Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/2669 E. 2022/312 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
23. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2669
KARAR NO : 2022/312

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20.01.2022
NUMARASI : 2022/140 Esas – 2022/133 Karar
DAVANIN KONUSU : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
KARAR TARİHİ : 13.10.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14.10.2022

Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi ile Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesi arasında oluşan görev uyuşmazlığının yargı yeri belirlenmesi yoluyla giderilmesi Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından talep edilmekle dosya kapsamı incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, adi ortaklık tasfiyesi istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesince; davanın dava dilekçesinde de açıkça belirtildiği üzere; tarafların ticari işletmelerini işletmek nedeni ile kurmuş oldukları adi ortaklık sebebi ile alacak ve kurulan adi oratklığın feshi davası olduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1inci maddesine göre; tarafların ticari işletmelerini ilgilendiren bir ortaklık kurmaları halinde görevli mahkeme ticaret mahkemesi olarak belirlendiği, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 08/07/2021 tarih ve 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 07/07/2021 tarih ve 608 nolu kararı uyarınca yeni kurulan Muğla Ticaret Mahkemesi yargı çevresi Muğla İli’nin mülki sınırları olarak belirlenmiş ve işbu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği, davacı vekilinin beyanları ve dosyaya yansıyan belge ve bilgilerden davanın, Adi Ortaklık sözleşmesine ilişkin olarak işletilen işletmeden kaynaklı alacak – adi Ortaklığın feshi ve tasfiyesi davası sebebiyle iş ticari mahiyette sayılacağından TTK 4. maddesi uyarınca görev ticaret mahkemesine aittir. Nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 08/02/2017 tarih ve 2016/7036 esas, 2017/904 karar sayılı ilamında da; “Mahkemece, davanın TTK 4/2 a-f bentlerine ilişkin olmadığı, davalının tacir olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davalının ticari işletmesi ile ilgili yapılan bayilik sözleşmesi nedeniyle alacak istemine ilişkindir. İş ticari mahiyette sayılacağından TTK 4. maddesi uyarınca görev ticaret mahkemesine aittir. Mahkemece işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” denilmek suretiyle tacir olmasa dahi ticari işletmesi ile ilgili olarak yapılan sözleşme nedeni ile işin ticari mahiyette sayılacağı ve görevin TTK’nın 4. Maddesi uyarınca ticaret mahkemesine ait olduğu açıkça ifade edildiği, dava konusu olayda da ticari bir ilişki sonucunda açılmış olan bir dava olduğundan davaya asliye ticaret mahkemesinin bakması gerektiğinden Muğla Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir.
Dosyanın gönderildiği Muğla Asliye Ticaret Mahkemesince de; Dava, adi ortaklık sözleşmesinin feshi ve kar payının tahsili talebine ilişkin olduğuna göre uyuşmazlığın çözümünde TBK 639 ve devamı maddelerinin uygulanması gerekmektiği, bu haliyle davanın ticari dava olarak kabul edilebilmesinin mümkün olmadığı, davanın adi ortaklık sözleşmesinin feshi ve kar payının tahsili talebine ilişkin olduğu, uyuşmazlığın çözümünde TBK 639 ve devamı maddelerinin uygulanması gerektiği, davanın mutlak ticari dava olmadığı, tarafların dava tarihi itibariyle tacir sayılmadığından nispi ticari dava da sayılamayacağı, buna göre davayı görmeye Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olup mahkemenin görevli olmadığı kanaatine varılmış ve HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir.
Somut olayda; dava adi ortaklık tasfiyesinden kaynaklanan dava olduğu, İzmir BAM 20. Hukuk Dairesi’nin 2021/1216 Esas – 2021/1142 Karar sayılı ilamında da; ”6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Yine, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. 6335 Sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Aynı madde gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki (6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak) iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, HMK’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce re’sen incelenir. Uyuşmazlığın davacının taraflar arasında düzenlenen 02.09.2015 tarihli Adi İşletmeler Ortaklık Protokolü uyarınca ödemiş olduğu payın iadesi istemine ilişkin bulunduğu, davacının tacir kaydının bulunmadığı, davacının salt … A.Ş’nin yönetim kurulu başkanı olmasının kendisine tacir sıfatını kazandırmayacağı, adi ortaklığın 6098 sayılı TBK’ da düzenlendiği, bu nedenlerle davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu” ilamı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 18/09/2018 tarihli 2016/18805 esas – 2018/8661 karar sayılı ve Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 04/06/2020 tarihli 2020/1409 esas – 2020/1604 karar sayılı ilamları doğrultusunda davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu değerlendirilmiştir.
Somut olayda; davacı taraf adi ortaklık sözleşmesine bağlı olarak kendilerine ödenmesi gereken kar payının hesaplanması, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesini talep etmiştir.
Açıklanan nedenlerle, Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 21 ve 22. maddeleri gereğince Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
Dosyanın yargı yeri belirlenmesini talep eden mahkemesine iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-c maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 13.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.