Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/528 E. 2023/1418 K. 14.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/528
KARAR NO : 2023/1418

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/211
KARAR NO : 2020/645
DAVA TARİHİ : 21.04.2020
KARAR TARİHİ : 30.12.2020
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak
KARAR TARİHİ : 14.07.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14.07.2023

İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.12.2020 tarih ve 2020/211 Esas, 2020/645 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili, davalının yıllardır müvekkilinin alacağını kasıtlı ve marifet sayarak ödemeyen tefeci zihniyetli şirketin bu durumu kar sayarak müvekkilini maddi ve manevi mağdur ettiğini, (abonelerinin elektrik ödemelerini 1 hafta içinde ödememeleri halinde elektriklerini kesmekte azrail olan ve müvekkiline gelince kurnazlığa yatan A.Ş.) kasıtlı ve kar amaçlı yapılan eylemlerle müvekkilini maddi ve manevi mağdur etmesi nedeniyle müvekkilinde telafisi mümkün olmayan üzüntüler ve kayıplar yaşattığını, müvekkilinin … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Mevkiinde bulunan …, …, …, …, …, …, …, ve … nolu parsellerde GES tesisi ve santrallerinin beslenmesi için MOD-MA Trafo binasını 2017 birim fiyatlarına göre 117.989,00 TL, foseptik çukurunu 7.672,00 TL, istinat duvarını 43.462,24 TL, idari bina su basmanı sıvasını 379.00 TL, idari bina banyo imalatını 2.092,00 TL olmak üzere toplam 171.594,24 TL bedelle yaptığını, Bergama 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/261 D.İş sayılı tespit dosyasının ve inşaat mühendisi … tarafından düzenlenen raporun davalı idareye tebliğ edildiğini, davalı idare … A.Ş.’nin 14.02.2019 tarihli ve GM-YM-KY sayılı yazısıyla alacaklarının 84.516,41 TL olduğunu, raporlarda yer alan foseptik, istinat duvarı, idari bina banyo ve su basmanı gibi yapılara ve imalatlara ilişkin ödeme yapmayacakları yönünde cevap verildiğini, bu yanıttan sonra kendilerinin dava açtıklarını, Bergama 2. Asliye Hukuku Mahkemesinin 2019/332 esas sayılı dosyasında süreç içinde davalı idarenin işi uzatmak için yaptığı itiraz sonucu davalarının dava şartı yokluğu nedeniyle 04.02.2020 tarihli celsede usulden reddine karar verildiğini, kendilerinin de usuli eksikliği gidermek için Dikili Arabuluculuk Bürosuna başvurduklarını, davalı idarenin yetki itirazı üzerine karar vermek üzere Dikili Sulh Hukuk Mahkemesine gönderildiğini, mahkeme İzmir Arabuluculuk Bürosunun yetkili olduğuna 18.02.2020 tarih ve 2020/128 esas-2020/133 karar sayılı kararıyla karar verildiğini, davalı idare ile anlaşamadıklarını, idare Ticaret Yasası başta olmak üzere yürürlükteki yasalara aykırı keyfilik, rahatlık ve tefecilik aylayışı içinde alacaklarını ödeme konusunu inadına uzattıklarını, 01.01.2017-21.04.2020 arası bir zaman dilimi geçirdiklerini, BDDK başta olmak üzere tüm kurumlara ve yargı mercilerine başvurma haklarını saklı tuttuklarını, ayrıca Bergama 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde yaptırdıkları tespit esnasında orada görevli olan yetkili bir kişinin davalı idareye kızarak ve bağırarak “yeri bir trilyona satıyorlar adamın yaptığı yerlerin parasına gelince yan çiziyorlar”, kabloları (büyük tahta makaralara sarılı tel ruloları göstererek) “hırsızlarla anlaşıp çaldırdılar milyonlarca lira tutacak kabloları avukat bey, bekçi görmüyor, buraya gelene kadar kaç köy kaç yoldan geçiyorsunuz, köylü-jandarma-polis ve mobese hiç kimse görmüyor, devlet yok, hükümet yok, senin garibanında parasını vermezler” dediğini, ileri sürerek sunulan ve kamu düzenine ilişkin nedenlerle müvekkili tarafından yapılan imalatların toplamı 171.594,24 TL’nin 01.01.2017 tarihinden başlamak ve en yüksek banka ticari faizi %26 uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline, yine 50.000,00 TL manevi tazminatın 01.01.2017 tarihinden itibaren ve %9 yasal faiz uygulanmak suretiyle toplam 224.594,24 TL’nin davalı … A.Ş.den alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP :
