Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2023/1321 E. 2023/1456 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
23. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1321
KARAR NO : 2023/1456

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(HMK’nun 40/2. Maddesi Uyarınca Merci Sıfatıyla)
TARİHİ : 04/05/2023
NUMARASI : 2023/149 Esas (Ara karar)
TALEP : Reddi Hakim
KARAR TARİHİ : 14/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/09/2023

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/05/2023 tarih 2023/149 esas sayılı ara kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup, dosya heyetçe incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Talep eden vekili; Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/149 Esas sayılı dava dosyasının yapılan yargılaması sırasında 12.04.2023 tarihli celse ara kararının 8/a nolu bendinde “davalı vekiline, müvekkili tarafından imzalanan 01/09/2021 tanzim tarihli ‘… tarafından bana verilen borç senedinin işleme konulmayacağını ve hükümsüz olduğunu kendi tarafımdan beyan ediyorum’ şeklindeki metnin dava konusu senet dışında hangi senede ilişkin olduğunu açıklamak ve bu senedin aslını mahkememize sunmak üzere 2 haftalık kesin süre tanınmasına, aksi halde, dava ve takip konusu bonoyu hukuki nedensiz olarak elinde bulundurduğunun kabul edilebileceğinin davalı vekiline ihtarına…oybirliği ile karar verildi.” Şeklinde hüküm kurulduğunu, iş bu ara kararla mahkeme heyetinin tarafsızlığının ortadan kalktığını, zira dava konusu senetle ilgili olarak davadan önce verilen ihtiyati haciz kararına iş bu belgeye dayanılarak itiraz edilmesi üzerine verilen ek karar ile karşı tarafın itirazının kabul edildiğini, ek kararın istinafı üzerine ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin kararı ile; ihtiyati hacze itirazın kabulüne dair kararın kaldırıldığını ve ihtiyati haciz kararının geçerliliğine karar verildiğini, bütün bunlara rağmen; bu kez 12.04.2023 tarihli ara karar ile heyetin, Bölge Adliye Mahkemesi kararına rağmen ispat yükünün yanlış olarak kendilerine yüklenmesinin heyetin tarafsızlığına gölge düşürdüğünü ileri sürerek hakimler …, … ve …’dan oluşan heyeti reddettiklerini bildirmiştir.
Reddi istenen mahkeme hakimlerince hazırlanan görüş yazısında, ileri sürülen red sebeplerinin kanuna uygun olmadığı belirtilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “Talep edenin; HMK’nun 36.maddesinde belirtilen koşulları taşımayan reddi hakim talebinin reddine, HMK 42/4 maddesi uyarınca reddi hakim talebinde bulunan talep edenin 1.000,00-TL disiplin para cezası cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Karara karşı talep eden tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Talep eden; Ticaret Mahkemesinde 5 üyenin olduğu, 3 üyenin reddedildiği, kalan üyelerle heyet oluşmadığından dosyanın red talebi incelenmek üzere en yakın İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi gerektiği halde, mahkemece yazılan yazı üzerine Komisyon Başkanlığınca; heyete üye görevlendirilmesinin doğru olmadığı, mahkemenin hakimin reddi talebinin reddi gerekçesinin yerinde bulunmadığı, davayı aydınlatma ödevi ile ilgisi bulunmayan ve ispat yükünün yanlış tarafa yüklendiği ara karar ile heyetin tarafsızlığına gölge düştüğünü, mahkemece idari para cezası verilmiş ise de kötüniyetle red talebi yapıldığının gerekçelendirilmediği ileri sürülmüştür.
GEREKÇE:
1-Hakimin reddi HMK’nın 36. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması halinde taraflardan birinin hakimi reddedebileceğini, hakimin de bizzat çekilebileceğini hükme bağlamıştır.
Yine aynı maddede, davada iki taraftan birine öğüt vermiş ya da yol göstermiş olması, davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması, davada tanık veya bilirkişi olarak dinlenmiş veya hakim ya da hakem sıfatıyla hareket etmiş olması, davanın dördüncü derece de dahil yan soy hısımlarına ait olması, dava esnasında iki taraftan birisi ile davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması hallerinde hakimin reddi sebebinin varlığının kabul edileceği düzenlenmiştir.
