Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/683 E. 2023/1747 K. 29.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/683
KARAR NO : 2023/1747

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/400
KARAR NO : 2021/53
DAVA TARİHİ : 27.12.2018
KARAR TARİHİ : 02.02.2021

DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Yapı Kayıt Malikinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 29.09.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 29.09.2023

İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02.02.2021 tarihli, 2018/400 Esas ve 2021/53 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili, davalı şirketin adresinde yapılan tadilat esnasında havalandırma şaftı açılırken temiz su borusunun kesilmesi nedeniyle 11.01.2018 tarihinin ilk saatlerinden itibaren tüm gece sabaha kadar müvekkili şirketin iş yerini su bastığını, müvekkili şirket çalışanının 11.01.2018 tarihinde iş yerini açmaya geldiğinde iş yerini su bastığını gördüğünü, hemen iş yerini sigortalattıkları şirkete hasar ihbarında bulunduğunu, aynı gün sigorta eksperinin gönderildiğini, yapılan incelemeler neticesinde davalı şirketin adresinde yapılan tadilat sırasında havalandırma şaftı açılırken temiz su borusunun kesilmesi sonucu müvekkili şirketin iş yerini su bastığının tespit edildiğini, hazırlanan raporda müvekkili şirketin emtia hasarının 29.264,01 TL, nem alma ve kurutma işleminin 800,00 TL, duvar boyasının yapılmasının malzeme ve işçilik dahil 500,00 TL, 54 m² raf yapılması ve tadilatının 7.000,00 TL tutarında olduğunun ve toplam zararın 37.564,01 TL olduğunun belirtildiğini, müvekkili şirketin ticari işletmesini sigortalattığı … A.Ş’nin söz konusu hasarın sigorta poliçesinde belirlenen rizikolardan dahili su klozuna girmediğinden müvekkiline ödeme yapmadığını, müvekkili şirketin davalı şirketin sigorta şirketi … A.Ş’ye hasarın ödenmesi için başvurduğunu, … A.Ş’nin müvekkiline gönderdiği yazıda “Yapılan incelemeler neticesinde … Şirketine ait rizikoda tadilat gerçekleştiren … Şti çalışanlarının genel su borusunu kesmesi nedeniyle komşu rizikoya sirayet eden suların hasara sebebiyet verdiği tespit edilmiştir. Meydana gelen hasar, onarımı gerçekleştiren firmanın sorumluluğunda gerçekleşmiş olup ilgili poliçede verilen teminatların hiçbirine atfedilmemektedir.” denilerek, müvekkili şirketin hasarının karşılanması talebinin reddedildiğini, müvekkili şirket yetkilisinin hasarın karşılanması için davalı şirket yetkilileriyle defalarca görüştüğünü, ancak sonuç alamadığını, hasarın ödenmesi için İzmir 20. Noterliğinin 30.10.2018 tarih ve 16505 yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, ihtarnameye cevap verilmediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından İzmir 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14756 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ileri sürerek, davalının itirazının iptaline ve %20 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP :
Davalı vekili, davacı müvekkili firmada yapılan tadilat esnasında temiz su borusunun kesildiğini iddia etse de tadilat sırasında arıza olduğunu gösteren herhangi bir olayın yaşanmadığını, tadilat yapan firma tarafından müvekkiline konu ile ilgili bildirim yapılmadığını, bu nedenle tadilat çalışmalarını yürüten şirketin sebebiyet verip müvekkilinden sakladığı anlaşılan bu durumda müvekkilinin aleyhine takip başlatılmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının zararın doğduğunu iddia ettiği tadilat esnasında bölgede genel su kesintisi olduğunu mahkemeden gizlediğini, bölgede genel su kesintisinin bulunması nedeniyle arızanın neden, ne zaman ve nereden kaynaklı olduğunun tespitinin mümkün olmadığını, davacının bu kesintisi nedeniyle kendi ihmalinden de kaynaklanabilecek olan su basması sonucu uğradığı hasar için kendi sigortacısından ödeme alamadığı için bu yola başvurduğunu savunarak, davanın reddini ve %20’den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin faaliyet gösterdiği iş yerinde asansör yeri yapımı için … Şti. tarafından yapılan tadilat işi sırasında su borusunun kesilmesi nedeniyle davalı şirketi ve davalı şirkete komşu iş yeri davacı şirketin bodrum katını su bastığı, ve davacıya ait emtiaların hasar gördüğü, davalı iş sahibi … Şti’nin yetkili kişisinin verdiği talimat doğrultusunda işe devam edildiği ve işin davalı şirketin tadilat işi sırasında meydana geldiği nazara alındığında davalı şirketin dava konusu hasardan sorumlu olduğu, bilirkişi raporuna göre tespit edilen hasar miktarının KDV dahil 37.564,01 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı tarafın İzmir 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14756 sayılı dosyasındaki itirazının iptali ile takibin devamına, şartları oluşmadığından icra inkar tazminatının reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, makine ve inşaat mühendisinin yer aldığı heyetin görevli oldukları üzere teknik bir değerlendirme yapmak yerine sorumlu … çalışanlarının kendilerine