Davalı vekili, açılan dava haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup reddinin gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, dava konusu dağıtım tesislerinin mülkiyetinin …’ne ait olduğunu, işbu davanın …’a karşı açılması gerektiğini ve ayrıca davaya konu yapım işi sözleşmesi gereği … Şti. yükleniminde olduğundan husumetin bu şirkete yöneltilmesi gerektiğini, işbu dava yasada öngörülen süre içinde açılmadığından davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden de reddi gerektiğini, dava konusu GES santrali … Şti. tarafından lisanssız elektrik üretimi gerçekleştirmek amacıyla yapılacak bir tesis olduğunu, müvekkili şirketin uygulamada başvuru merci olup onay mercinin ise … olduğunu, proje onaylandıktan sonra tesis sözleşmesi imzalandığını ve akabinde yer teslimi işlemi gerçekleştirildiğini, davacı tarafın alacak talebinin muhatabı tesis işlemini yapan … Şti. olduğunu, davacının yapmış olduğunu iddia ettiği trafoyu bu şirket adına yaptığını, müvekkili şirket için yapılan herhangi bir iş ve işlem bulunmadığını, davanın haksız çıkar elde etme çabası olup hukuki dayanağı bulunmadığını, davaya esas alacak talebine ilişkin iş; müvekkili şirket ile … Şti arasında imzalanan 174-2017/107 nolu, … İli, … İlçesi, … Mahallesinde 34,5 kV … Tesisi işlerinin yapılmasına ilişkin sözleşmeye dayandığını, söz konusu sözleşmede davacı taraf olmamakla birlikte müvekkili şirket ile davacı arasında başkaca hukuki ya da fiili bir bağ bulunmadığını, sözleşme kapsamında tesis edilen … İli, … İlçesi, … … tadilatı ve … irtibatı … tesis projelerinin; yer tesliminin 08.10.2017 tarihinde yapıldığını, … Şti. … Merkezinde 08.10.2017 tarihinde işyeri sicil numarası açıldığını, … Şti. vekili tarafından 08.10.2019 tarihinde tesisin geçici kabulünün yapılması için talep yapıldığını, … İşletme Yöneticiliğince 11.03.2019 tarihinde geçici kabule hazır tutanağı düzenlendiğini, … ne Geçici Kabulün yapılması için talepte bulunulduğunu, 15.03.2019 tarihinde …nce tesis işinin geçici kabulünün yapıldığını, kesin hesap yapılmadığını, proje kapsamında bulunan ve şirketlerine ileride devir olacak olan ve davaya konu … Dağıtım Merkezi bedeli sözleşmeye dahil olup … dışında yapılan ve 174-2017/107 nolu sözleşmeye dahil olmayan foseptik çukuru, istinat duvarı, idari bina, banyo ve su basmanı sıvası yapımı bedelleri müvekkili şirkete ait olmadığından bedellerinin kesin hesap hakedişine dahil edilmesinin de mümkün olmadığını, tesis işinin kesin hesap iş ve işlemleri, … İşletme Yöneticiliği ve … Şti tarafından hesaplanıp gönderildikten sonra kesin hesap tutarı, EPDK mevzuatlarına göre güncellemesi yapılarak akdedilmiş sözleşme hükümlerine göre … Şti.’ye ödeneceğini, davacı … ile müvekkili şirket arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığından talep edilen 221.594,24 TL alacak ile müvekkili şirketin bir ilgisi bulunmadığını, müvekkili şirkete husumet yöneltilmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, sözleşme ilişkisi … Şti ile olduğundan karşılıklı hak ve yükümlülükler bu şirketle müvekkili şirketin arasında olduğunu, davanın …ne ve … Şti’ye ihbarını talep ettiklerini, haksız açılan davanın öncelikle husumet yönünden reddine, kabul edilmemesi halinde esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
İhbar olunan … Şti. vekili, müvekkili şirket ile davacı arasında davacıya karşı iddia ettiği hususlara ilişkin herhangi bir sözleşme ve/veya yükümlülüğü bu kapsamda herhangi bir borcu olmadığı gibi sahip olduğu … GES Tesisi ile ilgili davalıya karşı da herhangi bir taahhüt ve yükümlülüğü bulunmadığını, bu yönüyle müvekkiline ilişkin davacı ve davalı iddialarının hiçbirisini kabul etmediklerini bildirmiştir.
