Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/563 E. 2021/561 K. 07.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/563
KARAR NO : 2021/561

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : …4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/608
ARA KARAR TARİHİ : 18.01.2021

TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir (Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak Davası)
KARAR TARİHİ : 07.05.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 07.05.2021

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18.01.2021 tarih ve 2020/608 Esas sayılı ara kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı idare arasında 24.02.2020 tarihinde “entegre yönetim sistemi yazılımı alımına” ilişkin sözleşme imzalandığını, müvekkilinin edim yükümlülüklerini sözleşmeye uygun şekilde ifa etmesine rağmen işbu sözleşmeye ilişkin olarak; davalı idare tarafından 12.08.2020 tarihli fesih kararının verildiğini ileri sürerek, dava konusu sözleşmenin feshinin haksızlığının tespitine, fesih kararının iptali ile sözleşmenin aynen ifasına, terditli olarak ise, irat kaydedilen teminatların iadesine, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, haksız fesih sebebiyle müvekkili şirketin uğramış olduğu zararların tazmini için şimdilik, 50.000,00 TL sözleşme bedeli ve 10.000,00 TL maddi zarar olmak üzere toplam 60.000,00 TL maddi tazminat ile 10.000,00 TL manevi tazminatın fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili talepli davada, müvekkili şirket aleyhine doğabilecek telafisi imkansız zararların önlenmesi ve kamu yararı amacıyla müvekkili şirket tarafından üretilen yazılım programının test ve muayene amacıyla davalı tarafa gönderilmesine ilişkin veya dava konusu yazılım hakkında yeni bir ihale açılmamasına ilişkin olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemenin 18.01.2021 tarihli ara kararı ile, ihtiyati tedbir isteğinde bulunan tarafın ileri sürdüğü isteği yönünden haklılığını yaklaşık ispat kuralı çerçevesinde kanıtlaması gerektiği, davacının iddiasının yargılamayı gerektirmesi ve yaklaşık ispatın sağlanmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, yerel mahkemece yaklaşık ispatın hangi suretle gerçekleştirilemediğine ilişkin herhangi bir değerlendirme ve açıklama yapılmadığını, ihtiyati tedbir talebinin yetersiz gerekçe ile reddedilmiş olmasının dahi tek başına bir istinaf sebebi olduğunu, bu hususun yerleşik Yargıtay içtihatları ile de sabit olduğunu, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispatın sağlanmış olduğunu ve ihtiyati tedbir kararı verilmediği takdirde hem müvekkili şirketin hem de idarenin mevcut ve pek muhtemel mağduriyetinin devam edeceğinin açıkça görüldüğünü, müvekkili şirket tarafından sözleşme konusu projenin %96’sının tamamlanmış olduğunu, uzman görüşü ile yaklaşık ispatın sağlanmış olduğunu, kamu yararının da gözetilmediğini, sözleşmenin feshi durumunda hem davalı idare hem de müvekkili şirket açısından telafisi imkansız zararlar doğacağını ve ciddi mağduriyetler yaşanacağını istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Talep, eser sözleşmenin feshinin haksızlığının tespiti, fesih kararının iptali ile sözleşmenin aynen ifası davasında ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle talebin reddine karar verilmiştir.
İhtiyatı tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır.
Tedbir talep eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır (HMK. m.390/3) ispat ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında hakim, iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu sebepledir ki ihtiyati tedbire karar verilirken, haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır.
Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur.
Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararda belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir.
Somut olayda; ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili, eser sözleşmenin feshinin haksızlığının tespiti, fesih kararının iptali ile sözleşmenin aynen ifası davasında müvekkili şirket tarafından üretilen yazılım programının test ve muayene amacıyla davalı tarafa gönderilmesi veya dava konusu yazılım hakkında yeni bir ihale açılmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki eser sözleşmesinin feshinin haksız olup olmadığı, fesih kararının iptalinin gerekip gerekmediği, sözleşmenin aynen ifasının gerekip gerekmediği hususları yargılamayı gerektirmektedir. Bu durumda dava aşaması itibarıyla ihtiyati tedbir talep eden davacının, ihtiyati tedbir sebeplerinin varlığını, ihtiyati tedbir kararı verilmesini gerektirir biçimde delillendirdiği söylenemez. Başka bir anlatımla davacı ihtiyati tedbir için gerekli olan “yaklaşık ispat” yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Kaldı ki, dava konusu yazılım hakkında yeni bir ihale açılmamasına ilişkin talep idari işleme ilişkin olup, uyuşmazlık konusu değildir. O halde, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar karar verilmiş olması isabetli olup, istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir talep eden davacı yönünden istinaf karar harcı olan 97,70 TL’den peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 38,40 TL’nin ihtiyati tedbir talep eden davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbir talep eden davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 07.05.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.