Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/1674 E. 2022/546 K. 14.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1674
KARAR NO : 2022/546

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/726 Esas – 2019/455 Karar
KARAR TARİHİ : 18/04/2019
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
İSTİNAF TARİHİ : 24/05/2019 Davacı
KARAR TARİHİ : 14/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/03/2022

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun 353/1(b-1/son) cümle uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü

DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından kaçak elektrik kullanıldığı gerekçesiyle haksız ve hukuka aykırı olarak kaçak kullanım bedeli tahakkuk edilerek yine müvekkili şirketin işlettiği turistik tesisin elektriğinin kesildiğini dava dilekçesinin ekinde sundukları sözleşmeden de anlaşılacağı üzere kaçak elektriğin kullanıldığı döneme müvekkilinin hizmet alımı yoluna gittiğini hatta bu dönemde düşük gelen faturalar nedeniyle hizmet satın aldığı firmayı da uyardığını davalı şirketinde bu durumdan şüphelenmediğinden müterafik kusurlu olduğunu ayrıca başlatılan icra takibi uyarınca mahkemeden 2015/77 D.iş sayılı dosya ile tedbir kararı aldıklarını belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmasıyla 241.985,80 TL borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dosyaya sunulan bir kira sözleşmesi olmadığını ayrıca davacının borcu taksitlendirdiğini, davacının usulsüz elektrik kullandığını, tetkik sonucu faturanın davacı şirkete gönderildiğini, ancak itiraz edilmediğini, verilen tedbir kararının kaldırılması gerektiğini belirterek usul ve yasaya aykırı davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER :
Seferihisar Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/794 Soruşturma sayılı dosyası, tanık beyanları, Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/77 D. İş sayılı dosyası, Seferihisar İcra Müdürlüğünün 2015/292 Esas sayılı dosyası, kaçak kullanım bedeli ve tutanakları, keşif, bilirkişi raporu, tanık beyanları, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; dava konusu sayacın bulunduğu otel işletmesinin, dava dışı üçüncü şahıslara kiraya verildiği ve işbu şahıslar tarafından sayaca müdahale edildiğine dair iddanın ispatına yarar kanıt sunulamadığı, yapılan kolluk araştırmasında, davacı iddiasının aksine, otel işletmesinin davacı tarafça işletildiği, işbu nedenle davacı tarafça kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil şirket hakkında kaçak elektrik kullandığı gerekçesiyle davalı tarafından cezai işlem uygulandığı, yargılama safahatında müteaddit defalar otelin ceza işlemi uygulandığında müvekkil şirket tarafından kullanılmadığını belirtmelerine rağmen yerel mahkeme ve bilirkişi tarafından bu hususun dikkate alınmadığını, davalı taraf aleyhine ihtiyati tedbir talebinde bulundukları Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/77 D.İş sayılı dosyası ve eklerinden bu hususun açıkça anlaşıldığını, yerel mahkeme ve bilirkişilerin davalının maaşlı personeli olan şahısların beyanlarına itibar edildiğini, kendi tanıklarına itibar edilmediğini, davalı kurumun gerekli özen ve denetim görevini yerine getirmemesi neticesinde elektrik faturalarındaki miktarın düşmesinden şüphelenen müvekkil şirket yetkilisinin ihbarının bulunduğunu, davalı şirketin en azından açık müterafik kusuru bulunduğunu, ceza miktarının neye göre tespit edildiğinin bilinmediğini, itirazlarına rağmen bu hususa ilişkin denetime elverişli bağımsız bilirkişi raporu alınmadığını beyan ederek usul ve yasaya aykırı olarak verilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/726 Esas – 2019/455 Karar sayılı kararının kaldırılarak davalarının kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAFA CEVAP :
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; usûl ve esas yönünden maddî vakıalara ve hukuka uygun olan ilk derece mahkemesi kararının onanmasına ve davacının istinaf başvursunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E
Uyuşmazlık, kaçak elektrik kullanımından kaynaklanan borçlu olunmadığının tespiti isteğine ilişkindir.
