Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/577
KARAR NO : 2023/1935
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/739
KARAR NO : 2021/71
DAVA TARİHİ : 26.06.2018
KARAR TARİHİ : 26.01.2021
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
KARAR TARİHİ : 20.10.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 20.10.2023
İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26.01.2021 tarihli, 2018/739 Esas ve 2021/71 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Asıl davada davacı-karşı davada davalı vekili, müvekkiline ait işyerindeki “Data Merkezini” yağ soğutma sistemi ile soğutmakta olduğunu ve data merkezinin yağ soğutma sistemi için davalı şirket ile sözleşme akdedildiğini, ancak davalı yanca araç ve gereçlerin yanlış seçilmesinden ve ayrıca hatalı ve kötü işçilikten doğan zararlar meydana gelmiş olduğunu ve bu durumun İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/46 D. İş. sayılı dosyası ile tespit edildiğini, müvekkilince data merkezinden beklenen verimi almak üzere başkaca motorlar takıldığını, başka bir teknik ekip ile tekrar maliyet oluşturulacak başkaca bir hizmet alınmış olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmeye aykırılık dolayısı ile ekstra masrafların ve cezai şartın tahsili gerektiğini, kötü işçilik ve yanlış malzeme seçimiyle ilgili olarak söz konusu tespit yaptırılmadan evvelce yüklenici firmaya yapılan hatalı iş ve hatalı malzeme seçimiyle ilgili olarak iyiniyetli bir şekilde Karşıyaka 5. Noterliği’nin 02.03.2018 tarihli 7112 yevmiye sayılı ihtarnamesinin gönderilmiş olduğunu, davalı şirketin, bu iyi niyetli yaklaşıma rağmen aksaklıkları gidermediği gibi müvekkili şirket ile de irtibata geçmediklerini, bunun üzerine müvekkili şirketin Karşıyaka 5. Noterliği’nin 12.03.2018 tarihli 8059 yevmiye sayılı 2. ihtarnamesi ile sözleşmenin tek taraflı olarak haklı sebeple feshine dair ihtarname göndermiş olduğunu, davalı şirketçe de Karşıyaka 5. Noterliği’nin 09.03.2018 tarihli 7769 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile “Yapılan tesisat projesinde bir aksaklık olmadığı belirtilerek müvekkilinin onarım ve düzeltme talebinin reddedilmiş olduğunu, müvekkili şirketin davalının hatalı imalat ve montaj sebebiyle sözleşme sonunda ulaşmasını beklediği verimi yakalamak adına 3. kişilerden hizmet ve mal alımı yaparak sarf ettiği giderleri olup hatalı imalat ve montaj nedeniyle davalı yandan tahsil olunan 5 adet fatura karşılığı 30.629,70 TL olduğunu, ayrıca sözleşmenin 12.1 maddesindeki yüklenici toplam iş bedelinin %10’u tutarında cezai şart kabul eder.” gereği cezai şartın tahsilinin zorunluğunun hasıl olduğunu ileri sürerek, davanın kabulü ile 02.11.2017 tarihli sözleşmeye aykırılık dolayısıyla müvekkili şirket tarafından yapılan 30.629,70 TL ek masrafın ticari avans faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline, 02.11.2017 tarihli sözleşmeye aykırılık dolayısı ile sözleşmenin 12.1. maddesinde kararlaştırılan cezai şartın davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirketten tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP :
Asıl davada davalı-karşı davada davacı vekili, davacının Medeni Kanunu’nun kişilere yüklediği dürüstlük sorumluluğundan uzakta, kötüniyetli ve uzlaşmaz bir yaklaşım içinde olduğunu, konu ile ilgili her türlü teknik bilginin davacı … Firmasıyla konuşulup hem sözleşme hem de keşif listesinin her iki firma tarafından imza altına alınmış olduğunu, davacı firmanın bu sözleşmeyi imzaladığı sırada hangi nitelikte ürün satın aldığını ve işçiliğin ne olacağını tam ve kesin olarak bilmekte olduğunu, seçilen ve kullanılan her türlü malzemenin davacının onayı alınarak keşif listesine eklenmiş olduğunu, davacının malzemelerin ürün/fiyat dengesini tamamen kendisinin ayarlamış olduğunu, davacıya müvekkili şirket tarafından iş başlangıcında önce hassas işlerde kullanılmak üzere tasarlanan “dijital ısı ölçer” gönderildiğini fakat maliyeti yüksek olduğundan “basit bir ısı ölçer” kullanılması istendiğini, sistemde kullanılması gereken (tespit raporunda kullanılması gerektiği tavsiye edilen) endüstriyel ısı ölçerlerin birim fiyatı 150 € iken davacının ekonomik kıstasları nedeniyle tanesi 53,25 TL olan ısı ölçer kullanılmış olduğunu, davaya konu olayda müvekkilinin montajını gerçekleştirdiği yağ pompasının piyasada kabul gören ve bu tür işlerde kullanılan