Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/2792 E. 2022/736 K. 21.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
23. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2792
KARAR NO : 2022/736

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2022
NUMARASI : 2021/811 Esas 2022/234 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KEMALPAŞA 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2021
NUMARASI : 2021/237 Esas 2021/320 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 21/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/11/2022

İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesi ile Kemalpaşa 1.Asliye Hukuk Mahkemesi arasında oluşan görev uyuşmazlığının yargı yeri belirlenmesi yoluyla giderilmesi İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından talep edilmekle dosya kapsamı incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı, taraflar arasında 23.10.2020 tarihli 3512020000000008 seri numaralı 39.176,00 TL bedelli faturadan kaynaklanan alacak borç ilişkisi bulunduğunu, tahsili için İzmir 4. İcra Müdürlüğünde takip başlatıldığını, davalının borcu bulunmadığından bahisle takibe itiraz ettiğini, Arabuluculuk başvurusundan olumlu sonuç alınamadığını ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARARLAR:
Davanın ilk açıldığı Kemalpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesince; Davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği, Kemalpaşa İlçesi 23.07.2004 tarih ve 5216 Sayılı Yasa uyarınca Büyükşehir Belediyesi sınırları içine dahil edildiğinden Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü’nün 04.01.2005 tarih ve Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulunun 27.12.2004 gün ve 636 Sayılı Kararı ile 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunun yürürlüğe girmesi ile Büyükşehir sınırları içinde kalan ilçelerde bu tarihten sonra açılan Ticari Davalarının Yüksek Kurulun 14.11.2002 gün ve 520 Sayılı Kararı gereğince bağlı bulundukları Ağır Ceza Mahkemelerinde oluşturulan müstakil Ticaret Mahkemelerinde görülmesine karar verildiği, buna göre davaya bakmaya görevli ve yetkili Mahkemenin İzmir Ticaret Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Dosyanın gönderildiği İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesince; Kemalpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabı içeriğinden, davalı …’nin gelir vergisinden muaf olmadığı, kazancının gerçek usülde vergilendirildiği, işletme hesabına göre defter tuttuğu, VUK. 177. maddesine göre 2. sınıf tüccar olduğu, 2020 yılına ait gayri safi hasılatının 31.943,23 TL olduğu, yine İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü cevabi yazısından davalının ticaret sicil kayıtlarında adına rastlanılmadığının bildirildiği, buna göre davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılması gerektiğinden bahisle karşı görevsizlik kararı verilmiştir.
GEREKÇE:
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir.
TTK’nın 14. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Kanunun 17. maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3’üncü maddesinde, Esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tâbi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca TTK’nın 1463. maddesinde de, önce 17. maddeye gönderme yapılarak, Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17. maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir.
19.02.1986 tarih ve 19024 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 25.01.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile TTK’nın 1463. maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir. Buna göre; 1- Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre, defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinin birinci fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar, 2- Vergi Usûl Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır.
Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinde “Birinci Sınıf Tüccarlar” sayılmış olup bu maddedeki birinci sınıf tacirlerle ilgili şartları taşımayanlar ise ikinci sınıf tacir sayılırlar. İkinci sınıf tacirler ise ticari işletme hesabına göre defter tutarlar.
Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlar ile bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukukî işlemin veya fiilin olması gerekir.
Somut olayda, vergi dairesinden gelen cevabi yazılarda; davacının, bilanço hesabına göre defter tutan 1. Sınıf tacir olduğu bildirilmiş ise de, davalının işletme hesabına göre defter tuttuğu, gelirinin kanunda belirtilen sınırı aşmadığının bildirildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın mutlak ticari dava niteliğinde de bulunmadığı anlaşılmakla Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle Kemalpaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 21 ve 22. Maddeleri gereğince Kemalpaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
2-Dosyanın yargı yeri belirlenmesini talep eden mahkemesine iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-c maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 21.11.2022 günü oy birliği ile karar verildi.