İhbar olunan … vekili, İzmir ve Manisa İllerindeki elektrik dağıtım faaliyetinin …nden ayrı bir tüzel kişiliği bulunan … A.Ş tarafından yürütüldüğünü, …’ın 02.02.2004 tarih ve 2004/22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınması neticesinde … Müdürlükleri merkez İzmir olmak üzere … A.Ş olarak yapılandırılmış ve 118242 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanarak … A.Ş adı altında faaliyet göstermeye başladığını, … ile … A.Ş. arasında 24.07.2006 tarihinde İşletme Devir Hakkı Sözleşmesinin imzalandığını, bu tarihten sonra tüm işlem ve işlemler ile doğacak tüm mali ve hukuki sorumluluğun … A.Ş.’ye ait olacağı sözleşmede zikredilmiş ve akdedilen sözleşmenin yürürlüğe girdiğini, İşletme Devir Hakkı Sözleşmesinin 7.5 maddesinde “dağıtım faaliyetlerinin şirket tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyet kapsamında gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğun şirkete ait olduğunu, şirket tarafından yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının şirket olduğunu, her türlü taleplere konu alan icra ve davalar şirket tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır, bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük şirket tarafından karşılanır.” denildiğini, dava konusu olayın tarihi itibarı ile …nün bu davada taraf olmayacağının açıkça anlaşılacağını, davanın … yönünden husumetten reddine karar verilmesini, esasa girilmesi halinde ise emsal kararlarda göz önüne alınarak davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, “dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre mahkememizin davaya bakmakta görevli olduğu; davacı tarafından talep edilen alacağa esas işlerin yapılış tarihi itibarı ile hak düşürücü sürenin ve zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı; davacının davalıdan davaya esas alacağını talep etme hakkının bulunduğunu öncelikli ispat etmesi gerektiği, ancak davacının dava dilekçesinde iddia ettiği hususlar dışında , taraflar arasında imzalanmış ve talep edilen alacaktan davalının hukuken sorumluluğunu gerektirir nitelikte herhangi bir resmi veya adî yazılı bir sözleşme ya da belgenin dosyaya sunulamadığı, dosya kapsamına göre davalı şirket ile davacı arasında herhangi bir akdî ilişki ya da bağlantı bulunmadığı; davacının belirttiği parsellerde yaptığını iddia ettiği inşaat ve imalatların davalının talebine ve aralarındaki anlaşmaya istinaden yapıldığını gösterir ve davalıya yöneltmiş olduğu husumete esas teşkil edecek şekilde iki tarafın da taraf olarak yer aldığı bir belgenin davacının iddiasının ispatı bakımından dosyaya sunulması gerektiği, yine davalı tarafından dosyaya sunulu ve davacı tarafından da incelenerek aksi iddia edilmeyen sözleşme ve belgelere göre ilgili projeye ilişkin davalının da yer aldığı hiçbir sözleşme veya belgede davacının taraf olarak yer almadığı; davacı tarafından sunulan davacıya ait işyeri sigorta kayıtları ile davacının inşaat ve imalatların yapımı sırasında çalıştırdığı işçilerin yukarıda bahsedildiği üzere beyanları ile incelenen Bergama 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/261 D.