standart bir yağ pompası olduğunu, müvekkilinin davacı yan henüz ihtarname dahi göndermeden önce, davacı yana ilettiği e-postada … ya da … pompa önerisinde bulunduğunu, ancak bunun da kabul edilmemiş olduğunu, ilk tespitte bilirkişinin de aynı öneride bulunması üzerine davacı yanın müvekkili tarafından kendisine önerilen bu pompayı kullanmış olduğunu, müvekkilinin davacıya önerdiği ve bilirkişinin de raporunda yazdığı türden bir pompanın kullanılması halinde pompa başına maliyetin 2-2,5 kat arttığının görüldüğünü, davacının bu harcamayı yüksek maliyet ve pompaların kurulacağı yerde de montaj sıkıntısı olması sebepleriyle reddettiğini, kaldı ki … marka pompa davacıya montaj, nakliye, vergiler ve kâr dahil tanesi 1.031,20 TL olarak teklif edilmişken davacının dosyaya sunduğu faturadan anlaşıldığı üzere pompayı montaj, nakliye, vergiler dahil 1.850,00 TL’ye satın almış olduğunu, bilirkişi tespit raporunda pompaların saatte 1-2 damla sızıntı yapabileceğini ve bunun normal olduğu tespitinin hatalı olduğunu, pompanın teknik özelliklerinde belirtilen kılavuzda bu tür pompaların dakikada 15 damlaya kadar akıtabileceğinin kabul edilebilir olduğunun belirtildiğini, müvekkili tarafından işe başlamadan önce tank sıcaklıkları kış şartlarında 55 ℃ – 60 ℃ arasındayken kurulan sistem sayesinde sıcaklığın 21 ℃ – 22 ℃ arasına indirilmiş olduğunu, davacının tank sıcaklığı ile ilgili olarak işin tesliminden sonra ulaşılan bir şikayeti olmadığını, müvekkili şirketin 22.03.2018 tarih ve 24450 nolu faturadan kaynaklanan 26.208,97 TL alacağı bulunduğunu ileri sürerek, davacının davasının reddine 26.208,97 TL asıl alacak ve 214,57 TL alacağın 18.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizle davacı karşı davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı karşı davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Asıl davada davacı-karşı davada davalı vekili, müvekkilinin sözleşme konusu işin uzmanı olmadığını, bu işte uzman olsaydı işin teknik bilgi ve beceri isteyen anahtar teslim projeyi davalı-karşı davacıya devretmeyip bizzat yapacağını, işin teknik bilgi ve uzmanlık gerektirdiğini, bu nedenle işi davalıya verdiğini, bu nedenle müvekkilinin bu aşamadan sonra işin niteliğine seçilecek malzemenin türüne ve işçilikteki beceriye müdahale etme, değiştirme veya itiraz hakkının bulunmadığını, malzeme seçimi ve montajı da dahil olmak üzere anahtar teslim şeklinde düzenlenen eser sözleşmesinin tüm sorumluluğunun davalı … şirketine ait olduğunu, malzeme seçimi konusunda müvekkilinin imzalarının olmadığını, e-mail yoluyla kabul edildiği belirtilen iddiaların hiçbirini kabul etmediklerini, delil tespiti dosyası ile kullanılan ısı ölçerlerin arızalı olduğunun pompaların aşırı miktarda yağ kaçırdığının seçilen pompaların tür ve niteliğinin hatalı olduğunun tespit edildiğini, sözleşme ekinde yer alan ve müvekkilinin imzalarının bulunduğu malzeme listesinin işin uzmanı olduğu düşünülen … mekanik şirketince sözleşme ekine eklendiği için imzalandığını, davalı-karşı davacının sözleşme gereği piyasada kabul gören ve ihtiyaçları karşılayacak malzemeleri seçmediğini, uygunsuz kötü imalat yaptığını, sözleşmeyle hizmetin 1 yıl garanti altına alındığını, yasal ve yazılı olarak yapılan ihtarlara rağmen sözleşmenin gereklerinin yerine getirilmediğini, davalı-karşı davacı tarafından ihtarname ile tebliğ edilen faturaya itirz ettiklerini, Bornava 6. Noterliği’nin 06339 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile faturanın iade edildiğini, davalı şirketin eksik ve hatalı imalat yapması nedeniyle bir alacağı bulunmadığını, dava dilekçesinde talep edilen cezai şart alacağının 9.198,00 TL olduğunu, harcının tamamlandığını savunarak, karşı davanın reddine, asıl davalarının kabulü ile 30.629,70 TL ek masrafın ve 9.198,00 TL cezai şartın ticari avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davada davacı-karşı davalının davasının kısmen kabulü ile; 20.266,50 TL ayıp giderim bedeli ile 9.198,00 TL cezai şart olmak üzere toplam 29.464,50 TL alacağın dava tarihi olan 26.06.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karşı davada davalı-karşı davacının davasının kısmen kabulü ile; 24.645,18 TL bakiye eser bedeli ile 214,57 TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 24.859,35 TL alacağının temerrüt tarihi olan 20.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.
