Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/926 E. 2022/1272 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/926
KARAR NO : 2022/1272

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/140
KARAR NO : 2021/447
DAVA TARİHİ : 01.10.2019
KARAR TARİHİ : 29.04.2021
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
KARAR TARİHİ : 04.07.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04.07.2022

İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29.04.2021 tarih ve 2021/140 Esas, 2021/447 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu İzmir ili, … İlçesi, … mahallesi … ada …. parselde bulunan bodrum+dublex bina ile ilgili yapılacak işler konusunda yüklenici olan davalı … ile 13.03.2017 tarihinde sözleşme yaptığını, sözleşme bedeli olan 200,000,00 TL’nin tamamının davacı tarafından davalıya ödendiğini, davalı yüklenicinin sözleşme uyarınca yapması gereken yükümlülüklerini yerine getirmediğini, işin bitim tarihi olan 16.09.2017 tarihinde binayı sözleşmeye, fen ve tekniğin kurallarına uygun olarak bitirip davacıya etmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 40.620,00 TL eksik ve kusurlu imalat bedeli alacağı, 1.250,00 TL kira kaybı alacağı ve 10.000,00 TL manevi tazminat alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili, görevli ve yetkili mahkemenin İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, dava konusu inşaatın bir apart otel inşaatı olduğunu, toplamda altı bağımsız bölümden oluşan bir apart otel inşa edildiğini, davacının açık ayıp niteliğinde olduğunu iddia ettiği ayıpları süresinde ihbar etmediğini, müvekkilinin sözleşemeye uygun iş teslimi yaptığını, hatta bazı ekstra imalatlar yapmayı da kabul ettiğini, protokol kapsamında tüm yeni imalatların yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İzmir 2. Tüketici Mahkemesi’nin 19.11.2020 tarihli, 2019/429 Esas ve 2020/236 Karar sayılı kararı ile, davacının mesleki amaçla hareket ettiği, dava konusu inşaatın bir apart otel inşaatı ve yapılan işin de ticari iş olduğu gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliğine, HMK 114/c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine kara vermiş ve karar 11.02.2021 tarihinde kesinleşerek dosya İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmiştir.
İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29.04.2021 tarihli, 2021/140 Esas ve 2021/447 Karar sayılı kararı ile, davacı ve davalının ticaret sicilden ve vergi dairesinden gelen yazı cevapları gereğince tacir olmadığı, dava konusu uyuşmazlığın TTK.’nun 4.maddesinde sayılan uyuşmazlıklar arasında yer almadığı, davanın Ticaret Mahkemelerinde bakılacağına ilişkin açık bir yasal düzenlemenin de bulunmadığı, bu itibarla davanın ticari bir dava olmaması nedeniyle davaya bakma görevinin mahkemeye ait olmayıp, genel hükümlere göre çözülmesi gereken dava olması nedeniyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine, görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin görev noktasındaki kararı yerinde ise de, uyuşmazlığa konu taşınmazın Seferihisar İlçesi sınırlarında olduğunu, sözleşmenin Seferihisar’da yapıldığını, sözleşmenin yerine getirileceği yerin de Sefarihisar’da olduğunu, davalı müvekkilinin adresinin de Seferihisar’da olduğunu, bu nedenle yetkili ve görevli mahkemenin Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazının usulüne uygun olarak ileri sürülmemiş olduğunu bildirerek, istinaf isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, eser sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. Bir hukuki işlemin tüketici işlemi sayılabilmesi için yukarıda belirtilen tanımlara uygun olması gerekir.
Somut olayda; sözleşme konusunun apart otel inşaatı olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar tacir olmadıkları ve mesleki amaçla hareket ettikleri için, taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı Kanun kapsamı dışında kaldığı anlaşıldığına göre davaya bakma hususunda genel mahkemeler görevlidir. Eser sözleşmesi ilişkilerinin tüketici yasası kapsamına alınması taraflardan birinin tüketici olmadığı davanın tüketici mahkemesinde görülmesi sonucunu doğurmaz. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece her aşamada nazara alınması gerekir ve görev hususunda kazanılmış hak söz konusu olamaz. Bu durumda mahkemece asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddi ile görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar vermiş olması isabetlidir.
Her ne kadar davalı tarafça, yetkili mahkemenin Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararın bu yönden kaldırılması talep edilmiş ise de, yetki hususu görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesi gerekmekle, bu yöndeki istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’nin peşin alınan 59,30 TL’den mahsubu ile kalan 21,40 TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-c maddesi gereğince kesin olmak üzere 04.07.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.