İş dosyasında bilirkişiler tarafından düzenlenen içerik olarak yapılan imalatların yeri ve bedellerine ilişkin raporlar, davacının dava dilekçesinde dayandığı ve ikrar niteliğinde sayılması gerektiğini iddia ettiği davalının 06.03.2019 tarihli GM-YİM-KY sayılı cevabi yazı içeriği ile dava konuşu inşaatın yapıldığı alana ilişkin sunulu fotoğrafların davacının davalıya husumet yöneltebilmesini haklı göstermeyeceği, davacı vekili her ne kadar defalarca talep ettikleri halde davalının müvekkili ile aralarında yapılan sözleşmenin bir suretini davacıya vermediğini beyan etmiş ise de, davacının soyut iddiasının taraflar arasında davalının sorumluluğunu gerektirir bir sözleşmenin mevcut olduğu hususunu ispatlamayacağı gibi, dosya kapsamından tacir olduğu anlaşılan davacının basiretli tacir gibi davranması beklendiğinden talep edilen alacak tutarı, yapıldığı belirtilen işin niteliği ve maliyeti nazara alındığında ihtilaf halinde ancak buna ilişkin sözleşme ile alacağını sözleşmede yer alan taraftan talep edebileceğini bilmesi gerektiği, öte yandan davaya konu inşaat ve imalatların yapıldığı yerin de içerisinde bulunduğu … İli … İlçesi, … Mahallesindeki proje uyarınca … ve … yapım işine sözleşmenin davalı … A.Ş ile … Şti arasında imzalandığı, ve proje kapsamında yapılacak iş ve işlemlerin yapılması bakımından projenin yapılacağı alanın 2017 yılında proje kapsamında tesisi yaptıran kuruluş olarak adı geçen dava dışı … Şti şirketine teslim edildiği, projenin yüklenicisinin de … A.Ş., olduğu, nazara alındığında davacının, dava dışı şirkete teslim edilmiş proje alanına ilişkin davalının hukuken sorumluluğunu gösterir, herhangi bir sözleşmenin de davacı tarafından dosyaya sunulmaması nedeniyle davacının taraf olmadığı proje nedeniyle yapıldığı iddia edilen inşaat imalat bedellerinin ödenmesi talepli davasını davalı tarafa yöneltemeyeceği, davacının talep ettiği alacağa ilişkin olarak davalının alacağın kendisinden istenilebilecek taraf sıfatının bulunması gerektiği, davalının dava konusu alacağın borçlusu olmadığı dolayısıyla taraf sıfatının bulunmadığı, iş bu davanın davalıya karşı açılamayacağı kanaatine varıldığından; husumet kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gerektiğinden, davanın taraf sıfatı/ pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı … A.Ş.’nın kendilerine vermiş olduğu 14.02.2019 tarihli ve GM-YM-KY sayılı yazısında müvekkilinin alacağının 84.516,41 TL olduğu, raporlarda yer alan foseptik çukuru, istinat duvarı, idari bina banyo, idari bina su basmanı gibi imalatlara ilişkin ödeme yapmayacaklarını belirttiklerini, davalı idarenin 06.03.2019 tarih ve 14708 sayılı yazısında diğer şirketlerle kendi aralarındaki aynı konuya ilişkin protokolden bahsettiğini, o protokolün gerçek fiili durum karşısında geçersiz olduğunu, davalı şirketin 84.516,41 TL borçlu olduklarına dair resmi cevabının ikrar niteliğinde bulunduğunu, tüm tanıklarının … … … Mahallesi … Mevkiinde bulunan …nin beslenmesi için MOD-MA trafo binası ve eklerinin 2017 yılı birim fiyatlarına göre müvekkili tarafından yapıldığı yönünde beyanda bulunduklarını ve bu imalat için çalışan işçilerin de aynı yerde çalışmış olduklarını belgelediklerini, davalı şirket ile söz konusu imalatların yapılması hususunda aralarında bir sözleşme bulunmadığı belirtilmiş ise de; bu yerlerin kim tarafından yapıldığını da beyan etmediklerini, sözleşme bulunmasa da söz konusu imalatların müvekkili tarafından yapıldığının dosya içeriğine göre sabit olduğunu, müvekkilinin kamu hizmeti yapan davalı için proje dışında anılan imalatları kendi kafasına göre yapmasının hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, davalı firmanın imalata ilişkin imzaladığı sözleşmelerde dava konusu işlerin bulunmaması nedeniyle bu işleri müvekkiline yaptırdığını, zaten davalının da müvekkili ile sözleşme yapmadım şeklinde bir beyanının da bulunmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinin davayla hiçbir ilgisinin bulunmadığını, anlaşılmaz ifade ve hakaretler içerdiğini, davacının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, eser sözleşmesine dayalı alacak isteğine ilişkindir.
