Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/2342 E. 2023/249 K. 03.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/2342
KARAR NO : 2023/249

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/216
KARAR NO : 2022/718
DAVA TARİHİ : 26.01.2022
KARAR TARİHİ : 07.07.2022
DAVANIN KONUSU : İntifa Bedeli Alacağı
KARAR TARİHİ : 03.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 03.02.2023
Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07.07.2022 tarih ve 2022/216 Esas, 2022/718 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili, müvekkilinin eşi ve eski malik olan … ile davalı şirket arasında 05.10.2010 tarihinde … parsel sayılı taşınmaz üzerinde 10 yıl süreli ve 60.000,00 TL bedelli intifa hakkı sözleşmesi kurulduğunu, davalının intifa bedelini ödemediğini ileri sürerek, intifa bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP :
Davalı vekili, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, intifa bedeli alacağının mevcut olmadığını, intifa hakkının 14.08.2015 tarihinde geçersiz hale geldiğini, 26.11.2020 tarihinde intifa hakkının tapu sicilinden terkin edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ile intifa hakkı sözleşmesini düzenleyen eşinin tacir olmadığı, nispi ve mutlak ticari davanın söz konusu olmadığı, davaya bakmaya Fethiye Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafın gayrimenkulü akaryakıt bayisi olarak kullandığını, müvekkilinin taşınmazı eski malik olan eşinden devraldığını, işin ticari nitelikte olması nedeniyle ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, intifa bedelinin tahsili isteğine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 1/(1) maddesinde “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” hükmü düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 114/(1)-c maddesine göre, görev hususu dava şartlarından olup, aynı kanunun, 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması ve gözetilmesi gerekmektedir.
Eldeki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra, 26.01.2022 tarihinde açılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için tarafların tacir ve uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Diğer taraftan, 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/(4). maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde, Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesinin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması kararın kaldırılmasını gerektirir.
Somut olaya gelince; davacının intifa hakkı bedelinin tahsili talebi bakımından, davacının tacir sıfatının bulunmadığı, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olmadığı veya intifa hakkı bedeli alacağının mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı anlaşılmakla, mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna dair tespiti yerindedir. Ancak, intifa hakkı bedeli alacağı davasının gayrimenkulün aynına ilişkin bir dava olarak kabul edilmesi mümkün olmadığından, kesin yetki ve kamu düzenine ilişkin yetki kuralları uygulanamayacaktır. Yetki itirazının da görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek, yazılı gerekçelerle hem görevsizlik hem yetkisizlik kararı verilmesi doğru değildir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın ve istinaf sebeplerinin niteliğine göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun kabulü ile, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-3. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının resen kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.07.2022 tarih 2022/216 Esas ve 2022/718 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-HMK’nın 114/1-c, 115/2. maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
3-HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince, dosyanın görevli Muğla Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Dosya esası kapatılmak ve Muğla Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMEK ÜZERE dosyanın kararı veren mahkemeye İADE EDİLMESİNE,
5-Verilen kararın niteliği gereğince istinaf karar ve ilam harcı alınmasına yer olmadığına,
6-İstinaf yoluna başvuran davacı vekili tarafından yatırılan 1.050,00 TL istinaf karar ve ilam harcının istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine,
7-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
8-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın, ilk derece mahkemesi tarafından resen tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere 03.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.