Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2023/153 E. 2023/434 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/153
KARAR NO : 2023/434

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/297
KARAR NO : 2022/445
DAVA TARİHİ : 30.03.2022
KARAR TARİHİ: 13.05.2022
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (İİK 89/3)
KARAR TARİHİ : 27.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 27.02.2023

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13.05.2022 tarih ve 2022/297 Esas, 2022/445 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili, davalı … tarafından İzmir 27. İcra Müdürlüğü’nün 2021/11631 Esas sayılı icra dosyası ile … Şirketi’ni borçlu göstererek ilamsız takip başlatıldığını, takip sebebiyle, 3. kişilerdeki mal veya alacakları bildirmek amaçlı gönderilen 3. haciz ihbarnamesinin müvekkili …’a aynı konutta yakınına verilmek suretiyle 26.03.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, 3. haciz ihbarnamesinin 68.950,06 TL tutarında borç miktarı için gönderildiğini, müvekkilinin ilk iki haciz ihbarnamesinden haberdar olamadığı için 3. haciz ihbarnamesine karşı bu menfi tespit davasını açmak zorunda kaldığını, icra takibinde borçlu yer alan … şirketine müvekkilin herhangi bir borcu olmadığı gibi aksine müvekkilinin şirketten alacaklı olduğunu ileri sürerek, İzmir 27. İcra Dairesi’nin 2021/11631 Esas sayılı icra dosyasından gönderilen 3. haciz ihbarnamesi nedeniyle, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili, davacının haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz etmediğini, dava konusunun mutlak ticari iş olmaması nedeniyle davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, davacının borçlu şirketin yönetim kurulu üyesi olduğunu, davacının iddiasını ispatla yükümlü olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, icra takibinde borçlu olarak yer alan dava dışı … Şirketi’ne davacının herhangi bir borcunun olmadığı belirtilerek açılan davanın, konusu ve dava dilekçesindeki talepler de dikkate alınarak görevli ve yetkili mahkemenin İcra Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl borç ilişkinin çekten kaynaklı olarak ticari bir iş olduğunu, dava dışı … firması ve davalı … Firmasının tacir sıfatına haiz olduklarını, görevli mahkemenin İzmir Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu istinaf nedeni olarak ileri sürmüştür.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, dosyanın İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesinin isabetsiz olduğunu bildirmiştir.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 89/3. maddesi gereğince açılan menfi tespit isteğine ilişkindir.
Mahkemece, görev dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen nedenlerle istinaf edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 1/(1) maddesinde “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” hükmü düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 114/(1)-c maddesine göre, görev hususu dava şartlarından olup, aynı kanunun, 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması ve gözetilmesi gerekmektedir.
İİK’nın 89. maddesi ; “Hamiline ait olmıyan veya cirosu kabil bir senetle müstenit bulunmıyan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı haczedilirse icra memuru; borçlu olan hakiki veya hükmi şahsa bundan böyle borcunu ancak icra dairesine ödiyebileceğini ve takip borçlusuna yapılan ödemenin muteber olmadığını veya malı elinde bulunduran üçüncü şahsa bundan böyle taşınır malı ancak icra dairesine teslim edebileceğini, malı takip borçlusuna vermemesini, aksi takdirde malın bedelini icra dairesine ödemek zorunda kalacağını bildirir (Haciz ihbarnamesi).Bu haciz ihbarnamesinde, ayrıca 2, 3 ve 4 üncü fıkra hükümleri de üçüncü şahsa bildirilir.
Üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlak edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur.
(Değişik üçüncü fıkra: 17/7/2003-4949/22 md.) Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir.
Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur. Bu süre içinde 106 ncı maddede belirtilen süreler işlemez. Bu davada üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Üçüncü şahıs açtığı bu davayı kaybederse, mahkemece, dava konusu şeyin yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkûm edilir. Bu fıkraya göre açılacak menfi tespit davaları maktu harca tabidir….” şeklindedir.
Somut olayda, davalı tarafından dava dışı … Şirketi’ne karşı İzmir 27. İcra Müdürlüğü’nün 2021/11631 Esas sayılı icra dosyasında kendisine gönderilen 3. haciz ihbarnamesi nedeniyle borçlu şirkete karşı borçlu olmadığının tespitini talep etmiş olması, dava konusunun mutlak ticari dava olmadığı, davacının tacir sıfatının da bulunmadığı anlaşılmakla, görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan, mahkemece Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, İcra Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle yazılı şekilde karar verilmiş olması yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince görevli mahkemenin doğru belirlenmemiş olması nedeniyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13.05.2022 tarih 2022/297 E – 2022/445 K sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Davanın HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
4-Davaya bakmaya İzmir Asliye Hukuk Mahkemesinin GÖREVLİ OLDUĞUNA,
5-HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince, dosyanın görevli İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
6-Dosya esası kapatılmak ve İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMEK ÜZERE dosyanın kararı veren mahkemeye İADE EDİLMESİNE,
7-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvuranlara iadesine,
8-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yapılan 220,70 TL istinaf başvuru harcı ile diğer istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
9-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-c maddesi gereğince kesin olmak üzere 27.02.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.