İddia olunan sözleşme ilişkisinin kurulduğu tarih ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, 6098 Sayılı TBK’nın 470. maddesi, “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” hükmünü; aynı kanunun 471. maddesi,
“Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır.
Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır.
Yüklenici, meydana getirilecek eseri doğrudan doğruya kendisi yapmak veya kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür. Ancak, eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin kişisel özellikleri önem taşımıyorsa, işi başkasına da yaptırabilir.
Aksine âdet veya anlaşma olmadıkça yüklenici, eserin meydana getirilmesi için kullanılacak olan araç ve gereçleri kendisi sağlamak zorundadır.” hükmünü; aynı kanunun 479/1. maddesi ise; “İşsahibinin bedel ödeme borcu, eserin teslimi anında muaccel olur.” hükmünü düzenlemiştir.
6098 sayılı TBK’nın 97. maddesi de, “Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.” düzenlemesini içermektedir.

TMK’nın 6. maddesi, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü içermekte olup, taraflar iddialarını kanıtlamakla yükümlüdür.
TBK’nun 480.maddesinde;”Bedel götürü olarak belirlenmişse yüklenici, eseri o bedelle meydana getirmekle yükümlüdür. Eser, öngörülenden fazla emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile yüklenici, belirlenen bedelin artırılmasını isteyemez.Ancak, başlangıçta öngörülemeyen veya öngörülebilip de taraflarca göz önünde tutulmayan durumlar,taraflarca belirlenen götürü bedel ile eserin yapılmasına engel olur veya son derece güçleştirirse yüklenici,hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı veya karşı taraftan beklenemediği takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir.”
TBK’nun 481. maddesinde;”Eserin bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse bedel, yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenir.”
Hükümleri düzenlenmiştir.
Eser sözleşmesi, karşılıklı edimleri içerir bir iş görme akdidir. Yüklenicinin edimi, eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise, teslim edilen eserin bedelini ödemektir.
Kural olarak, eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Sözleşmenin kurulması için yazılı şekil şartı yok ise de davalı tarafından sözleşme ilişkisi inkâr edildiği takdirde yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerekir. 6100 sayılı HMK 200. maddesine göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura, ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler, ikrar veya yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tüm bu delillerle de sözleşme ilişkisi ispatlanmış değilse HMK 200. maddedeki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir. Açık muvafakat olmazsa tanıkla sözleşme ilişkisi ispatlanamaz. Bunun da istisnası olan HMK 202. maddeye göre senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir.
Eser sözleşmesi yazılı olarak yapılabileceği gibi sözlü eser sözleşmesi yapılması da mümkündür.
Davacı yüklenici, … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Mevkiinde bulunan …, …, …, …, …, …, … ve … nolu parsellerde GES tesisi ve santrallerinin beslenmesi için MOD-MA Trafo binasını 2017 birim fiyatlarına göre 117.989,00 TL, foseptik çukurunu 7.672,00 TL, istinat duvarını 43.462,24 TL, idari bina su basmanı sıvasını 379,00 TL, idari bina banyo imalatını 2.092,00 TL olmak üzere toplam 171.594,24 TL bedelle yapmış olmasına rağmen davalı iş sahibi tarafından imalat bedelinin ödenmediğini ve davalı iş sahibinin davranışları nedeniyle uğramış olduğu manevi zarara karşılık 50.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmaksızın toplam 224.594,24 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmektedir.
Davalı iş sahibi ise; … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Mevkiinde bulunan …, …, …, …, …, …, … ve … nolu parsellerde GES tesisi ile ilgili olarak … Şti. ile müvekkili arasında 174-2017/107 nolu sözleşmenin imzalandığını, projenin yüklenicisinin ise … A.Ş. olduğunu, davacı yüklenici ile müvekkili şirketin taraf olduğu herhangi bir sözleşme bulunmayıp, aralarında hukuki ya da fiili bir bağ bulunmadığını beyan ederek eser sözleşmesine ilişkin hukuki ilişkiyi inkar etmektedir.
