Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2023/3049
KARAR NO : 2023/2522
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/531
KARAR NO : 2023/659
DAVA TARİHİ : 06.07.2023
KARAR TARİHİ : 11.09.2023
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (İİK 89/3)
KARAR TARİHİ : 27.12.2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 27.12.2023
İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11.09.2023 tarihli, 2023/531 Esas ve 2023/659 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP:
Davacı vekili, dava konusu icra takibinin kambiyo senedinden kaynaklandığını, bu nedenle asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunu, davalı şirketin aralarında müvekkilinin babası dava dışı …’un da bulunduğu birtakım dava dışı kişilere karşı İzmir 1. İcra Dairesinin 2017/4419 E. Sayılı dosyası ile kambiyo senedine dayalı icra takibi başlattığını, dosya borcunun tahsil edilememesi üzerine müvekkiline 89/3 haciz ihbarnamesi gönderildiğini, ilgili haciz ihbarnamesinde alacaklarına haciz konulan kişi olarak müvekkilin babası dava dışı …’un gösterildiğini, müvekkilinin 89/1 ihbarnamesine süresinde itirazlarını sunamadığını, 89/2 ihbarnamesinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, neticede 89/3 haciz ihbarnamesinin 26.06.2023 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini ve işbu davayı açtıklarını, müvekkilinin davalı şirkete ve dava dışı icra takip borçlusu babasına herhangi bir borcu olmadığını ileri sürerek, müvekkilinin davalıya karşı borçlu olmadığının tespitine, davaya konu icra dosyasından gönderilen 89/3 bildirimi uyarınca davacıya yüklenen külfetin bertaraf edilmesine, davalı haksız ve kötü niyetli olduğundan müvekkili lehine en az yüzde 20 oranında tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece, İİK89/3 maddesine dayalı açılan özel menfi tespit davalarında davacı 3. şahıs ile davalı takip alacaklısı arasında doğrudan bir ilişki bulunmadığı, TTK’nun 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğini haiz olmadığı, davanın genel görevli asliye hukuk mahkemelerinin görev alanında kaldığı gerekçesiyle, davanın görev nedeniyle usulden ret kararı verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarla, davanın kambiyo senedinden kaynaklı icra takibinden kaynaklandığını, davanın TTK’nın 4/1-a ve 5/1 maddeleri gereği mutlak ticari dava niteliğinde olduğunu, Asliye Ticaret Mahkemesinin işbu davada görevli olduğunu belirtirek, mahkemece verilen görevsizlik kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davayı cevap dilekçesiyle kabul ettiklerini, gerekçeli karara karşı istinaf taleplerinin olmadığını, davacının istinafına bir itirazlarının olmadığını, karara karşı istinaf taleplerinden ve lehlerine olan sürelerden feragat ettiklerini bildirmiştir.
GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 89/3. maddesi gereğince açılan menfi tespit isteğine ilişkindir.
Mahkemece, görev dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen nedenlerle istinaf edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 1/(1) maddesinde “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” hükmü düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 114/(1)-c maddesine göre, görev hususu dava şartlarından olup, aynı kanunun, 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması ve gözetilmesi gerekmektedir.
İİK’nın 89. maddesi ; “Hamiline ait olmıyan veya cirosu kabil bir senetle müstenit bulunmıyan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı haczedilirse icra memuru; borçlu olan hakiki veya hükmi şahsa bundan böyle borcunu ancak icra dairesine ödiyebileceğini ve takip borçlusuna yapılan ödemenin muteber olmadığını veya malı elinde bulunduran üçüncü şahsa bundan böyle taşınır malı ancak icra dairesine teslim edebileceğini, malı takip borçlusuna vermemesini, aksi takdirde malın bedelini icra dairesine ödemek zorunda kalacağını bildirir (Haciz ihbarnamesi).Bu haciz ihbarnamesinde, ayrıca 2, 3 ve 4 üncü fıkra hükümleri de üçüncü şahsa bildirilir.
Üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlak edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur.
(Değişik üçüncü fıkra: 17/7/2003-4949/22 md.) Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir.
Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur. Bu süre içinde 106 ncı maddede belirtilen süreler işlemez. Bu davada üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Üçüncü şahıs açtığı bu davayı kaybederse, mahkemece, dava konusu şeyin yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkûm edilir. Bu fıkraya göre açılacak menfi tespit davaları maktu harca tabidir….” şeklindedir.
Somut olayda, dosyaya sunulan belgelere göre, alacaklının davalı şirket, borçlunun davacının babası ve diğer dava dışı kişiler olduğu, davacıya 3. haciz ihbarnamesinin tebliği üzerine eldeki davanın İİK’nın 89/3. maddesi gereğince açıldığı sabit olup, davanın mutlak ticari dava niteliğinde olmaması, tarafların tacir olduklarına ilişkin herhangi bir iddia veya delil bulunmaması, davacının davayı 3. kişi sıfatı ile açmış olması nedeniyle, görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan, mahkemece verilen kararda Dairemizce de bir isabetsizlik görülmemiştir
Bu durumda, ilk derece mahkemesince görevli mahkemenin doğru belirlenmiş olması nedeniyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 269,85 TL’den peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 89,95 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile istinaf eden davacı tarafından yapılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-c maddesi gereğince kesin olmak üzere 27.12.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.