Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/364 E. 2023/1275 K. 23.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/364
KARAR NO : 2023/1275

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/306
KARAR NO : 2020/526
DAVA TARİHİ : 22.12.2018
KARAR TARİHİ : 28.10.2020
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
KARAR TARİHİ : 23.06.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23.06.2023

İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.10.2020 tarih ve 2020/306 Esas, 2020/526 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 11.04.2018 tarihinde müvekkilinin … firmasının internette reklamlarının çıkması amacıyla … Mesafeli Hizmet Sözleşmesi tanzim edildiğini, yapılan sözleşme gereğince müvekkilinin 7.000,00 TL+KDV olmak üzere 8.260,00 TL ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, davalının müvekkili ile iletişim kurduğu tarihten 2 hafta içinde … arama motorunda şirketin aranması halinde ilk sayfada çıkmasını garanti ettiğini, ancak müvekkili şirkete ait reklamların davalının çalışmaları sebebiyle hiçbir zaman internette çıkmadığını, davalıya 5.000,00 TL + KDV bedel ödendiğini, davalının müvekkiline 3.500,00 TL para iadesi yaptığını ancak çalışmaya devam edeceklerini ve başarılı olacaklarını vaat ederek kalan miktarı iade etmediklerini, müvekkilinin inancını kaybetmesinden dolayı sözleşmeyi feshettiğini, davalının sözleşme gereklerini yerine getirmediği için müvekkilinin başka bir firma ile daha yüksek maliyetle yeni bir sözleşme yaptığını ileri sürerek, davalının yapmadığı iş sebebiyle müvekkili tarafından daha geç vakitte ve daha yüksek maliyetle sözleşme yapılması sebebiyle müvekkili tarafından ödenmiş olan meblağın iade olunmayan kısmı için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL’nin ticari temerrüt (avans) faiziyle iadesine, meydana gelen zararın tazmini amacıyla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL’nin ticari temerrüt (avans) faiziyle tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davacı 21.10.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile; sözleşmenin feshi nedeniyle iade edilmesini talep ettikleri şimdilik 500,00 TL sözleşme bedeli miktarını 1.360,00 TL arttırarak 1.860,00 TL’nin ticari avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP :
Davalı vekili, taraflar arasında 11.04.2018 tarihli, 7.000,00 TL bedelli sözleşme imzalandığını, müvekkili firma tarafından davacıya bu tarihten önce de WEB hizmeti çalışması yapıldığını, bu süreçte hiç sorun yaşanmadığını, sorun yaşanmadığından taraflar arasında yeniden anlaşma sağlandığını, aralarındaki anlaşmanın …’teki prefabrik konutlar vs.şeklinde anahtar kelimelerin …’de arandığı vakit öncelikli olarak davacının firmasının reklamının çıkması hususunda olduğunu, müvekkili firma tarafından davacıya reklamların arama motorundaki yoğunluğa göre … tarafından belirlenip faaliyete geçirildiğinin izah edildiğini, davacı tarafça da bu durumun kabul edildiğini, sözleşme kapsamında müvekkili tarafından … arama motoruna anahtar kelime girişlerinin yapıldığını, hatta sözleşme imzalama tarihinden önce bu girişlerin yapıldığını, halen de yayınlanmaya devam ettiğini, iddia edildiği üzere müvekkili firmanın sözleşme gereklerini yerine getirmediğinden bahisle para iade edilmesinin söz konusu olmadığını, müvekkilinin işlemlerini tamamlayıp davacıdan ödeme talep ettiğinde davacının bir süre oyalama yoluna giderek ödeme yapmaktan kaçındığını, kötüniyetli olarak firmaya ihtarname gönderip kendisi ile yapılan sözleşme gereklerinin yerine getirilmediğinden bahisle sözleşmeyi feshettiğini ve zararların tazminini talep ettiğini, müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacının müvekkilinden hiçbir hak ve alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, “Davacının tacir olduğu, Mahkememizin işbu davaya bakmakta görevli olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Taraflar arasındaki uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklı ödenen bedelin iadesi, zararın tazmini kapsamında iade olunmayan bedel için 1.860,00 TL, meydana gelen zarar nedeniyle 500 olmak üzere toplam 2.360,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili istemine yönelik olduğu, davalı tarafça ise açılan davanın haksız olduğu, reddi gerektiği istemine yönelik olduğu, 11.04.2018 tarihli sözleşme kapsamında davacının … arama motorunda anahtar kelimeler kullanılmak suretiyle yapı prefabrik reklamlarının yapılması hususunda davalı ile anlaştıkları, sözleşmede çalışma yapılacak olan internet sitelerinin açıkça belirtilmediği, http://… isimli internet sitesinde kayıt işleminin 23.03.2018 tarihinde, http://… isimli internet sitesinde kayıt işleminin 12.04.2018 tarihinde yapıldığı, … çalışmasına konu internet sitesinin içeriği ve belirli bir zaman dilimi içerisinde edinilen kaliteli linklerin internet sitesinin …’da ilk sıralara çıkmasında etkili olduğu, bu anlamda davalı firmanın sözleşme kapsamına uygun hareket ettiği, davacının davalıya toplamda 5.360,00 TL ödemede bulunduğu, tarafların beyanlarında yer alan 3.500,00 TL ye ait herhangi bir ödeme belgesine rastlanılmadığı, davacının … ile yaptığı sözleşme bedelinin ne kadar olduğunun belli olmayıp belirtilen tarihlerde firmaya toplam 6.791,47 TL ödeme yapıldığının tespit edildiği, davacı tarafın başka bir firma ile anlaşmasının yarattığı müşteri kaybı ve satış düşüklüğüne dair hesaplamaya konu olacak veri bulunmadığı, davalının yapılan sözleşme gereği edimlerini yerine getirdiği değerlendirilmekle, davacının ödeme yaptığı meblağın iade edilmeyen kısmı için 1.860,00 TL ve daha yüksek maliyette sözleşme yapılması nedeniyle meydana gelen zararın tazmini amacıyla talep ettiği 500,00 TL’nin ödenmesinin yerinde olmadığı anlaşıldığından açılan davanın reddine” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece alınan 22.08.2019 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçelerinde belirttikleri üzere bilirkişiler tarafından dosyaya ibraz edilmiş olan sözleşme içeriğinin değerlendirilmediğini, müvekkilinin bilgisayar mühendisi olmadığını, bilirkişilerin açıklamış olduğu hususa ilişkin müvekkilinin bilgilendirecek ve aydınlatacak şekilde sözleşme hazırlaması gerekenin davalı şirket olduğunu, davalının sözleşmenin 3. maddesi gereğince … arama motorunda şirketin aranması halinde ilk sayfada çıkmasının garanti edildiğini, davalı şirketin işi gereği gibi yerine getirememesi nedeniyle müvekkiline 3.500,00 TL para iadesi yapıldığının, davalının da kabulünde olduğunu, müvekkilinin … ile anlaşma sağladığını ve kısa bir süre içerisinde müvekkilinin ilk sayfada reklamının çıkmasının sağlandığını, bilirkişiler tarafından bu firmaya toplam 6.791,47 TL ödeme yapıldığının tespit edildiğini, bu itibarla mahkemece davanın esası yönünden verilen kararın yerinde olmadığını, ayrıca yerel mahkemece ilk yargılama aşamasında davalı lehine 2.725,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiş iken yerel mahkemece kaldırma kararından sonra yapılan yargılama sonucu 3.400,00 TL karşı vekalet ücretine hükmedilmiş olduğunu, ilk kararda hükmedilen vekalet ücreti yönününden müvekkili lehine kazanılmış hak oluştuğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı vekili istinafa cevap vermemiştir.
GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan imalatın ayıplı olması nedeniyle ödenen bedelin iadesi isteğine ilişkindir.
