Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/806
KARAR NO : 2023/2393
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/399
KARAR NO : 2020/412
DAVA TARİHİ : 27.12.2017
KARAR TARİHİ : 29.09.2020
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak
KARAR TARİHİ : 14.12.2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 14.12.2023
İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29.09.2020 tarihli, 2018/399 Esas ve 2020/412 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili, davacı şirketlerin oluşturduğu adi ortaklık ile davalı … arasında ” İzmir İli, … İlçesi, … Alanı, kanalizasyon ve yağmur suyu kanalı inşaat işinin” yapımı konusunda 02.12.2014 tarihinde sözleşme yapıldığını, davacıların geçici kabule hazır hale getirdiği imalatları … Belediyesi talimatıyla yol asfalt çalışması yapılan … ekipleri tarafından ve terfi bağlantı işlerini yapan … Belediyesi ekipleri tarafından zarar verildiğinin görüldüğünü, geçen süre zarfında geçici kabul işlemlerinin yapılmadığını ileri sürerek, taraflar arasında imza edilen “İzmir İli, … İlçesi, … Alanı, kanalizasyon ve yağmur suyu kanalı inşaat işine” ilişkin sözleşme ve sözleşme eki yapım işleri genel şartnamesi kapsamında geçici kabul onayının Genel Müdürlük oluru dikkate alınarak 24.07.2015 tarihi itibariyle, aksi halde dava tarihi itibariyle idare adına mahkeme tarafından yapılmasına, geçici kabul işlemlerinin yapılmış olduğunun tespitine, geçici kabul işlemlerinin bir sonucu olarak sözleşme kapsamında toplam 56.434,40 TL geçici kabul teminat kesinti bedelinin ve sözleşme dışı yapılan imalat bedeli KDV dahil 16.683,25 TL olmak üzere toplam 73.117,65 TL’nin davacılara ödenmesine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP :
Davalı vekili, davalı idare yönetim kurulu’nun 23.10.2014 tarih ve 812 sayılı kararı ile karma teklif usulü (921.224,50 TL teklif birim fiyatlı + 175.000,00 TL götürü bedel anahtar teslimi) 1.096.224,50 TL bedelli İzmir İli, … İlçesi, … İnşaatı işinin ihalesinin davacılarda kaldığını ve 02.12.2014 tarihinde sözleşme imzalanarak, 10.12.2014 tarihinde yer teslimi yapıldığını, işin bitim tarihinin sözleşmede 08.05.2015 olarak belirlendiğini, sözleşme eki projesine göre yapımı öngörülen tüm imalat tamamlandıktan sonra davacının 07.05.2015 tarih ve 26 sayılı yazısı ile işin 07.05.2015 tarihi itibarı ile tamamlandığını bildirerek geçici kabulün yapılmasını talep ettiğini, 15.05.2015 tarih ve 2935 sayılı Genel Müdürlük Oluru ile geçici kabul komisyonu oluşturulduğunu, … Belediyesinin de 08.06.2015 tarih ve 2607 sayılı yazısı ile yapım sorumluluğu kendisine ait olan terfi merkezinden sonraki o terfi hattı imalatının, projesine uygun olarak tamamladıklarını bildirdiğini, iş sonu işletme planlarına esas harita çalışmalarının da davalı idare tarafından 12.06.2017 tarihinde onaylandığını, yapılan yol çalışmaları nedeni ile altyapı hatlarında hasar meydana geldiğini, hatlarda meydana gelen hasarın yerinde görülerek … Belediyesi tarafından terfi hattının baca bağlantısının düzgün yapılmaması nedeni ile zeminden su çıkışı olduğunun tespit edildiğini, gerekli onarımların ilgililerince yapılmasının istendiğini, taraflar arasındaki sözleşme gereği tüm imalatların yapımından teslimine kadar davacı firmanın sorumlu olması sebebiyle de 04.08.2015 tarih ve 4825 sayılı yazı ile geçici Kabul Komisyonunun yazısı davacılara tebliğ edilerek oluşan hasarın giderilebilmesi amacıyla ilgili birimlerle gerekli yazışmaların yapıldığı belirtilerek Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 9. maddesi gereğince işlerde zarar ve hasar meydana gelmesini önleyici tedbirlerin alınmasından ve yapılan işin biten kısımları için 44. madde hükümleri dikkate alınmak şartı ile işe başlama tarihinden kesin kabul tarihine kadar sözleşme konusu yapım işinin korunmasından davacıların sorumlu olduğunun tebliğ edildiğini, haksız ve yasal dayanaktan uzak bulunan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, “Yapım işi yüklenilen alanda davalı idare tarafından düzenlenen belgelerde de gösterildiği üzere, davalı tarafın bir kısım işlemleri dava şirketler tarafından yapılmasına göz yumulması ve bu işlemler yapılırken davacılar tarafından üstlenilen işlere ilişkin verilen hasarların dava dışı şirketler tarafından giderilmesinin istenmesine ilişkin beyanlar dikkate alındığında, davacılar tarafından yüklenilen işin davalı tarafça zımni olarak teslim alındığı ve kullanımın söz konusu olduğunun kabulü gerektiği