ezberletilmiş, tek taraflı, muğlak ifadelerine dayanarak sorumluluk tespiti yapmalarının kabul edilemeyeceğini, tadilat esnasında müvekkili şirket yetkilisine bildirimde bulunulmadığını, sözde bildirim yapılan şirket yetkilisi olduğu iddia edilen şahsın şirket yetkilisi olmadığını, dolayısıyla gerekçeli kararda yer verildiği gibi müvekkili şirketin talimatı doğrultusunda işe devam edilmesinin söz konusu olmadığını, uzmanı olduğu bir alanda basiretli bir yüklenici gibi davranmak ve borunun kesilmesi veya kesilmemesi kararını verme yükümlülüğünün yüklenici … firmasına ait olduğunu, müvekkili şirkete sorumluluk yüklenemeyeceğini, raporda tadilatı gerçekleştiren … Mühendisliğin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirip getirmediğine dair tek bir satır değerlendirme bulunmadığını, aynı konuya ilişkin … Sigorta tarafından … aleyhine açılan İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/796 esas ve 2019/725 karar sayılı kararında “…yüklenici firmanın kesim yaptığı alanda iş güvenliği ile ilgili önlemleri almadığı ve su borusuna kör tıpa tıkamadığı, teknik yönden üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediği bu nedenle oluşan zarardan sorumlu olduğu, yüklenicinin üstlendiği edimi yerine getirirken iş sahibinin menfaatlerini gözeterek özenle hareket etmek ve basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranmak zorunda olduğu ancak bu yükümlülüğü yerine getirmediği…”nin tüm açıklığı ile ortaya konulduğunu, huzurdaki davada hiçbir teknik ve mesleki inceleme yapılmadığını, mahkemenin gerekçeli kararında müvekkili şirketin sözde sorumluluğunun yasal dayanağının tespit edilmediğini, müvekkilinin hangi kanunun hangi madde veya maddelerine göre sorumlu tutulduğunu bilmediğini istinaf nedenleri olarak ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketteki zararın davalı firmada yapılan tadilat neticesinde kesilen su borusu sonucu oluştuğunun net bir şekilde ortaya konulduğunu, davalının su borusunun kesildiğini bilmesine rağmen gerekli önlemleri almadığını belirterek, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, itirazın iptali isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davalının İzmir 17. İcra Dairesinin 2018/14756 esas sayılı dosyasına gerçekleştirdiği itirazın iptaline, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; karara karşı davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
6098 sayılı TBK’nın “Yapı Malikinin Sorumluluğu” başlıklı 69. maddesi “Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür.
İntifa ve oturma hakkı sahipleri de, binanın bakımındaki eksikliklerden doğan zararlardan, malikle birlikte müteselsilen sorumludurlar.
Sorumluların, bu sebeplerle kendilerine karşı sorumlu olan diğer kişilere rücu hakkı saklıdır.” hükmüne haizdir.
Dosya kapsamında toplanılan deliller, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 19.01.2023 tarih, 2020/713 esas ve 2023/83 karar sayılı ilamı ile kesinleşen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1179 esas ve 2019/1164 karar sayılı dosya kapsamı ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 20.10.2022 tarih, 2019/2593 esas ve 2022/1495 karar sayılı ilamı ile kesinleşen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/796 esas ve 2019/725 karar sayılı dosya kapsamı dikkate alındığında; somut olayda, yüklenici … Şti ile işveren … Şti arasında davalı şirketin faaliyet gösterdiği iş yerinde asansör montajı yapmak amacıyla betonarme döşemede kesim yapılması konusunda sözlü eser ilişkisi kurulduğu, davalı … Şti. tarafından yüklenilen işin yapıldığı esnada kesim yapılan yerin altındaki su borusunun ve elektrik kablosunun kesildiği, yüklenici … şirketi tarafından davalı ve taşınmaz maliki … Şti’nin durumdan haberdar edildiğinin dinlenen tanık anlatımlarından anlaşıldığı, bu esnada bölgedeki genel su kesintisi bulunması nedeniyle zararın kesim yapılan saatte değil bilahare şebeke suyunun gelmesinden sonra meydana geldiği, davacının iş yerinde meydana gelen zararın hasar dosyasından ve dosya kapsamında alınan bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere 37.564,01 TL olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olmadığı, dava konusu olayda davalı … Şti yapı malikinin sorumluluğu ilkeleri gereğince TBK’nın 69. madde hükmüne göre meydana gelen zarardan kusursuz sorumluluğunun bulunduğu, dava dışı yüklenici şirketin dava konusu yere ilişkin projeyi temin edip dikkate almaksızın basiretli tacir olarak kesilen su borusunu kör tıpa ile kapatarak, olası su baskınını önlemesi gerekirken, kesilen boruyu olduğu gibi bıraktığı ve zararın meydana gelmesine neden olduğu anlaşılmakla davalının meydana gelen zarardan sorumlu olduğunun kabulü ile icra dosyasına gerçekleştirdiği itirazın iptaline dair ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 2.566,00 TL’den peşin alınan 641,50 TL’nin mahsubu ile kalan 1.924,50 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 29.09.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.