Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/365 E. 2023/1437 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/365
KARAR NO : 2023/1437

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1465
KARAR NO : 2020/610
DAVA TARİHİ : 04.12.2018
KARAR TARİHİ : 15.10.2020
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Tazminat
KARAR TARİHİ : 17.07.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 17.07.2023

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15.10.2020 tarih ve 2018/1465 Esas, 2020/610 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili, müvekkili şirkete ait … plakalı kamyondaki motor arızasının davalıya tamir edilmesi için teslim edildiğini, davalı tarafından tamiri yapıldıktan sonra 07.07.2018 de sefere çıktığını, fakat 14.07.2018 de yeniden motor arızasının baş gösterdiğini, davalı servise tekrar götürüldüğünü, bu işlem için 1.888,00 TL çekici bedeli ödendiğini, davacının bedelsiz yeniden tamir talebinin davalı tarafından reddedildiğini, bu nedenle İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/531 D.İş sayılı dosyası ile tespit yapıldığını, buna göre aracın yeniden arızalanmasında davalının kusurlu ve ayıplı ifasının bulunduğunu, 22.385,79 TL yedek parça bedeli, 1.888,00 TL çekici bedeli, 4.661,00 TL işçilik bedeli, 1.652,00 TL kazanç kaybı, 168,66 TL ihtarname gideri toplamı 30.586,79 TL’nin temerrüt tarihi olan 23.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari işlerdeki reeskont avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına, D.İş tespit dosyasındaki tespit giderleri ile vekalet ücretinin yargılama giderine dahil edilerek davalıdan tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP :
Davalı vekili, aracın arızalanması sonrası müvekkiline ait iş yerinde yapılan ilk incelemede, araç motor bloğunun çatlak olduğunun tespit edildiğini, bu arızanın kaynak yapmak suretiyle giderilemeyeceği ve yenisi ile değiştirilmesi gerektiğinin ilgili kişiye bildirildiğini, müvekkili firmanın motorun kaynak yapılmasını kesinlikle onaylamadığını, davacı yanın araçta oluşabilecek sıkıntıların sorumluluğunu üstlendiğini, davacı yanın tüm bu riskleri kabul edip motora başka bir yerde kaynak yaptırdıktan sonra ve buna bağlı olarak yağ karteli patlayınca müvekkiline ait firmada ücretsiz olarak motorun tamirini talep ettiğini, davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, müvekkili şirketin işbu davada bir kusurunun bulunmadığını, yapılan işlemlerin ayıplı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, “Davaya konu motor arızasının oluşumunda; davacı …Ş.’nin “%50 oranında kusurlu” olduğu, davalı …. Şti.’nin “%50 oranında kusurlu” olduğu, hasarın olayların izah şekli ile uyumlu olduğu, bu nedenle araçta toplam 27.636,01 TL (KDV Dahil) hasar meydana geldiği, dava konusu araçtaki arızanın meydana geldiği …’den, …’ndaki servise çekici ücretinin 1.888,00 TL (KDV Dahil) olduğu, Dava konusu aracın makul tamir süresinin 4 iş günü olduğu, aracın tamir sürecinde çalışmaması nedeniyle oluşan kazanç kaybının günlük 350,00 TL olduğu, buna göre 4 iş günlük kazanç kaybının 1.652,00 TL (KDV Dahil) olduğu, davaya konu arızanın oluşumunda; davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin %50 oranında kusurlu olması nedeniyle, toplamda davalının sorumlu olduğu miktarın 15.588,00 TL olduğu tespit edilmiş, alınan raporun Mahkememizce alınan raporla da uyumlu olduğu, hüküm vermeye elverişli olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; … A.