Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2023/63 E. 2023/307 K. 16.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/63
KARAR NO : 2023/307

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2015/255 Esas 2018/211 Karar
TARİH : 01.03.2018

DAVANIN KONUSU : Yolsuz Tescile Dayalı Tapu İptali ve Tescil, Olmadığı Takdirde Bedelin Tahsili
KARAR TARİHİ : 16/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/10/2023

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01.03.2018 Tarih 2015/255 Esas 2018/211 Karar sayılı ilamına karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … ‘in kısıtlı, … ‘in de kısıtlı annesinin vasisi olduğunu, … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel, 2. Kat, 4 Nolu bağımsız bölümde bulunan taşınmazın … tarafından davalı banka lehine ipotek ettirildiğini, İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/10 esas sayılı dosyasında ipoteğin iptali istemiyle dava açtıklarını, kısıtlı … ‘in davalı banka lehine verdiği ipoteğin iptal edildiğini, davalı bankanın İzmir 5. İcra Müdürlüğü’nün 2009/5515 esas sayılı dosyasında dairenin satışını gerçekleştirdiğini, ipotek iptal edilmesine rağmen davalının taşınmazı geri iade etmediğini, davalı adına olan tapunun iptali ile taşınmazın kısıtlı … tescilini, olmadığı takdirde dairenin rayiç bedelinin tespit edilerek dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte güncellenen değerinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka tarafından dava dışı … Şti.’ne kredi kullandırıldığını, teminat için davacının müşterek ve müteselsil kefaletinin alınarak davacının maliki olduğu … … Mahallesi, … Ada, … Parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde 130.000,00-TL miktarlı ipotek tesis edildiğini, ancak kredinin zamanında ödenmemesi sebebiyle davacı ile şirkete hesap kat ihtarnamesi tebliğ edilerek ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatılıp ipotekli taşınmazın müvekkili bankaca alacağa mahsuben alındığını, İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/10 Esas 2014/330 Karar sayılı kararı ile ipotekli taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verildiğini, davacı tarafın oğluna ait işyeri olan … Şti.’ne kredi kullandırılması için fiil ehliyetine sahip olarak kendisine ait taşınmaz üzerinde ipotek tesis edilmesine muvafakat ettiğini, ancak sonrasında kredinin ödenmemesi sebebiyle işlemlere başlandığında akli dengesinin yerinde olmadığını ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasını talep ettiğini, davacı tarafça 07/08/2008 tarihinde … Tapu Müdürlüğü’nde ipotek resmi senedi imzalandığını, 5 ay sonra akli dengesinin yerinde olmaması sebebiyle 09.01.2009 tarihinde kendi beyanı ile bizzat kendisi tarafından temyize konu işbu davanın açıldığını, İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi ‘nin 2009/10 Esas 2014/330 Karar sayılı kararının temyiz edildiğini ve halen temyiz incelemesinde olduğunu, davacı tarafından açılan işbu davada hüküm verilebilmesi için İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/10 Esas sayılı dosyasının temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmesinin gerektiğini beyanla, davacı tarafından açılmış olan iş bu davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davcı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/10 esas 2014/330 karar sayılı kararıyla, davacının davaya konu taşınmaza ipotek konulduğu tarih olan 07.08.2008 tarihinde fiil ehliyetinin bulunmaması sebebiyle ipoteğin kaldırıldığı gerekçesiyle, “Davanın Kabulü ile; … ili … İlçesi … Mahallesi … Ada … Parsel … Cilt ve … sayfada kayıtlı bulunan 14/208 arsa paylı zemin tipi kat irtifaklı 4 nolu bağımsız bölüm mesken niteliğindeki taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı … . adına tapu siciline kayıt ve tesciline,” karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili banka tarafından dava dışı … Şti.’ye kredi kullandırıldığını, davacının bu kredi için müşterek ve müteselsil kefil olduğunu, kredi borcu için ayrıca davacının dava konusu taşınmazda müvekkili lehine ipotek tesis ettirdiğini, kredinin ödenmemesi sebebiyle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, ipotekli taşınmazın alacağa mahsuben ihale edildiğini, İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/10 esas 2014/330 karar sayılı dosyası ile ipoteğin kaldırılmasına karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, açılan davada bilirkişi incelemesi yapıldığını, taşınmazın dava tarihi itibariyle bedelinin 138.399,93 TL, ipoteğin paraya çevrildiği tarih itibariyle 100.906,17 TL olarak tespit edildiğini, raporun esas alınarak hüküm tesis edildiğini, tapu iptali ve tescil davasına konu taşınmaz üzerinden müvekkili bankanın 130.000,00 TL bedelli ipoteği bulunduğunu, bu sebeple vekalet ücretinin belirlenmesinde ipotek miktarının esas alınması gerektiğini, mahkeme tarafından feshin geçersiz sayılarak davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığını, mahkemenin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, yolsuz tescile dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedelin tahsili istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 705. maddesinde “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.”;
1022/1. maddesinde “ Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”;
TMK’nın 1023. maddesinde; “ Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.”;
1024. maddesinde “ Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz. Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur. Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.
6102 sayılı TTK’nın 3. maddesinde “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.”;
4. maddesinde ” Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” ;
5. maddesinde ” Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir. Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır…” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Somut olayda; … ‘in … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel, 2. Kat, 4 Nolu bağımsız bölümün maliki olduğu, dava dışı … Şti. ile davalı banka arasında kredi sözleşmesi bulunduğu, … ‘in kredi sözleşmesini kefil olarak imzaladığı, ayrıca kredi borcu için dava konusu taşınmazı davalı banka lehine 07.08.2008 tarihinde ipotek ettirdiği, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalı banka tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı, takip neticesinde davalı bankanın alacağına mahsuben taşınmazı satın aldığı, davacı tarafından ipotek tesis tarihinde ehliyetli olmadığı iddiasına dayanılarak İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/10 esas sayılı dosyasında ipoteğin kaldırılması istemli dava açıldığı, 19.06.2014 tarihli kararla davanın kabul edildiği, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafça, İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/472 esas sayılı dosyasında ipoteğin kaldırılması sebebiyle yolsuz tescil istemine dayalı tapu iptali ve tescil davası açılmış olup, mahkemece 6102 sayılı yasa 4/1-f bendine dayanılarak uyuşmazlığın kredi sözleşmesinden kaynaklandığı ve bankayı ilgilendirdiği gerekçesiyle ticari iş niteliğinde olduğu, bu sebeple Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu kabul edilerek görevsizlik kararı verilmiş, karar kanun yoluna gitmeksizin kesinleşmiş, yargılamaya Ticaret Mahkemesinde devam edilmiştir.
İzmir 3. Ticaret Mahkemesince davanın esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dava, yolsuz tescile dayalı tapu iptali ve tescil davası olup, 6102 sayılı TTK’nın 3 ve 4.maddesi kapsamında bulunmadığından, davaya bakmakla görevli mahkeme Ticaret Mahkemesi olmayıp, Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan, mahkemece esasa girilerek verilen karar yerinde olmamıştır.
Bu nedenle İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak HMK 353/1-a-3 maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için yerel mahkemesine gönderilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçeler ile;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01.03.2018 Tarih 2015/255 Esas 2018/211 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren İlk Derece Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf eden davalıya İADESİNE,
5- İstinaf gider avansının artan kısmının istinaf eden davalıya İADESİNE,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/10/2023