Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/2401 E. 2023/148 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/2401
KARAR NO : 2023/148

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/540
KARAR NO : 2022/636
DAVA TARİHİ : 07.07.2022
KARAR TARİHİ: 19.07.2022
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (İİK 89/3)
KARAR TARİHİ : 20.01.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 20.01.2023
İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19.07.2022 tarih ve 2020/540 Esas, 2022/636 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacılar vekili, davalı alacaklının, davacılar ve dava dışı … Şti. hakkında İzmir 27. İcra Müdürlüğü’nün 2020/7895 Esas sayılı dosyası ile, 24.09.2020 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığını, takip borçlularının yasal süresi içerisinde itirazı üzerine takibin tüm borçlular yönünden durdurulduğunu, davalı takip alacaklısının sadece dava dışı … Şti. aleyhine itirazın iptali davası açtığını, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.02.2022 tarih ve 2020/823 Esas 2022/148 Karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabul-kısmen reddine karar verildiğini, dava dışı … Şti.’nin itirazının 14.362,97 TL üzerinden iptaline karar verildiğini, davacılar yönünden ise açılan herhangi bir dava bulunmadığından bu yönde bir karar tesis edilmediğini, davalı takip alacaklısının söz konusu karara istinaden takibe devam ettiğini, davacı … ve …’ya ise 2004 sayılı İİK’ 89. maddesi uyarınca üçüncü kişi sıfatı ile haciz ihbarnameleri gönderdiğini, davacılara yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, davacıların icra dosyası kapsamında kendilerini vekil ile temsil ettirdiği halde tebligatların davacı asillere yapıldığını, davacıların takip borçlusu …. Şti.’ne herhangi bir borçlarının olmadığını belirterek 2004 sayılı İİK’nın 89. maddesi uyarınca davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi isteği ile eldeki davayı açmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacıların dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, görevli mahkemenin İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle mahkemenin görevsizliğine, karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıların tacir olduğunu, taraflar arasındaki borç ilişkisinin niteliği itibarıyla eldeki davanın da ticari bir dava olduğunu, zira davacıların borçlu şirketin ortakları olduğunu, dava dışı şirket ile davacılar arasındaki borcun ise sermaye koyma borcu olduğu halde mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davacılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; İzmir 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 23.08.2022 tarih, 2022/484 Esas, 2022/532 Karar sayılı karar ile, 1. ve 2. haciz ihbarnamelerinin tebliğinin usulsüzlüğüne karar verilmiş olması nedeniyle davanın konusuz kaldığını belirtmiştir.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 89/3. maddesi gereğince açılan menfi tespit isteğine ilişkindir.
Mahkemece, görev dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen nedenlerle istinaf edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 1/(1) maddesinde “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” hükmü düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 114/(1)-c maddesine göre, görev hususu dava şartlarından olup, aynı kanunun, 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması ve gözetilmesi gerekmektedir.
İİK’nın 89. maddesi ; “Hamiline ait olmıyan veya cirosu kabil bir senetle müstenit bulunmıyan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı haczedilirse icra memuru; borçlu olan hakiki veya hükmi şahsa bundan böyle borcunu ancak icra dairesine ödiyebileceğini ve takip borçlusuna yapılan ödemenin muteber olmadığını veya malı elinde bulunduran üçüncü şahsa bundan böyle taşınır malı ancak icra dairesine teslim edebileceğini, malı takip borçlusuna vermemesini, aksi takdirde malın bedelini icra dairesine ödemek zorunda kalacağını bildirir (Haciz ihbarnamesi).Bu haciz ihbarnamesinde, ayrıca 2, 3 ve 4 üncü fıkra hükümleri de üçüncü şahsa bildirilir.
Üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlak edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur.
(Değişik üçüncü fıkra: 17/7/2003-4949/22 md.) Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir.
Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur. Bu süre içinde 106 ncı maddede belirtilen süreler işlemez. Bu davada üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Üçüncü şahıs açtığı bu davayı kaybederse, mahkemece, dava konusu şeyin yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkûm edilir. Bu fıkraya göre açılacak menfi tespit davaları maktu harca tabidir….” şeklindedir.
Her ne kadar davalı vekili anılan kararı yukarıda belirtilen nedenlerle istinaf etmiş ise de; dosyaya sunulan belgelere göre, alacaklının davalı şirket, borçluların dava dışı … Şirketi ile … ve … olduğu, toplam 15.699,41 TL üzerinden, 21.01.2020 vade tarihli alacağa istinaden, 24.09.2020 tarihinde ilamsız icra takibi yapıldığı, davacılara 3. haciz ihbarnamesinin tebliği üzerine eldeki davanın İİK’nın 89/3. maddesi gereğince açıldığı sabit olup, davacıların davayı 3. Kişi sıfatı ile açmış olmaları nedeniyle görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan, mahkemece verilen kararda dairemizce de bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1. maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile kalan 99,20 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, davalı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile, istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 20.01.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.