Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/868 E. 2021/954 K. 14.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/868
KARAR NO : 2021/954

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/276 E
ARA KARAR TARİHİ : 27.04.2021
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir (Menfi Tespit)
KARAR TARİHİ : 14.07.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 14.07.2021

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.04.2021 tarih 2021/276 K sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir / haciz talep eden davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında “…. Çiğli/İZMİR” adresinde bulunan otel binasına ilişkin olarak 22.04.2020 tarihli sözleşme kapsamında toplam 9 katlı binanın elektrik tesisat uygulama işlerine yönelik olarak bir sözleşme imzalandığını, 145.000,00 TL + KDV götürü bedel belirlendiğini, işin bitirilmemiş olmasına rağmen, müvekkilinin lehtar olarak bulunduğu 30.04.2021 vadeli ve 50.000,00 TL bedelli çekin davalıya teslim edildiğini, davalının işleri tamamlamadığı gibi eksik ve ayıplı işler mevcut olduğunu, Karşıyaka 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/26 D.İş sayılı dosyası kapsamında delil tespiti yaptırdıklarını, bilirkişi raporuna göre müvekkilinin davalıdan toplamda 102.055,00 TL+KDV alacaklı olduğunu, ek olarak davalının eksik bıraktığı işlere ilişkin müvekkili tarafından 14.087,37 TL+KDV masraf hesaplandığını ileri sürerek, dava konusu çekin bedelsiz kaldığının tespiti ile müvekkilinin davalı tarafa borçlu bulunmadığının tespiti davasında, dava konusu olan …. Bankasının …. numaralı, 30.04.2021 vadeli ve 50.000,00 TL bedelli çekinin bankaya davalı yahut üçüncü kişilerce ibrazı halinde ödenmemesi ve bu sebeple karşılıksız işlemi yapılmaması hususunda ve ayrıca söz konusu çeke dayalı olarak icra takibi açılmaması bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemenin 27.04.2021 tarihli ara kararı ile, uyuşmazlık konusu çekte davacının lehdar olduğu, çekin hukuki mahiyeti ve ekonomik fonksiyonuna göre, HMK’nun 389 vd. maddelerinde öngörülen şartların gerçekleşmediği gerekçesiyle, davacı vekilinin dava konusu çekin ödenmesini engeller mahiyette ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, eser sözleşmesi kapsamında davalıdan mevcut alacaklarına ilişkin olarak icra takibi de başlatılacağını, dava konusu çekin vadesinin yaklaşması ve ivedi bir tedbir kararı verilmesi zorunluluğu nedeniyle öncelikle bu davanın açıldığını, davalının üzerine aldığı işi gereği gibi yerine getirmeyerek müvekkilini çok büyük boyutlarda maddi zarara uğrattığını ve bu borçlu sıfatı gereğince söz konusu çekin gelinen aşamada bedelsiz kaldığının açıkça ortada olduğunu, müvekkilinin bedelsiz çek bakımından yapabileceği tek şeyin çekin bankaya ibrazından önce HMK. m. 389 uyarınca mahkemeye başvurarak muhatap banka tarafından çek bedelinin ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmekten ibaret olduğunu, HMK’nun 389 vd. maddelerindeki ihtiyati tedbir şartlarını mevcut olduğunu, açılan menfi tespit davasının açılacak icra takibini tek başına durdurmaya ve çekin ödenmesini/karşılıksız kaşesi vurulmasını engellemeye yeterli olmadığını, gerekli teminatın da gösterilmesi karşılığında çekin davalı yahut varsa diğer cirantalar tarafından ibrazı halinde ödenmemesi ve ayrıca icra takibinin durdurulması bakımından ivedi olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, tedbir kararı verilmemesi ve 30.04.2021 tarihinde vadesi gelecek olan bu çekin bedelinin ödenmek zorunda kalınması/karşılıksızdır işlemine sebebiyet verilmesi ve sonuç olarak müvekkilin aslında borçlu olmadığı bir meblağı ödemek zorunda kalması halinde müvekkilin bu olayda meydana gelen zararının ölçüsüz biçimde artacağının kuşkusuz olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Talep, eser sözleşmesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasında, dava konusu olan çekin bankaya davalı yahut üçüncü kişilerce ibrazı halinde ödenmemesi ve bu sebeple karşılıksız işlemi yapılmaması hususunda ve ayrıca söz konusu çeke dayalı olarak icra takibi açılmaması bakımından ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
HMK’nın 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
Somut olayda; ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili, eser sözleşmesine dayalı menfi tespit davasında dava konusu çekin bankaya davalı yahut üçüncü kişilerce ibrazı halinde ödenmemesi ve bu sebeple karşılıksız işlemi yapılmaması hususunda ve ayrıca söz konusu çeke dayalı olarak icra takibi açılmaması bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Dava konusu çek dosyanın istinaf incelemesine gönderilmesinden önce 01.06.2021 tarihinde bankaya ibraz sonucu ödenmiştir. HMK’nın 390/3. maddesi gereğince yaklaşık ispatın gerçekleşmiş olduğu, çek bedelinin ödenmiş olması nedeniyle ihtiyati tedbir kararı verilmesine gerek kalmadığından, sonucu itibarıyla doğru olan mahkeme kararına yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuran davacının dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir talep eden davacı yönünden istinaf karar harcı olan 97,70 TL’den peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 38,40 TL’nin ihtiyati tedbir talep eden davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbir talep eden davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 14.07.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.