Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/1275 E. 2021/2326 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/1275
KARAR NO : 2021/2326

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2017/467 Esas – 2018/1553 Karar
KARAR TARİHİ : 25/12/2018
DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikte Ayıplı Araç Tamiri)
İSTİNAF TALEP TARİHİ: 05/02/2019 Davalı
KARAR TARİHİ : 23/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ: 23/11/2021

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun 353/1(b-1/son) cümle uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü
TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … plakalı 2012 model … marka … marka araç sahibi olduğunu, müvekkilinin 26/01/2017 tarihinde motor suyu eksiltmesi, km saati aydınlatması azalmış ve servis bakımı için davalıya teslim edildiğini, davalı tarafından su basınç saatiyle aracın yan soğutucu braketin arasından yağ ve su geliyor, parça eki yapıldı denerek aracın 27/01/2017 tarihinde teslim edildiğini, onarım için 2.986,94 TL ödendiğini, onarımın üzerinden 1 hafta geçmeden 03/02/2017 tarihinde uyarı sisteminde hararet ikazı veriyor, su eksiltiyor şikayetiyle yeniden davalıya teslim edildiğini, davalı tarafından aracın teste bağlandığı belirtilerek radyatörde darbeden dolayı oluşan ince delikten su kaçırdığı belirtilerek radyatörün değiştirildiği, 620,79 TL bedel alınıp 04/02/2017 tarihinde teslim edildiğini, son olarak aynı şikayetle 27/02/2017 tarihinde davalıya aracın teslim edildiğini, kontrolde aracın su eksilttiğinin görüldüğü ve silindir kapağının sökülmesi gerektiği belirtilerek motor revizyonu yapılarak su kaçağı olmadığı ancak borularda şişme olduğu gözlendiği gerekçesiyle EGR nin yan sanayi olduğu görülerek değiştirildiği gerekçesiyle 15.992,00 TL bedel alınıp aracın 23/03/2017 tarihinde teslim edildiğini, özetle; 3 kez aynı şikayet için yetkili servise başvuran aracın davalının eksik incelemesi neticesinde motorunun yandığını, değerinin 3 katı kadar tamir masrafı yaratıldığını, ilk işlemde su kaçağını gözle kontrol edip tespit edildiği düşüncesiyle araç hayati önem taşıyan su basınç testine ve yol testine tabi tutulmadığını ileri sürerek davalıya ödenen 15.992,12 TL servis ücretinin iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili uzatılmış cevap süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; 26/01/2017 tarihli yapılan servis işleminde değişen parçaların yan sanayi parçaları olduğunu, öncelikle 20.000,00 TL servis ücreti ödendiği belirtilmesine rağmen 15.992,12 TL harca esas değer gösterildiğini, dava değerine göre eksik harcın tamamlanması gerektiğini, aracın 09/02/2012 tarihinde trafiğe çıktığını 15000 ve 30000 km bakımlarının kendilerince yapıldığını, 13/09/2013 tarihinden sonra herhangi bir servis kaydı bulunmadığını, 26/01/2017 tarihine kadar araç 113860 km ye ulaştığı ana kadar servise getirilmediğini, şirketin araçtaki şikayetlere göre inceleme yapmak arızaları gidermekle yükümlü olduğunu, arızaya ve şikayete göre hareket edildiğini, iş emirlerinde arızanın giderilip teslim edildiğini yazılı bulunduğunu, tazminat isteme koşullarının oluşmadığını, arızaların oluşma sebebinin yan sanayi olan orijinal olmayan EGR soğutucusu, yağ soğutucusu ve su pompasından meydana geldiğini, davacının yetkili servise aracı getirmeyip başka özel servislere bırakıp onlarca yan sanayi parça değişikliği yapıldığını, arızaların müvekkil şirketin yetkili servis işleminden kaynaklanmadığını, illiyet bağı bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla süresinde ayıp ihbarı yapılmasına yönelik ihtarname ve bildirim olmadığını, tanık dinlenmesine muvafakatları olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonucu verilen kararda özetle; uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığını, yüklenicinin borcunun eseri yapıp teslim etmek olduğunu, iş sahibinin haklı menfaatine göre sadakat ve özenle ifa etmek zorunda bulunduğunu, açık ayıplarda iş sahibi eserin tesliminden sonra eseri muayene edip ayıpları uygun bir süre içerisinde bildirmekle yükümlü bulunduğunu, gizli ayıplarda ise gecikmeksizin bildirim yapması gerektiğini, aksi taktirde eseri kabul etmiş sayılacağını, Davacı iş sahibi aracındaki arıza için aracını davalıya teslim etmiş, birinci tamir sonrası aracı teslim aldıktan sonra ikinci arıza meydana gelmiş, bu arızanın giderilmesi için tekrar davalıya araç teslim edilmiş, davalı aracı tamir edip teslim etmesinden sonra üçüncü arıza meydana geldiği, davalı üçüncü tamirde aracı ayıpsız bir şekilde tamir ederek davacıya teslim ettiği, davacının ikinci ve üçüncü arızalarda işin ayıplı yapıldığını arızalar çıktından sonra davalı yükleniciye hemen bildirmek sureti ile süresinde bildirdiği anlaşıldığı, alınan bilirkişi raporunda her üç arızanın da aynı nitelikte olduğu, ilk arıza giderilemediğinden (ayıplı ifa nedeniyle) ikinci arıza, bu arıza da giderilemediğinden(ayıplı ifa nedeniyle) üçüncü arızanın meydana geldiği, üç arıza arasında illiyet bağı olduğu belirlendiğini, avalı savunmalarında kendisine bildirilmeyen arızalar ile ilgili tamir yapmadığını böyle bir zorunluluğu olmadığını belirtildiği, ne var ki, az yukarıda açıklanan yüklenici borçlarından özen borcu ile davalı davranışları birlikte değerlendirildiğinde gerçek arızanın kaynağının ilk tamiratta belirlenip buna göre işin ifası gerekmekte iken, davalı gerekli sadakat ve özeni göstermeyerek fen ve tekniğe göre arıza için uygun tamir yolunu seçmediği ve diğer arızaların ortaya çıkmasını engellemediği kanaatine varıldığı, bu yöndeki bilirkişi değerlendirmeleri mahkememizce de yerinde bulunduğu, davaya konu olayda davalı servisin sorumluluğunun (13.55,64.-TL- 1.483,92.-TL farkı) 12.068,72.-TL + KDV olduğu, 18 KDV eklendiğinde toplam bedelin KDV dahil 14.241,08.-TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
DELİLLER :
Servis kayıtları, bilirkişi raporu, tüm dosya kapsamı.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik ve yetersiz inceleme sonucu karar verildiğini, zira davacının aracıyla ilgili yaşadığı problemlerin özel serviste yaptırmış olduğu işlemler neticesinde meydana geldiğini, bu hususun salt davacının 3,5 sene gibi uzun bir süre önce aracını özel servise getirdikten sonra birden aracını müvekkili şirketin servisine getirmesiyle sabit olduğunu, davaya konu arızaların oluşma sebebinin orijinal olmayan EGR soğutucusu, yağ soğutucusu, su pompası parçalarında sorun meydana gelmesi olduğunu, davacının basiretli tacir gibi davranmayıp yetkili olmayan servise götürülerek bu parçayı taktırdığını, kaldı ki aracın uzun yıllar kullandıktan sonra hasarın meydana geldiğini, hiç kimsenin kendi kusuruna dayanarak tazminat talep edemeyeceğini, illiyet bağının bulunmadığını, kararın bozularak kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İSTİNAFA CEVAP :
Davalı taraf istinafa cevap vermemiştir.
G E R E K Ç E
Uyuşmazlık, eser sözleşmesi niteliğinde ayıplı otomobil tamiri nedeniyle doğan zararın tazminine ilişkin davadır.
İlk Derece Mahkemesi’ nce yukarıda gösterilen özetle; davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK.nun 355. Maddesi gereğincere’sen gözetilecekler dışında taraf vekillerinin istinaf dilekçesinde gösterdiği sebeplerle sınırlı olarak yapılacak incelemede;
(I)Taraflar arasında kurulduğu anlaşılan ilişki 6098 Sayılı TBK’nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir.