Karara karşı davacı-karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; … Şirketi’nden alınan 26.04.2018 tarihli faturada yer alan iki adet 4KW gücündeki 3.120,00 TL (KDV hariç) bedelli motorların bilirkişiler tarafından hesaplamaya dahil edilmediğini, yapmış olduğu giderler 27.629,70 TL iken ve giderlerinin düşürülerek 20.266,50 TL’ye düştüğünü, 13.03.2018 tarihli keşif ve tespit tutanağında tüm motorların fillen kullanıldığının tespit edildiğini, 2 sene sonra yapılan ikinci tespit esnasında bu motorlardan iki tanesinin kullanılmadığı gerekçesiyle taleplerinin kısmen reddedildiğini, motorların bir fiil aynı iş için satın alınıp kullanıldığının ilk tespit raporuyla sabit olduğunu, yapılan ilk tespitte işletmenin aynı verim ve hızda kullanıldığı sabit iken 2 yıl sonra değişen şartlara göre bazı veri işlem kasalarının kullanılmadığı dikkate alınarak söz konusu motorların alınmadığı ve aynı işletmede kullanılmadığı tespitinin hatalı olduğunu, 08.11.2017 tarihli rapora dava dışı olduğu açıkça belirtilen teklif mektubunun her iki tarafça da dava konusu edilmemişken hesaplamaya dahil edildiğini, müvekkili şirketçe imzalanmış 08.11.2017 tarihli başkaca ikinci bir sözleşme bulunmadığını, bunun sadece teklif mektubu olduğunu, bilirkişilerce sözleşme sanılan teklif mektubu ile heyet raporunun 5. sayfasında açıkça dava dışı olduğunun belirtildiğini, müvekkiline teklif mektubuyla 13.651,51 + KDV = 16.108,78 TL borç doğrulduğunu, hesaplamanın hatalı olduğunu, hesaplamadan çıkarılması gerektiğini, raporun sonunda da bilirkişi tarafından ikrar edildiğini, taraflar arasında ikinci bir sözleşme olmadığını, dava dışı olan teklif mektubundan kaynaklanan alacağın kabul edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte ayıplı ifa yapmasına rağmen davalı … Firması’nın yapmış olduğu hizmete tam bedel (KDV dahil) ödenecek ise bile, bu bedelin 108.536,40 TL’yi geçemeyeceğini, kök raporda bunun tespit edildiğini, davalı firmanın kesmiş olduğu 126.208,97 TL faturanın hatalı olduğunu, müvekkilinin borçlu olduğu biran için kabul edilse dahi karşı dava konusu olan 26.208,97 TL değil, 100.000,00 TL ödendiği için 8.536,40 TL olacağını, davalarının reddedilen kısım olan 7.363,20 TL’lik kısmının esasen ilk tespit talebinde motorların kullanıldığının sabit olması nedeniyle davanın reddine dair olan kısımın kaldırılmasına ve bu kısma ilişkin davanın kabulüne karar verilmesine, karşı dava yönünden müvekkilinin imzalamış olduğu 08.11.2017 tarihli ikinci bir sözleşme bulunmaması sebebiyle dava konusunun 02.11.2017 tarihli sözleşme olduğu dikkate alınarak karşı davanın kabulü kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı-karşı davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; dava dışı … Şirketi’ne takılan iki adet pompanın kullanılmadığının bilirkişi raporuyla belirtildiğinden hesaplamaya bu pompaların dahil edilmesi gerektiğini iddiasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin müdahalesini kabul etmeyerek hiçbir teknik gereksinim olmamasına rağmen satın alıp taktırdığı pompalardan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, davacının iş yerinin yoğunluğunun azalmasına bağlı olarak dava dışı pompalara ihtiyaç kalmadığından kullanılamadığını belirtmiş ise de, keşfin 2019 yılı Ekim ayında yapıldığını, pandemi sürecinin daha sonradan ortaya çıktığını, iki adet pompanın hesaplamaya dahil edilmemesinin hukuka uygun olduğunu, iş sahibi tarafından kullanıldığı