Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/3390 E. 2022/886 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
23. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/3390
KARAR NO : 2022/886

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/06/2022
NUMARASI : 2022/428 Esas – 2022/532 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 01/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/12/2022
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İzmir. 8. Tüketici Mahkemesi arasında oluşan görev uyuşmazlığının yargı yeri belirlenmesi yoluyla giderilmesi İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından talep edilmekle dosya kapsamı incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Talep, merci tayinine ilişkindir.
Davanın açıldığı İzmir. 8. Tüketici Mahkemesince davanın davacıların murisinin maden kazasında vefatı nedeniyle davalı sigorta şirketi ile tanzim edilen Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Poliçesi kapsamında vefat tazminatı ödenmesi istemine ilişkin olduğu, davacıların murisinin mesleki faliyet yürüten maden işçisi olması nedeniyle, mesleğinden ötürü zorunlu ferdi kaza sigortası yaptırdığı, tüketici sıfatının bulunmadığı, Sigorta Sözleşmesinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlendiği, görevli mahkemenin İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi olduğ gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Dosyanın gönderildiği İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi ise ferdi kaza sigorta poliçesi kapsamında sigorta şirketine karşı açılan davalarda davacının Tüketici olması nedeniyle görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğu, gerekçesyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir.
Somut olayda, dava, maden kazasında ölen işçinin mirasçıları tarafından Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Poliçesi kapsamında sigorta şirketinden vefat tazminatı istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde mutlak ticari davalar:
(1) Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1. m.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580. maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012 – 6335 s. K. 1. m.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır] şeklinde düzenlenmiştir.
Bunun yanında, TTK’nın 21. maddesi gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanununun havale hakkındaki 457 – 462 ve vedia hakkındaki 463 – 482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispî nitelikteki ticari davalar yönünden de ticaret mahkemesi görevlidir.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu Kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 3. maddesi ise “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” hükmünü içermektedir.
Türk Ticaret Kanununun 1401-1520. maddelerinde Sigorta Hukukunun düzenlendiği, 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun “Zorunlu sigortalar” başlıklı 13. maddesinde de sorumluluk sigortalarına ilişkin düzenleme yer aldığı görülmektedir. Türk Ticaret Kanununun 1483 ve devamı maddelerinde “Zorunlu sorumluluk sigortalar” düzenlenmiştir.
Bir hukukî işlemin veya fiilin Türk Ticaret Kanunu kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren hukukî bir işlemin veya fiilin olması gerekir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3/1. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında, Kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tükecinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. (Yargıtay Kapatılan 20 HD 2016/10538 – 2016/10622 E.K)
0605.2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlarında, Bu sigortanın, yer altı ve yer üstü kömür madenciliği, kömürden gayri yer altı madenciliği faaliyetlerinde bulunulan tesislerde istihdam edilen üretim ve üretim hazırlığı faaliyetinde bulunan personeli, söz konusu faaliyetlerin icrası esnasında meydana gelebilecek kazaların sonucuna karşı teminat altına alacağı, sigortanın sigorta ettirenin, yer altı veya yer üstü kömür madenciliği veya kömürden gayri yer altı madenciliği faaliyetlerini kendi nam ve hesabına yürüten, üretim ve üretim hazırlığı faaliyetinde bulunan personel ile arasında iş akdi olan gerçek ve tüzel kişi olduğu, sigortalılar veya hak sahiplerinin poliçede öngörülen teminat sınırları içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabilecekleri düzenlenmiştir.
Somut olayda, davalı sigorta şirketine maden çalışanları zorunlu ferdi kaza sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan maden işyerinde meydana gelen işkazası sonucu işçi olarak çalışan davacıların murisinin vefatı nedeni ile poliçe kapsamında vefat tazminatı talep edilmiş olup, esasen davalı sigorta şirketi ile davacıların murisi arasında akdedilmiş her hangi bir sigorta sözleşmesi bulunmamaktadır. Özellikle “Tüketici işlemini” tanımlayan 6502 sayılı TKHK’nın 3/1. maddesinin (l) bendinde ise mal veya hizmet piyasalarında ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan her türlü sözleşme ve hukukî işlemin Kanun kapsamına (m.2) alınmış olduğu anlaşılmaktadır. Yine, Kanun kapsamında olduğu düzenlenen 2. maddesinde belirtilen “Tüketiciye yönelik uygulamalar” ise bir hukukî işleme veya sözleşmeye dayanmayan, tüketiciye yönelik haksız ticari uygulamalar olarak değerlendirilmeleri gerekmektedir. Bu bakımdan, eldeki uyuşmazlıkta talebin işkazasında sigortalının vefatı nedeniyle vefat tazminatının sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkin olduğu, davanın, Türk Ticaret Kanununun 1483 vd. maddelerinde sayılan hususlardan olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir.
Açıklanan nedenlerle İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 21 ve 22. maddeleri gereğince İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
Dosyanın yargı yeri belirlenmesini talep eden mahkemesine iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-c maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 01/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.