İddia olunan sözleşme ilişkisinin kurulduğu tarih ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, 6098 Sayılı TBK’nın 470. maddesi, “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” hükmünü; aynı kanunun 471. maddesi,
“Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır.
Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır.
Yüklenici, meydana getirilecek eseri doğrudan doğruya kendisi yapmak veya kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür. Ancak, eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin kişisel özellikleri önem taşımıyorsa, işi başkasına da yaptırabilir.
Aksine âdet veya anlaşma olmadıkça yüklenici, eserin meydana getirilmesi için kullanılacak olan araç ve gereçleri kendisi sağlamak zorundadır.” hükmünü; aynı kanunun 479/1. maddesi ise; “İşsahibinin bedel ödeme borcu, eserin teslimi anında muaccel olur.” hükmünü düzenlemiştir.
6098 sayılı TBK’nın 97. maddesi de, “Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.” düzenlemesini içermektedir.

TMK’nın 6. maddesi, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü içermekte olup, taraflar iddialarını kanıtlamakla yükümlüdür.
TBK’nun 480.maddesinde;”Bedel götürü olarak belirlenmişse yüklenici, eseri o bedelle meydana getirmekle yükümlüdür. Eser, öngörülenden fazla emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile yüklenici, belirlenen bedelin artırılmasını isteyemez.Ancak, başlangıçta öngörülemeyen veya öngörülebilip de taraflarca göz önünde tutulmayan durumlar,taraflarca belirlenen götürü bedel ile eserin yapılmasına engel olur veya son derece güçleştirirse yüklenici,hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı veya karşı taraftan beklenemediği takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir.”
TBK’nun 481. maddesinde;”Eserin bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse bedel, yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenir.”
Hükümleri düzenlenmiştir.
11.04.2018 tarihli sözleşmenin incelenmesinde; iş sahibinin …, yüklenicinin … …Ltd. Şti. olduğu, işverene ait prefabrik firmasının … arama motorunda local … arama optimasyonunun 2 yıl süreyle yapılması, 5 adet resim ekleme, harita görüntüsü, navigasyon entegrasyonu, sosyal ağ ekleme, varsa orijinal web sitesine yönlendirme ve altı anahtar kelime bağlantısı yapılarak iş sahibinin prefabrik firmasının … arama moturunda ilk sayfada görünümünün ve reklamının sağlanmasına yönelik toplam 8.260,00 TL bedelli anlaşma yapıldığı anlaşılmaktadır.
Kartal 23. Noterliğinin 30.10.2018 tarih ve 31005 yevmiye nolu ihtarnamesinin incelenmesinde; keşidecinin …, muhatabın … …Ltd. Şti. olduğu, 11.04.2018 tarihli … mesafeli hizmet sözleşmesi kapsamında muhatabın edimlerini yerine getirmediğinden sözleşmenin keşideci tarafından feshedildiği ve fazla ödenen 1.770,00 TL bedelin ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 iş günü içinde ödenmesi gerektiğinin bildirildiği görülmüştür.
Somut olayda; davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir.
Davacı iş sahibi ile davalı yüklenici arasında 11.04.2018 tarihli … mesafeli hizmet sözleşmesi imzalanmış olup, davalı yüklenici 2 yıl süreyle … optimizasyon işlemi gerçekleştirmek suretiyle iş sahibine ait prefabrik firmasının … arama motorunda ilk sırada görünümünün sağlanması ile iş sahibine ait firmaya ilişkin 5 adet resim eklenmesi, firmanın harita görüntüsü ve navigasyon entegrasyonunun gösterilmesi, sosyal ağ ekleme ve varsa işverene ait orijinal web sitesine yönlendirme yapılması yönünde altı anahtar kelime bağlantısının … arama motoruna entegre işleminin KDV dahil 8.260,00 TL bedel ile yapılması hususunda anlaşmışlardır.
