Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/70 E. 2023/1274 K. 23.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/70
KARAR NO : 2023/1274

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/179
KARAR NO : 2020/549
DAVA TARİHİ : 09.02.2018
KARAR TARİHİ : 20.10.2020
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
KARAR TARİHİ : 23.06.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23.06.2023

İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.10.2020 tarih ve 2018/179 Esas, 2020/549 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili, davalının dava dışı … firmasının üretimine ilişkin aletlerine giden enerjiyi denetleyen cihazlarla bu verileri toplamaya yarayan cihazlar arasındaki bağlantıyı kurma işlerini aldığını, davalı tarafından bu işin imalatının alt yüklenici olarak müvekkiline verildiğini, müvekkilinin, “Enerji İzleme Sistemi Altyapı Sözleşmesinin” 7. maddesi ve sözleşmenin ekinde bulunan 09.08.2017 tarihli keşif raporu neticesinde davalıya bir teklif sunduğunu, sunulan teklifin bedelinin 21.000,00 TL + KDV olduğunu, müvekkilinin, davalı tarafa sözleşme dışında fazladan yaptığı işle ilgili bilgiler verdiğini, yine davalı şirket ve dava dışı … firmasına da bu fazla malzeme kullanımını rapor ederek onlardan bu durum için ekstra bir ücret ödenmesi gerektiğini bildirdiğini, davalının dava dışı … firmasından fazla imalata ilişkin ödeme aldığını ancak müvekkiline sözleşmedeki bedeli ne de müvekkilinin işi tamamlayabilmesi için fazladan yapmış olduğu işlerin bedeline dair ödeme yapmadığını, müvekkili ile davalı arasında yapılacak imalata ilişkin keşif özeti hazırlanarak 21.000,00 TL + KDV miktar yönünden anlaşma yapıldığını, ancak keşif özetini aşan işlerin daha sonradan ortaya çıktığını, müvekkilinin yaptığı ekstra işler için de ödenmesi gereken bedelin 12.610,00 TL+KDV olduğunu, müvekkili tarafından dava konusu işin eksiksiz yapılarak teslim edildiğini, imalata ilişkin kabullerin de 15.09.2017’de gerçekleştirildiğini, davalının müvekkiline sadece 29.08.2017 tarihinde 5.000 TL’Lik bir ödeme yaptığını, müvekkilinin imzalanan sözleşmeden kalan bakiye alacağının 19.780,00 TL olduğunu, ancak hatalı keşif raporu nedeniyle sözleşme ve keşif özetindeki birim fiyatlar temel alınarak 12.610,00 TL + KDV olmak üzere toplam 14.879,80 TL’lik fazla imalat alacağının da bulunduğunu, bu şekilde toplam 34.659,80 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP :
Davalı vekili, davacı … ile davalı müvekkili arasında 14.08.2017 tarihinde “Enerji İzleme Sistemi Altyapı Sözleşmesi” başlıklı bir akdin karşılıklı imza altına alındığını, işbu sözleşmenin konusunun; … (…)’da faaliyet göstermekte olan dava dışı “… LTD ŞTİ” nezdinde davalı müvekkili firma tarafından yapılacak “Enerji İzleme Sistemi Altyapı Kablaj ve Montaj İşi” için davacı firmanın “Alt Yüklenici” olarak işi üstlendiğini, bu bağlamda “Alt Yüklenici” sıfatı ile davacı ile anahtar teslim olarak anlaşıldığını, sözleşmenin imzalanması aşamasından önce alt yüklenici davacıya sahadaki çalışılacak tüm noktaların detaylı olarak anlatıldığını, ölçekli tesis yerleşim şeması üzerinde yerlerinin gösterildiğini, proje detaylarının masa başında anlatıldıktan sonra alt yüklenici davacıya keşif sürecinde refakat edildiğini, anahtar teslim fiyat vermesi istendiğini, anahtar teslim olarak yapılan sözleşme ve proje ile ilgili açıklayıcı teknik bilgileri içeren sözleşme eklerinin bilgi olarak sunulduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 12. maddesi gereğince davacı alt yükleniciye işin başında sözleşmede öngörüldüğü gibi %25 peşinat ödendiğini, alt yüklenicinin sahadaki kablaj ve montaj işlemlerini yapmakla birlikte, sözleşmede belirtilen ön kabul prosedürünün henüz uygulamadığını, ön kabul sürecinin formal olarak tamamlanmasını takiben sözleşmede öngörülen %25’lik bedelin davalı müvekkili firma tarafından kendilerine ödeneceğini, sözleşmede belirtildiği gibi kesin kabulün müşterinin (…’un) kesin kabulü ile olacağını, müşteri …’un sahada kablo çekilen noktaların bir kısmını devreye almadığı için kesin kabul yapmadığını, kesin kabulün 15 Mart gibi yapılacağının öngörüldüğünü, akabinde