6098 Sayılı 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi kapsamında, davacının üstlendiği aracın tamir işini özen borcu gereği olarak fen ve sanat kurallarına, sözleşme hükümlerine, kendisine duyulan güvene ve beklenen amaca uygun şekilde eksiksiz olarak yapmakla ödevlidir.
Eser sözleşmesini; vekalet akdi gibi diğer işgörme sözleşmelerinden ayıran en önemli özelliklerinden birisi sonuç sorumluluğu, yani tarafların iradeleri doğrultusunda yüklenici tarafından bir sonucun meydana getirilmesi taahhüdüdür. Bu taahhüdün altına giren yüklenici, TBK’nun 471/1 inci maddesi ve işin mahiyeti gereği, işi sadakat ve özenle yerine getirmek zorundadır. Sadakat borcu, yüklenicinin işsahibinin yararına olacak şeyleri yapması ve ona zarar verecek her türlü eylemden kaçınması anlamını taşır. Buna göre, işi yüklenen yüklenicinin, kararlaştırılan edimleri ifa ederken, mesleğinin tüm kurallarını eksiksiz yerine getirmesi, işsahibinin edim menfaatinin gereğidir.
Eserin; sözleşmede kararlaştırılan niteliklerine ya da işsahibinin beklediği amaca uygun olmaması veya lüzumlu bazı vasıflardan bir ya da birkaçının bulunmaması halinde, ayıplı ifa edildiğinin kabulü gerekir.Ayıp, Kanun ya da sözleşme hükümleri gereğince bir eser veya malda bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır.
Yüklenici, iş sahibine olan borçlarına aykırı olarak imalını yüklendiği eserin ayıplı olması durumunda açık ayıplarda 6098 Sayılı TBK’nun 474. gizli ayıplarda ise 477. maddeleri hükümlerine uygun olarak ihbarda bulunduğu taktirde aynı kanunun 475. maddesinde tanınan haklardan yararlanabilir. Ancak, 475. madde gereğince eser sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanayamacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa eser sahibi bu eseri kabulden kaçınabilir. Ne var ki eserdeki kusur veya sözleşmeye aykırılık yukarıda belirtilen ölçüde önemli değilse eser sahibi eserin değerindeki eksiklik oranında bedeli indirebilir. Eğer kusurların giderilmesi büyük harcama gerektirmiyorsa yükleniciyi onarıma zorlayabilir. Ancak 475. maddede eser sahibine tanınan haklardan birini kullanabileceği mahkemece uzman bilirkişi aracılığı ile yaptıracağı inceleme sonucu ayıbın derecesi belirlenmek sureti ile takdir olunur.
Kural olarak eser sözleşmesinde ayıbın varlığı her türlü delil ile kanıtlanabilir. (Yargıtay 15. HD 06/02/2002 tarih 4689/546 vb. kararlar) 6098 Sayılı TBK’nun 474. maddesi hükmü gereğince iş sahibi eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulmaz, eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmekle yükümlüdür. Sonradan ortaya çıkan gizli ayıplarda ise iş sahibi gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır. Aksi taktirde iş sahibi eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılır ve 475. maddesi hükmünden yararlanamaz. Ne var ki sözleşmede eser için garanti verilmiş ise ayıp ihbarı sürelerine bakılmaksızın 475. madde hükümlerinden yararlanma olanağı mevcuttur.
(II) Somut olaya gelince; dava konusu yapılan aracın 09/02/2012 tarihinde trafiğe çıktığı,
Davacının 26/01/2017 tarihinde 113.227 km de 1576 nolu iş emriyle “motor suyu sürekli eksiltiyor, 5 yıllık bakımı yapılacak” şikayetiyle servise başvurduğu, serviste “su basınç saatiyle test yapıldığı, yağ soğutucu ile braketi arasına yağ ve su alıyor” tespiti yapılarak aracın periyodik bakımı yapılmış ve yağ soğutucunun sökülüp yeniden takıldığı, davacının bu işlemler nedeniyle 2.986,94 TL onarım bedeli ödediği, bilirkişi raporuna göre bu onarım sırasında yağ filtresinin de değiştirildiği ve aracın davacıya 27/01/2017 tarihinde teslim edildiği anlaşılmaktadır.