İDM ince yukarıda özetlenen gerekçelerle; davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
6100 Sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilir; HMK’nun 357. Maddesine göre de “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz.” maddeleri çerçevesinde inceleme yapılmıştır.
6098 Sayılı TBK 69. maddede, bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliklerinin, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden sorumlu oldukları düzenlenmiştir. Bu maddedeki sorumluluk, objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan “ağırlaştırılmış” bir kusursuz sorumluluk hali olup malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik, ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru gibi) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilecektir.
Somut olayda, davalı tarafından kaçak elektrik kullanıldığı gerekçesiyle, davacı hakkında kaçak kullanım bedeli tahakkuk edilerek davacı şirketin işlettiği turistik tesisin elektriğinin kesildiği dava dilekçesinin ekinde sundukları sözleşmeden de anlaşılacağı üzere kaçak elektriğin kullanıldığı döneme davacının hizmet alımı yoluna gittiği hatta bu dönemde düşük gelen faturalar nedeniyle hizmet satın aldığı firmayı da uyardığını davalı şirketinde bu durumdan şüphelenmediğinden müterafik kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmasıyla borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan kolluk araştırmasında, davacı iddiasının aksine, otel işletmesinin davacı tarafça işletildiği, tutanak tanıklarının da davacı şirketin oteli işlettiğini ve vergi levhasında davacının adının yazdığını beyan ettikleri, 30/05/2016 tarihli Elektrik Mühendisi ve Mali müşavir bilirkişi vasıtası ile alınan bilirkişi raporunda, davalı … A.Ş. Görevlileri tarafından sökülen sayacın ölçü-ayar mühürlerinin açılıp, sayaç içerisindeki ana kart üzerine harici bir elektronik devre yerleştirildiğinin tespit edildiğini, işbu eylemin sayacın eksik tüketim kaydetmesine yönelik profesyonel bir eylem olduğundan, eylemin kaçak elektrik kullanımını teşkil ettiğini, davalı şirket tarafından, davacı şirketin işbu eyleminden dolayı tahakkuk ettirdiği 241.985,80 TL tutarındaki kaçak ve geriye dönük normal tüketim faturasının doğru ve Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine uygun olduğu, davaya konu aboneliğin her ne kadar … Müdürlüğü adına olsa da, 2005 yılından bu yana aboneliğin kurulu olduğu otelin yasal olarak davacı şirkete tahsisli olduğu, davacı şirketin üçüncü kişiler ile yapmış olduğu hizmet sözleşmelerinden, davalı şirketin bilgi sahibi olmasının mümkün olmadığını, davacı şirketin uzun süredir otelin kullanıcısı olduğu halde aboneliği kendi üzerine almadığı gibi, hizmet sözleşmesi ile üçüncü kişilere kiralandığında, bu kişilerin aboneliği devir almasını da sağlamadığını, jandarma tarafından yapılan araştırmada da tutanağın düzenlendiği 2014 yılında otelin kullanıcısının davacı şirket olduğunun belirlendiği, bu nedenle tahakkuk ettirilen kaçak elektrik faturasının tamamından, davacı şirketin sorumlu olduğunun rapor edilmiştir. Alınan bilirkişi raporu ve dinlenen tutanak tanıkları ile kolluk araştırmasından kaçak elektrik tutanağı tutulduğunda otelin davacı tarafından işletildiği, Kaldı ki; kaçak elektrik tutanağının düzenlendiği taşınmazın davalı şirkete ait olduğu ve otel olarak kullanıldığı anlaşıldığına göre; 6098 Sayılı TBK un 69 uncu maddesi uyarınca davalının yapı maliki olarak kendi tasarrufunda bulunan iş yerinde kullanılan kaçak elektrikten abonelik sözleşmesi bulunmasa dahi sorumlu olacağından ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; ilk derece mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ve davacı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından peşin yatırılan 121,30-TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 44,40-TL istinaf karar ve ilam harcının alınması gereken 80,70-TL’den mahsubuyla, bakiye 36,30-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 14/03/2022 tarihinde 6100 Sayılı HMK’nun 361/1 ve 362/1-a Maddeleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta süre içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.