Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2023/336 E. 2023/499 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/336
KARAR NO : 2023/499

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/698
DAVA TARİHİ : 09.09.2022
ARA KARAR TARİHİ : 23.09.2022
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir (3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit Davası)
KARAR TARİHİ : 09.03.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 09.03.2023

İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23.09.2022 tarih ve 2022/698 Esas sayılı ara kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP:
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, davalı … tarafından dava dışı … Şti. aleyhine İzmir 4. İcra Dairesinin 2019/16208 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, söz konusu icra takibine ilişkin müvekkili şirkete birinci ve ikinci haciz ihbarnameleri gönderildiğini, bu ihbarnamelere müvekkili tarafından cevap verilmediği iddiası ile üçüncü haciz ihbarnamesi gönderildiğini, üçüncü haciz ihbarnamesinden müvekkilinin haricen haberdar olduğunu, tebligatların yapıldığı adres ile müvekkil şirketinin ticaret siciline kayıtlı olan adreslerin farklı olduğunu, yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, müvekkilinin davalı tarafa borcu bulunmadığını, bu nedenle açılan iş bu menfi tespit davasında İzmir 4. İcra Dairesi’nin 2019/16208 Esas sayılı icra takip dosyasında takibin tedbiren durdurulması kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece 23.09.2022 tarihli ara karar ile; davacı vekili tarafından açılan davanın, davacı şirketin davalı …’e borçlu olmadığının tespiti talepli menfi tespit davası olduğu, dava dilekçesinde İzmir 4. İcra Dairesinin 2019/16208 Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin tedbiren durdurulması talebinde bulunduğu, şayet dava 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 89/3. maddesi kapsamında açılan bir menfi tespit davası olsa idi madde hükmü gereğince yürütülen cebri icra işlemlerinin menfi tespit davası sonunda verilecek kararın kesinleşmesine kadar kendiliğinden duracağı, İzmir 4. İcra Dairesi 2019/ 16208 esas sayılı dosyasında davacı şirket adına çıkarılan 89/2 haciz ihbarnamesini içerir tebligatın 28.06.2022 tarihinde şirket çalışanı olduğunu belirten … isimli şahısa usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davanın ise 09.09.2022 tarihinde açıldığı, dava dilekçesinden anlaşıldığı üzere davanın 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 89/3 kapsamında açılmadığı, açılan davanın İİK’nın 72. maddesine dayanan mendi tespit davası olduğu, davanın icra takibinden sonra açıldığı ve İİK madde 72/3 dikkate alındığında icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında icra takibinin durdurulmasına karar verilemeyeceğini ileri sürerek icra takibinin davacı açısından durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirkete gönderilen haciz ihbarnamelerinin şirketin ticaret sicilde kayıtlı olduğu adrese yapılmadığını, bu nedenle tebligatın usulsüz olduğunu ve bu hususta İzmir 13. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2022/568 Esas sayılı dosyası ile şikayet yoluna başvurduklarını, açılan davanın bekletici mesele yapılması ve dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken tebligatların usulüne uygun olduğu gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir şartlarının mevcut durumda oluştuğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Talep, İİK’nun 89/3. maddesine göre menfi tespit davasında ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir kurumu kabul edilmiştir.
HMK’nın 389. maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
İhtiyati tedbire esas olan hakkında iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (madde 389/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir.
2004 sayılı İİK’nun 89/3. maddesi gereğince, ikinci haciz ihbarnamesine süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir, bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur.
İİK 72. maddede düzenlenen menfi tespit davası borçlu tarafından açılan bir dava iken, İİK 89/3’de düzenlenen menfi tesbit davası takibin borçlusu tarafından değil, İİK 89. maddedeki yasal yollara başvurmayan veya süresinde başvurmadığı için haciz ihbarnamesindeki miktar yönünden borçlu konumuna gelen 3. şahıs tarafından açılan bir davadır.
Somut olayda; davacı tarafça İİK’nın 89/3. maddesine dayalı olarak açılan davada, haciz ihbarnamelerinin usulsüz olarak yapıldığı iddia edilmiş olmakla, ihtiyati tedbir talebinin İİK’nın 72/3. maddesine göre değil, genel ihtiyati tedbir düzenlemesi olan HMK’nın 389. vd. maddelerine göre değerlendirilmesi gerekir. Bu yönde yapılan incelemede, üzerine ihtiyati tedbir konulması istenen takibin uyuşmazlık konusu olması, sunulan delillerin yaklaşık ispat bakımından dava aşaması itibarıyla ihtiyati tedbir yönünden yeterli olması, mevcut durum ve aşamada meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi nedeniyle, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksine düşünce ile reddedilmiş olması yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, talebin ve istinaf sebeplerinin niteliğine göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, yeniden talep hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 23.09.2022 tarihli ve 2022/689 Esas sayılı ara kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin HMK’nın 389 vd. maddeleri gereğince taktiren 20.000,00 TL nakdi teminat karşılığında KABULÜ ile, İzmir 4. İcra Dairesi’nin 2019/16208 Esas sayılı icra takip dosyasında takibin TEDBİREN DURDURULMASINA,
3-İhtiyati tedbir kararının uygulanmasının, kararın tedbir isteyen tarafa tebliğinden itibaren bir hafta içinde teminat yatırılarak talep edilmediği taktirde, HMK’nın 393/1. maddesi gereğince tedbir kararının kendiliğinden kalkacağının davacı vekiline ihtaratına (ihtarat yapılamadı),
4-HMK’nın 302/5. maddesi gereğince kararın infaz işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
5-İstinaf yoluna başvuran ve ihtiyati tedbir talep eden davacının ödediği 80,70 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
6-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbir talep eden davacının yapmış olduğu 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı yargılama giderinin davalıdan alınarak, ihtiyati tedbir talep eden davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 09.03.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.