Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/1698 E. 2022/20 K. 07.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1698
KARAR NO : 2022/20

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN DOSYANIN MAHKEMESİ : İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2018/590 Esas – 2019/397 Karar
KARAR TARİHİ : 21/03/2019

DAVA : Rücuen Tazminat

İSTİNAF TARİHİ : 04/04/2019 Davacı
KARAR TARİHİ : 07/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/01/2022

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a bendi uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü

DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09/02/2014 tarihinde …. çalışanlarından …. ’ın elektrik çarpmasına maruz kalarak yaşamını yitirdiğini, …. tarafından İzmir 12. İş Mahkemesi’nde 2014/22 Esas sayılı rücuan tazminat davasının açıldığını, bu dosyada alınan bilirkişi raporuna göre kazanın oluşumunda müteveffa …. ’ın %40, …. ’ın %30, davalı …. ’ın %30 oranında kusurlu bulunduklarını, yargılama esnasında ölen kişinin …. çalışanı olduğu belirtilerek bu şirketin davaya dahil edildiğini, iş mahkemesindeki davada sorumluluğun hiçbir şekilde müvekkili kuruma ait olmadığını, iş mahkemesi tarafından verilen 18/09/2014 tarihli kararın Yargıtay aşamasından da geçerek kesinleştiğini, …. vekili tarafından İzmir 22. İcra Müdürlüğü’nün 2017/1484 sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, müvekkilinin 09/02/2017 tarihinde 255.751,10.-TL, 01/03/2017 tarihinde 5.025,81.-TL olmak üzere toplam 260.776,91.-TL ödemede bulunduğunu, buna göre, toplam %60 kusur için müvekkili kurum tarafından dosya için yapılan masraflar tutarı 6.420,40.-TL de dahil olmak üzere yapılan toplam ödemenin 267.193,31.-TL’ye ulaştığını, bu miktarın ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı …. vekili cevap dilekçesi ile, davaya konu iş kazasının 09/02/2004 tarihinde gerçekleştiğini, …. ’ye bağlı ortaklığı olan …. ’nin ise 29/05/2013 tarihinde özelleştirme sonrasında devralındığını, iş kazasının işletme hakkı devir sözleşmesi ve hatta özelleştirme öncesi döneme ait olup, iş kazasında yaşamını yitiren işçinin de …. işçisi olduğunu, dolayısıyla davacı şirketin sorumlu kabul edilmesi gerektiğini, …. ve …. arasında 24/07/2006 tarihinde imzalanmış olan işletme hakkı devir sözleşmesinin özelleştirme işleminden sonra da tarafları bağladığını, sözleşmenin 7.4. ve 7.6. maddelerine göre müvekkili şirketin sorumluluğunun doğmadığını, bu nedenlerle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı …. ’a usulüne uygun davetiye tebliği yapılmış, davaya bir yanıt vermemiştir.
DELİLLER :
İzmir 22.İcra Müdürlüğü’nün 2017/1484 sayılı takip dosyası, İzmir 12. İş Mahkemesi’nin 2012/64 esas sayılı dosyası, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; Davalı …. ‘ye karşı açılan davanın husumetten reddine, davalı …. ‘a karşı açılan davanın kısmen kabulü ile; 127.875,55.-TL’nin 13/02/2017 tarihinden, 2.512,91.-TL’nin 02/03/2017 tarihinden, 3.210,20.-TL’nin ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin davalı …. aleyhine açmış olunan davanın kabulüne karar verirken, diğer davalı …. aleyhine husumet yönünden davanın reddine karar verildiğini, anılan kararın yasaya aykırı olduğunu, mahkemenin davalı …. nin savunmasını aynen gerekçesinde belirterek, “ davaya konu iş kazasının özelleştirme sonrasında davranıldığı, iş kazasının …. ve hatta özelleştirme öncesi döneme ait olup, iş kazasında yaşamını yitiren işçinin de …. işçisi olduğunu, dolayısı ile davacı şirketin sorumlu kabul edilmesi gerektiğini …. ve …. arasında 24.07.2006 tarihinde imzalanmış olan …. özelleştirme işleminden sonra da tarafları bağladığını, sözleşmenin 7.4 ve 7.6 maddelerine göre müvekkil şirketin sorumluluğunun doğmadığını” bu nedenle davanın reddine karar verdiğini, mahkemeye sundukları delilerde davalıların kusurlu olduğu, davalılar adına ödeme yapıldığı ve yapılan ödemenin rücu yolu ile ödenmesinin talep edildiğinin belirtildiğini, davanın tüm davalılar aleyhine kabulü yönünde kararın ittihaz edilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar vermesi bozmayı gerektirdiğini, haksız ve hukuksal mesnetten yoksun …. lehine verilen husumetten reddine kararın kaldırılması İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.03.2019 tarih, 2018/590Esas,2019/397K.sayılı kararın bozularak kaldırılmasına karar verilmesini talep edilmiştir.