görülmüştür. Her ne kadar tüm imalatların teslimine kadar yüklenici firmanın sorumluluğunun olduğu yönünde davalı tarafça savunmada bulunulmuş ise de, gerek yazışmalar gerekse fiili durum dikkate alındığında davalı idarenin işi teslim aldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır. Bunun yanında dava dışı kurumlar tarafından davacı yüklenicilerin edimlerini yerine getirmeyi üstlendikleri alanda yaptıkları çalışmalar yönünden söz konusu kurumlara müdahale edip çalışmalarını engellemesi ve durdurması gibi bir yetkinin davacılarda olmadığı, çalışmaların yapıldığı sahada çalışma yapan kurum ve kuruluşların kordinasyonu yapılış sırası ve takibinin davalı idarenin sorumluluğunda olduğu yasal mevzuat gereğidir. Davacıların yapımını üstlendikleri işin tamamlanması, davalı idareye bildirilmesi davalı idare tarafından geçici kabule engel bir husus olmaması nedeniyle geçici kabul komisyonunun kurulması yönünde işlem yapması, üstlenilen işin yapıldığı yer itibariyle bir den fazla kurum ve kuruluşun aynı yerde başka işler yapmış olması nedeniyle davalı tarafından söz konusu işlerin yapılma sırası ve takibinin yapılması gerektiği hususu dikkate alındığında davacıların imalatlarının akibetini sonuna kadar bekleme ve bu imalatlara zarar verilmesini önleme durumunun mümkün olmadığı dosya kapsamından tespit edilmiştir. Yapılan tüm incelemelere göre davalı idarenin Yapım İşleri Genel Şartnamesi hükümlerine göre geçici kabul işlemlerinin yapılması konusunda sorumlu olduğu, davalı idarenin davacılar tarafından işin tamamlandığına dair beyanları sonrasında yapılan işlemler dikkate alındığında davacıların edimini yerine getirdiğinin kabulü gerektiği, davalı tarafça davacıların hak edişlerinden kesilmiş olan 56.434,40 TL (KDV dahil) geçici teminat kesintisinin davacılara geri ödenmesi gerektiği, proje ve sözleşme dışı imalat bedeli olan 16.683,25 TL (KDV dahil) bedelin davacılara ödenmesi gerektiği zira davalı idarenin isteği ve onayı ile davacılar tarafından imalatı yapılan iş bedelinin taraflara ait kayıtlarda da mevcut olduğu görülmüş, davacılar tarafından yerine getirildiği ve yapıldığı tespit edilen bu bedeller yönünden istemin kabulüne, bedellere dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi gerektiği davanın kabulüne, 56.434,40 TL (KDV dahil) geçici kabul teminat kesintisi ile 16.683,25 TL (KDV dahil) proje ve sözleşme dışı imalat bedeli olmak üzere toplam 73.117,65 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu yapım işinde işin sözleşme ve eklerine uygun olarak tamamlanmasından sonra davacının geçici kabulünün yapılması talebi doğrultusunda idarenin geçici kabul komisyonu oluşturduğunu ancak, geçici kabulün yapılmasına yönelik işlemler devam etmekte iken … Belediyesi ve … A.Ş.’nin projelendirme güzergahındaki yol çalışmaları nedeniyle atık su hatlarında önemli hasarlar meydana geldiğini, bu hususların geçici kabul komisyonunca da belirlendiğini, bu hasarların bugüne kadar giderilmemesi sebebiyle projesine göre süresi içerisinde tamamlanmış olan işin geçici kabulünün yapılamadığını, geçici kabul işlemleri süresince … Belediyesi ve … A.Ş.’nin yol çalışmaları nedeniyle atık su hatlarında oluşan hasarların giderilip geçici kabule hazır hale getirilebilmesi için idarece yapılan yazışmalardan sonuç alınamadığını, sözleşmenin eki olan yapım işleri şartnamesinin 9 ve yine 17.maddeleri kapsamında geçici kabulden kesin kabule kadar geçen sürede oluşan her türlü kusur ve zararlardan yüklenicinin sorumlu olacağına dair düzenleme bulunduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı idarenin davaya verdiği cevap ile yargılama aşamasındaki beyanlarından da görüleceği üzere müvekkilleri tarafından imalatı yapılan ve geçici kabule hazır hale getirilen işin bulunduğu yerde … Belediyesi ve … A.Ş. tarafından projelendirme güzergahlarında yol çalışmaları yapılması nedeniyle atık su hatlarında önemli hasarlar meydana geldiğinin belirtildiğini, müvekkili tarafından yapılan imalatın zarar görmesinin sebebinin bu çalışma olduğunu, davalı idare tarafından henüz geçici kabul aşamasında yapılan kontroller sırasında müvekkilinin iradesi dışında meydana gelen zararlardan yapım işleri genel şartnamesi hükümlerine göre müvekkillerinin sorumlu tutulamayacağını, yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunu ileri sürerek davalının istinaf itirazlarının reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, eser sözleşmesine dayalı alacak isteğine ilişkindir.
