Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/1880 E. 2022/416 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1880
KARAR NO : 2022/416

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/23 Esas – 2019/199 Karar
KARAR TARİHİ : 06/03/2019
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Araç Tamir Sözleşmesinden Kaynaklı)
İSTİNAF TALEP TARİHİ : 24/05/2019 Davacı
KARAR TARİHİ : 02/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/03/2022

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun 353/1(b-1/son) cümle uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü

TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …’ ait … plakalı aracın tamir edilmesi için aracılık ettiğini , davalıya aracın bırakıldığını, davalının İzmir 28.İcra müdürlüğünde başlattığı icra takibine konu çekide davalıya teminat senedi olarak verdiğini, ancak aracın gerekli şekilde tamir edilmediğini ve araç sahibi tarafından ödenmesi gereken tamir bedelinin ödenmediğini, davalının araç sahibine dava açması gerekirken müvekkilinden araç tamir bedelini talep ettiğini, müvekkilinin davalıya 2.440 TL nakit ve 5.000 TL çek olmak üzere ödeme yaptığını, ileri sürerek davalıya teminat olarak bırakılan çekin geriye iade edilmemesi nedeniyle ödemeden men yasağı alındığından icra takibine konu çek nedeniyle davalıya 10.000 TL borçlu olmadığının tespitine, dava sonuçlanasıya kadar icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalıya tebligat yapılmış, davalı süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş,yargılama aşamasında davanı reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonucu verilen kararda özetle; davacının, davalının yapmış olduğu icra takibine konu çek nedeniyle 10.000 TL borçlu olmadığının tespitine yönelik olarak eldeki davanın açıldığı, davacının davaya konu çeki teminaten davalıya verdiğini iddia ettiği halde, delil olarak dayanmış olduğu İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1236 değişik iş sayılı dosyasında; davaya konu çekin rızası dışında çıktığını beyan ettiği, dava ve takip konusu alacağın varlığı ve miktarının belirlenmesine yönelik olarak dosya ve taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına ilişkin ara kararı oluşturulduğu, davalı tarafın defterleri olmadığından defter ibraz edemediği, usulüne uygun tutulan davacı taraf ticari defterleri göz önüne alındığında, davacı yanın incelenen 2015 ve 2016 yılı yevmiye defterinde dava konusu 29/10/2016 vade tarihli, … bankasının 6987271 nolu, 10.000,00 TL tutarlı çekin kayıtlı olmadığı, çekin teminat amaçlı verildiğine dair usulüne uygun yazılı delillerin ibraz edilmediği, ayrıca davacının yemin deliline dayanmadığı, bu hususta davacı tarafça usulüne uygun olarak ispat yükününün yerine getirilmediği dosya kapsamı ile anlaşılmış olup ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
D E L İ L L E R:
İzmir 28.İcra Müdürlüğü’nün 2016/17790 esas sayılı takip dosyası27/08/2018 tarihli bilirkişi raporu, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1236 değişik iş sayılı dosyası, tüm dosya kapsamıdır.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından yapılan yargılamada davalı taraf ve müvekkilinin ticari defterleri için bilirkişi incelemesi istendiğini, davalı taraf defterlerinin olmadığı bildirdiğinden yalnız müvekkilimiz tarafından sunulan defterler incelendiğini, bu incelemede çeke dair kayıt bulunmadığı ve müvekkilimizin davalıya borçlu olmadığı tespit edildiğini, müvekkilimizle davalı arasında herhangi bir borç ilişkisi bulunmadığı verilen bilirkişi raporunda da açıkça zikredildiğini, müvekkilimiz tarafından verilmiş olan çekin bir borca karşılık verilmediği ortada olduğunu, müvekkilimizin teminat amacıyla vermiş olduğu çek nedeniyle davalıya herhangi bir borcu bulunmadığı tespit edilmesi gerekirken, yerel mahkemece borçlu olmadığının tespiti talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin müvekkili üzerine bırakılmasına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAFA CEVAP:
Davalı taraf istinafa cevap vermemiştir.
G E R E K Ç E
