Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2023/1551 E. 2023/1343 K. 07.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1551
KARAR NO : 2023/1343

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/303
DAVA TARİHİ : 07.04.2023
ARA KARAR TARİHİ : 13.04.2023
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir (İntifa Hakkının Yeniden Kurulması)
KARAR TARİHİ : 07.07.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 07.07.2023

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13.04.2023 tarih 2023/303 E sayılı ara kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP:
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, müvekkilinin davalılardan Tasfiye Halinde … Şirketinin ortağı olduğunu, … ilçesi, … mahallesinde bulunan …, …, … ve … ada, … parseller üzerinde bu şirket lehine olarak kurulu bulunan intifa hakkının usule aykırı olarak ve gabin ile terkin edildiğini ileri sürerek, terkin edilen intifa haklarının eski hale iadesine, aksi halde müvekkilinin uğramış olduğu zararın davalılardan tazminine karar verilmesi talepli davada taşınmazlar üzerine çekişmeli haklar şerhi konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece 13.04.2023 tarihli ara karar ile; davacı tarafın haklılığını yaklaşık olarak ispat etmeye yarar belge sunmadığı ve yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, ihtiyati tedbir şartlarının mevcut olduğunu, terkin işleminin genel kurul yapılmaksızın gabin oluşturacak şekilde gerçekleştiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Davalı … Şirketi vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; iddiaların hukuki dayanağının bulunmadığını, müvekkilinin husumet ehliyetinin bulunmadığını, intifa şerhinin kaldırılmasını talep etmediklerini ve şirkette hisse sahibi olmadıklarını bildirmiştir.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Talep, intifa hakkının yeniden kurulması talepli davada ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK’nın 389. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir kurumu kabul edilmiştir.
HMK’nın 389. maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır.(6100 sayılı HMK madde 389/1)
Somut olayda; üzerine ihtiyati tedbir konulması istenen taşınmazlar uyuşmazlık konusu ise de, dava aşaması itibarıyla davacı taraf HMK’nın 390/3. maddesi anlamında davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmiş değildir. O halde, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş olması yerindedir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir talep eden davacı yönünden istinaf karar harcı olan 296,40 TL’den peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile kalan 116,50 TL’nin ihtiyati tedbir talep eden davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbir talep eden davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 07.07.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.