonesiz enerji tüketimi nedeniyle 02/06/2017 tarihinde perakende şirketinin talimatı üzerine enerjinin kesildiğini, 30/06/2017 ve 31/07/2017 tarihlerinde uzaktan okuma sistemiyle yapılan okumada kaçak kullanımın tespiti üzerine 7.980,60-TL ve 15.349,30-TL kaçak faturaların tahakkuk ettirildiğini, davacının 18/08/2017 tarihinde abonelik sözleşmesi yapılması üzerine sistemin 29/08/2017 tarihinde açıldığını,
Abonelik sözleşmesinin tarafının perakende şirketi olduğunu, aylık tüketimler arasındaki dengesizliğin kaçak elektrik kullanımının kanıtı olduğunu, davacı hakkında karşılıksız yararlanma suçundan Torbalı 2. ASCM 2016/710 sayılı dosya üzerinden yargılamanın devam ettiğini, ihtiyati tedbirin HMK hükümlerine aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddine, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 26. maddesinde kaçak elektrik enerjisi tespitinin düzenlendiğini, 4. maddesinde yapılacak işlemlerin gösterildiğini, tespit ve tahakkuk işleminde görevin … A.Ş. tarafından yürütüldüğünü, şirketlerine husumet yöneltilemeyeceğini, şirketlerinin kısmi bölünme yöntemiyle 13/12/2012 tarihinde tescil edildiğini, 01/01/2013 tarihinden itibaren faaliyet gösterdiğini, başvurunun haklılığının dağıtım şirketi kayıtlarında yapılacak incelemeyle ortaya çıkacağını, müvekkilinin herhangi bir kusur ve dahli olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
01/10/2015 tarihli mühürleme tutanağı, 17/11/2015 tarihli kaçak / usülsüz elektrik tespit tutanağı, 18/11/2015 tarihli 468,27-TL’lik fatura, 01/10/2015 tarihli kaçak zabıt görüntüleme belgesi, 13/06/2017 ve 13/07/2017 tarihli 5.521,25-TL kullanımı gösteren borç sorgulama evrakı, 16/08/2017 tarihli 7.980,60-TL ve 15.349,30-TL kaçak kullanım bedeli, Fason Hindi Yetiştirme Sözleşmesi, kira sözleşmesi, Torbalı 2. ASCM 2016/710 E – 2017/648 K sayılı 26/10/2017 tarihli beraat kararı, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
Torbalı 2. AHM 2017/162 E – 2017/151 K sayılı 15/11/2017 tarihli kararıyla İzmir Nöb. ATM görevli olduğundan bahisle usulden ret kararı verilmiş. Bu kararın 26/12/2017 tarihinde kesinleşmesi üzerine davacı vekilinin 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince 2 haftalık süre başlamadan evvel 28/11/2017 tarihli dilekçesi üzerine İzmir 1 ATM 2018/9 Esasına kaydı yapılmıştır.
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; Toplanan deliller, yapılan yargılama, incelenen dosya içerikleri ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde davacının abonelik sözleşmesinin davalı … A.Ş. Tarafından yapıldığını , sonrasında da yönetmelik gereği kaçak elektrik kullanımına dair tespitlerin ve fatura tahakkuklarının … A.Ş. tarafından takip edildiğinin saptandığından davalı … A.Ş. aleyhine açılan davanın husumet nedeni ile reddine karar verildiğini, davalı … A.Ş. aleyhine açılan davanın ise davanın açıldığı tarih itibari ile yapılan değerlendirmesi ile tutulan tutanaklarla kaçak elektrik kullanıldığının belirlendiği, usul ve yasaya uygun görülen bilirkişi raporu ile saptandığından ve belirlenen kaçak elektrik kullanım bedeli de nazara alındığında davacının iddiasının sübut bulmadığından ” bahisle davalı … A.Ş. Aleyhine açılan davanın husumet nedeni ile reddine, davalı … A.