Ş.’ye ait … plakalı … … model araç arıza yaptığı için müvekkilinin tamir atölyesine getirildiğini, müvekkiline ait iş yerinde yapılan ilk incelemede araç motor bloğunun çatlak olduğu, bu arızanın kaynak yapılmak suretiyle giderilemeyeceği ve yenisi ile değiştirilmesi gerektiğinin ilgili kişi …’e bildirildiğini, ayrıca motor bloğunun rektefeci olan … Tic. Ltd. Şti’ye de gösterildiğini, bu şirketin de motor bloğunun yanık ve çatlak olduğunu, kaynak yapılmak suretiyle tamir edilmesinin sakıncalı olacağını ve yeni motor bloğu takılması gerektiği hususunu doğruladığını, bu bilgilerin … isimli kişiye iletildiğini, onun da bir kaç defa araç sahibi firma ile telefonla görüşerek yeni motor bloğu almayacaklarını, eskisinin tamirini istediklerini beyan etmesi üzerine müvekkilinin motor bloğuna kaynak yapamayacağını, başka bir yerde yaptırılırsa da sorumluluk üstlenmeyeceğini beyan etmesi üzerine davacı tarafın motor bloğuna başka bir firmada kaynak yaptırdığını, davacı tarafın zaten dava dilekçesinin 3 nolu paragrafında motorun kaynak işinin kendileri tarafından yaptırıldığını kabul ettiğini, 06.07.2018 tarihli faturada da sabit olduğu üzere davacının araçta oluşabilecek sıkıntıların sorumluluğunu üstlendiğini, davaya konu araçta meydana gelen tüm arızaların hatalı olarak başka bir firmaya yaptırılan kaynak işleminden kaynaklandığını, şayet motor kaynak yaptırılmak yerine müvekkili şirketin talimatı doğrultusunda değiştirilseydi araçta daha sonra arıza oluşmayacak ve iş bu davanın ikame edilmesinden dahi söz edilemeyeceğini, TBK’nun 476. maddesindeki düzenleme kapsamında müvekkilinin bir sorumluluğunun olmadığını, tüm raporlarda arızanın motorun kaynak yaptırılmasından kaynaklandığı belirtilmiş iken taraflara eşit kusur yüklenmesinin hukuka aykırı olduğunu, raporu düzenleyen bilirkişiler hukukçu olmadığından TBK’nun 476. maddesindeki düzenlemeyi raporlarında tartışmalarının mümkün olmadığını, müvekkilinin talimatına açıkça uymayan davacının yasadan kaynaklanan haklarını kullanamayacağını, aracın çıkardığı ikinci arıza üzerine müvekkilinin iş yerine getirildikten sonra yapılan incelemede ise motor yağ kartelinin patladığının anlaşıldığını, aracın motorunun değiştirilmesi gerektiğini, kaynak yaptırmanın çözüm olmayacağını davacıya en başından itibaren tüm süreç boyunca bildirildiğini, davacının yaptırdığı kaynak sebebiyle yağ kartelinin patlaması sonucu motorun ücretsiz olarak tamirini isteyen davacı şirketin basiretli bir tacir gibi davranmadığını ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca kabul anlamına gelmemek kaydıyla yerel mahkemece verilen kararın yerinde olduğu kabul edilse dahi ihtarname ve D.İş dosyasında yapılan masrafların da kısmen kabul kısmen red oranında taraflara paylaştırılması gerektiğini, davacının sunmuş olduğu Watsapp görüşme kayıtlarının müvekkili firma ile yapılan görüşmeler olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davacı vekili istinafa cevap vermemiştir.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, Eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir.
TBK’nun 470. maddesinde; “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.”
TBK’nun 474/1. maddesinde;” İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır.”
TBK’nun 475. maddesinde;” Eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hâllerde işsahibi, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Eser işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme.
2. Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme.”
TBK’nun 476. maddesinde; “Eserin ayıplı olması yüklenicinin açıkça yaptığı ihtara karşı iş sahibinin verdiği talimattan doğmuş bulunur veya herhangi bir sebeple iş sahibine yüklenebilecek olursa iş sahibi, eserin ayıplı olmasından doğan haklarını kullanamaz.”
TBK’nun 477. maddesinde; “Eserin açıkça veya örtülü olarak kabulünden sonra, yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulur; ancak, onun tarafından kasten gizlenen ve usulüne göre gözden geçirme sırasında fark edilemeyecek olan ayıplar için sorumluluğu devam eder.
İşsahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılır.
Eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa işsahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır.
TBK’nun 479. maddesinde; “İşsahibinin bedel ödeme borcu, eserin teslimi anında muaccel olur.
Eserin parça parça teslim edilmesi kararlaştırılmış ve bedel parçalara göre belirlenmişse, her parçanın bedeli onun teslimi anında muaccel olur.”