Uyuşmazlık, araç tamir sözleşmesi bulunduğu ve takibe konu senedin bu sözleşme kapsamında teminat senedi olarak verildiğinden bahisle İİK un 72 inci maddesi uyarınca borçlu olunmadığının tespiti isteğine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yukarıda özetlenen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İzmir 20.İcra Müdürlüğünün 2016/17790 Esas sayılı dosyasının incelenmesinden 27/12/2017 tarihinde davalı alacaklı tarafından davacı borçlu hakkında … Bankasının 6987271 numaralı 20/10/2016 vade tarihli 10.000 TL bedelli çeke dayanarak kambiyo senedine mahsus icra takibi başlatıldığı, davacının İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1236 Esas sayılı dosyasına açtığı ödeme yasağı istemi ile mahkemece 28/10/2016 tarihli karar ile ödeme yasağı konulmasına karar verilmiştir.
Somut olayda, davacı taraf davalı ile arasında bir araç tamir sözleşmesi, başka bir anlatımla 6098 Sayılı TBK un 470 ve devamında düzenlenen bir eser sözleşmesi kurulduğunu, bu sözleşme uyarınca davalının edimini yerine getirmediğini ve takibe konu çekin bu tamir bedeline karşılık teminat olarak davalıya verildiğini ileri sürmüş, davalı davaya cevap vermemiş ve davayı inkar etmiş kapsamında değerlendirilmiştir.
Bilindiği üzere; kambiyo senetleri mücerret kıymetli evrak niteliğine sahip olduklarından bu senetlerde yer alan hak, temel borç ilişkisinden bağımsızdır. Temel borç ilişkisindeki bir edimin teminatı olarak düzenlenen kambiyo senetlerinde, teminat ettikleri husus gerçekleşinceye kadar geçici bedelsizlik, gerçekleşince kesin bedelsizlik söz konusudur. Eğer teminat ettikleri husus gerçekleşmez ise senette bedelsizlik ortadan kalkacaktır. Bu itibarla kambiyo senedinin teminat amacıyla düzenlenmesi hâlinde borçlu, senet lehtarın elindeyse (ciro görmemişse), teminatı talep etme şartlarının oluşmadığını (riskin gerçekleşmediğini) ya da alacaklının senedin teminatını oluşturduğu borç miktarını aşan bir talepte bulunduğunu kişisel def’i olarak öne sürebilir.
Ayrıca, 4721 Sayılı TMK’nun 6 ve 6100 sayılı HMK’nun 190. maddesi gereğince kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. 6100 Sayılı HMK’nun 200/1. fıkrası gereğince; bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin yapıldıkları zamanki miktar veya değeri iki bin beş yüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir.
Somut olayda, davacı davalı ile arasında araç tamir sözleşmesi bulunduğunu ve icra takibine konu çekin bu araç tamir sözleşmesinin teminatı olarak verildiğini yukarıda açıklanan hükümler uyarınca imzası davalı tarafından ikrar edilen yazılı bir belge ile ispat edemediği gibi delil dilekçesinde yemin deliline de dayanmadığından; ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Kaldı ki, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen 27/08/2018 ve 28/01/2019 tarihli ek raporlarda da; tarafların usulüne uygun olarak düzenlenen ticari defterlerinde takip konusu çek ile ilgili herhangi bir kayıt bulunmadığı gibi aralarında ticari ilişki bulunduğuna yönelik de alacak borç kaydı olmadığı anlaşıldığından, davacı tarafın istinaf nedenleri bu bakımdan da yerinde değildir.
Hal böyle olunca yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; ilk derece mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında ve değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığından ve davacı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK un 353/1 inci maddesinin (b-1) bendi uyarınca reddine ilişkin karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından peşin yatırılan 121,30T L istinaf yoluna başvuru harcı ile 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının alınması gereken 80,70 TL’den mahsubuyla, bakiye 36,30 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının yatıranlara iadesine,
5-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans ve harç tahsil / iade işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 Sayılı HMK’nun 362. Maddesi (1-a) bendi uyarınca 02/03/2022 tarihinde KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.