Ş. Adına açılan davanın sübut bulmadığından dolayı reddine , Davalı taraf davayı vekil ile takip ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.760,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa verilmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; … Şirketine dava konusu 3 adet borcu faturalandırarak davalıdan tahsil etmeye çalışması nedeni ile mecburen husumet yöneltildiğini , husumet nedeni ile red kararının kaldırılması gerektiğini , davalının sonradan dosyaya ibraz ettiği ve davacı tarafından imzalanmamış, kim tarafından imzalandığı belli olmayan üzerinde imza yerinde isim yazılı olmayan mühürleme tutanağının aksinin bilirkişi raporuyla ispat edilebilecekken araştırma yoluna gitmeden eksik araştırmayla hüküm tesisinin bozma nedeni olduğunu , masa başında düzenlenen mühürleme tutanağının yönetmeliğe uygun düzenlenmediğinin kabul edilmesi gerektiğini , veterinerden izin almadan dağıtım şirketinin elemanlarının işyerine girmesinin mümkün olmadığını , fiziki olarak dağıtım elemanın iş yerine gelip mühürleme tutanağı tanzim ederek kullanıcıya imzalatmasının mümkün olmadığını , eksik , yetersiz ve çelişkili bilirkişi raporu ile karar verildiğinden bahisle , kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurmak suretiyle davanın kabulüne; 17.11.2015 tarihli 468,27 TL kaçak kullanım bedelinden dolayı davacı her ne kadar borçlu olarak gösterilmiş ise de 468,27 TL ödenmiş olmasından dolayı; borçlu olmadıklarının tespitine; 02.06.2017 tarihli abonelik iptalinin dayanağı olan 31.05.2016 ve 02.06.2016 tarihli iki adet faturanın ödenmiş olmasına rağmen bu her iki fatura ödenmediği gerekçesiyle aboneliğin 02.06.2017 tarihinde iptal edilmesinin hukuka aykırı olması ve bu 02.06.2017 tarihli abonelik iptaline dair mühürleme tutanağının bulunmayışı nedeniyle geçerli bir abonelik iptalinin mevcut olmadığından ötürü 30.06.2017 tarihli 9.980,60 TL 01.07.2017 tarihli 15.349,30 TL olan iki adet kaçak kullanım bedelinden sorumlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; yürürlükteki AAÜT uyarınca ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunması gerektiğini , Mahkemece tek vekalet ücretine hükmedildiği gibi ayrıca söz konusu vekalet ücretinin hangi davalıya verileceği ya da tek vekalet ücretinin davalılara verilmesinin mi ifade edilmek istendiği hususlarının hükmün infazında tereddüt yarattığından bahisle, kararın vekalet ücretine ilişkin kısmının kaldırılarak davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
İSTİNAFA CEVAP :
Taraflar istinafa ayrıca cevap vermemiştir.
G E R E K Ç E
Uyuşmazlık, kaçak elektrik kullanımı bedeline karşı icra takibinden önce açılan menfi tespit davası ve aboneliğin feshi işleminin iptaline ve aboneliğin devamına ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesin’ce yukarıda gösterilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
6098 Sayılı TBK’nun 49. maddesi gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. 50/1. fıkra gereğince zarar gören zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. 4721 Sayılı TMK’nun 6 ve 6100 Sayılı HMK’nun 190. maddesi gereğince ispat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından hazırlanan ve 08.05.2014 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 26. maddesinin (a) fıkrasına göre, gerçek veya tüzel kişilerin; ” Kullanım yerine ilişkin olarak; perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşma olmaksızın dağıtım sistemine müdahale ederek elektrik enerjisi tüketmesi,”, (b) fıkrasına göre; ” Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da yapı bina giriş noktasından sayaca kadar olan tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtan geçirilerek, mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi,” ile (c) fıkrasına göre de ; ” Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, mücbir sebep halleri dışında; yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması,” kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak tanımlanmıştır.