alt yüklenici ile kesin kabul işlemi yapılarak, sözleşme tutarı faturanın kesilmesinin talep edileceğini, faturanın müvekkiline ulaşması durumunda ödeme yapılacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, “dava dışı asıl iş veren … Teks. San. Ltd. Şti tarafından dosyaya gönderilen 14.03.2019 tarihli cevabi yazının birlikte değerlendirilmesi neticesinde, davacı tarafça taraflar arasındaki 14.08.2017 tarihli Enerji İzleme Sistemi Alt Yapı Sözleşmesi gereğince üstlenilen edimin sözleşme gereği aynen ifa edildiğinin dosya kapsamı belgelerle sabit olduğu, bu nedenle davacının taraflar arasındaki sözleşmenin 12.maddesiyle iş bedeli olarak kararlaştırılan 21.000,00 TL + KDV (24.780,00 TL)’yi hakettiği, davalı tarafça dava açılmadan önce 29.08.2017 tarihinde iş bedeli olarak davacıya 5.000,00 TL ödendiği, bu nedenle davacının davalıdan dava tarihi itibariyle (24.780,00 TL – 5.000,00 TL =) 19.780,00 TL bakiye iş bedeli alacağının bulunduğu, davadan sonra davalı tarafça 22.06.2018 tarihinde ise sözleşme bedeline ilişkin olarak 7.390,00 TL ödendiği anlaşılmakla davadan sonra ödenen 7.390,00 TL’nin mahsubu ile davacının bakiye sözleşme bedeli alacağının (19.780,00 TL – 7.390,00 TL=) 12.390,00 TL kaldığı sonuç ve kanaatine varılmış olmakla, davaya konu sözleşmede belirlenen bedel açısından davanın kısmen kabulüne, davadan sonra ödendiği anlaşılan 7.390,00 TL açısından konusu kalmayan dava nedeniyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına, bakiye 12.390,00 TL alacağın ise davadan evvel davalının temerrüde düşürüldüğüne dair bir belge sunulmadığından dava tarihinden itibaren davacı talebi ile bağlı kalınarak işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verme gereği doğmuştur. Her ne kadar davacı tarafça taraflar arasındaki sözleşme eki 09.08.2017 tarihli keşif raporundaki verilerin doğru olmaması nedeniyle sözleşme kapsamında kararlaştırılan işin yapılabilmesi için ilave sinyal ve data kablosu kullanıldığı, ilave olarak kullanılan kablo bedelinin de davalının bilgisi dahilinde olduğu ve bu nedenle sözleşmede belirlenen iş bedeline ilaveten davacının davalıdan 12.610,00 TL + KDV daha ilave kablo nedeniyle alacaklı olduğu iddia edilmiş ise de; taraflar arasındaki sözleşmenin incelenmesinden 12.maddesinde iş bedeli olarak 21.000,00 TL + KDV olarak anahtar teslim fiyatının taraflarca götürü olarak kararlaştırıldığı, her iki tarafında tacir olduğu, sözleşme konusu işin 21.000,00 TL + KDV’ye yapılacağının davacı tarafça taahhüt edildiği, bu şekilde eser sözleşmesinde iş bedeli götürü olarak kararlaştırılmış ise yüklenicinin yapılacak şeyi teklif ettiği fiyattan yapmak zorunda olduğu, sözleşme kapsamındaki iş kararlaştırılan götürü ücretten daha fazla masraf ve emekle meydana getirilse bile yüklenicinin kural olarak götürü bedelin arttırılmasını karşı taraftan isteyemeyeceği, davacı tarafça sözleşme kapsamındaki işin daha fazla malzeme kullanılarak yerine getirildiği ve bu durumunda davalının bilgisi ve onayı dahilinde gerçekleştiği iddia edilmiş ise de, bu iddianın davalı tarafça kabul edilmediği gibi tüm dosya kapsamı belgeler ve taraflarca sunulan mail yazışmaları ile fazladan malzeme kullanımının davalının onayı dahilinde gerçekleştirildiğine yönelik davacı iddiasının kanıtlanamadığı düşünülmekle sözleşme konusu işin gerçekleştirilebilmesi için fazladan kullanıldığı iddia olunun malzeme bedeline ilişkin ilave talebin ise yerinde görülmediğinden reddine” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından yapılan teklif ile birlikte sunulan keşif raporunda yer alan bilgilerin doğru olmadığının imalat aşamasında ortaya çıktığını, davacı müvekkilinin bu konuyla ilgili davalı şirket ile yazışmalar yaptığını, davalı tarafın sözleşme dışında fazladan yapılan işler hakkında bilgilendirildiğini, tarafların malzemenin fazla kullanılacağı ve bedelinin bu oranda artacağı konusunda konuştuklarını, sözleşmede öngörülen bedelin götürü bedel niteliğinde olmadığını, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere yapılacak imalata ilişkin miktarın kesin ölçülebilecek ve öngörülebilecek nitelikte olmadığı, ifa sırasında ortaya çıkabilecek