TBK’nun 480. maddesinde;”Bedel götürü olarak belirlenmişse yüklenici, eseri o bedelle meydana getirmekle yükümlüdür. Eser, öngörülenden fazla emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile yüklenici, belirlenen bedelin artırılmasını isteyemez.Ancak, başlangıçta öngörülemeyen veya öngörülebilip de taraflarca göz önünde tutulmayan durumlar,taraflarca belirlenen götürü bedel ile eserin yapılmasına engel olur veya son derece güçleştirirse yüklenici,hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı veya karşı taraftan beklenemediği takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir.”
TBK’nun 481. maddesinde;”Eserin bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse bedel, yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenir.”
Hükümleri düzenlenmiştir.
Somut olayda; davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir.
Davacı iş sahibi kendisine ait … plakalı 2013 model … marka kamyonunun 09.06.2018 tarihinde motorunda meydana gelen arıza nedeniyle aracın teknik servisi olan davalı yükleniciye müracaat ettiğini, 10.06.2018 tarihinde araç üzerindeki motorun komple sökülerek tamir için davalının iş yerine getirildiğini ve gerekli tamiratının yapılarak 05.07.2018 tarihinde motorun kamyona takıldığını, aracın 07.07.2018 tarihinde sefere çıktığını ancak, 14.07.2018 tarihinde tekrar motor arızası verdiğini, davalı yüklenicinin motor tamiratını ayıplı yapması nedeniyle motorda meydana gelen ikinci arızanın bedelsiz yapılmasını talep ettiğini, davalı yüklenicinin kabul etmemesi nedeniyle aracın tamir bedeli, kazanç kaybı ve tamir için davalı yüklenicinin iş yerine getirilmesi için ödenen çekici bedelinin temerrüt tarihinden itibaren ticari faizi ile, yine göndermiş olduğu ihtarname masrafı, yaptırmış olduğu tespit dosyasındaki giderler ile vekalet ücretlerinin de yargılama giderleri kapsamında davalıdan tahsilini talep etmektedir.
Davalı yüklenici ise; davacı iş sahibinin … plakalı aracının motor arızası nedeniyle kendilerine müracaat edilmesi üzerine aracın motorunda yapılan inceleme sonucunda motor bloğunun çatlak olduğunun tespit edildiğini, motorun kaynak yapılarak onarımı mümkün olmayıp yenisiyle değiştirilmesi gerektiğini davacı iş sahibine bildirdiklerini, ancak davacı iş sahibinin motorun çatlak olan bölümünü firmaları dışında başka bir yere kaynak yaptırdığını, bu halde motor tamir edilse dahi yapılan kaynaktan dolayı ileride tekrar arıza vereceğinin iş sahibine bildirildiğini, iş sahibinin bu halde motorun tamiratının yapılmasını istemesi üzerine sorumluluk iş sahibinde olmak şartıyla gerekli tamiratın yapıldığını, motorun daha sonradan çıkartmış olduğu arızanın kendileri tarafından yapılan imalattan kaynaklanmadığını, motorun başka bir yerde kaynak yapılması nedeniyle ikinci arızanın oluştuğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı yüklenici her ne kadar TBK’nun 476. maddesi gereğince motorun kaynak yapılmak suretiyle tamirinin mümkün olmadığını iş sahibine bildirmiş olmalarına rağmen iş sahibinin bu hali ile tamiratın yapılması talimatını vermiş olması nedeniyle motorun tamiratına ilişkin imalat yapıldıktan sonra tekrar motor arızasının ortaya çıkmasında bir kusurlarının bulunmadığını iddia etmiş ise de; dosyada mevcut 06.07.2018 tarih ve 18-00441 iş emri numaralı davalı yüklenici tarafından düzenlenen belgede teknisyen görüşleri kısmında “araç motor bloğu kaynak olması istiyor. Müşteri dışarıda kendisi yaptırdı. Rektefeci onay vermedi. Motor kaynak yapıldı ve malzemeler dışarıdan alındı. Çoğu ileride oluşacak sıkıntılar müşteri sorumlu.” şeklinde açıklama bulunduğu ancak bu iş emrinin yüklenici ve iş sahibi tarafından imzalanmadığı anlaşılmaktadır.