Aynı Yönetmeliğin ” Usulsüz elektrik enerjisi tüketimi ” başlığı altında düzenlenen 32. maddesinin 1. fıkrasının (ğ) bendinde ise; ” İkili anlaşma kapsamında enerji almaktayken tedarikçisi tarafından portföyden çıkarıldıktan sonra, son kaynak tedariği kapsamında görevli tedarik şirketinden elektrik enerjisi almasına karşın, son kaynak tedariğine ilişkin perakende satış sözleşmesi imzalanması için bu Yönetmelik kapsamında öngörülen süreler içerisinde, ilgili görevli tedarik şirketine başvurmaması hali” usulsüz elektrik enerjisi tüketimi olarak tanımlanmış olup; aynı maddenin 4. bendinde ise; “Kullanım yerinde yapılan kontrollerde veya diğer bir suretle, birinci fıkra kapsamında tanımlanan usulsüz elektrik enerjisi kullanımlarına ilişkin tespitlerde;
a) Birinci fıkranın (b), (d) ve (ğ) bentlerinde belirtilen hallerde görevli tedarik şirketi tarafından,
b) Diğer bentlerinde belirtilen hallerde dağıtım şirketi tarafından, tüketiciye yükümlülüklerini yerine getirmesi için 15 gün süre verildiğini belirten kesme ihbarı bırakılır. Yükümlülüklerini yerine getirmeyen tüketicinin dahil olduğu abone grubundan ait olduğu yıla ilişkin Kurul Kararı ile belirlenen kesme-bağlama ücretinin 5 (beş) katı ücret tahsil edilerek, bu fıkranın (b) bendinde belirtilen hallerde doğrudan, (a) bendine belirtilen hallerde ise görevli tedarik şirketinin bildirimi üzerine dağıtım şirketi tarafından elektriği kesilir. Bu madde kapsamında yapılan kesintiler hakkında dağıtım şirketi tarafından ilgili tedarikçiye iki gün içerisinde bilgi verilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Torbalı 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ nin 26/10/2017 tarih 2016/710 esas ve 2017/648 karar sayılı “sanık hakkında karşılıksız yararlanma suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de; kullanım bedeli tespit edilebilir olduğundan yüklenen suçun, yasal koşulları oluşmadığından sanığın CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraatine, karar kesinleştiğinde 17/11/2015 tarihli tutanağa esas olmak üzere mühür bozma suçundan soruşturma yapılıp yapılmayacağı hususunda Torbalı C. Başsavcılığına suç duruyusunda bulunulmasına” ilişkin karara yapılan istinaf başvurusunun İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ nin 2017/2209 esas 2018/233 karar sayılı kararı ile reddine karar verilerek kesinleştiği görülmüştür.
Somut olayda; … Cad No:… Torbalı adresinde bulunan işyeri için 19.08.2010 tarihinde … ile … A.Ş. arasında “ticarethane’ abone grubu üzerinden 23786943 tesisat nolu abone sözleşmesi düzenlendiği ,serbest kullanıcıların, elektrik satma yetkisine haiz özel firmalardan elektrik satın alabileceğini, davacının serbest tüketici olarak … A.Ş. Firmasından enerji almakta iken, bu firmanın talimatı üzerine davacının enerjisinin 01.10.2015 tarihinde … A.Ş. tarafından kesildiği, kesme işleminden sonra 1143641 seri nolu mühürle mühürlenerek ve bu işleme ait 3003344 seri nolu Mühürleme Tutanağı düzenlendiği, 17.11.2015 tarihinde ‘abonenin kesik olan elektriği mühür kopararak açmak suretiyle elektrik kullandığı tespit edilerek G-13795 seri nolu kaçak Elektrik Tespit Tutanağı düzenlendiği, tutanakta kurulu gücün Tv , Buzdolabı ve 8 adet lamba olarak belirtildiği , 17.11.2015 tarihli kaçak elektrik kullanımı sebebiyle düzenlenen 468,27 TL tutarlı faturanın son ödeme tarihi 02.12.2015 olduğu , ödemenin 18.12.2018 tarihinde yapıldığı , … A.Ş. ile yapmış olduğu abonelik sözleşmesinin ödenmeyen 31.05.2016 ve 02.06.2016 tarihli 2 adet fatura ve toplam gecikme faizi dahil 8452.02 TL borç sebebiyle iptal edildiği , şirketin talimatı ile elektrik enerjisinin … A.Ş tarafından 02.06.2017 tarihinde kesildiği yani davacının ilk kaçak elektrik kullanımının tespitinden sonra , 2. Kaçak elektrik kullanımının tespitinden önce 02.06.2017 tarihinde enerjinin kesilerek mühürleme yapıldığı ve bu işlem için 02.06.2017 tarih ve 30562767 seri nolu belgenin düzenlendiği , … A.