Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2023/2885 E. 2023/2289 K. 01.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/2885
KARAR NO : 2023/2289

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MANİSA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/614
KARAR NO : 2023/478
DAVA TARİHİ : 07.09.2023
KARAR TARİHİ : 11.09.2023

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (İİK 89/3)
KARAR TARİHİ : 01.12.2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 01.12.2023

Manisa Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.09.2023 tarihli, 2023/614 Esas ve 2023/478 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP:
Davacı vekili, davalı …’ın müvekkilinin eski eşi olduğunu, davalı … ‘in alacaklı sıfatıyla davalı … hakkında Salihli 1. İcra Dairesinin 2021/7759 E sayılı (Eski esas Salihli 2. İcra Dairesinin 2016/3534) dosyasıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlattığını, takibin kesinleştiğini, aşamalarda alacaklı vekilinin talebiyle müvekkiline haciz ihbarnameleri gönderilerek müvekkilinin dosya borçlusu haline getirildiğini, müvekkili hakkında haciz işlemleri yapıldığını, çalıştığı kuruma maaş haczi yazıları gönderildiğini, maaşından kesinti yapılmaya başlandığını, işbu davaya konu haciz ihbarnamelerinin müvekkilinin davalı … ‘dan ayrı yaşadığı dönemde gıyabında tebliğ edildiğini, bu nedenle müvekkilinin şeklen dahi borçlu olmadığını, davalılara hiçbir borcunun bulunmadığını, kambiyo senedinde borçlu ya da kefil sıfatıyla imzasının olmadığını, alacaklıyı dahi tanımadığını ileri sürerek, müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptalini ve ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasını, ödenen bedellerin iadesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece 1. 2. ve 3. Haciz ihbarnamelerinin tebliği üzerine İİK’nın 89/3 maddesi kapsamında açılan davanın, davacı ile alacaklı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmaması, uyuşmazlığın davalı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde çıkarılan haciz ihbarnameleri nedeniyle borçtan sorumlu olup olmadığının tespitine ilişkin olması nedeniyle, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğu gerekçesiyle, davanın görev nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı … vekili, taraflarına dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edilmeden görevsizlik kararı verildiğini, davada asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu, asliye hukuk mahkemelerinin görevli olması halinde Sarıgöl Asliye Hukuk Mahkemelerinin yetkili olduğunu, görevsizlik nedeniyle taraflarına vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Davacı vekili istinafa cevap vermemiştir.
GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 89/3. maddesi gereğince açılan menfi tespit isteğine ilişkindir.
Davalının savunma hakkı kullandırılmadan görevsizlik kararı verilmesine ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesi; mahkemenin görevli olması dava şartıdır (HMK. mad. 114/1-c). Dava şartları ve ilk itirazlar ön incelemede sonuca bağlanır. Ön inceleme ise, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra yapılır (HMK. mad. 137/1, 139/1 ilk cümle). Buna göre, görevsizlik kararı verilebilmesi için; dava dilekçesinin davalıya tebliği, cevap süresinin (HMK. m. 127/1) beklenmesi, davanın tabi olduğu yargılama biçimine göre, süresi içinde cevap verilmesi halinde davacıya tebliği, onun cevaba cevap verme süresinin (HMK. mad. 136/1) beklenmesi, verdiğinde bunun diğer tarafa tebliği ve davalının ikinci cevap süresinin beklenmesi zorunludur. Mahkemenin, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebileceğini öngören aynı Kanun’un 138. maddesi hükmü, dilekçelerin karşılıklı verilmesi zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Bu hüküm, hakime, belirtilen hususlar hakkında gerekmiyorsa ön inceleme duruşması yapmaksızın karar verebilme yetkisi tanır. Ön inceleme duruşması yapmaksızın dosya üzerinden karar verilebilmesi için de, davanın ön inceleme aşamasına getirilmiş olması gereklidir. Yasa’nın 137. maddesinin (1.) fıkrasında, ön inceleme dilekçelerinin karşılıklı verilmesinden sonra yapılacağının açıkça öngörülmüş olması karşısında, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında hakim tarafından kendiliğinden gözetileceğine ilişkin 115/1. madde hükmü de, bu hususlarda, davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmeden karar verilebileceğine izin verir tarzda bir yoruma elverişli değildir.
Diğer yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 1086 sayılı Kanun’dan farklı olarak iddia ve savunmanın genişletilmesi yahut değiştirilmesi yasağını dava ve cevap dilekçesinin verilmesiyle başlatmamış; bu yasağı, dilekçelerin karşılıklı verilmesinin tamamlanmasına, bazı hallerde ön inceleme duruşmasına kadar ileriye ötelemiştir.
Tarafların bu haklarını kullanabilmeleri, dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesini veya bunun için kanunda belirlenen sürelerin geçmesini gerekli kılar. Bazı hallerde dava dilekçesindeki talebe göre görevli olmayan mahkemenin, cevap dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi veya ikinci cevap dilekçesinin verilmesinden sonra görevli hale gelmesi mümkün bulunmaktadır. Ayrıca 6100 sayılı Kanun, eskisinden farklı olarak, görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi üzerine dosyanın görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etme hakkını davalıya da tanımıştır (mad. 20/1). Görevsizlik veya yetkisizlik kararı üzerine davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi halinde davalıya kararı veren mahkemeden yargılama giderlerini talep etme hakkı da vermiştir (m. 331/2 son cümle). Davalının bu haklarını kullanabilmesi, dava dilekçesinin kendisine tebliğ edilmiş olmasını gerektirir.
6100 sayılı HMK’nin 114. maddesi uyarınca dava şartlarından olan görev konusunda aynı Kanun’un 138. maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilebilir ise de, ancak bunun için dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilerek savunma hakkı tanınması gerekir. Dava dilekçesi tebliğ edilmeden dosya üzerinden tensiben görevsizlik kararı verilmesi HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına da aykırılık oluşturmaktadır.
Bu genel anlatımlar ışığında somut olaya gelince; mahkemece davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmeden, dilekçeler aşaması tamamlanmadan 11.09.2023 tarihinde görevsizlik nedeniyle usulden ret kararı verilmesi Anayasa’nın 36. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenme hakkına aykırıdır. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 07.01.2019 tarih, 2018/5467 esas ve 2019/22 karar sayılı ilamı)
O halde Mahkemece yapılacak işlem; usulüne uygun olarak 6100 sayılı HMK ile öngörülen yargılama aşamalarına uyulup, dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra görev hususunda değerlendirme yapılarak ulaşılacak sonuca göre karar vermekten ibaret olacaktır.
6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesinde de; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması” halinde, HMK’nın 353/(1)-a bendi uyarınca bölge adliye mahkemesinin, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar vereceği yönünde düzenleme getirilmiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmiş olması nedeniyle, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6. maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11.09.2023 tarihli, 2023/614 Esas ve 2023/478 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı … ‘in istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle, yatırılan 269,85 TL istinaf peşin karar harcının istek halinde bu davalıya geri verilmesine,
5-İstinaf yoluna başvuran davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
6-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere 01.12.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.