Bu duruma göre; davalı yüklenicinin TBK’nun 476. madde gereğince sorumluluktan kurtulabilmesi için yapılacak imalata dair davacı iş sahibine usulüne uygun yazılı ihtarda bulunması gerekir. Ancak, dosyada mevcut davalı yüklenici tarafından düzenlenen 06.07.2018 tarih ve 18-00441 nolu iş emrinde motora kaynak yapılmasının uygun olmadığı belirtilmekte ise de, bu iş emrinde davacı iş sahibinin herhangi bir imzasının bulunmadığı anlaşılmakla bu belge içeriğine itibar edilmesi mümkün değildir. Yine davalı yüklenici tarafından imalat tamamlanmadan önce TBK’nun 476. madde kapsamında davacı iş sahibine yapılmış yazılı ihtarata ilişkin belge de ibraz edilmemiştir. Ayrıca, davalı yüklenici motor bloğuna yapılacak olan kaynağın ileride motorda tekrar arıza yaratacağını bilmesine karşın iş sahibine ait kaynaklı motor bloğunu toplayarak gerekli testleri yapıp iş sahibinin aracına tekrar monte ettiği sabittir.
Bu itibarla; istinaf edenin sıfatına göre; davanın esası yönünden yerel mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak, yerel mahkemece hüküm fıkrasının ikinci paragrafında “168,66 TL ihtarname giderinin yargılama gideri kapsamında davalıdan alınarak davacıya verilmesine”, yine hüküm fıkrasının üçüncü paragrafında “İzmir 4. ATM’nin 2018/531 D.İş sayılı dosyasındaki tespit giderleri ve vekalet ücretinin yargılama gideri kapsamında davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde hüküm kurulmuş olup, hüküm fıkrasının yedinci paragrafında ise; “yapılan yargılama gideri olarak…..İzmir 4. ATM’nin 2018/531 D.İş sayılı dosyasındaki tespit giderleri ve vekalet ücreti 1.502,00 TL, ihtarname gideri 168,66 TL olmak üzere……tarafların haklılık oranına göre hesap edilen 1.811,87 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına” şeklinde karar verilmiş olup, gerekçeli kararın hüküm fıkrasındaki ikinci ve üçüncü paragraflardaki kararlar ile yedinci paragrafındaki oranlama yapılmak suretiyle kurulan karar birbiriyle çelişmektedir.
Bu itibarla, davacı tarafından dava açılmadan önce yapılan ihtarname masrafı ve tespit dosyasındaki giderler ile vekalet ücreti yönünden kurulan hükme ilişkin davalı yüklenicinin istinaf talepleri ise yerindedir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, talebin ve istinaf sebeplerinin niteliğine göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-2 maddesi uyarınca kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, dairemizce yeniden hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,
2-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15.10.2020 tarih ve 2018/1465 Esas, 2020/610 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve Dairemizce yeniden HÜKÜM KURULMASINA,
Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
15.588,00 TL maddi tazminatın 23.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi le birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
Karar ve ilam harcı olan 1.064,81 TL’den peşin alınan 525,23 TL harcın mahsubu ile bakkiye 539,58 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir KAYDINA,
Davacı tarafından yapılan davanın ilk açılış gideri olan 566,33 TL harç, tebligat, posta ve bilirkişi ücreti gideri 1.337,88 TL, İzmir 4. ATM’nin 2018/531 D.İş sayılı dosyasındaki tespit giderleri ve vekalet ücreti 1.502,00 TL, ihtarname gideri 168,66 TL olmak üzere toplam 3.574,87 TL yargılama giderinin kısmen kabul kısmen red oranına göre 1.811,87 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama giderleri olan 1.000,00 TL’nin kısmen kabul kısmen red oranına göre 493,20 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
Davacı taraf kendini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Davalı taraf kendini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından artan kısmın HMK’nın 333. maddesi gereğince yatıran taraflara İADESİNE,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yatırılan 266,20 TL nispi istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davalıya İADESİNE,
4-İstinaf aşamasında davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir KAYDINA,
5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcından oluşan yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-İstinaf aşamasında yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın ilk derece mahkemesince davalıya İADESİNE,
7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekalet ücreti taktirine YER OLMADIĞINA,
8-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen TEBLİĞE ÇIKARILMASINA,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzer 17.07.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.