İSTİNAFA CEVAP :
Davalı …. vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; usûl ve esas yönünden maddî vakıalara ve hukuka uygun olan ilk derece mahkemesi kararının onanmasına ve davacının istinaf başvursunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
G E R E K Ç E

Uyuşmazlık, ilama dayalı ödenen tazminatın kusur oranına göre rücuen tazmini isteğine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yukarıda özetlenen gerekçeler ile Davalı …. ‘ye karşı açılan davanın husumetten reddine, davalı …. hakkında açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
6100 Sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilir; HMK’nun 357. Maddesine göre de “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz.” maddeleri çerçevesinde inceleme yapılmıştır.
I-Müteselsil sorumluluğa ilişkin 6098 Sayılı TBK’nın 166/1.fıkrası gereğince borçlulardan biri ifayla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmişse bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olur.
167/1.fıkrası gereğince aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki ilişkinin hukuki niteliğinden anlaşılmadıkça (müteselsil) borçlulardan her biri alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. 2.fıkraya göre kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir. 3.fıkraya göre borçluların birinden alınamayan miktarı, diğer borçlular eşit olarak üstlenmekle yükümlüdürler.
168/1.fıkraya göre diğerlerine rücu hakkına sahip olan borçlulardan her biri, ifa ettiği miktar oranında alacaklının haklarına halef olur.
Somut olayda; 9/02/2014 tarihinde …. ’ın elektrik çarpmasına maruz kalarak yaşamını yitirdiğini, …. tarafından İzmir 12. İş Mahkemesi’nde 2014/22 Esas sayılı rücuan tazminat davasının açıldığını, bu dosyada alınan bilirkişi raporuna göre kazanın oluşumunda müteveffa …. ’ın %40, …. ’ın %30, davalı …. ’ın %30 oranında kusurlu bulunduklarını, yargılama esnasında ölen kişinin …. çalışanı olduğu belirtilerek bu şirketin davaya dahil edildiğini, …. vekili tarafından İzmir 22. İcra Müdürlüğü’nün 2017/1484 sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, 09/02/2017 tarihinde 255.751,10.-TL, 01/03/2017 tarihinde 5.025,81.-TL olmak üzere toplam 260.776,91.-TL ödemede bulunduğunu, buna göre, toplam %60 kusur için davacı kurum tarafından dosya için yapılan masraflar tutarı 6.420,40.-TL de dahil olmak üzere yapılan toplam ödemenin 267.193,31.-TL’ye ulaştığını, bu miktarın ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davaya konu iş kazası 09/02/2004 tarihinde gerçekleşmiştir. Bu tarihte diğer davalı …. ‘ın …. ne bağlı işçi olarak çalışırken 14.04.2004 tarihinde aynı işveren ile olan iş aktinin emeklilik nedeniyle sonlanmış olduğu dosya içindeki 21.04.2004 tarihli kıdem tazminatı ödeme belgesi içeriğinden anlaşılmaktadır.
Davacı …. ’ye bağlı ortaklığı olan …. ’nin ise 29/05/2013 tarihinde özelleştirme sonrasında devralındığını, iş kazasının işletme hakkı devir sözleşmesi öncesi döneme ait olup, iş kazasında yaşamını yitiren işçinin de …. işçisi olduğu, davacı …. ve …. arasında 24/07/2006 tarihinde imzalanmış olan işletme hakkı devir sözleşmesinin özelleştirme işleminden sonra da tarafları bağladığı, sözleşmenin 7.4. ve 7.6. maddelerine göre davalı …. ’nin sorumluluğunun doğmadığını iddia etmiş ise de ilk derece mahkemesince …. ve …. arasında 24/07/2006 tarihinde imzalanmış olan işletme hakkı devir sözleşmesi getirtilip, sözleşme hükümlerine göre davalı şirketin devir öncesine ait borçlardan sorumluluğun bulunup bulunmadığı ve varsa kapsamı hususunda inceleme ve değerlendirme yapılması gerektiği halde, delil ibrazına ilişkin usul hükümleri kapsamında taraflardan sözleşmenin ibrazı istenilmeden, sadece savunma içeriğinden hareketle husumet nedeniyle red kararı verilmiş olması da doğru değildir.
