Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/4091 E. 2022/1112 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
23. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/4091
KARAR NO : 2022/1112

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19.10.2022
NUMARASI : 2022/1187 Esas 2022/880 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 23.12.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 26.12.2022
Marmaris Asliye Hukuk Mahkemesi ile Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi arasında oluşan görev uyuşmazlığının yargı yeri belirlenmesi yoluyla giderilmesi Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından talep edilmekle dosya kapsamı incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı sigorta şirketi, kasko poliçesi ile sigortaladığı … plakalı aracın, seyir halinde iken davalı Belediyenin sorumluluğunda bulunan yol bakım onarım çalışmalarının eksik yapılması nedeniyle yolda bırakılan kasis-çukurdan kaynaklı olarak tek taraflı trafik kazası sonucu hasarlandığını, sigortalıya ödenen 5.564,53 TL hasar tazminatının rücuan tahsili için başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARARLAR:
Davanın ilk açıldığı Marmaris Asliye Hukuk Mahkemesince; eldeki davanın 06.09.2021 tarihinde açıldığı, oysa Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 07.07.2021 tarihli ve 608 sayılı kararı ile Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 01.09.2021 tarihinde faaliyete geçirilmesine karar verildiği, buna göre davanın Muğla Asliye Ticaret Mahkemesine açılması gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiştir.
Dosyanın gönderildiği Muğla Asliye Ticaret Mahkemesince; davalı Belediye’nin tacir ve ticari işletme sıfatının bulunmadığı, uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanmadığı, davanın ticaret mahkemesi görev alanına girmediği gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir.
GEREKÇE:
TTK’nun 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûen ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E., 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 tarih ve 1970/2 E. 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Türk Borçlar Kanununun 49 ve devamı maddelerine de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Somut olayda uyuşmazlık 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın davalıdan rücuan tahsili isteminden kaynaklanmaktadır. Sigortalıya ait hasarlanan aracın sigorta poliçesinde hususi olduğunun belirtildiği gibi davalı Belediyenin de tacir sıfatı bulunmadığının açık olmasına göre sigortalı ile davalı arasındaki ilişki nazara alındığında ticaret mahkemesi görev alanına giren bir dava olmadığı anlaşılmakla davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekir.
Açıklanan nedenlerle Marmaris Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 21 ve 22. maddeleri gereğince Marmaris Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
2-Dosyanın yargı yeri belirlenmesini talep eden mahkemesine iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-c maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 23.12.2022 günü oybirliği ile karar verildi.