Yukarıda belirtilen red sebepleri sınırlı olmayıp, HMK 36.maddesinde belirtilmeyen ancak hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren başka sebeplerin de hakimin reddini gerektireceği açıktır. Tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması hali genel bir düzenleme olup, maddede sayma yolu ile gösterilmemiş olsa dahi, hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren diğer sebeplerle de reddi mümkündür. Ancak hakimin reddi, doğal hakim ilkesinin istisnası niteliğinde olduğundan hakimin tarafsız davranmadığı hususundaki iddianın yeterli deliller ile ispatı gerekir.
Yargıtay’ın süreklilik kazanmış uygulamaları ile şekillendiği ve kabul edildiği üzere, mahkeme ara karar ve usul işlemleri ret sebebi teşkil etmeyecektir.(Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2016/5743-8382 E.K. Sayılı ilamı, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2016/8956-10840 E.K. Sayılı ilamı, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2017/6745-4877 E.K. Sayılı ilamı, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2018/3562-4911 E.K. Sayılı ilamı, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2020/9586-10900 E.K. Sayılı ilamı ile benzer sayısız ilamı). Yargılama sırasında mahkeme heyeti davanın ne şekilde yürütüleceği, hangi usul hükümlerinin uygulanacağı, hangi yasal maddeye göre davanın yürütüleceği konusunda her türlü kararı verebilir. Buna müdahale mümkün değildir. Mahkeme hakiminin bu kararlarından dolayı taraflı davrandığını ileri sürmek mümkün değildir. Aksinin kabul edilmesi halinde mahkeme hakimi tarafından herhangi bir tarafın talebi hakkında verilen her olumlu-olumsuz ara kararın hakimin reddi sebebi sayılabileceği, bunun ise yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve yasa koyucunun amacına uygun bir uygulama olmayacağı açıktır.
Somut olayda, HMK’nın 36. Maddesinde öngörülen hakimin reddi sebeplerinin bulunmadığı, red sebebi olarak ileri sürülen hususların işin esası yönünden itiraz, istinaf ve temyiz sebebi olabileceği, hakimin tarafsızlığından şüphe edilmesini gerektiren neden olarak değerlendirilmeyeceği, öte yandan hakimin reddi talebinin incelenmek üzere dosyanın en yakın İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi gerektiği yönündeki istinaf isteminin HMK’nun 40 maddesi hükmüne uygun düşmediği, Merci tarafından dosya kapsamına ve yasalara uygun olarak verilen kararın hukuka uygun olduğu anlaşılmıştır.
2-HMK’ nun 42/6. maddesi; “Ret talebinin, kötüniyetle yapıldığının anlaşılması ve esas yönünden kabul edilmemesi hâlinde, talepte bulunanların her biri hakkında beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar disiplin para cezasına hükmolunur.” şeklinde düzenlenmiştir.
HMK 42/6 maddesi uyarınca disiplin para cezasına hükmedilebilmesi için reddi hâkim talebinin esastan reddi ile ret talebinin kötüniyetle yapılması gerekmektedir.
Somut olayda kötüniyetle ret talebinde bulunduğu hususunda kanaat oluşmadığından disiplin para cezasına hükmedilmesi isabetsiz bulunduğundan merci kararının disiplin para cezasına ilişkin kısmının karardan çıkartılması gerekir.
Açıklanan nedenlerle, talep edenin sair istinaf isteminin esastan reddine, talep edenin disiplin para cezasına ilişkin istinaf isteminin kabulü ile mahkemece verilen kararın hüküm kısmının 2. Bendinin kaldırılmasına, yerine, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Talep edenin sair istinaf isteminin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Talep edenin disiplin para cezasına ilişkin istinaf isteminin kabulü ile Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 04.05.2023 tarih 2023/149 esas sayılı kararının hüküm kısmının 2. Bendinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
Yerine;
“2-Şartları bulunmadığından disiplin para cezası verilmesine yer olmadığına” ŞEKLİNDE HÜKÜM KURULMASINA,
3-Peşin alınan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
4-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 43/2. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 14.09.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.