tespit edilen ilave iş niteliğindeki “Data Merkezi … Grubu ile … Tank Borulanması ve Pompa Gruplanması ve izolasyonu İşleri” bedelinin 16.108,78 TL olduğunu, davalı-karşı davacı yüklenicinin eser bedeli ve ilave işlerden kaynaklanan toplam alacağının (108.536,45 TL + 16.108,78 TL)=124.645,23 TL olduğunun kabulü gerektiğini, aynı sistemin bir parçası olan ve bedeli 16.108,78 TL olan işi davacı karşı davalı 02.11.2017 tarihli sözleşmenin içinde olmadığı iddiasıyla karara esas alınamayacağını belirtmekte ise de bu iddia gerçeğe uygun olmadığını, imalatların tam olarak davaya konu iş olan “Data Merkezi Soğutma” işi ile ilgili olup, müvekkili tarafından imalatı gerçekleştirilen, davacı karşı davalı tarafından keşif özeti başlıklı belgeye şirket kaşesi altına imza atılarak kabul edildiğini, davacı şirketin en başta da bu işin en ucuz malzeme ile çözülmesini istemişken ve davada da yazışmalarla ispat ettikleri üzere, pompa marklarını kendi teknik ekibi ile seçmişken, daha sonra 65 dereceden 25 dereceye inen soğukluğu beğenmeyip işbu davayı açtığını, taraflarınca usulüne uygun olarak müvekkilinin yaptığı imalatlar ve bedelleri ispatlandığını bilirkişilerce de bu durum tespit edildiğini belirterek, davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, asıl dava yönünden eser sözleşmesi nedeniyle ayıp giderim bedeli ve cezai şartın tahsili, karşı dava yönünden eser bedeli alacağı ve ilave iş alacağı bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İddia olunan sözleşme ilişkisinin kurulduğu tarih ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, 6098 Sayılı TBK’nın 470. maddesi, “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” hükmünü; aynı kanunun 471. maddesi,
“Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır.
Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır.
Yüklenici, meydana getirilecek eseri doğrudan doğruya kendisi yapmak veya kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür. Ancak, eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin kişisel özellikleri önem taşımıyorsa, işi başkasına da yaptırabilir.
Aksine âdet veya anlaşma olmadıkça yüklenici, eserin meydana getirilmesi için kullanılacak olan araç ve gereçleri kendisi sağlamak zorundadır.” hükmünü; aynı kanunun 479/1. maddesi ise; “İşsahibinin bedel ödeme borcu, eserin teslimi anında muaccel olur.” hükmünü düzenlemiştir.
6098 sayılı TBK’nın 97. maddesi de, “Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.” düzenlemesini içermektedir.
TMK’nın 6. maddesi, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü içermekte olup, taraflar iddialarını kanıtlamakla yükümlüdür.
TBK’nun 480.maddesinde;”Bedel götürü olarak belirlenmişse yüklenici, eseri o bedelle meydana getirmekle yükümlüdür. Eser, öngörülenden fazla emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile yüklenici, belirlenen bedelin artırılmasını isteyemez.Ancak, başlangıçta öngörülemeyen veya öngörülebilip de taraflarca göz önünde tutulmayan durumlar,taraflarca belirlenen götürü bedel ile eserin yapılmasına engel olur veya son derece güçleştirirse yüklenici,hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı veya karşı taraftan beklenemediği takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir.”
TBK’nun 481. maddesinde;”Eserin bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse bedel, yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenir.” şeklinde hükümleri düzenlenmiştir.