Davacı yüklenici tarafından dava dilekçesine ekli olarak dosyaya ibraz edilen ve davacı vekili tarafından … A.Ş. Genel Müdürlüğüne gönderilen 14.02.2019 tarihli dilekçesinde “Bergama 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/261 D.İş sayılı dosyasında yapılan tespit sonucu hazırlanan 11.12.2018 tarihli bilirkişi raporu ile kendileri tarafından özel olarak yaptırılan ve inşaat mühendisi tarafından düzenlenen ek rapor kapsamında davacı yüklenicinin imalat alacağının ödenmesi” talebinde bulunulduğu, davacı vekilinin bu dilekçesine … A.Ş. Genel Müdürlüğünün 06.03.2019 tarih ve 14706 sayılı yazısı ile verilen cevapta ise; “… İli, … İlçesi, … Mahallesindeki … tesisine ilişkin şirketimiz ve … Şti. arasında imzalanan 2017/107 sayılı protokole istinaden sadece … (MOD 5-A) binasının tarafımıza devredileceği, bunun dışında raporlarda yer alan foseptik, istinat duvarı, idari bina banyo ve su basman sıvası gibi yapıların ve imalatların protokol kapsamında olmadığından değerlendirmeye alınmaması gerektiği anlaşılmıştır. Yine, bahse konu protokolün madde 6 ödemeler başlığında tesislerin geçici kabulünün yapılmasına müteakip oluşturulacak kesin hesaba esas durum tespit tutanağı düzenlenecek dendiğinden bahisle kesin hesap için EPDK tarafından yayınlanan metedoloji dikkate alınarak hazırlanan birim fiyatlara göre MOD 5-A binasının malzeme ve montaj bedelinin 84.516,41 TL olduğu ve tesisin geçici kabulünün yapılmadığı, geçici kabulün yapılmasından sonra işlemlerin devam edeceği” yönünde açıklama bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Davacı yüklenici vekili tarafından davalı iş sahibine gönderilen ve davalı iş sahibi tarafından davacı yüklenicinin vekiline verilen yukarıda açıklanan yazı içeriklerine göre; davalı iş sahibinin imalatı yapılan … tesisine ilişkin sözleşmenin kim ile yapıldığı belirtilmek suretiyle bu sözleşme kapsamında imalatı yapılan inşaatlara ilişkin ödemenin sözleşmenin tarafı olan şirkete ödeneceğine dair bilgi amaçlı yazı yazıldığı, davalı iş sahibi tarafından davacı yüklenici vekiline gönderilen 06.03.2019 tarih ve 14706 sayılı yazı içeriğinde davacı yükleniciye ödenmesi gereken miktara ilişkin bir açıklama bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece tarafların bildirdiği deliller toplanmış ve tanıklar dinlenmiştir.
Bu duruma göre; davacı her ne kadar davalı şirket ile … tesisine ilişkin bir kısım imalatları yaptığını iddia etmekte ise de; taraflar arasındaki hukuki ilişki davalı iş sahibi tarafından inkar edildiğinden davacı tarafın eser sözleşmesi ilişkisini yazılı delille ispatlaması gerekir.
Yukarıda açıklanan ve davacı yüklenici tarafından dayanılan belgeler de delil başlangıcı sayılabilecek nitelikte değildir.
Bu itibarla, davacı yüklenici aradaki hukuki ilişkiyi yazılı delil ile ispatlayamaz ise, davacının dava dilekçesinde dayandığı yemin deliline göre yargılamaya devam edilir. Ancak davacının dava dilekçesinde yemin deliline dayanmadığı anlaşılmakla, davacı yüklenici davalı iş sahibi şirket ile aralarındaki sözlü eser sözleşmesine ilişkin hukuki ilişkiyi ispatlayamadığından davanın reddine dair yerel mahkemece kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken istinaf karar harcı 269,85 TL olup, peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 210,55 TL karar harcının ilk derece mahkemesince davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir KAYDINA,
4-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekalet ücreti taktirine YER OLMADIĞINA,
6-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen TEBLİĞE ÇIKARILMASINA,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 14.07.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.