olan değişiklikler nedeniyle sözleşme bedelinde değişiklik yapılmasının mümkün olduğunun beyan edildiğini, davacı müvekkilinin fazla imalata dair yaptığı bildirim sonucunda karşı taraftan olumsuz bir dönüş almadığını ve imalatın eksiksiz olarak tamamlandığını, götürü bedele ilişkin TBK’nun 480. maddenin uygulama alanının bulunmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmenin 12. maddesinde imalat bedelinin götürü bedel şeklinde belirlendiğini, davacı yüklenicinin üstlendiği imalatı götürü bedel kapsamında yapıp teslim etmesi gerektiğini, davacının daha fazla malzeme kullandığını iddia ederek fazla imalat bedeli talep etmesinin yerinde olmadığını, bu yönde müvekkili tarafından imalat aşamasında herhangi bir kabulün de bulunmadığını savunarak davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli ile fazla imalata dair alacak isteğine ilişkindir.
İddia olunan sözleşme ilişkisinin kurulduğu tarih ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, 6098 Sayılı TBK’nın 470. maddesi, “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” hükmünü; aynı kanunun 471. maddesi,
“Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır.
Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır.
Yüklenici, meydana getirilecek eseri doğrudan doğruya kendisi yapmak veya kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür. Ancak, eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin kişisel özellikleri önem taşımıyorsa, işi başkasına da yaptırabilir.
Aksine âdet veya anlaşma olmadıkça yüklenici, eserin meydana getirilmesi için kullanılacak olan araç ve gereçleri kendisi sağlamak zorundadır.” hükmünü; aynı kanunun 479/1. maddesi ise; “İşsahibinin bedel ödeme borcu, eserin teslimi anında muaccel olur.” hükmünü düzenlemiştir.
6098 sayılı TBK’nın 97. maddesi de, “Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.” düzenlemesini içermektedir.

TMK’nın 6. maddesi, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü içermekte olup, taraflar iddialarını kanıtlamakla yükümlüdür.
TBK’nun 480.maddesinde;”Bedel götürü olarak belirlenmişse yüklenici, eseri o bedelle meydana getirmekle yükümlüdür. Eser, öngörülenden fazla emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile yüklenici, belirlenen bedelin artırılmasını isteyemez.Ancak, başlangıçta öngörülemeyen veya öngörülebilip de taraflarca göz önünde tutulmayan durumlar,taraflarca belirlenen götürü bedel ile eserin yapılmasına engel olur veya son derece güçleştirirse yüklenici,hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı veya karşı taraftan beklenemediği takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir.”
TBK’nun 481. maddesinde;”Eserin bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse bedel, yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenir.”
Hükümleri düzenlenmiştir.
14.08.2017 tarihli enerji izleme sistemi alt yapı sözleşmesinin incelenmesinde; işveren asıl yüklenicinin … …A.Ş., alt yüklenicinin … olduğu, dava dışı işveren … Ltd.Şti.’ye ait iş yerinin enerji izleme sistemi alt yapı kablaj ve montaj imalatının keşif raporu ve teknik şartnameye uygun şekilde imalatının yapılmasına dair olduğu, sözleşmenin 4. maddesinde yapılacak işin mahiyetine ilişkin düzenleme yapıldığı, sözleşmenin 5/1. maddesinde; “…asıl yüklenici ile alt yüklenicinin belirlediği yetkililer nezaretinde imalat yapılacak saha gezilerek fiziksel ön kabul yapılacaktır.” şeklinde düzenleme bulunduğu, sözleşmenin 12. maddesinde de alt yapı kurulumu ve sistemi devreye alma bedelinin 21.000,00 TL + KDV olduğu yönünde düzenleme bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından dava dilekçesine ekli olarak ibraz edilen 03.10.2017 tarihli e-mail belgesinde; “Bildiğiniz üzere …’da yapılan enerji izleme projesinin kablolama ve alt yapı çalışmaları 14.09.2017 tarihinde tamamlandı. Fakat güzergahlardaki olumsuz şartlardan dolayı sizin de onayınız ile ilave malzemeler ve işçilik söz konusu olmuş ve bu detaylar da 18.09.2017 tarihinde size mail atılarak bilginize sunulmuştu….” şeklinde açıklama bulunduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davacı alt yüklenici, davalı ise asıl yüklenicidir.