Somut olayda; davacı-karşı davalı iş sahibi, davalı-karşı davacı yüklenicidir. Taraflar arasında Data Merkezi Soğutma Sistemi Tesisatı işleri için 02.11.2017 tarihli Hizmet alım Çerçeve sözleşmesinin imzalanmıştır. Davacı-Karşı davalı vekili, Data merkezi soğutma sistemi tesisatının yanlış malzeme seçimi ve kötü işçilikten dolayı gizli ayıplı olduğunu, ihtara rağmen davalı-karşı davacının ayıbı gidermediğini, bunun üzerine üçüncü kişi tarafından ayıbın giderildiğini iddia ederek ayıp giderim bedelinin ve cezai şartın tahsilini talep etmiş, davalı-karşı davacı yüklenici vekili karşı davada eser bedeli alacağı ve ilave iş niteliğindeki “Data Merkezi … Grubu ile … Tank Borulanması ve Pompa Gruplanması ve izolasyonu İşleri”bedelinden kaynaklanan bakiye alacağının ödenmediğini iddia ederek kısmi ödemeden sonra kalan eser bedeli ve ilave iş bedeli alacağının tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu davacı-karşı davalının davasının kısmen kabulü ile 20.266,50 TL ayıp giderim bedeli ile 9.198,00 TL cezai şart olmak üzere toplam 29.464,50 TL alacağın davalı-karşı davacıdan tahsiline, davalı-karşı davacının davasının kısmen kabulü ile 24.645,18 TL bakiye eser bedeli ile 214,57 TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 24.859,35 TL alacağının davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davacı-karşı davalı vekili belirtilen nedenlerle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı-karşı davalının 26.04.2018 tarihli faturada yer alan iki adet 4 Kw gücündeki motor bedeli yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğine yönelik istinafı bakımından, taraflar arasında düzenlenen teklif mektubunda 2 adet soğutma sirkülasyon pompası ve 8 adet data yağı sirkülasyon pompası takılması konusunda anlaştıkları, ayıp giderildikten sonra tespit bilirkişi … tarafından düzenlenen 10.05.2018 tarihli raporda 8 adet … Marka pompanın takılmış olduğu ve sistemin işlevsel olarak çalıştığı tespit edilmiştir. Davacının 7 adet 3Kw, 2adet 4 Kw ve 1 adet 3 Kw motor akupleli pompa Faturası ibraz ettiği, mahkemece yapılan keşif ile aldırılan bilirkişiler kurulu raporunda 8 adet pompanın ayıp gideriminde kullanıldığı, 2 adet pompanın davacı tarafından alınsa da ayıp gideriminde kullanılmadığı tespit edilmiştir. Mahkemece 2 adet akupleli pompanın tesisatta kullanılmadığından ayıp giderim bedeline dahil edilmemesi yerindedir Davacı-Karşı davalının bu yönden istinafı yerinde değildir.
Davacı-karşı davalının karşı davanın kısmen kabulüne yönelik istinafı bakımından ise, taraflar arasında 08.11.2017 tarihli teklif mektubunun imzalandığı, davacı-karşı davalının teklif mektubunun ait kısmına kaşe ve imza atarak ilave işe onay verdiği ve kabul ettiği, dosya kapsamı ile mahkemece yapılan keşif ve bilirkişi incelemesinde eser bedelinin sözleşmenin 5. maddesi uyarınca KDV dahil 108.536,45 TL olduğu, sözleşme kapsamında olmayan ve keşif mahallinde yapılan tespitte tesisatta mevcut olup iş sahibi tarafından kullanıldığı tespit edilen ilave iş niteliğindeki “Data Merkezi … Grubu ile … Tank Borulanması ve Pompa Gruplanması ve izolasyonu İşleri”bedelinin 16.108,78 TL olduğu, davalı-karşı davacı yüklenicinin eser bedeli ve ilave işlerden kaynaklanan toplam alacağının (108.536,45 TL + 16.108,78 TL)=124.645,23 TL olduğu, tarafların birbirlerini doğrulayan ticari defter kayıtlarına göre davacı-karşı davalı iş sahibi tarafından yapılan 100.000,00 TL ödeme mahsup edildiğinde davalı-karşı davacı yüklenicinin bakiye alacağının 24.645,18 TL olduğu anlaşılmakla, davacı-karşı davalı vekilinin karşı davaya yönelik istinaf itirazı da yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı-karşı davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Asıl dava yönünden;
2-Davacı-karşı davalı yönünden istinaf karar harcı olan 269,85 TL’den peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile kalan 210,55 TL’nin davacı-karşı davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacı-karşı davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Karşı dava yönünden;
4-Davacı-karşı davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.698,14 TL’den peşin alınan 425,00 TL’nin mahsubu ile kalan 1.273,14 TL’nin karşı davacı-karşı davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-İstinaf başvurusu nedeni ile davacı-karşı davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 20.10.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.