İddia olunan sözleşme ilişkisinin kurulduğu tarih ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, 6098 Sayılı TBK’nın 470. maddesi, “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” hükmünü; aynı kanunun 471. maddesi,
“Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır.
Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır.
Yüklenici, meydana getirilecek eseri doğrudan doğruya kendisi yapmak veya kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür. Ancak, eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin kişisel özellikleri önem taşımıyorsa, işi başkasına da yaptırabilir.
Aksine âdet veya anlaşma olmadıkça yüklenici, eserin meydana getirilmesi için kullanılacak olan araç ve gereçleri kendisi sağlamak zorundadır.” hükmünü; aynı kanunun 479/1. maddesi ise; “İşsahibinin bedel ödeme borcu, eserin teslimi anında muaccel olur.” hükmünü düzenlemiştir.
6098 sayılı TBK’nın 97. maddesi de, “Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.” düzenlemesini içermektedir.
TMK’nın 6. maddesi, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü içermekte olup, taraflar iddialarını kanıtlamakla yükümlüdür.
TBK’nun 480.maddesinde;”Bedel götürü olarak belirlenmişse yüklenici, eseri o bedelle meydana getirmekle yükümlüdür. Eser, öngörülenden fazla emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile yüklenici, belirlenen bedelin artırılmasını isteyemez.Ancak, başlangıçta öngörülemeyen veya öngörülebilip de taraflarca göz önünde tutulmayan durumlar,taraflarca belirlenen götürü bedel ile eserin yapılmasına engel olur veya son derece güçleştirirse yüklenici,hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı veya karşı taraftan beklenemediği takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir.”
TBK’nun 481. maddesinde;”Eserin bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse bedel, yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenir.”
Hükümleri düzenlenmiştir.
02.12.2014 tarihli sözleşmenin incelenmesinde; işverenin …, yüklenicilerin … Şti. ve … Şti. olduğu, İzmir İli, … İlçesi, … Alanı, kanalizasyon ve yağmur suyu kanalı inşaatı yapımının yükleniciler tarafından üstlenildiği, sözleşmenin karma teklif usulü ile düzenlendiği, 921.224,50 TL’lik bedelin teklif birim fiyatlı, 175.000,00 TL bedelin ise götürü bedel anahtar teslimi olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davacılar yüklenici, davalı idare iş sahibidir.
Taraflar arasında İzmir İli, … İlçesi, … Alanı, kanalizasyon ve yağmur suyu kanalı inşaat işinin yapımına dair 02.12.2014 tarihli sözleşme imzalandığı, 10.12.2014 tarihinde idare tarafından yüklenicilere yer tesliminin yapıldığı, sözleşmede işin bitim tarihinin 08.05.2015 olarak belirlendiği, sözleşmenin eki projesine göre yapımı öngörülen tüm imalatların tamamlanması üzerine davacı yükleniciler tarafından 07.05.2015 tarih ve 26 sayılı yazı ile işin 07.05.2015 tarihi itibariyle tamamlandığı belirtilerek geçici kabulün yapılmasının idareden talep edildiği, 15.05.2015 tarih ve 2935 sayılı genel müdürlük onayı ile geçici kabul komisyonunun oluşturulduğu ve komisyon tarafından gerekli çalışmalara başlandığı sabittir.