03/02/2017 tarihinde araç 113860 km deyken 2089 nolu iş emriyle “uyarı sisteminde hararet ikazı veriyor, sürekli su eksiltiyor” şikayetiyle davalı servise başvurulduğu, serviste su basınç testi yapıldığı, radyatörün delik olduğu tespit edildiği gerekçesiyle radyatörün değiştirildiği ve davacıdan 620,79 TL onarım bedeli alındıktan sonra araç davacıya 04/02/2017 tarihinde teslim edildiği saptanmıştır.
27/02/2017 tarihinde araç 114.112 km deyken 3386 nolu iş emriyle “uyarı sisteminde hararet ve motor suyu eksiltme ikazı veriyor” şikayetiyle servise başvurulduğu, serviste kaçak ve yol testi yapıldığında aracın su eksilttiği gözlemlendiği ve detaylı inceleme için silindir kapağının sökülmesi suretiyle motor revizyonu gerektiği tespiti yapılarak motor revizyonu, krank mili, ana kol ve yataklar, sekman takımı, su pompası, subap keçesi, triger kayışı, egsoz gaz soğutucusu (EGR) parçalarının değiştirildiği, bu işlemler için davacının 15.992,00 TL ödediği, aracın 23/03/2017 tarihinde davacıya teslim edildiği anlaşılmaktadır.
Özetle; davacının aracında toplamda 3 kez motor suyu eksiltmesine dayalı olarak servis işlemi yapılmış, son servis işleminde davacıdan 15.992,00 TL tahsil edilmiştir.
26/01/2017 tarihli ilk tamiratta motorun yağ soğutucusu ile braketi arasında su ve yağ kaçağı tespit edildiği ve değiştirildiği, ancak bu onarımla şikayetin giderilmediği, dolayısıyla daha dikkatli ve itinalı arıza aranmadığı, arızaların başka yerlerde de olabileceğinin göz ardı edildiği, tamiratın mesleki ve teknik kurallara uygun şekilde yapılmadığı, dolayısıyla 2.ve 3.tamiratların yapılmasına sebep olunduğu, usulüne uygun ve daha özenli su eksiltmeye neden olan diğer unsurlar göz önüne alınarak tamirat yapılmış olsaydı sonraki tamiratlara gerek kalmayacağı aşikardır. Diğer bir anlatımla ilk tamiratta EGR pompasının orijinal olmayan parça kullanması sebebiyle arızanın meydana geldiğinin tespit edilememiş olması sebebiyle davalının tamiratının ayıplı olduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporunda vurgulandığı gibi servislerin periyodik bakım ve onarımlarının yetkili olmayan özel servislerde yapılması, arızalı parçalardan olan EGR nin yan sanayi kullanılmış olmasının ayıplı ifaya etkisi bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, arızanın ana sebebinin 3 kez servis hizmetinden sonra tespit edilebilmiş olması sebebiyle verilen servis hizmetinin gizli ayıp niteliğinde bulunduğu, ikinci kez 03/02/2017 tarihinde yapılan servis hizmetinden sonra aynı arızanın tekrarlanması sebebiyle 27/02/2017 tarihinde tekrar servise başvurmak suretiyle ayıp ihbarının usulüne uygun ve süresinde yapıldığı, davalı tarafça verilen servis hizmetinin kusurlu olduğundan davalı vekilinin aksine yönelen istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; İlk Derece Mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı tarafından peşin yatırılan 121,30-TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 244,00 TL istinaf karar ve ilam harcının alınması gereken 972,80 TL’den mahsubuyla, bakiye 728,80-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının yatıranlara iadesine,
5-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans ve harç tahsil / iade işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 Sayılı HMK’nun 362. Maddesi (1-a) bendi uyarınca 23/11/2021 tarihinde KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.