Davacı iş sahibi, davalı yüklenicinin 11.04.2018 tarihli sözleşmede belirtilen edimlerini yerine getirmediğini, kendisine ait prefabrik firmasına ilişkin … arama motorunda anahtar kelimeler girildiğinde ilk sayfada görünümünün sağlanamadığını, sözleşme kapsamında 5.000,00 TL + KDV= 5.900,00 TL ödeme yapıldığını ancak, davalı yüklenicinin sözleşme gereğini yerine getiremediğini belirterek 3.500,00 TL iade ettiğini, ıslah dilekçesi ile geriye kalan 1.860,00 TL’nin iadesini, ayrıca başka bir firma ile aynı konuda yapmış olduğu sözleşme nedeniyle ödediği bedele ilişkin ve … arama motorunda daha geç reklamının ilk sayfada görünmesine neden olunduğundan uğradığı zarara dair şimdilik 500,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmektedir.
Davalı yüklenici ise; 11.04.2018 tarihli sözleşme kapsamında ve hatta sözleşme yapılmadan önce iş sahibinin prefabrik firmasına ilişkin … arama motorunda gerekli işlemlerin yapıldığını, gerekli reklamların kurulumları yapılmış olmasına rağmen arama motorundaki yoğunluğa göre … tarafından belirlenip faaliyete geçirildiğini, işverenin firmasının reklamlarının ilk sayfada görünmemesinin bu sebepten kaynaklandığını savunmaktadır.
Yerel mahkemece bilirkişi heyetinden alınan rapora göre; taraflar arasında imzalanan sözleşmede … arama motorunda çalışma yapılacak olan internet sitesinin isminin ne olduğuna dair açık bir düzenleme bulunmadığı, http://… isimli internet sitesine ilişkin … arama motoruna kayıt işleminin 23.08.2018 tarihinde http://… isimli internet sitesinin kayıt işleminin de 12.04.2018 tarihinde yapıldığı, yüklenici tarafından sözleşme kapsamında çalışmaya başlanma yönünden gecikme yaşanmadığı, site içi “… anahtar kelimeleri” olarak “… prefabrik evler, … prefabrik konutlar, … prefabrik binalar, … prefabrik yapılar, … sahibinden prefabrik evler, … ucuz prefabrik konutlar, prefabrik ev yapım aşaması, prefabrik evler, prefabrik konutlar, prefabrik yapılar, prefabrik ev yapımı malzemeleri, Pendikte prefabrik yapılar, Pendikte prefabrik evler, Pendikte uygun fiyatlı prefabrik konut, Pendik, ev, konut” gibi uygun anahtar kelimelerinin seçildiği, sayfa içi metinlerin sektör ile alakalı olduğu, bilirkişi heyetince yukarıda belirtilen internet siteleri ile ilgili yapılan tespitlerde; yüklenici tarafından … arama motoruna yapılan kayıt tarihi olan 12.04.2018 ile iş sahibi tarafından sözleşmenin feshedildiği 30.10.2018 ihtarname tarihleri arasında anahtar kelimelere göre bir çok gösterim ve tıklanma olduğunun anlaşıldığı, ancak … arama motorunda ilk sırada çıkmak için sadece … çalışmasının yeterli olmadığı, … çalışmasına konu internet sitesinin içeriği ve belli bir zaman dilimi içerisinde edinilen kaliteli linkler internet sitesinin …’da ilk sıraya çıkmasında etkili olduğu ve davalı firmanın sözleşme kapsamında … arama motorunda gerekli çalışmaları yaptığının anlaşılması nedeniyle denetime elverişli bilirkişi raporuna göre davanın reddi yönünde yerel mahkemece kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken istinaf karar harcı 179,90 TL olup, peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 125,50 TL karar harcının ilk derece mahkemesince davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir KAYDINA,
4-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekalet ücreti taktirine YER OLMADIĞINA,
6-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince, temyizi kabil olmayan kararın ilk derece mahkemesi tarafından resen TEBLİĞE ÇIKARILMASINA,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 23.06.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.