Davalı asıl yüklenici tarafından dava dışı … …Ltd.Şti.’ye ait iş yerinin enerji izleme sisteminin alt yapı, kablaj ve montaj imalatının gerçekleştirilmesine dair anlaşma yapılmış olup, bu işin imalatının davalı asıl yüklenici tarafından davacı alt yükleniciye verildiği ve taraflar arasında 14.08.2017 tarihli yazılı eser sözleşmesi imzalandığı sabittir.
Davacı alt yüklenici, 14.08.2017 tarihli sözleşme ve ekindeki keşif raporu ile teknik şartname kapsamında imalata başladığını, ancak imalat aşamasında keşif raporunda belirtilenden daha fazla malzeme ve işçilik gideri ortaya çıkacağının anlaşılması üzerine bu durumu davalı asıl yükleniciye bildirdiğini ve imalatı tamamlayarak eksiksiz bir şekilde teslim ettiğini, 14.08.2017 tarihli sözleşmede belirlenen 21.000,00 TL + KDV= 24.780,00 TL imalat bedeli ile imalat aşamasında sonradan yapılan 12.610,00 TL + KDV=14.879,80 TL fazla imalat ve işçilik bedeli olmak üzere toplam 39.659,80 TL alacağından 5.000,00 TL’sinin davalı asıl yüklenici tarafından ödendiğini geriye kalan 34.659,80 TL bakiye iş bedelinin ödenmediğini iddia etmektedir.
Davalı asıl yüklenici ise; davacı alt yüklenici ile 14.08.2017 tarihli sözleşme kapsamında yapılacak imalata ilişkin olarak davacı ile birlikte yapılan keşif sonucu hazırlanan rapora göre anahtar teslim fiyat vermesi yönünde teklifte bulunulduğunu, davacının 21.000,00 TL + KDV bedel karşılığında imalatı gerçekleştireceğini bildirmesi üzerine 14.08.2017 tarihli sözleşmenin imzalandığını, sözleşme bedeli götürü bedel olup, davacının bu bedelden fazla bir bedeli talep edemeyeceğini, imalat aşamasında fazladan kullanılan malzeme ile yapılan işçilik bedeline ilişkin müvekkilinin herhangi bir kabulünün bulunmadığını savunmaktadır.
Yargılama aşamasında davalı asıl yüklenici tarafından davacı tarafa 7.390,00 TL ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu duruma göre; davacı alt yüklenici ile davalı asıl yüklenici arasında dava dışı … …Ltd.Şti.’ne ait iş yerinin enerji izleme sisteminin alt yapı, kablaj ve montaj imalatının gerçekleştirilmesine dair 21.000,00 TL + KDV bedelli 14.08.2017 tarihli yazılı eser sözleşmesi imzalandığı sabittir. Bu haliyle sözleşme götürü bedelli sözleşme olup, TBK’nun 480. maddesi gereğince alt yüklenici olan davacı imalatı bu bedel kapsamında tamamlayıp teslim etmekle yükümlüdür. Davacı alt yüklenici, davalı asıl yükleniciye gönderdiği 03.10.2017 tarihli e-mail ile işi 14.09.2017 tarihinde tamamladığını, 18.09.2017 tarihli e-mail ile de fazla imalata ilişkin bilgi verdiğini beyan etmektedir. Davacı alt yüklenici işi tamamlamadan önce sözleşmede belirlenen bedel ile işi tamamlamasının mümkün olmadığına dair davalı asıl yükleniciye herhangi bir ihbarda bulunduğuna ilişkin bir belge ibraz etmemiştir. Yine davalı asıl yüklenicinin de sözleşme dışı kullanılan fazla malzeme ve işçilik bedelini ödemeyi kabul ettiğine dair bir delil de bulunmamaktadır.
Bu itibarla yerel mahkemece, taraflar arasında imzalanan götürü bedelli sözleşme kapsamında davanın kısmen kabulü yönünde kurulun hükümde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken istinaf karar harcı 179,90 TL olup, peşin alınan 358,63 TL’nin mahsubu ile fazlaya ilişkin 178,73 TL harcın ilk derece mahkemesince davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir KAYDINA,
4-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekalet ücreti taktirine YER OLMADIĞINA,
6-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen TEBLİĞE ÇIKARILMASINA,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 23.06.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.