Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/2984 E. 2022/836 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
23. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2984
KARAR NO : 2022/836

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/05/2022
NUMARASI : 2022/331 Esas 2022/458 Karar
DAVANIN KONUSU : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin
Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
KARAR TARİHİ : 28/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/11/2022

İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi ile Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi arasında oluşan görev uyuşmazlığının yargı yeri belirlenmesi yoluyla giderilmesi İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından talep edilmekle dosya kapsamı incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, davacıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları genel kredi sözleşmesi uyarınca aleyhlerine başlatılan icra takipleri nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine ilişkindir.
Manisa Asliye Ticaret Mahkemesince, davalının cevap dilekçesi ile yetki hususunda ilk itirazda bulunduğu, davanın …bank A.Ş. Uzunköprü/İzmir Şubesine yönelik olarak açıldığı, davalının yerleşim yerinin Konak/İzmir olduğu, uyuşmazlığın genel kredi sözleşmesine dayalı olduğu, bu durumda sözleşmenin ifa yerinin banka şubesinin bulunduğu Konak/İzmir olduğu, davanın menfi tespit istemine ilişkin olduğu, uyuşmazlık konusu icra takiplerinin İzmir İcra daireleri tarafından başlatıldığını belirterek yetkisizlik kararı verilmiştir.
İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesince, 08.07.2021’de Resmi Gazete’de yayımlanan ve 01.09.2021 itibari ile yürürlüğe giren 07.07.2021 tarihli 608 sayılı HSK yargı çevresi kararı gereği karşı yetkisizlik kararı verilmiştir.
HMK’nın 6/1. maddesi gereğince genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu ve bu yetki kuralı kesin olmadığından HMK’nin 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetki itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir ve mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Yetki itirazının ileri sürülmesi” başlıklı 19/2. maddesinde; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz” hükmünü içermektedir. Yine, 116/1-a maddesinde “Kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazını “ilk itiraz” olarak düzenlemektedir. 117/1. madde ise “İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez.” hükmünü içermektedir. Son olarak; “Cevap dilekçesini verme süresi” başlıklı 127/1. maddesi ise “Cevap dilekçesini verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak, durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkansız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, bir defaya mahsus olmak ve bir ayı geçmemek üzere ek bir süre verilebilir. Ek cevap süresi talebi hakkında verilen karar taraflara derhâl bildirilir” şeklinde düzenleme getirmektedir.
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman şeçme hakkı davalılara geçer.
HMK’nun 10. maddesinde”Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda; Dava, davacıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları genel kredi sözleşmesi uyarınca aleyhlerine başlatılan icra takipleri nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti istemi ile açılan menfi tespite ilişkindir. İİK’nun 72.maddesi uyarınca ,menfi tespit davası icra takibinin yapıldığı yerde ve davalının ikametgahında açılabilir.İcra takibinin yapıldığı yer İzmir ve davalıların 23.1.2018 tarihli genel kredi sözleşmesini kefil olarak imzaladıkları şube ise Salihli’dir.Eldeki uyuşmazlığa ilişkin bir kesin yetki düzenlemesi bulunmamaktadır.Kesin yetki düzenlemesinin bulunmadığı hallerde seçimlik hak davacıdadır.Davanın yetkisiz mahkemede açılması halinde usulünce yetki itirazının yapılması ile seçim hakkı davalıya geçer.Davacılar davalarını Salihli’de açmışlardır.1.9.2021 tarihi itibariyle açılan davalarda Salihli Manisa Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanındadır.Davacı dava dilekçesinde Uzunköprü Şubesi yazmış ise de dosya arasında bulunan genel kredi sözleşmesinde Salihli Şubesi yazılıdır.Davacılar davalarını HMK’nun 10.maddesi uyarınca sözleşmenin ifa yerinde açarak seçim haklarını kullanmışlardır.
Açıklanan nedenlerle yargı yerinin Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 21 ve 22. maddeleri gereğince Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
Dosyanın yargı yeri belirlenmesini talep eden mahkemesine iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-c maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 28/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.