Ayrıca taraflar arasında imzalanan 02.12.2014 tarihli İzmir İli, … , … Alanı, kanalizasyon ve yağmur suyu kanalı inşaat işine ilişkin proje kapsamında yükleniciler tarafından gerçekleştirilen imalattan sonraki bölümlere ilişkin kalan terfi hattının ise; Selçuk Belediyesi tarafından yapılacağı anlaşılmaktadır.
Mahkemece tarafların bildirdiği deliler toplanmış olup, taraflar arasında imzalanmış olan 02.12.2014 tarihli sözleşme ve bu sözleşmenin eki olan yapım işleri genel şartname, idari şartname ve teknik şartnameler ile davalı idare ile … Başkanlığı ve … Başkanlığı arasında yapılan yazışmalar, taraflarca sunulan belgeler ve bilirkişi heyetince hazırlanan 16.03.2020 tarihli rapora göre; davacı yüklenicilerin imzalanan sözleşme hükümleri doğrultusunda ve yine sözleşmede belirtilen süre içerisinde imalatı tamamlayıp geçici kabulün yapılmasını davalı idareden talep edildiği, davalı idarenin de geçici kabul komisyonu oluşturarak komisyonun çalışmalara başladığı ancak, bu aşamada … Belediyesinin bağlı şirketi … A.Ş. tarafından proje alınanda yol yapım çalışmaları yapıldığı, bu çalışmalar esnasında davacı yükleniciler tarafından yapılmış olan kanalizasyon hatlarına zarar verildiğinin tespit edildiği, bu durumun geçici kabul komisyonu tutanaklarına da yansıdığı, bu yönde … Müdürlüğü ile … Başkanlığı arasında yol yapım çalışması sırasında kanalizasyon hattına verilen zarara ilişkin yazışmaların da bulunduğu, her ne kadar yapım işleri genel şartnamesinin 9 ve 44.maddelerinde “işe başlama tarihinden kesin kabule kadar sözleşme konusu yapım işinin korunmasından yüklenicinin sorumlu olacağı zarar ve hasar meydana gelmesini önleyici tedbirlerin yüklenici tarafından alınacağı” yönünde düzenleme bulunmakta ise de; yüklenicinin tamamlayarak geçici kabul aşamasına getirdiği ve geçici kabul işlemleri tamamlanıp davalı idare tarafından gerekli kontroller tamamlanmadan inceleme aşamasında … Belediyesi tarafından başlatılan yol çalışmaları nedeniyle kanalizasyon hattında oluşan hasarlardan davacı yüklenicilerin sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığı, taraflarca karşılıklı imzalanan geçici kabul tutanağı akabinde sözleşmesel olarak yüklenicinin hakedişlerinden kesilmiş olan 56.434,40 TL geçici kabul teminat kesintisinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, bu miktarın davacılara ödenmesine dair kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak, davacı yükleniciler sözleşme dışı yapmış oldukları imalat bedeli olan 16.985,25 TL’nin de davalı idareden tahsilini talep etmiş iseler de, 16.03.2020 tarihli heyet raporunda davacı tarafından sözleşme dışı yapılan imalatın nelerden ibaret olduğu ve sözleşme dışı yapılan imalatın bedelinin imalatın yapıldığı yıl itibariyle ne kadar olduğu hususunda denetime elverişli bir inceleme ve açıklama bulunmamaktadır.
Bu duruma göre; yüklenici tarafından sözleşme dışı imalatların neler olduğunun ispatlanması halinde bu sözleşme dışı imalatlara ilişkin 6098 sayılı TBK’nın 481. maddesindeki düzenleme kapsamında imalatın yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerıne göre hasaplanması, (mahalli piyasa rayiçleri içerisinde yüklenici karı ve KDV olacağından bunlar bedele ayrıca eklenmeyecektir) bu şekilde yüklenicilerin hak edeceği iş bedeli belirlendikten sonra davalı iş sahibinin yapmış olduğu ödemeler belirlenen toplam bedelden mahsup edilerek yüklenicinin talep edebileceği sözleşme dışı iş bedeli bulunmalıdır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması nedeniyle, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,
2-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29.09.2020 tarihli, 2018/399 Esas ve 2020/412 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 1.249,00 TL nispi istinaf karar harcının istek halinde davalıya ilk derece mahkemesince İADESİNE,
5-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde DİKKATE ALINMASINA,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekalet ücreti taktirine YER OLMADIĞINA,
7-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen TEBLİĞE ÇIKARILMASINA,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere 14.12.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.