Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/1352 E. 2022/1429 K. 09.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2022/1352
KARAR NO : 2022/1429

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/392
KARAR NO : 2021/285
DAVA TARİHİ : 14.09.2018
KARAR TARİHİ : 23.03.2021
DAVANIN KONUSU : İpoteğin Kaldırılması (Fekki)
KARAR TARİHİ : 09.09.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09.09.2022

İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23.03.2021 tarih ve 2020/392 Esas, 2021/285 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili, … ilçesi, …. Mahallesi, … ada … parsel sayılı taşınmaz müvekkili ile birlikte kardeşlerine mirasen intikal ekmiş iken 29.09.1998 tarihinde, diğer mirasçıların hisselerini devretmeleri sonucu müvekkilinin tek başına malik olduğunu, taşınmaz üzerine 20.08.1992 tarihli ipotek senedi ile cari hesap sözleşmesi çerçevesinde … A.Ş lehine faizsiz olarak 200.000.000.00 TL bedel ile ipotek tesis edildiğini, … İstanbul 6 İcra Dairesi’ne başvurarak ipoteğin paraya çevrilmesi talebinde bulunduğunu, bu dosya ile bağlantılı olarak Seferihisar İcra Dairesine talimat yazıldığını, Seferihisar İcra Dairesinin 1996/ 73 talimat sayılı dosyada işlem yaparak satışa arz şerhi konulduğunu, bilahare bu satışa arz şerhinin kaldırıldığını, ipotek tarihinden bu yana 26 yıl geçtiğini, ipoteğin cari hesap sözleşmesine ilişkin olduğunu, cari hesap işlemlerinin zamanaşımına uğradığını, ancak müvekkilinin 200,00 TL olan ipotek bedelini de ödemeye hazır olduğunu ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP :
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, ipoteğin fekki talebinin ipoteğin dayandığı hukuki sebepten bağımsız bir talep olduğu, iş bu dava ile hak talebinde bulunan taşınmaz maliki davacının gerçek kişi olduğu ve tacir sıfatının bulunmadığı, ayrıca dava konusu ipoteğin, davacı ve dava konusu ipoteğin kurulduğu tarihte taşınmaz maliki olan dava dışı diğer mirasçıların üçüncü kişi dava dışı … Şirketi lehine olacak şekilde ipotek verdikleri, bu sebeple ipoteğin davacı ile dava konusu ipoteğin kurulduğu tarihte taşınmaz maliki olan dava dışı diğer mirasçılar olan kardeşlerinin davalı … Şirketi ile aralarında direkt olarak bulunan bir ticari ilişki kapsamında verilmediği, davacıların dava dışı … Şirketinin ortağı olduklarına dair herhangi bir bilgi, belge ve iddianın dosya muhteviyatında yer almadığı, bu kapsamda davanın ticari dava olduğundan bahsedilemeyeceği gerekçesiyle, göreve ilişkin dava şartı yokluğu sebebiyle açılan davanın usulden reddine verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ipotek veren taraf yine tacir olup ticari adının … Şti. olduğunu, ipotek yükümlü 3 sayılı parselin daha sonra müvekkiline ipotek yüklü olarak satıldığını, ipotek sözleşmesinin … Şti. ile … A.Ş arasında olduğunu ve cari hesap sözleşmesine ilişkin olduğunu, ipotek sözleşmesinin hem iki tarafı hem de içeriğinin ticari olduğunu, davacı her ne kadar gerçek kişi olsa da ipotek sözleşmesinin cüzi halefi olduğunu, ipotek sözleşmesinin tacirler arasında ticari bir amaç için yapıldığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin sonradan devralarak malik olduğu … ilçesi, … Mahallesi, … ada … parsel sayılı taşınmaz üzerine cari hesap sözleşmesi çerçevesinde konulan ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, görev dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili istinaf etmiştir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu olmaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23/05/2014 tarihli ve 2013/13-2166 Esas, 2014/709 Karar, sayılı kararı da bu yönde değerlendirmeler içermektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddede sayılan davalar tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılır.
HMK’nın 1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi ancak kanunla belirlenir. Asliye hukuk mahkemelerinin görevi HMK’nın 2. maddesinde belirlenmiş olup 2/1 maddesine göre dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarda aksine bir hüküm bulunmadıkça asliye hukuk mahkemeleri görevli olup, 2/(2) maddesine göre de bu kanun ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir. Başka bir deyişle Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre asliye hukuk mahkemeleri genel görevli mahkemedir.
Somut uyuşmazlıkta; ipoteğin kaldırılmasına ilişkin dava niteliği itibarıyla mutlak ticari dava değildir. Davacının tacir olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığı için nispi ticari davadan söz etmek de mümkün değildir. O halde, ticari nitelikte bir uyuşmazlık bulunmadığından söz konusu davaya bakma görevi asliye hukuk mahkemelerinindir. Mahkemece, bu gerekçe ile göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş olması isabetli olup, davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’nin peşin alınan 59,30 TL’den mahsubu ile kalan 21,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-c maddesi gereğince kesin olmak üzere 09.09.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.