Ş. tarafından 30.06.2017 tarihinde OSOS üzerinden yapılan sayaç okuması sonucu; davacının kesilmiş olan elektrik enerjisini herhangi bir perakende satış şirketi ile abonelik sözleşmesi düzenlemeden kendisinin açtığı ve sayacın tüketim kaydettiği tespit edilerek YV-00439290 seri nolu 7.980,60 TL tutarlı 2. Kaçak Elektrik faturası tahakkuk ettirildiği , aynı durumun 31.07.2017 tarihinde OSOS sistemi üzerinden yapılan sayaç okumasında da devam ettiğinin anlaşılması üzerine bu kere 31.07.2017 tarih – Y/00451687 seri nolu ve 15.349,30 TL tutarlı 3. Kaçak Elektrik faturası tahakkuk ettirildiğini , davaya konu fatura bedelinin, mükerrer kaçak elektrik enerjisi kullanımı nedeniyle , ilgili yönetmelik gereği 2 katı alınarak tahakkuk ettirildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda abone olan davacının üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediği, kaçak tespit tutanağı ile mühürlenen sayacın mühürlerini tekrar kırmak suretiyle kaçak elektrik kullandığı, kaçak elektrik tüketimine dair davalı tarafça tahakkuk ettirilen davaya konu fatura bedelinin yönetmeliğe uygun olduğu anlaşılmıştır. 02.06.2017 tarihli abonelik iptalinin dayanağı olan 31.05.2016 ve 02.06.2016 tarihli iki adet faturanın sonradan ödendiği , ancak kesme mühürleme belgesinde de yazıldığı üzere 15 gün içinde usulsüz enerji kullanımının sonlandırılmadığı, perakende satış sözleşmesinin 15 gün geçtikten çok sonra 01.08.2017 tarihinde yapıldığı sabit olmakla 30.06.2017 tarihli 9.980,60 TL 01.07.2017 tarihli 15.349,30 TL olan iki adet kaçak kullanım bedelinden sorumlu tutulmasında usul ve yasaya aykırı yön görülmemiştir.
Sonuç olarak davacının ödenmemiş faturalar nedeni ile 01.10.2015 tarihinde, 02.06.2017 tarihinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun şekilde kestiği elektrik enerjisini, yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açmasının kaçak elektrik enerjisi tüketimi olduğu ,17.11.2015 tarihli 468,27 TL kaçak kullanım bedelinin dava tarihinden sonra ödenmiş olduğu , Yönetmeliği ‘nin hükmüne göre kaçak elektrik tüketimi hesaplaması yapıldığı sabit olmakla davanın reddi yönünde verilen ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacının davalı … AŞ yönünden tüm istinaf istemlerinin reddi gerekmiştir.
Davacı abonelik iptali işleminin yerinde olmadığına dayanarak talepte bulunduğundan abonelik sözleşmesinin tarafının perakende satış işleminin tarafı olması nedeni ile dava tarihi itibariyle bu davada taraf sıfatı olduğundan husumet nedeni ile red kararı verilmesi yerinde değil ise de , red kararı verilmiş olması sonuç itibariyle yerinde olduğundan , davalı vekilinin her bir davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine yönelen istinaf istemi yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; ilk derece mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ve davacı vekilinin tüm ve davalı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine, hükmün vekalet ücretine ilişkin kısmının “Davalılar davayı vekil ile takip ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.760,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalılara verilmesine” şeklinde düzeltilmesine ilişkin karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin ve tüm davalı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Hükmün vekalet ücretine ilişkin kısmının “Davalılar davayı vekil ile takip ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.760,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalılara verilmesine” şeklinde DÜZELTİLMESİNE,
3-Davacı tarafından peşin yatırılan 121,30-TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının alınması gereken 80,70 TL’den mahsubuyla, bakiye 36,30 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davalı tarafından peşin yatırılan 121,30-TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının alınması gereken 80,70-TL’den mahsubuyla, bakiye 36,30-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
7-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans ve harç tahsil / iade işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 Sayılı HMK’nun 362. Maddesi (1-a) bendi uyarınca 13/05/2022 tarihinde KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.