Bilindiği üzere; 7251 Sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra a-6 ıncı bendinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ( işletme hakkı devir sözleşmesi getirtilip sorumluluğun kapsamı araştırılamadan maddi olayda olduğu gibi husumet yokluğu nedeniyle karar verilmiş olması) ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş” olması halinde kararın esasının incelenmeden kararın kaldırılmasına karar verileceği hüküm altına alınmıştır.
II- Davalı …. hakkındaki dava bakımından ise, İş Kanunu’nun 1/2 fıkrasında; “bu Kanun, 4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.
İş Mahkemeleri 25/10/2017 Tarihli 30221 sayılı RG’de yayınlanarak yürürlüğe giren 7036 Sayılı Kanunla kurulmuş olan istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. Bu kanunun görev başlıklı 5/1. fıkrası (a) bendine göre; 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklar ile
(b) bendine göre; İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara,
Ve (c) bendine göre; diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara ilişkin dava ve işlere bakar.
Bir davanın iş mahkemesinde görülebilmesi için taraflar arasında işçi ve işveren ilişkisinin bulunması ve uyuşmazlığın bu ilişkiden kaynaklanması gerekmektedir. (Yargıtay 20. HD 2016/14575 E – 2019/2935 K sayılı, 24/05/2019 Tarihli kararı)
Tüm bu açıklamalara göre davalı işçinin kaza tarihi itibari ile davacı …. çalışanı olduğu, o dönem de …. ile devir sözleşmesinin yapılmadığı, davacı işverenin ödediği tazminatı kendi işçisinden rücuen tazmini davası hizmet akti/iş hukukundan kaynaklandığından İDM’nce 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c bendi ve 115/2 fıkrası gereğince iş mahkemelerinin görevli olduğu gözetilerek göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden ret kararı verilmesi yerine işin esasına girilerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; ilk derece mahkemesince davalı …. Hakkındaki verilen husumetten red kararı bakımından …. ve …. arasında 24/07/2006 tarihinde imzalanmış olan işletme hakkı devir sözleşmesi getirtilip sorumluluğun kapsamı hususu araştırılması gerektiğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (a-6) bendi uyarınca kararının esası incelenmeden kaldırılmasına, davalı işçi …. ‘nın rücuen sorumluluğuna yönelen davanın işçi iş veren arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklandığından yargı yoluna ilişkin dava şartının kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 355 ve 353/1.fıkra (a-3) bendi gereğince kabulüne, davalı işçi …. hakkındaki İlk Derece Mahkemesinin kararının esası incelenmeden kaldırılmasına, bu davalı hakkındaki davanın asıl davadan ayrılıp kaydı kapatılarak görevli İzmir İş Mahkemesine gönderilmesi için mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2- İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/590 Esas – 2019/397 Karar sayılı, 21/03/2019 tarihli kararının Davalı …. bakımından 6100 Sayılı HMK’nun 353/1 fıkra (a-6) bendi gereğince ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA,
3- Davalı …. hakkındaki davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı işçi …. hakkındaki dava bakımından verilen kararın işçi iş veren arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklandığından mahkemenin görevine ilişkin dava şartının kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 355 ve 353/1.fıkra (a-3) bendi gereğince ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA,
5-Bu davalı hakkındaki dava dosyasının, asıl dosyadan ayrılarak ve esası buna göre kapatılarak görevli İzmir İş Mahkemesine gönderilmek üzere kararı veren İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacının diğer istinaf nedenlerinin şimdilik İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
5-Davacının peşin yatırdığı 44,40-TL istinaf karar ve ilam harcının istek halinde iadesine, 121,30-TL istinaf yoluna başvuru harcının mahsubu ile Hazineye gelir kaydına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği ve harç tahsil / iade işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 Sayılı HMK’nun 353. Maddesi (1-a) bendi uyarınca 07/01/2022 tarihinde KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.